İmaj olumlu ya da olumsuz olabilmektedir



Yüklə 226,67 Kb.
səhifə1/6
tarix03.11.2017
ölçüsü226,67 Kb.
#29242
  1   2   3   4   5   6


İMAJ NEDİR?

  • İmaj, bir kimse veya nesnenin zihinde tasavvuru (tasarısı)’dur. Piaget’nin tezine göre zihinsel imge, özne tarafından aktif bir “yeniden inşaadır.

  • İmaj, insanların o kuruluş veya kişi veya ürün hakkında zihinlerinde oluşan düşünceler ve izlenimlerdir.

  • İmaj olumlu ya da olumsuz olabilmektedir.

  • İmaj, çevremizdeki kişiler üzerinde bıraktığımız izlenimlerdir. Çevremizdeki her insanın algılaması farklıdır.

  • Kuruluşun kendi gözündeki imajıyla kamuoyundaki imajı birbirinden farklı olmaktadır.

  • Ciddi bir kamuoyu araştırmasının sonuçlarından yararlanmadan değerlendirme yapan bir kişi “Bizi herkes sever. Biz çok saygın bir kuruluşuz” derken gerçek bunun tam tersi olabilmektedir. Halka İlişkilerde buna hayali (düşsel) imaj adı verilmektedir.

  • Önemli olan nokta dışarıdaki bireylerin görüşleridir. Bu görüş çoğu kez eksik bilgi, önyargı, husumet (çekememezlik) gibi nedenlerle haksız yere yanlış olabilirse de, her şeye rağmen kuruluşun “gerçek imajı” bu görüşlerden oluşmaktadır.

  • Her kuruluşun bir varolan bir de ulaşmak istediği imajı vardır. Bu, boş bir kağıda ressamın çizdiği tablo gibidir.

  • İmajlar eylemde bulunmayı sağlamaktadır. İmajların çekiciliğine kapıldığımız için bunu fark etmeden ve de hiç zorlanmadan yaparız.

  • Yapı olarak kolayı ve bize göre çekici olanı seçen canlılarız. Sıkıntıya gelmekten, bir şeyler üstünde fazlasıyla düşünmekten hep kaçmaktayız. İmajlar bize hazırı sunduğu için onları tercih etmekteyiz.

  • Bir imajlar evreninde kuşatılmış durumdayız: fotoğraflar, filmler, televizyon, reklam, reklam panoları, yol işaretleri, resimler vb. Alışkanlık icabı her şeyi görselleştirmekteyiz

  • Jacques Ellul’a göre, imajlar dünyasına bakarsak onlar tarafından çevrelendiğimizi görmekteyiz. En önemlisi televizyon olmak üzere fotoğraflar, resimler, ilanlar vb. hayatımızın en önemli ve vazgeçilmez parçaları haline gelmişlerdir.

  • Basılı söze dayalı kültürdeki söylemin niteliği ile televizyona dayalı bir kültürdeki söylemin niteliği arasında farklılık bulunmaktadır. Bu nedenle söz merkezli bir kültürdeki düşünme ile görüntü merkezli bir kültürdeki düşünme değişik olmaktadır.

  • Basılı sözün egemen olduğu bir kültürde, bireyler daha derinlemesine okumalar yapabilmektedir.

  • Oysa televizyon gibi görsel imajların egemenliğinde olan toplumlarda daha basite indirgenmiş şeyleri algılama, kavrama vardır. İnsanları zorlamadan ve yormadan bilgiler ve fikirler verilmektedir.

  • İmaj bizim algıladıklarımız olduğuna göre çevremizde gördüğümüz her şey bir imajdır.

  • Etrafımızdaki şeyleri görüp algıladığımız zaman zihnimizde oluşan düşünce o nesnenin bizdeki yorumudur. O nesne hakkındaki yorumların bütünü imajı oluşturmaktadır. Yorumlar olumlu olabileceği gibi olumsuz da olabilmektedir.

Kişisel İmaj

  • Kişisel imajımız, kendimiz ve başkaları tarafından nasıl algılandığımızı ifade eder. Kişisel imaj, kendimizin ve başkalarının gözündeki biziz. Kişisel imajın, biri kendimize diğeri başkalarına dönük iki yüzü vardır.

