XIII- Yüksek mahkeme, olumsuz tespit davalarında hükmedilecek h a r ç hakkında;
√ «Davalı banka, aleyhine açılacak davalar bakımından harçtan muaf olmadığından ve harç kamu düzenine ilişkin olduğundan bu durumun re’sen gözetilmesi gerekeceği ve ayrıca kamu düzeni, aleyhe bozma yasağı kuralının istisnalarından olduğu için mahkemece, davalı bankanın karar ve ilam harcı ile sorumlu tutulması gerekeceğini»[658]
√ «Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik menfi tespit davası olarak açılan davada, 492 sayılı Harçlar Kanununun 123/son maddesine göre, harç istisnası yurt dışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olmak üzere uygulanmakta olup, nitekim Anayasa Mahkemesinin kararı da bu yönde olduğundan, davalı bankanın harçtan muaf olmadığının gözetilmesi gerekeceğini»[659]
√ «Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davalı kurum 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu madde 36 uyarınca harçtan muaf olduğundan, ‘harç alınmasına yer olmadığına, peşin yatan harçların istek halinde yatırana iadesine’ karar verilmesi gerekeceğini»[660]
√ «Eksik peşin harç tamamlanmadıkça müteakip işlemlere devam edilemeyeceğinden, harç ikmal edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına ve işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde de harç ikmali yapılmaması durumunda, 6100 sayılı HMK’nun 150/5. maddesi uyarınca ‘davanın açılmamış sayılmasına’ karar verilmesi gerekeceğini»[661]
√ «Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, 4603 sayılı Kanunun 4684 sayılı Kanunla değişik geçici 4. maddesinin 2. fıkrasında getirilen harç muafiyetinin adı geçen bankalarca kredi alacaklarının tahsili amacı ile yeniden yapılandırma süreci içerisinde açılmış ve açılacak dava ve takiplerle ilgili olup, davalı Ziraat Bankası’nın sözü geçen yasa hükmündeki muafiyetten yararlanamayacağı, harç alınması kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen gözetilmesi, bu durumda mahkemece, davalı bankanın karar ve ilam harcı ile sorumlu tutulması gerekeceğini»[662]
√ «492 sayılı Harçlar Yasası’nın 5766 sayılı Yasayla değişik 123. maddesindeki harç istisnası yurtdışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olarak uygulanmakta olup yeniden yapılandırma ile ilgili 4603 sayılı Yasada öngörülen muafiyetin ise davalı bankanın davacı olduğu davalarda uygulanabileceği; davalı bankanın somut olayda harçtan muaf olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamakta olup harç kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen gözetilmesi gerekeceği ve kamu düzeni, aleyhe bozma yasağı kuralının istisnalarından olduğundan, mahkemece, davalı bankanın karar ve ilam harcı ile sorumlu tutulması gerekeceğini»[663]
√ «Menfi tespit davası, belli bir miktar harca esas değer gösterilerek açılsa da, sonradan tamamlama harcı yatırıldığından artan dava değerine göre davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceğini»[664]
√ «Davacı kiracı tarafından davalı kiralayan aleyhine açılan menfi tespit istemine ilişkin davada, davanın feragat nedeniyle reddi halinde maktu harç alınması gerekirken yazılı şekilde nispi harç alınması doğru olmadığından hükmün karar ve ilam harcına hasren bozulması gerektiğini»[665]
√ «Menfi tespit davasında, dava açılırken alınması gereken peşin karar ve ilam harcı alınmadan yargılama yapılamayıp, davaya devam olunamayacağı ve müteakip işlemlerin yapılamayacağını»[666]
√ «Menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne karar verildiği halde, ‘nisbi karar ve ilam harcı alınmasına’ karar verilmesi gerekirken, maktu harca hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davacı lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olacağını»[667]
√ «Bedelsiz kaldığı bildirilen 14 adet çek yönünden borçlu olunmadığının tespiti ve iptaline, 8 adet çek bedelinin de istirdadına karar verilmesi talepli davada, noksan harç tamamlanmadan işin esasına girilemeyeceği ve hangi miktar üzerinden davanın kısmen kabul edildiğinin hüküm fıkrasında açık ve infazda tereddüte imkan vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekeceğini»[668]