  • Kişisel İmajı üçe ayırabiliriz.

  • 1-Öz İmaj: Kendimizi nasıl gördüğümüz.

  • 2-Algılanan İmaj: Başkalarının bizi nasıl gördüğüdür

  • 3-İstenen İdeal İmaj: Kendimizi nasıl görmek ve başkalarına nasıl görünmek istediğimizi belirleyen olgudur. Uygun soru: “Nasıl bilinmek istersiniz?”

  • Bunların dışında bir de kişisel gerçeğimiz vardır. Kişisel tutarlılığın ölçüsü, kişisel imajın kişisel gerçeğe yakınlık ve uygunluk derecesidir.

  • İdeal İmaj tasarlanırken, kişinin gerçek karakter özellikleri, işinin veya sosyal konumunun gerekleri ve ilişkide olunan kişi veya kitlelerin beklentileri dikkate alınmalıdır.

  • İdeal imaja ulaşmak için yapılan çalışmaların kişinin işine ve kişiliğine uygun, doğal ve samimi olması gerekmektedir. Yapmacık ve kişinin yapısıyla örtüşmeyecek özellikler kişinin üstünde maske etkisi yapar ve son derece hatalı olur.

  • Kişiye, karakteri ile uyuşmayacak bir maske takmak yerine, kişinin sahip olduğu etkili ve değerli özelliklerin yavaş yavaş ortaya çıkartılmasına çalışmak daha doğru bir tutum olur. Bu tarz çalışmalara imaj yönetimi ya da algılanma yönetimi denmektedir. Bu çalışmalar sürekli ve istikrarlı bir şekilde yürütülmelidir.

  • İletişimin olanaklarını kullanarak kişinin kendini gerçekte olamayacağı kadar iyi göstermek değil, doğru ve etkileyici bir şekilde ifade etmektir.

  • İçimizdeki saklı gerçek kimliği ortaya koymak

  • İşimizi iyi yapmanın ve iyi bir kariyer oluşturmanın temelidir.

  • Kişisel imaj, görsel yolla oluşturulur. İmajımızın ham maddesi görüntülerdir.

  • Kişisel imaj önemlidir çünkü iş yaşamına girdiğimizde var olan özelliklerimizi etkili şekilde taşıyıp sunabileceğimiz iyi bir pazarlama aracına gereksinim duyarız. “Prezentabl” olmak iş ilanlarında en çok aranan vasıfların başında gelmektedir. Etkili bir prezentasyonun temeli kişisel imaj bilgilerine dayanmaktadır.

Kişisel İmajda Sözlü İletişim

Etkili Konuşma:

  • 1-Kısa ve öz ifadeler kullanmak.

  • 2- Yapıcı bir konuşma tarzı benimseyin.

  • 3- Renkli ve canlı bir ifade kullanın. Göz teması ve beden dili ile konuştuklarımızı destekleme.

  • 4-Konuşma hızınız takip edilebilir olsun.

  • 5-Ses perdenizi ortama göre ayarlayın.

  • 6-Cümle ve kelime vurgularına dikkat etmek.

  • 7-Gerekli yerlerde duraklama yapın.

  • 8-Argo konuşmayın.

  • 9-Lüzumsuz konuşmalar yapmayın.

  • 10-Konuşmayı ilginç kılmak için konuya uygun anılar anlatmak.

  • 11-Söyleyiş yanlışları yapmamak.

  • 12-“eee”, “şeyyy”, “yani” gibi anlamsız kelimeleri mümkün olduğunca kullanmamak.

  • 13-Yakın ilişkide olduğumuz kişiler ya da iş arkadaşları ile aranızda kullandığınız jargonları başkalı ile iletişim halindeyken kullanmayın.

Kişisel İmaj ve Sözsüz İletişim

  • İnsanlar birbirleriyle hiç konuşmadan birbirleri hakkında şu bilgilere sahip olabilirler:

  • 1-Ekonomik durumları

  • 2-Kültür ve eğitim düzeyleri

  • 3-Özgüven ve özsaygıları

  • 4-Ruh Halleri

  • 5-Güvenilirlikleri

  • 6-Yapı Özellikleri (yaklaşılabilir, sempatik, antipatik, soğu , sıcak gibi)

  • 7-Statüleri

  • Doğal, dürüst ve samimi olmak önemli.

DİNLEMEK

  • Dinlemek karşımızdakine “sana değer veriyorum” mesajı vermenin en iyi yoludur.

  • Sabırlı olmak, karşımızdakinin iletmek istediği mesaja saygı duymak.

  • Konuşan kişiye dikkati vermek.

  • Konuşan kişinin söylediklerini zaman zaman kendi cümleleriniz ile özetleyin.

  • Önyargısız dinleyin.

  • Egonuzu ön plana çıkarmayın.

  • Nasıl söylediğini değil ne söylediğini dinlemeye çalışın.

  • Araya girmeden dinleyin.

  • Önemli noktaları not alın. Yazmak dikkati toplamaya yardımcı olur.

  • Dinlediğinizi belli eden olumlu jestler kullanın.

  • Sözel teyitler “evet”, “hım”, “anlıyorum”, “tabi” gibi sözcükler kullanın.

Sözsüz İletişimde Olumlu Mesajlar Vermek

  • 1-Pozitif olun.

  • 2-Dostça gülümseyin

  • 3-Doğru şekilde tokalaşın

  • 4-Başkalarının özel alanlarına girmeyin

  • 5-Açık beden dili kullanın. İnsanlarla aranıza bariyerler koymayın.

  • 6-Göz temasında bulunun.

  • 7-Randevularınıza zamanında gidin. Zamanı ve mekanı güç oyunları oynamak için kullanmayın.

  • 8-Etkili dinlemeyi öğrenin.

  • 9-İnsanların beden dillerini özellikle, bıkkınlık ve karar ifadelerinin ve işaretlerinigörmek için okumaya çalışın.

  • 10-Toplantılarda iletişimi destekleyici şekilde oturmaya çalışın. (Yuvarlak masalar gibi)

  • 11-Beden dili ve görüntüde uyum sağlamak önemli.

  • 12-Kullandığınız eşyalar, aksesuarlar, çevrenizin ve içinde bulunduğunuz mekanın sizinle, işinizle, pozisyonunuzla uyumlu olmasını sağlayın.

Profesyonel Yaşamda İmajın Bozulmasını Sağlayan Unsurlar

  • İş yaşamının kendine özgü bir muhafazakarlığı ve kalite standartları vardır ve bunları uymayı gerektirir. İmajın bozulmasını sağlayan unsurların uygulanması bu standartları ciddiye alamamayı gösterir.

Erkekler İçin

  • 1-Kirli sakal

  • 2-Bakımsız dişler

  • 3-Bakımsız tırnaklar

  • 4-Kirli ve dağınık saçlar

  • 5-Yırtık, sökük, rengi atmış ve kirli giysiler

  • 6-Ter kokusu

  • 7-Ağır parfüm ve deodorant kullanmak

  • 8-Kısa çoraplar

  • 9-İş ayakkabıları ile giyilen beyaz çoraplar

  • 10-Evlilik yüzüğü ve okul yüzüğü dışında kalan yüzükler

  • 11-Kolye ve künye gibi aksesuarlar

  • 12-Kravat kullanılmadığı zaman gömlek yakasının açık kullanılması ve göğüs kıllarının gözükmesi

  • 13-İş giysileri ile kullanılan postal, sandalet, sabo gibi ayakkabılar

  • 14-Dar giysiler

  • 15-Boyasız ve bakımsız ayakkabılar

  • 16-Temalı kravatlar (mikili vb.)