√ «Açılan menfi tespit davasının konusu belli bir değerle ilgili bulunduğundan ve mahkemece esas hakkında karar verildiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 15. maddesi gereğince hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına karar verilmesi gerekirken, maktu harca karar verilmesinin doğru olmadığını»[669]
√ «Açılan menfi tespit davasında harcın yatırılması gerekeceği, harcın yatırılmaması halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi, işlemden kaldırılan dosyadaki eksik harcın 3 ay içinde tamamlanması halinde de davaya devam edileceğini»[670]
√ «4603 sayılı Kanun’da Ziraat Bankası A.Ş. Halk Bankası A.Ş. Tasfiye Halinde Emlak Bankası A.Ş. aleyhine açılan davalar bakımından harç muafiyeti getirildiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını»[671]
√ «Temyiz isteminin, mahkemece çıkarılan muhtıra üzerine belirtilen sürede temyiz nispi harcının yatırılması gerekeceğini»[672]
√ «Dava ve takip konusu bonolarda davacı lehtar ciranta, davalı banka ise davacı cirosuyla bonoyu iktisap eden yetkili hamil olup arada başka bir ciro ilişkisi bulunmadığından davacı lehtarın alacaklı olan davalı banka önünde ciro imzasını attığı, davalı bankanın takip ve dava konusu bonolardaki ciro imzasının davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu-4603 sayılı Kanunda Ziraat Bankası A.Ş., Halk Bankası A.Ş., Tasfiye Halinde Emlak Bankası A.Ş. aleyhine açılan davalar bakımından harç muafiyeti getirildiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını»[673]
√ «Davalı tarafından Harçlar Kanununa göre nisbi temyiz harcı yatırılması gerekirken, maktu temyiz harcı yatırılması nedeniyle eksik harcın tamamlanması için muhtıra çıkarılması bu nedenle dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesi gerektiğini»[674]
√ «Davalı durumundaki banka sözü geçen yasa hükmündeki muafiyetten yararlanamayacağından temyiz harcının yatırılması gerektiği, mahkemece temyiz başvuru ve temyiz harcının yatırılması konusunda işlem yapılması gerektiğinden dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesi gerektiğini»[675]
√ «Davalı durumundaki banka sözü geçen yasa hükmündeki muafiyetten yararlanamayacağından temyiz harcının yatırılması gerektiği, mahkemece temyiz başvuru ve temyiz harcının yatırılması konusunda işlem yapılması gerektiğinden dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesi gerektiğini»[676]
√ «Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi ‘Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır’ hükmüne göre, davacı tarafa, eksik harcı tamamlanması için kesin süre verilmesi ve eksik harcın tamamlanması gerekeceğini»[677]
√ «Davacı tarafından istemin bonoya yönelik olduğunun bildirilmesi halinde, bu miktar üzerinden harcın tamamlattırılarak davaya devam edilmesi gerekeceğini»[678]
√ «4603 sayılı Kanunda Ziraat Bankası A.Ş., Halk Bankası A.Ş. Tasfiye Halinde Emlak Bankası A.Ş. aleyhine açılan davalar bakımından harç muafiyeti getirildiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını»[679]
√ «Nisbi temyiz harcı yatırılması gerekirken maktu temyiz harcı yatırılarak işlem yapılamayacağını»[680]
√ «Davacı, ‘senette adına atfen atılı bulunan imzanın kendisine ait olmadığını’ ileri sürerek menfi tespit davasının değerini açıklamış ve nispi karar ve ilam harcını da bu değere göre yatırmış ise de; takip talebi, ödeme emri, dava dilekçesi ve mahkeme kararı dikkate alındığında, dava değerinin daha fazla olduğunun belirgin olduğunu, harcın buna göre yatırılması gerekeceğini»[681]
√ «Mahkeme ilamında alınması gerekli karar ve ilam harcının 30.796,55 TL. olduğu belirtilmiş olup, bu tutar üzerinden 1/4 oranında temyiz nisbi harç yatırılması gerektiği halde, 856 TL. temyiz nisbi harcı yatırıldığı anlaşıldığından, eksik harcın tamamlanması için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekeceğini»[682]