  • 17-Üzeri yazılı, sloganlı tişörtler

  • 18-Ceket omuzlarına dökülmüş kepek

  • 19-Ceketin dış cebinde bir dizi kalem

  • 20-Sloganlı rozetler

  • 21-Kemere takılı taşınan cep telefonları

Kadınlar İçin

  • 1-Kirli ve dağınık saçlar

  • 2-Abartılı saç modelleri ve saç aksesuarları

  • 3-Abartılı makyaj ya da tamamen makyajsız olmak

  • 4-Ojesi yarı çıkmış ya da çok uzun tırnaklar

  • 5-Bakımsız dişler ve ağız kokusu

  • 6-Ter kokusu

  • 7-Ağır parfüm ve deodorant

  • 8-Kaçık çorap

  • 9-Yırtık, sökük, rengi atmış ve kirli giysiler

  • 10-Abartılı sallanan, ses çıkaran yüzük, kolye, bilezik ve küpeler

  • 11-Görünen yerde büyük dövmeler

  • 12-Hızma, halhal gibi aksesuarlar

  • 13-Mini etekler, dekolte elbise ve bluzlar, şeffaf giysiler, derin yırtmaçlar

  • 14- İş giysileriyle birlikte kullanılan tokyo, sandalet, postallar, aşırı yüksek topuklu kumaştan yapılmış sivri burunlu çizmeler

  • 15-Hayvan desenli giysiler

  • 16-Plastik saatler

  • 17-Boyasız ve bakımsız ayakkabılar

  • 18-Üzeri yazılı sloganlı tişörtler

  • 19-Açık renk giysiler içine koyu renk sutyen giymek

20-İç çamaşır izlerinin giysilerden görünmesi

İŞ GÖRÜŞMELRİNDE GİYİM

  • İş görüşmelerinde herkes kendini en etkili şekilde sunmak ve iyi izlenimler bırakmak ister. Kendine olan güveni artıracak en önemli unsur ortama uygun ve kendinizi iyi hissedeceğiniz kıyafet tercihidir.

  • İş görüşmesi yapacağınız firma geleneksel ya da hizmet sektörü ise ve serbest giyim uygulaması yoksa koyu renkte bir takım elbise giyilmesi gerekmektedir. Beyaz ya da mavi uzun kollu gömlek ve klasik bir kravatla (düz renkte, küçük puantiyeli ya da diyagonal çizgili) takımı tamamlayın.

  • Kadınlar için uygun giyim, koyu ya da nötr renklerde giyecekleri, pantolon ya da etek ceket takımlardır. Bu takımları, şeffaf ve dekolte olmayan, gömlek ya da bluzlarla tamamlamak gerekir.

  • Serbest kıyafet uygulaması olan yaratıcı sektörden bir firmayla iş görüşmesine gidiliyorsa klasik serbest giyim modeli örnek alınabilir. Ceketli kravatsız bir üçlü kombin giyilebilir. Örnek olarak lacivert bir blazer, gri tonlarında bir pantolon, mavi ya da beyaz bir gömlek ya da fon renginde olup boyuna çizgili bir gömlek giyilebilir. Kadınlarda birbiriyle renk ve kumaş özelliklerine uyan üçlü kombinler giyilebilir.

  • İş görüşmesine gidilen bir firmada serbest giyim uygulaması olsa bile, iş görüşmelerinde ceket kullanmak, sizin daha otoriter, daha güçlü ve daha “işini bilir” görünmenize yardımcı olacaktır.

  • Giysilerinizin düğmelerinin tam olmasına, söküksüz, lekesiz olmasına, ayakkabıların bakımlı ve boyalı olmasına, çorapların kıyafet ile uygun renkte, temiz ve kaçıksız olmasına dikkat edilmelidir.

  • Kişisel bakıma da özen gösterilmelidir. Saçlar temiz, düzgünce taranmış, tırnaklar bakımlı ve temiz olmalıdır. Erkekler saç ve sakal tıraşı olmalı, kadınlar da mutlaka hafif bir makyaj yapmalıdır.

  • İş görüşmesine giderken firmanın giyim kuralları hakkında önceden fikir sahibi olmak önemlidir.

  • Unutulmaması gereken en önemli noktalardan bir tanesi, firmada hangi pozisyona talip olduğunuzdur. Talip olduğunuz pozisyon yüksekte bir pozisyon ise ve firma içi ve dışı müşterilerle sürekli iletişim gerektiriyorsa, giyiminize çok daha fazla özen göstermeniz gerekmektedir.

___________________

Sözsüz iletişim, iletişimin en temel türlerinden biridir. Çünkü bir tek kelime kullanmadan, birbirimizin gözlerine bakarak ya da bakmayarak, kıyafetlerimizle, duruşumuzla, oturuş ya da yürüyüş tarzımızla ve diğer insanlarla aramıza koyduğumuz fiziksel uzaklık gibi görsel simgelerle, birbirimiz hakkında çok fazla bilgi edinebiliriz. İletişimde sözün yerine veya sözler ile birlikte, beden dili, giyim, semboller, renkler mesaj iletmektedir. Söz ile birlikte bunlar anlamı kuvvetlendirmektedir. Görüntü önemlidir.

Daha önce birbirlerini hiç görmemiş insanlar, ilk kez karşılaştıklarında, kısa sürede birbirleri hakkında bir izlenim oluştururlar. Kişinin güvenilir veya güvenilmez, hoş veya nahoş, önemsenecek veya önemsenmeyecek, uyumlu veya uyumsuz olduğu gibi algılamaları içeren bu ilk izlenimler, 30-35 saniye gibi kısa bir sürede oluşur. Yapılan araştırmalarda, “gözle” alınan mesaj ilk izlenimin yüzde altmışını, “kulakla” alınan mesajın ise yüzde otuzunu oluşturduğu belirlenmiştir. Kişinin “ne söylediğini” belirten içerik ise ilk izlenimin ancak yüzde onunu oluşturmaktadır.

Bu sonuçlardan şunu anlıyoruz ki, ilk karşılaştığımız zaman nasıl göründüğümüz, nasıl bir yüz ifadesine sahip olduğumuz ve nasıl konuştuğumuz, ne konuştuğumuzdan daha önemlidir.



Sözsüz iletişim mesajları çoğu durumda, sözlü iletişim mesajlarından daha güvenilirdir. Çünkü insanların gerçek duygu ve düşüncelerini rahatlıkla yansıtabilir. Bunun yanında tek bir sözsüz iletişim işaretini de iletişimin gerçekleştiği ortam ve koşullardan ayırarak değerlendirmek hatalı olur. Örneğin, kolların kenetlenmesi; değişik ortam ve durumlarda korkma, savunma ve üşüme gibi farklı duyguları içerebilir.

Beden Dili

  • Sözlü iletişim, duyguların, heyecanların, coşkuların iletilmesinde çoğu kez yetersiz kalır. Bu yüzden bir çok durumda, konuşurken duygularımızı dışa vurmamızda yardımcı olacak el ve kol hareketlerinden yararlanırız.

  • Bir bakış, başın bir dönüşü jest ve mimikler binlerce kelimeden daha fazla anlam taşımaktadır. İnsanlar kelimeleri, çoğunlukla gerçek duygu ve düşüncelerini örtmek için kullanırlar.

  • İnsan hayatı boyunca çoğunlukla farkında olmaksızın günlük beden dilini son derece etkili olarak kullanır. Ancak bedenini, kelimeleri kontrol ettiği gibi edemez. Çünkü bedenimiz olaylara kendiliğinden tepki vermektedir. Duygu ve düşüncelerin anlaşılmasında kelimeler değil, beden esastır.

  • Ne söylendiğinden ziyade nasıl söylendiği önemlidir. Kültür kültüre beden dili kullanımları değişmektedir. Prens Charles, Kraliçe Elizabeth gibi soyluların konuşurken ellerini ve vücutlarını kullanmadıkları görülebilir.

  • Ama söylediklerinizin etkisini arttırmak istiyorsak doğru beden dilini kullanmamız gerekmektedir.

Bedenin Bütün Olarak Kullanılması

  • İnsanın kendini dış dünyaya karşı ortaya koyuş biçiminin temeli göğüs açıklığını, bir başka deyişle, merkezini kullanma biçimidir. Başka bir özelliğine bakmaksızın, sadece göğüs açıklığına bakarak bir insanın kişilik yapısı ve içinde bulunduğu duygu durumu konusunda bilgi sahibi olmak mümkündür.