√ «Davacı tarafça dava değeri ‘asıl alacak’ miktarı gösterilmiş ve harç bu miktar üzerinden alınmıştır. Ancak mahkemece harçlandırı-lan miktar olarak sadece ‘asıl alacak’ miktarı gösterilmesine rağmen, ‘toplam alacak’ üzerinden hüküm kurulması ve bu yön üzerinde durulmadan karar verilmesi hükmün bozulmasına neden olacağını»[683]
√ «492 sayılı Harçlar Kanununun 123/son maddesindeki harç istisnası yurt dışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olmak üzere uygulanmaktadır. Bu nedenle temyiz harçlarının tamamlanmasından sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekeceğini»[684]
√ «Nisbi temyiz harcı karar ve ilam harcının 1/4’ü oranında alınması gerektiğinden, eksik nisbi temyiz harcının ikmali yönünden HUMK.nun 434/3. maddesi uyarınca işlem yapıldıktan sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekeceğini»[685]
√ «Hükmü temyiz eden davalı vekili temyiz yoluna başvurma harcı ile maktu temyiz harcını yatırmış ise de, nispi temyiz harcı yatırılmadığından, bu harç ödenmedikçe müteakip işlem olan temyiz incelemesine başlanamayacağından, dosyanın yerel mahkemesi geri çevrilmesi gerekeceğini»[686]
√ «Dava açarken harca esas değeri 50.000 TL olarak göstermiş ise de; takip nedeniyle borçlu olmadığını talep ettiğinden fazlası yönünden harcı tamamlattırıldıktan sonra uyuşmazlığın karara bağlanması gerekeceğini»[687]
√ «Dava, dayanışmalı (müteselsil) kefil hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası’nın 19/B-a maddesi gereğince her türlü harçtan bağışık olan davalının (tarım kooperatifinin) karar harcı ile sorumlu tutulmuş olmasının usul ve yasaya uygun düşmeyeceğinden, kararın bozulmasını gerektirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanmasının gerekeceğini»[688]
√ «Davalı banka yeniden yapılandırma kapsamında olup, Bankalar Kanunu uyarınca aleyhine karar ve ilam harcına hükmedilemeyeceği gibi, İİK.’nunda yer alan tazminata ilişkin hükümler de uygulanamaz. Mahkemece bu yönler düşünülmeden ‘davalı banka aleyhine haksız ve kötü niyetli olduğu’ndan bahisle İİK.’nun 67. maddesine göre tazminata ve ilam ve karar harcına hükmedilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağını»[689]
√ «Davalı SGK’nun harçtan muaf olduğu gözetildiğinde, dava açılırken davacı tarafından yatırılan maktu harç, her halükarda Harçlar Kanunun 28. maddesi uyarınca dava sonunda alınması gereken karar ve ilam harcının tamamını karşılamakla, ikmali gereken harç bulunmadığı gibi; sonuçta hükmedilecek bakiye karar ve ilam harcının da bulunmadığını»[690]
√ «5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 13. maddesi yollaması ile 140. maddesi uyarınca ‘davalı Halk Bankasının harçtan muaf olduğu’ gözetilmeksizin, mahkemece davalı banka aleyhine harca hükmedilmesinde isabet bulunmamakta ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekeceğini»[691]
√ «Dava, menfi tespit davası olup, nispi harca tabidir. Bu durumda mahkemece davacıya borçlu olmadığının tespitini istediği miktar açıklattırılarak o miktar üzerinden hesaplanacak karar ve ilam harcının ¼’ü oranındaki nispi harcın peşin yatırılması ve bu şekilde harç noksanlığı tamamlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu yönün gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına neden olacağını»[692]
√ «25.1.1985 günlü 1984/5 Esas ve 1985/1 sayılı Y.İ.B. Kararı uyarınca temyiz başvuru harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmemiş olduğundan, harca tabi olmasına rağmen harç alınmadan temyiz defterine kayıt edilen temyiz dilekçesi hakkında HUMK.nun 434/3. maddesi uyarınca işlem yapılmasının gerekeceğini»[693]
√ «Tespit davasının, öncüsü olduğu eda davası gibi konusu malvarlığı (mamelek) hakkı olduğu ve belli bir değer (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ile ilgili bir dava niteliğini taşıdığından, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16.maddesi uyarınca ‘Değer ölçüsüne göre harca tabi’ işlemlerden olduğu, (1) sayılı tarife uyarınca nispi harç alınmasının gerekeceğini»[694]
√ «Eksik harcın tamamlanması için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesinin gerekeceğini»[695]
«4603 sayılı Kanunda öngörülen muafiyetin T.C. Ziraat Bankası’nın davacı olduğu davalarda uygulanabileceği, davalı durumundaki bankanın harçtan muaf olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamakta ve harç kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Kamu düzeni, aleyhe bozma yasağı kuralının istisnalarından olduğundan mahkemece; davalı bankanın karar ve ilam harcı ile sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülemeyeceğini»[696]
√ «Hükmün temyiz edilebilmesi için temyiz harç ve giderlerinin yatırılmış olması yeterli olup, ayrıca karar harcının yatırılması gerekmediğinden, mahkemenin temyiz isteminin reddine dair 2.2.2011 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve HUMK’nun 432,V hükmü uyarınca ilk temyiz dilekçesine göre temyiz isteminin incelenmesine gerekeceğini»[697]
√ «Hükmün temyiz edilebilmesi için temyiz harç ve giderlerinin yatırılmış olması yeterli olup, ayrıca karar harcının yatırılması gerekmediğinden, mahkemenin temyiz isteminin reddine dair ek kararın kaldırılmasına karar verilmesi, davacı hakkında yapılan bir icra takibi bulunmaması nedeniyle İİK’nun 72’nci maddesine göre davalı hakkında tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerekeceğini»[698]
b e l i r t m i ş t i r.
XIV- Mahkeme, olumsuz tespit davasında haksız çıkan tarafı, yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.
‘Feragat’[699] (HMK. mad. 307) ve ‘kabul’ (HMK. mad. 308) halinde de, davasından feragat eden davacı ve davayı kabul eden davalı, yargılama giderlerini ödemeye mecbur kalır (HMK. mad. 312). Ancak; «davalı, ilk oturumda davaya kabul etmiş ve hal ve durumu ile kendisine karşı dava açılmasına -örneğin; borçluya karşı takip yaparak, borçlunun senedini bankaya tahsil için vererek- neden olmamışsa» yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilemez (HMK. mad. 312/2).
Yüksek mahkeme “yargılama giderleri” ile ilgili olarak;
√ «Mahkemece dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup davalının temyizi yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkindir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur hükmüne göre, dava tarihindeki haklılık durumu gözetilerek yargılama gideri ve taraflara hükmedilecek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceğini»[700]
√ «Davacı ile davalı Yamaç Ltd. Şti. arasında imzalanan Fesih Sözleşmesinde dava konusu iki adet çekin 22.08.2012 tarihine kadar satıcı davalı Yamaç Ltd. Şti. tarafından davacı -alıcıya teslim edileceği kararlaştırıldığı halde dava açıldıktan sonra bu çekler iade olduğuna göre davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği, bu durumda davalı şirketin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının gerekeceğini»[701]
√ «Somut olayda davalı, davacı hakkında yanlış takip yaptığını belirterek, davadan sonra davacı aleyhindeki takipten vazgeçtiğine göre, dava tarihi itibariyle davacının davalı aleyhine işbu davayı açmakta haklı olduğunu»[702]
√ «Alacak, yargılama sırasında temlik edilip davacı da davayı temlik alana karşı sürdüğünü beyan ettiğinde temlik eden aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini»[703]
√ «Yargılama devam ederken dava konusu çekin muhatap banka tarafından davacıya iade edilmesi nedeniyle konusuz kalan davada, HMK.’nun 331. maddesi uyarınca davanın açıldığı tarihte tarafların haklılık durumuna göre davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sadece davalıların sorumlu tutulamayacağını»[704]
√ «Davacının kalan miktardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verileceği, red ve kabul oranlarına göre yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedileceğini»[705]
√ «Yargılama harç ve giderlerinin davada haksız çıkmış olan tarafa yükletilmesi gerekeceği; ancak gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet veremiş olan tarafın, lehine karar verilmiş olsa dahi, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamı ya da bir kısmını ödemeye mahkum edilmesi gerekeceğini»[706]
√ «Davacının, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz etmemekle kendisi davanın açılmasına sebebiyet vermiş olduğundan, yargılama sonucunda davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekeceğini»[707]
√ «Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, mahkemece davacının 2009 yılı Şubat, Mart ve Nisan ayları kira paraları ile ilgili talebi dışında açılan davada haklı olmadığı gözetilerek yargılama giderleri hakkında bir karar vermesi gerekirken davanın açılmasında davalının haksız olduğu gerekçesiyle yargılama masrafları ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulması, tüm yargılama masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesi ve davacı lehine vekalet ücreti takdir edilirken davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru olmadığından hükmün bu sebeple bozulmasının gerektiğini»[708]
√ «Davacının, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğunu»[709]
√ «HMK’nun 331/2. maddesi gereğince; görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkemece hükmedileceğini»[710]
√ «3. haciz ihbarnamesinin iptal edilmiş olduğu anlaşılmakla davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de, icra mahkemesi kararından sonra da davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından, dava açılmasına davalının sebebiyet vermemesi nedeniyle davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderleri tayinine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceğini»[711]
√ «Davacının, davalı bankanın İİK’nun 89. maddesi gereğince gönderdiği haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyerek davanın açılmasına sebep olduğu gibi, davalı vekili cevap dilekçesinde davayı kabul edip, bu beyanlarını ilk celse tekrarlamış olduğundan, mahkemece olaya uygun düşmeyen gerekçe ile davalı yanın yargılama giderleriyle sorumlu tutmasının bozmayı gerektireceğini»[712]
√ «Davacı, kendisine usulen tebliğ edilen 1. ve 2. haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde itiraz etmiş olsa da, itiraz dilekçeleri icra dosyası içerisine geç intikal ettiğinden davacıya 3. haciz ihbarnamesinin gönderildiği durumda, davalı davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olsa da ilk celse de davayı kabul etmeyerek davanın devamına neden olur ise mahkemece davalının yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmasının gerekeceğini»[713]
√ «Davalı tarafça davanın kabul edilmesi, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermiş olmasına göre, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekeceğini»[714]
√ «İİK’nun 89. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında, davacı, icra müdürlüğünce gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz etmemesi nedeniyle dava açılmasına sebebiyet vermiş olduğundan, davalı Citibank AŞ vekili tarafından da cevap dilekçesinde dava kabul edilmiş olduğundan, dava açılmasına sebebiyet vermeyen davalı aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini»[715]
√ «Davalının ilk celseden önce davaya konu çeki iade etmeye hazır olduğunu beyanla, bu şekilde davayı kabul ettiğinden ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceğini»[716]
√ «Davacının istemi takip konusu alacağın bir kısmından, maddi hukuk bakımından borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin iken, mahkemenin hükme esas aldığı icra mahkemesinin iptal kararı takibin icra emri tebliği suretiyle yapılamayacağı gerekçesine dayanmaktadır. Bir başka söyleşişle İcra mahkemesinin iptal kararı borcu sona erdirmemiştir. Bu durumda mahkemece yargılamaya devamla davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun belirlenmesi ve varılacak sonuca göre yargılama giderleri ile vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağını»[717]
√ «HUMK’nun 94/2. (yeni HMK.’nun 312.) maddesi hükmüne göre yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulmamanın iki koşuklu vardır. Bunlardan biri davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olmak, diğeri de ilk oturumda davanın kabul edildiğinin bildirilmesidir. Bu iki koşulun bir arada gerçekleşmiş bulunması gerekir. Somut olayda davacı, kendisine usulen tebliğ edilen 1. haciz ihbarnamesine itiraz etmemiş ve davalı ilk celseden önce davayı kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece davalının yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken, yazılı gerekçe ile ‘davalının yargılama giderleriyle sorumlu tutulması’ usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulmasına neden olacağını»[718]
√ «Takibin iptali nedeniyle dava konusuz kalsa bile mahkemece dava tarihi itibariyle haklılık durumu üzerinde durularak vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin gerekeceğini»[719]
√ «Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davacının, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine yasal süresi içinde itiraz etmeyerek kendisine üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderilmesine ve eldeki davanın açılmasına yol açtığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, dava açılmasına kusuru ile yol açmayan ve ilk celseden önce davayı kabul eden davalının yargılama giderinden sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmeyeceğinden, kararın bozulması gerekse de, belirlenen bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onaylanması gerekeceğini»[720]
√ «Görevsizlik kararları usule ilişkin nihai kararlardan olduğundan harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin kararla birlikte gerekeceğini»[721]
√ «Çeklerin davanın açılmasından sonra iade edilmesinin davacının dava açmakta haklı olduğunu gösterdiği; dava dilekçesinin tebliğinden önce çeklerin iade edildiği ve dolayısı ile davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesi ile davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını»[722]
√ «Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davalı banka vekili ‘halen ipotekle temin edilen borcun mevcut olduğunu’ bildirmiş, davacı ise belirtilen borcu kabul ederek yargılama sırasında mahkeme veznesine depo etmiştir. Bunun üzerine davalı vekili ‘kendilerinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, davacının dava açıldıktan sonra ipotekli borcu ödemesi nedeniyle yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile sorumlu tutulması gerektiğini’ belirtmiştir. Bu durumda mahkemece dava tarihindeki haklılık durumu gözetilerek yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu yönler gözden kaçırılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağını»[723]
√ «Davacı birinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiği halde ikinci haciz ihbarnamesi göndererek davanın açılmasına sebebiyet veren davalı bankanın yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulmasının gerekeceğini»[724]
√ «İİK’nun 89. maddesine dayalı açılan menfi tespit davasının, ikinci ihbarnamesinin iptali nedeniyle konusu kalmamış ise de, davalı yan ikinci haciz ihbarnamesini çıkartarak davacıyı menfi tespit davası açmaya zorladığından açılan dava nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının gerekeceğini»[725]
√ «Birinci/ikinci haciz ihbarnamesine süresinde cevap vermeyerek, ikinci/üçüncü haciz ihbarnamesinin çıkarılmasına ve dolayısıyla olumsuz tespit davasının açılmasına neden olan davacının yargılama gideri (ve vekalet ücretinden) sorumlu tutulması gerekeceğini»[726]
√ «Birinci/ikinci haciz ihbarnamesine, süresinde cevap vermeyerek, ikinci/üçüncü haciz ihbarnamesinin çıkarılmasına ve dolayısıyla olumsuz tespit davasının açılmasına davacının neden olduğu durumlarda, ilk oturumda davanın davalı alacaklı tarafından kabul edilmesi halinde, davalının yargılama gideri (ve vekalet ücreti)nden sorumlu tutulamayacağını»[727]
√ «Davacı tarafından birinci/ikinci haciz ihbarnamesine yapılan itirazın takip dosyasına geç konulması nedeniyle, ikinci/üçüncü haciz ihbarnamesinin çıkarıldığı ve davanın davalı tarafından bu nedenle kabul edildiği durumlarda, davanın açılmasına davacı taraf sebebiyet vermemiş olduğundan, yargılama giderinin davalı yana yükletilmesi gerekeceğini»[728]
√ «Harcın yatırılmaması ya da tamamlanmaması halinde ‘dava dilekçesinin iptaline’ değil, ‘dosyanın işlemden kaldırılmasına’ karar verilmesi gerekeceğini»[729]
b e l i r t m i ş t i r …
Dostları ilə paylaş: |