  • Merkezin göğüs üzerinde kesişen bir yatay ve dikey eksen üzerinde dengeli olarak durması gerekmektedir.

  • Merkezlerini ölçülü bir şekilde dünyaya açan insanlar büyük çoğunlukla diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler içindedir. Bu tür insanlar kendi haklarını korudukları gibi karşısındaki kişinin haklarına da saygı duyarlar.

  • Göğüs açıklığı kapalı olan kişiler Resim’deki gibi genel olarak hayat enerjileri düşük ve yaptıkları işten, bulundukları durumdan memnun olmayan, kendilerini güven içinde hissetmeyen kişilerdir. Bu çekingen ve kapalı bir beden duruşudur. Böyle bir görünüşe sahip olan kişilerin genelde ses tonları zayıf ve tereddütlüdür. Haklarını aramakta zorluk çekerler.

img_0927.jpg

  • Merkezin çok fazla açılması, omuzların geriye doğru gitmesi ve kolların genişleyerek yana doğru uzanması ile olur. Kişinin sınırlarını genişlettiği bu görünüş onun dışarıdan gelen her türlü uyarana daha şiddetli karşılık vereceğini düşündürür. Bu görünüşteki kişi genelde diğer insanların hak ve duygularına da duyarsızdır.

ÜSTÜNLÜK BELİRTEN HAREKETLER

  • Kendisine bir şey söylemeye çalışan astını elinin tersiyle kendisinden uzaklaştıran yönetici ona değer vermediğini göstermektedir ve bu hakarettir. Başını geri atarak kendini yükseğe ve uzağa alan, elleriyle sınırını çizen ve durumu bütünüyle kontrol ederek şartları dikte eden bir hakimiyet jesti, karşı tarafta gerginlik ve direnç yaratır.

  • Ellerini bedeniyle bütünleştirilmiş, başı geride ve yukarıda bir jest de, “Buranın sahibi benim, benim dediğim olur” mesajını vermektedir

img_1082

  • Masasında arkaya yaslanarak, elleri ensede kenetlemek, kesin sahiplik ve üstünlük jestidir. Bu kişi, kendi alanındaki üstünlüğünü ve hiçbir konuda tartışma kabul etmeyeceğini karşı tarafa göstermek istemektedir.

img_1083

Üstünlük Jestleri

  • İnsanlar bazen bunları elinde olmadan yaparlar. Ancak bu tür davranışlar çoğunlukla karşı tarafta düşmanca ve saldırganca duygular uyanmasına yol açarak direnç oluşturur.

  • Büyük çoğunlukla bu işaretler alıcı tarafından bilinçli olarak yorumlanmaz, ancak kaynağını insanın doğasından aldığı için yine de tepki doğurur.

  • Yapılan davranışlar üzerinde küçük değişikliklerin çok olumlu sonuçları olabilir. Birinin omzunu yukarıdan tutmak yerine ilk fotoğraftaki gibi, ikinci fotoğraftaki gibi sırtını veya kolunu tutarak ve diğer elini açarak, dostça bir gülümsemeyle yaklaşmak çok farklı sonuçlar verir.

img_1084img_1085

Destek Objeleri

  • İnsan dengesini kaybettiği veya kendini güvende hissetmediği zaman, eli bir destek arar. Böyle durumlarda el ihtiyaç duyduğu desteği çakmak, sigara, bardak, su şişesi veya bir çantayla kavrayarak bulmaya çalışır.

  • Televizyonda çeşitli söyleşi programlarına katılanlarda bu davranışı görmek mümkündür. Örneğin açık oturumda katılımcıların ellerindeki kalem adeta bir cankurtaran simididir.

  • Özellikle özgüvenleri düşük kimselerde, bir şeyleri veya bir yerleri tutma ve kavrama ihtiyacı çok fazladır. Bu bir sandalye aralığı veya masa kenarı olabilir.

  • Parmakların ağza girmesi kişinin yoğun bir baskı altında olduğunun işaretidir. Desmond Morris’e göre bu jest, kişinin çocukluğundaki emme refleksinin yetişkin hayata yansımasıdır. Yetişkin hayatta memenin yerini sadece parmaklar değil, sigara, pipo ve kalem de alabilir.

  • Her ne kadar ellerin ağız çevresinde gezdirilmesi bir samimiyetsizliğin işareti olarak yorumlansa da, parmakların ağza sokulması esas olarak bir güven ve destek arayışından kaynaklanır.

Dinleme, Değerlendirme ve Eleştiri Jestleri

  • Bir dinleyicinin konuya duyduğu ilgiyi bedenin üst bölümünün, kolların, elin ve başın kullanışı ortaya koyar. Dinledikleri konuya ilgi duyanların çoğunlukla bir ellerinin kapalı olarak yanakta durduğu ve işaretparmağının da şakak boyunca yukarı baktığı görülmüştür.

img_1099

  • Konuya ilgi duyan kişi ilgisini en belirgin olarak bedenini öne eğerek gösterir. Bu şekilde kişi bedeniyle beraber bütün duyu organlarını gelen mesaja açmış olur.

img_1100

  • Benzer şekilde başın hafif yana yatması da dinleyicinin konuya ilgi duyduğunun işaretidir. Darwin bu jestin insan ve hayvanlarda ortak olduğunu, hayvanların da çevrelerine ilgi duydukları zaman başlarını yana eğdiklerini söylemiştir.

img_1101

  • İster bir ürünü tanıtır veya satarken, ister toplulukta konuşma yaparken dinleyicilerin bu jestleri yapmaları ve hafif öne eğilerek sizi dinlemeleri doğru yolda olduğunuzu gösterir.

  • Siz eğer konuşan birini dinleme durumundaysanız bu iki jeste ilave olarak, arada başınızı hafifçe öne doğru eğerseniz konuşmacının kendini daha rahat hissetmesini sağlarsınız.

  • Eğer el yanağa değmekten çıkıp, avuç başa destek olmaya başlamışsa dinleyicinin ilgisi kaybolmuş, bunun yerini sıkıntı almış demektir.

img_1102

  • Buna karşılık işaretparmağı dik olarak yanak boyunca uzanır, avuç içi çeneye destek olur ve ortaparmak da yatay olarak dudağın çevresinde durursa, bu durum genellikle dinleyicinin, konuşmacının kendisi veya söyledikleri konusunda olumsuz düşüncelere sahip olduğunun işaretidir.

img_1105

  • Birçok kişi bu jestin ilgi işareti olduğunu düşünür. Ancak elin çeneye destek vermesi açık bir eleştiri işaretidir.

  • Bacak bacak üstüne atmak, geri çekilmek ve merkezin kapanması kişinin konuşmacı veya konu ile ilgili eleştiri dozunun arttığının işaretidir.

  • İster bir konferans şeklinde olsun, ister bir grup önünde tanıtım biçiminde olsun, konuşmacı konuşurken dinleyicileri izleyin; birçoğunun değerlendirme ve eleştirme jestleri yaptıklarını göreceksiniz. Eğer konuşmacı sözünü keser veya bitirir ve karşısındakilere fikirlerini sorarsa bu jestler derhal kaybolur.

  • Dinleyicinin elini çenesine götürmesi, onun bir karar noktasında olduğunu gösterir. Kararın konuşmacı adına olumlu veya olumsuz olduğunu anlamak için, daha sonraki jestleri dikkatle izlemek gerekir. Eğer çene tutma (sıkma, okşama, kaşıma) hareketini, kolları kavuşturma, geri yaslanma davranışı izlerse, karar olumsuzdur. Bu takdirde konuşmacının, dinleyicilerdeki olumsuz kararın söze dökülerek ifade edilmesini beklemeden, savunduğu fikrin ana hatlarını ve temel dayanaklarını kısaca tekrarlanmasında yarar olabilir.

  • Çene tutma hareketini öne eğilme davranışı izlerse, konuşmacının savunduğu fikrin dinleyici tarafından olumlu karşılandığını düşünmek yerinde olur.

Yüklə 226,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin