DUA BÖLÜMÜ|Duanın Keyfiyeti|tirmizi|Muaz|Resulullah (sav), bir kimsenin: "Ya Rabbi, senden nimetin kemalini taleb ediyorum" dediğini işitmişti. Sordu: "Nimetin kemali nedir?" "Bu bir duadır, onunla dua edip, onunla hayır (çok mal) ümid ettim" dedi. Resulullah (sav) "Sordum, zira, nimetin kemali cennete girmektir, ateşten kurtulmaktır" dedi. Bir başkasının da şöyle dediğini işitti: "Ey celal ve ikrab sahibi Rabbim!" hemen şunu söyledi: "Duana icabet edilmiştir, (ne arzu ediyorsan) durma iste." Derken, bir başkasının: "Ya Rabbi senden sabır istiyorum!" dediğini işitmişti, ona da: "Allah'tan bela istedin, afiyet de iste!" dedi. |Tirmizi, Da'avat 99, (3524)|1779
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Keyfiyeti|ebu davud|Aişe|Resulullah (sav) özlü duaları tercih eder, diğerlerini bırakırdı. |Ebu Davud, Salat 358, (1482)|1780
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Keyfiyeti|ebu davud|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) duayı üç kere yapmaktan, istiğfarı üç kere yapmaktan hoşlanırdı. |Ebu Davud, Salat 361, (1524)|1781
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Adabı Hakkında Müteferrik Hadisler|buharimüslimmuvattatirmiziebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyudular ki: "Acele etmediği müddetçe herbirinizin duasına icabet olunur. Ancak şöyle diyerek acele eden var: "Ben Rabbime dua ettim duamı kabul etmedi." (Müslim'in diğer bir rivayeti şöyledir: "Kul, günah talebetmedikçe veya sıla-i rahmin kopmasını istemedikçe duası icabet görmeye (kabul edilmeye) devam eder." Tirmizi'nin bir diğer rivayetinde şöyledir: "Allah'a dua eden herkese Allah icabet eder. Bu icabet, ya dünyada peşin olur, ya da ahirete saklanır, yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek suretiyle olur, yeter ki günah taleb etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun, ya da acele etmemiş olsun.") |Buhari, Da'avat 22; Müslim, Zikr 92, (2736); Muvatta, Kurban 29 (1, 213); Tirmizi, Da'avat 146, (3602, 3603); Ebu Davud, Salat 368, (1484)|1782
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Adabı Hakkında Müteferrik Hadisler|ebu davud|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Nefislerinizin aleyhine dua etmeyin, çocuklarınızın aleyhine de dua etmeyin, hizmetçilerinizin aleyhine de dua etmeyin. Mallarınızın aleyhine de dua etmeyin. Ola ki, Allah'ın duaları kabul ettiği saate rastgelir de, istediğiniz kabul ediliverir." |Ebu Davud, Salat 362, (1532)|1783
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Adabı Hakkında Müteferrik Hadisler|tirmizi|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin." |Tirmizi, Da'avat 149, (3607, 3608)|1784
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Adabı Hakkında Müteferrik Hadisler|tirmiziİbnu mace|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri kendisinden istemeyene gadap eder." |Tirmizi, Da'avat 3, (3370); İbnu Mace, Dua 1, (3827)|1785
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Adabı Hakkında Müteferrik Hadisler|tirmizi|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allahu Teala Hazretleri'nin fazlından isteyin. Zira Allah, kendisinden istenmesini sever, ibadetin en efdali de (dua edip) kurtuluşu beklemektir." |Tirmizi, Da'avat 126, (3666)|1786
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Adabı Hakkında Müteferrik Hadisler|ebu davud|Cabir|Bir kadın: "Ey Allah'ın Resulü, bana ve kocama dua ediver!" diye ricada bulunmuştu. Resulullah (sav) efendimiz: "Allah sana da, kocana da rahmet etsin!" diye dua buyurdu. |Ebu Davud, Salat 363, (1633)|1787
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Adabı Hakkında Müteferrik Hadisler|müslimebu davud|Ebu'd-Derda|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kardeşinin gıyabında dua eden hiçbir mü'min yoktur ki melek de: "Bir misli de sana olsun" demesin." (Ebu Davud'un rivayetinde şu ziyade vardır: "Melekler: "Amin, bir misli de sana olsun!" derler.") |Müslim, Zikr 86, 88, (2732, 2733); Ebu Davud, Salat 364, (1534)|1788
DUA BÖLÜMÜ|Duanın Adabı Hakkında Müteferrik Hadisler|tirmizi|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her kim, kendine zulmedene beddua ederse, ondan intikamını (dünyada) almış olur." |Tirmizi, Da'avat 115, (3547)|1789
DUA BÖLÜMÜ|İsm-i Azam Ve Esma-i Hüsna Duaları|tirmiziebu davud|Büreyde|Resulullah (sav), bir adamın şöyle söylediğini işitti: "Allah'ım, şehadet ettiğim şu hususlar sebebiyle senden talep ediyorum: Sen, kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın, birsin, samedsin (hiçbir şeye ihtiyacın yok, her şey sana muhtaç), doğurmadın, doğmadın, bir eşin ve benzerin yoktur." Bunun üzerine Efendimiz (sav) buyurdular: "Nefsimi kudret dinde tutan Zat'a yemin olsun, bu kimse, Allah'tan İsm-i Azamı adına talepte bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Azamla dua ederse Allah ona icabet eder, kim onunla talepde bulunursa (Allah ona dilediğini mutlaka) verir." |Tirmizi, Da'avat 65, (3471); Ebu Davud, Salat 358, (1493)|1790
DUA BÖLÜMÜ|İsm-i Azam Ve Esma-i Hüsna Duaları|ebu davudnesai|Mihcen İbnu'l-Edra|Resulullah (sav) bir adamın: "Ey Allah'ım, bir ve samed olan, doğurmayan ve doğurulmayan, eşi ve benzeri de olmayan Allah adıyla senden istiyorum. Günahlarımı mağfiret et, sen Gafursun, Rahimsin!" dediğini işitmişti, hemen şunu söyledi: "O mağfiret edildi. O mağfiret edildi. O mağfiret edildi!" |Ebu Davud, Salat 184, (985); Nesai, Sehv 57, (3, 52)|1791
DUA BÖLÜMÜ|İsm-i Azam Ve Esma-i Hüsna Duaları|tirmiziebu davudnesai|Enes|Bir adam şöyle dua etmiştir "Ey Allah'ım , hamdlerim sanadır, nimetleri veren sensin, senden başka ilah yoktur. Sen semavat ve arzın celal ve ikram sahibi yaratıcısısın, Hayy ve Kayyumsun (kainatı ayakta tutan hayat sahibisin.) Bu isimlerini şefaatçi yaparak senden istiyorum!" (Bu duayı işiten) Resulullah (sav) sordu: "Bu adam neyi vesile kılarak dua ediyor, biliyor musunuz?" "Allah ve Resulü daha iyi bilir?" "Nefsimi kudret elinde tutan Zat'a yemin ederim ki, o Allah'a, İsm-i Azam'ı ile dua etti. O İsm-i Azam ki, onunla dua edilirse Allah icabet eder, onunla istenirse verir." |Tirmizi, Da'avat 109 (3538); Ebu Davud, Salat 368, (1495); Nesai, Sehv 57, (3, 52)|1792
DUA BÖLÜMÜ|İsm-i Azam Ve Esma-i Hüsna Duaları|ebu davudtirmizi|Esma Bintu Yezid|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah'ın İsm'i Azam'ı şu iki ayettedir: 1- İlahınız, tek olan ilahdır, ondan başka ilah yoktur, O Rahman ve Rahim'dir." (Bakara 163). 2- Al-i İmran süresinin baş kısmı: Elif-Lam-Mim. O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur, O Hayy ve Kayyumdur" (Al-i İmran 1-3). |Ebu Davud, Salat 358, (1496); Tirmizi, Da'avat 65, (3472)|1793
DUA BÖLÜMÜ|İsm-i Azam Ve Esma-i Hüsna Duaları|buharimüslimtirmizi|Ebu Hüreyre|Resululah (sav) buyurdular ki: "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever." (Bir rivayette: "Kim o isimleri sayarsa cennete girer" buyurmuştur. Buhari hadisi bu lafızla tahric etmiştir. Müslim'de "tek" kelimesi yoktur) [Tirmizi'nin rivayetinde Resulullah (sav) Allah'ın isimlerini şöyle yazdı: ("O Allah ki O'nda başka ilah yoktur. Rahman'dır. Rahim'dir, El-Meliku'l-Kuddusu, es-Selamu, el-Mü'minu, el-Müheyminu, el-Azizu, el-Cebbaru, el-Mütekebbiru, el-Haliku, el-Bariu, el-Musavviru, el-Gaffaru, el-Kahharu, el-Vehhabu, er-Rezzaku, el-Fettahu, el-Alimu, el-Kabizu, el-Basitu, el-Hafidu, er-Rafiu, el-Muizzu, el-Müzillu, es-Semiu, el-Basiru, el-Hakemu, el-Adlu, el-Latifu, el-Habiru, el-Halimu, el-Azimu, el-Gafuru, eş-Şekuru, el-Aliyyu, el-Kebiru, el-Hafizu, el-Mukitu, el-Hasibu, el-Celilu, el-Kerimu, er-Rakibu, el-Mucibu, el-Vasiu, el-Hakimu, el-Vedudu, el-Mecidu, el-Baisu, eş-Şehidu, el-Hakku, el-Vekilu, el-Kaviyyu, el-Metinu, el-Veliyyu, el-Hamidu, el-Muhsi, el-Mubdiu, el-Muidu, el-Muhyi, el-Mümitu, el-Hayyu, el-Kayyumu, el-Vacidu, el-Macidu, el-Vahidu, el-Ahadu, es-Samedu, el-Kadiru, el-Muktediru, el-Muahhiru, el-Evvelu, el-Ahiru, ez-Zdhiru, el-Batinu, el-Vali, el-Müte'ali, el-Berru, et-Tevvabu, el-Müntekimu, el-Afuvvu, er-Raufu, Maliku'l-Mülki, Zü'l-Celali ve'l-İkram, el-Muksitu, el-Camiu, el-Ganiyyu, el-Muğni, el-Mani', ed-Darru, en-Nafiu, en-Nuru, el-Hadi, el-Bediu, el-Baki, el-Varisu, er-Reşidu, es-Saburu.") İsimleri bu şekilde, sadece Tirmizi saymıştır.] |Buhari, Da'avat 68; Müslim, Zikr 5, (2677); Tirmizi, Da'avat 87, (3502)|1794
DUA BÖLÜMÜ|Namaz Duaları|buharimüslimebu davudnesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) namaz için tahrime tekbirini alınca kıraate geçmezden önce bir müddet sükut buyurmuştur. Ben: "Ey Allah'ın Resulü", dedim, "anam babam sana feda olsun, tekbir ile kıraat arasındaki sükut esnasında ne okuyorsunuz?" Bana şu cevabı verdi: "Ey Allahım, beni hatalarımdan öyle temizle ki, kirden paklanan beyaz elbise gibi olayım. Allahım beni, hatalarımdan su, kar ve dolu ile yıka" diyorum." (Ebu Davud, Nesai (ve Buhari'nin) rivayetlerinin başında şu ziyade vardır: "Allahım, benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası gibi uzak kıl.") |Buhari, Ezan 89; Müslim, Mesacid 147, (598); Ebu Davud, Salat 123, (781); Nesai, İftitah 15, (2, 128,129)|1795
DUA BÖLÜMÜ|Namaz Duaları|müslimtirmizinesai|İbnu Ömer|Biz, Resulullah (sav) ile birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden: "Allahu ekber kebiri, velhamdülillahi kesira, subhanallahi bükraten ve asila (Allah, büyükte büyüktür, Allah'a hamdimiz çoktur, sabah akşam tesbihimiz Allaha'dır!" dedi. Resulullah (sav) efendimiz: "Bu sözleri kim söyledi?" diye sordu. Söyleyen adam: "Ben, ey Allah'ın Resulü" dedi. Resulullah (sav) efendimiz: "O sözler hoşuma gitti. Sema kapıları onlara açıldı" buyurdu. İbnu Ömer (ra) der ki: "Söylediği günden beri o zikri okumayı hiç terketmedim." (Nesai, bir rivayette şu ziyadede bulunmuştur: "On iki adet meleğin, bu sözleri (yükseltmek üzere) koşuştuklarını gördüm.") |Müslim, Mesacid 150, (601); Tirmizi, Da'avat 137, (3586); Nesai, İftitah 8, (2,125)|1796
DUA BÖLÜMÜ|Namaz Duaları|müslimebu davudnesai|Enes|Resulullah (sav) namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve: "Allahu ekber, Elhamdülillahi hamden kesiran tayyiben mubareken fihi. (Allah büyüktür, çok temiz ve mübarek hamdler Allah'adır!)" dedi. Resulullah (sav) namazı bitirince: "Şu kelimeleri hanginiz söyledi?" diye sordu. Cemaat bir müddet sessiz kaldı, Resulullah (sav): "(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zira fena bir şey söylemiş değil" dedi. Bunun üzerine adam: "Ben, ey Allah'ın Resulü!" dedi. Resulullah (sav) da: "Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (Allah'ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı." |Müslim, Mesacid 149, (600); Ebu Davud, Salat 121, (763); Nesai, İftitah 19, (2,132, 133)|1797
DUA BÖLÜMÜ|Namaz Duaları|nesai|Cabir|Resulullah (sav) namaza başlarken tekbir getirir, sonra (bazan) şunu okurdu: "İnne salati ve nüsüki ve mahyaye ve memati lillahi Rabbi'l-alemin. La şerike lehu ve bi-zalike ümirtü ve ene evvelü'l-müslimin. Allahümmehdini li-ahseni'l a'mali ve ahseni'l-ahlaki. La yehdi li-ahseniha illa ente. Ve kıni seyyie'l-a'mal ve seyyie'l-ahlak. La yaki seyyieha illü ente. (Namazım, ibadetim hayatım ve ölümüm alemlerin şeriksiz Rabbi Allah içindir. Ben bununla emrolundum. Ben bu emre teslim olanların ilkiyim. Ey Allah'ım, beni amellerin ve ahlakın en iyisine şevket. Bunların en iyisine senden başka sevkeden yoktur. Beni kötü amellerden ve kötü ahlaktan koru, bunların kötülerinden ancak sen korursun." |Nesai, İftitah 16, (2,129)|1798
DUA BÖLÜMÜ|Namaz Duaları|nesai|Muhammed İbnu Mesleme|Resulullah (sav) nafile namaz kılmak için kalktığı vakit (bazan) şunu okurdu: "Allahu ekber veccehtü vechiye li'llezi fatara's-Semavati ve'l-arza hani-fen müslimen ve ma ene mine'l-müşrikin..." (Allah büyüktür. Yüzümü Ha-nif ve Müslüman olarak semavat ve arzı yaratan Allah'a yönelttim. Ben müşriklerden değilim)..." (Devamını Hz. Cabir (ra)'in rivayetinde olduğu şekilde zikretti. Sonra şunu okudu: "Allahümme ente'l-Meliku. La ilahe illa ente sübhaneke ve bi-hamdike (Allahım (kainatın gerçek) Meliki sensin. Senden başka ilah yoktur. Seni hamdinle takdis ederim)" Sonra kıraata geçti.) |Nesai, İftitah 17, (2,131)|1799
DUA BÖLÜMÜ|Namaz Duaları|tirmiziebu davudİbnu mace|Aişe|Resulullah (sav) namaza (iftitah tekbiri ile) başlayınca şunu okurdu: "Subhaneke Allahümme ve bi-hamdike ve tebareke'smüke ve teala ceddüke ve la ilahe gayruke. (Allah'ım seni her çeşit noksan sıfatlardan takdis ederim, hamdim sanadır. Senin ismin mübarek, azametin yücedir, senden başka ilah da yoktur)." |Tirmizi, Salat 179, (243); Ebu Davud, Salat 122, (776); İbnu Mace, İkameti's-Salat 1, (804)|1800
DUA BÖLÜMÜ|Rüku Ve Secdelerde Okunacak Dualar|müslimebu davudnesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, ben rükü ve secde halinde Kuran okumaktan men edildim. Öyleyse rüküda Rabb Teala'yı tazim edin, secdede ise dua etmeye gayret edin, (zira secdede iken yaptığınız dua) icabet edilmeye layıktır." |Müslim, Salat 207 (479); Ebu Davud, Salat 152, (876); Nesai, İftitah 98, (2, 189)|1801
DUA BÖLÜMÜ|Rüku Ve Secdelerde Okunacak Dualar|müslimebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav), secdelerinde şunları söylerdi: "Allahümmagfirli zenbi küllehu, dıkkahu ve cüllehu, evvelehu ve ahirehu, sırrahu ve alaniyyetehu (Allahım! Büyük-küçük birinci-sonuncu, gizli-açık, bütün günahlarımı mağfiret buyur) |Müslim, Salat 216, (483); Ebu Davud, Salat 152, (878)|1802
DUA BÖLÜMÜ|Rüku Ve Secdelerde Okunacak Dualar|buharimüslimebu davudnesai|Aişe|Resullulah (sav) rükusunda ve secdelerinde şu duayı çokça okurdu: "Sübhanekallahumme Rabbena ve bi-hamdike, Allahümmağfirli (Allah'ım, seni takdis ve tenzih ederim. Rabbimiz! Takdisimiz hamdinledir. Ey Allahım, beni mağfiret et.)" Bu duayı okumakla Ku'ran'a yani Kur'an'nın: "Rabbini hamd ile tesbih et" (Nasr 3) ayetine uyuyordu. [Müslim, Ebu Davud ve Nesai'de gelen bir rivayette şöyle denir: "Resullullah (sav) rüku ve secdesinde şöyle derdi: "Subbühun kuddüsün Rabbü'l-melaiketi ve'r-Ruhi, (Münezzehsin, mukaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin)" Muvatta, Tirmizi ve Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle denir: "Resulullah (sav)'ı yatakta kaybettim ve araştırdım, derken elim ayağının altına rastladı. Secdede idi ve: "Allahümme inni euzu birızake min sahtike ve euzu bi-muafatike min ukubetike ve euzu bike minke La uhsi senaen aleyke. Ente kema esneyte ala nefsike. (Allahım! Senin rızanı şefaatçi kılarak öfkenden sana sığınıyorum. Affını şefaatçi yaparak cezandan sana sığınıyorum. Senden de sana sığınıyorum. Sana layık olduğun senayı yapamam. Sen kendini sena ettiğin gibisin)" diyordu.] |Buhari, Ezan 123, 139, Meğazi 50, Tefsir, İzacae nasrullahi vel-Feth; Müslim, Salat 217, (484); Ebu Davud, Salat 152. (877); Nesai, İftitah 153, (2, 219)|1803
DUA BÖLÜMÜ|Rüku Ve Secdelerde Okunacak Dualar|ebu davudtirmizi|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden biri rükü edince üç kere "Sübhane rabbiyel azim (Büyük Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehdir" desin. Bu, en az miktardır. Secde yapınca da üç kere "Sübhane Rabbiye'l a'la (Ulu Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehdir" desin. Bu da en az miktardır." |Ebu Davud, Salat 154, (886); Tirmizi, Salat 194, (261)|1804
DUA BÖLÜMÜ|Rüku Ve Secdelerde Okunacak Dualar|nesai|Cabir|Resulullah (sav), rüku yaptığı zaman: "Allahümme leke reka'tu ve bike amentü ve leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü ente Rabbiye, haşaa semi ve basari ve lahmi ve demi ve izami lillahi Rabbi'l'alemin, (Ey Allahım sana rüku yapıyorum, sana inandım, sana teslim oldum, sana tevekkül ettim. Sen Rabbimsin, kulağım, gözüm, etim, kanım ve kemiklerim Alemlerin Rabbi olan Allah önünde haşyette, tezellüldedir." [Bu rivayet Müslim'de gelen uzun bir rivayetin bir parçasıdır (Salatul-Müsafirin) 201, (771)] |Nesai, İftitah 104, (2,192)|1805
DUA BÖLÜMÜ|Rüku Ve Secdelerde Okunacak Dualar|müslimebu davud|İbnu Ebi Evfa|Resulullah (sav) sırtını rükudan kaldırdığı zaman: "Semiallahu limen hamideh, Allahümme Rabbena leke'l-hamdü mil'es-semavati ve mil'el'arzi ve mil'e ma şi'te min şey'in ba'du. (Allah, kendisine hamd edeni işitir. Ey Allahım, ey Rabbimiz, semalar doluşu, arz doluşu ve bunlardan başka istediğin her şey doluşu hamdler sana olsun)" derdi. |Müslim, Salat 204, (476); Ebu Davud, Salat 144, (846)|1806
DUA BÖLÜMÜ|Rüku Ve Secdelerde Okunacak Dualar|ebu davudtirmiziİbnu mace|İbnu Abbas|Resulullah (sav) iki secde arasında: "Allhümme'ğfir li ve'rhamni ve'cbürni, ve'hdini ve'rzukni. (Allahım bana mağfiret et, merhamet et, beni zengin kıl, bana hidayet ver, bana rızık ver)" derdi. |Ebu Davud, Salat 145, (850); Tirmizi, Salat 211, (284); İbnu Mace, Salat 23, (898)|1807
DUA BÖLÜMÜ|Rüku Ve Secdelerde Okunacak Dualar|müslimtirmiziebu davudnesai|Ali|Hz. Peygamber (sav) secde ettiği vakit şöyle dua okurdu: "Allah'ım sana secde ettim, sana inandım, sana teslim oldum. Yüzüm de, kendisini yaratıp şekillendiren, ona kulak, göz takan yaradanına secde etmiştir. Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir" (Hacc 14). Resulullah (sav)'ın teşehhüdle selam arasında okuduğu en son duası: "Allahümmağfir li ma kaddemtü ve ma ahhartü ve mü esrertü ve ma a'lentü ve ma esreftü ve ma ente a'lemu bihi minni ente'l-mükaddim ve ente'l-muahhir. La ilahe illa ente. (Allahım, geçmiş ömrümde yaptıklarımı, gelecekte yapacaklarımı, gizli işlediklerimi, aleni yaptıklarımı, israflarımı, benim bilmediğim fakat senin bildiğin kusurlarımı affet. İlerleten sen, gerileten de sensin, senden başka ilah yoktur)". |Müslim, Salatul-Müsafirin 201, (771); Tirmizi, Da'avat 32, (3417, 3418, 3419); Ebu Davud, Salat 121, (760); Nesai, İftitah 17, (2.130)|1808
DUA BÖLÜMÜ|Rüku Ve Secdelerde Okunacak Dualar|buharimüslimtirmizinesai|Abdullah İbnu Amr İbni'l-As|Resulullah (sav)'a Hz. Ebu Bekir (ra) gelerek: "Bana namazda okuyacağım bir dua öğret" dedi. Resulullah (sav) ona şu duayı okumasını söyledi: "Allahümme inni zalemtü nefsi zulmen kesiran ve la yağfiru'z-zünube illa ente fa'ğfir li mağfireten min indike verhamni inneke ente'l-ğafuru'r-rahim. (Allahım ben nefsime çok zulmettim. Günahları ancak sen affedersin. Öyle ise beni, şanına layık bir mağfiretle bağışla, bana merhamet et. Sen affedici ve merhamet edicisin)" |Buhari, Sıfatu's-Salat 149, Da'avat 17, Tevhid 9; Müslim, Zikr 48, (2705); Tirmizi, Da'avat 98, (3521); Nesai, Sehiv 58, (3, 53)|1809
DUA BÖLÜMÜ|Teşehhüdden Sonra Okunacak Dua|ebu davud|İbnu Abbas|Resulullah (sav) teşehhüdden sonra şunu okurdu: "Allahümme inni euzu bike min azabi cehennem ve euzu bike min azabi'l-kabri ve euzu bike min fitneti'd'Deccal ve euzu bike min fitneti'l-mahya ve'l-memat (Allahım, ben cehennem azabıdan sana sığınırım. Kabir azabından da sana sığınırım. Deccal fitnesinden de sana sığınırım, hayat ve ölüm fitnesinden de sana sığınırım)". |Ebu Davud, Salat 184, (984)|1810
DUA BÖLÜMÜ|Selamdan Sonra Okunacak Dua|tirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav)'ın geceleyin namazdan çıkınca şu duayı okuduğunu işittim: "Allahım! Senden, katından vereceğin öyle bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam, dağınıklığıma tertip, içime kamil iman, dışıma amel-i salih, amellerime temizlik ve ihlas verir, rızana uygun istikameti ilham eder, ülfet edeceğim dostumu lütfeder, beni her çeşit kötülüklerden korursun. Allahım, bana öyle bir iman, öyle bir yakin ver ki, artık bir daha küfür (ihtimali) kalmasın, öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve ahirette senin nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım. Allahım! Hakkımızda vereceğin hükümde lütfunla kurtuluş istiyorum, (kurbuna mazhar olan) şühedaya has makamları niyaz ediyorum, bahtiyar kulların yaşayışını diliyorum, düşmanlara karşı yardım taleb ediyorum! Allahım! Anlayışım kıt, amelim az da olsa (dünyevi ve uhrevi) ihtiyaçlarımı senin kapına indiriyor (karşılanmasını senden taleb ediyorum). Rahmetine muhtacım, halimi arzediyorum. (İhtiyacım ve fakrım sebebiyledir ki) ey işlere hükmedip yerine getiren, kalplerin ihtiyacını görüp şifayab kılan Rabbim! Denizlerin aralarını ayırdığın gibi benimle cehennem azabının arasını da ayırmanı, helake davetten, kabir azabından korumanı diliyorum. Allahım! Kullarından herhangi birini verdiğin bir hayır veya mahlukatından birine vaadettiğin bir lütuf var da buna idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşamamış ve bu sebeple de istediklerimin dışında kalmış ise ey alemlerin Rabbi, onun husulü için de sana yakarıyor, bana onu da vermeni rahmetin hakkında senden istiyorum. Ey Allahım! Ey (Kur'an gibi, din gibi) kuvvetli ipin, (şeriat gibi) doğru yolun sahibi! Kafirler için cehennem vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı emniyet, arkadan başlayacak ebediyet gününde de huzur-ı kibriyana ulaşmış mukarrebin meleklerle, (dünyada iken çok) rüku ve secde yapanlar ve ahidlerini ifa edenlerle birlikte cennet istiyorum. Sen sınırsız rahmet sahibisin, sen (seni dost edinenlere) hadsiz sevgi sahibisin, sen dilediğini yaparsın. (Dilek sahipleri ne kadar çok, ne kadar büyük şeyler isteseler hepsini yerine getirirsin) Allahım! Bizi, sapıtmayıp, saptırmayan hiddyete ermiş hidayet rehberleri kıl. Dostlarına sulh (vesilesi), düşmanlarına da düşman kıl. Seni seveni (sana olan) sevgimiz sebebiyle seviyoruz. Sana muhalefet edene, senin ona olan adavetin sebebiyle adavet (düşmanlık) ediyoruz. Allahım! Bu bizim duamızdır. Bunu fazlınla kabul etmek sana kalmıştır. Bu, bizim gayretimizdir, dayanağımız sensin. Allahım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur ver; önüme bir nur, arkama bir nur ver; sağıma bir nur, soluma bir nur ver; üstüme bir nur, altıma bir nur ver; kulağıma bir nur, gözüme bir nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; etime bir nur, kanıma bir nur ver; kemiklerime bir nur koy! Allahım nurumu büyüt, (söylediklerimin hepsine bedel olacak) bir nur ver, (söylenmiyenleri de kuşatacak) bir nur daha ver! İzzeti bürünmüş, onu kendine alem yapmış olan Zat münezzehtir. Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Zat münezzehtir. Teşbih ve takdis sadece kendine layık olan Zat münezzehtir. Fazl ve nimetler sahibi Zat münezzehtir. Azamet ve kerem sahibi Zat münezzehtir. Celal ve ikram sahibi Zat münezzehtir." |Tirmizi, Da'avat 30, (3415)|1811
DUA BÖLÜMÜ|Selamdan Sonra Okunacak Dua|müslimtirmiziebu davudnesai|Sevban|Resulullah (sav) selam verip (namazdan çıkınca) üç kere istiğfarda bulunup: "Allahümme ente's-selam ve minke's-selam tebarekte ve tealeyte yel ze'l-celali ve'l-ikram. (Allahım sen selamsın. Selamet de sendendir. Ey celal ve ikram sahibi sen münezzehsin, sen yücesin)" derdi. |Müslim, Mesacid 135, (591); Tirmizi, Salat 224, (300); Ebu Davud, Salat 360 (1513); Nesai, Sehv 80, (3, 68)|1812
DUA BÖLÜMÜ|Selamdan Sonra Okunacak Dua|müslimtirmizinesai|Ka'b İbnu Ucre|Hz. Peygamber (sav) duyurdular ki: "Namazın takipçileri (muakkıbat) var. Onları her namazın peşinden söyleyenler -veya yapanlar- (cennet ve mükafaat hususunda) hüsrana uğramazlar. Bunlar otuz üç adet tesbih, otuz üç adet tahmid, otuzdört adet tekbir'dir." [Nesai'nin Zeyd İbnu Sabit (ra)'ten yaptığı bir rivayette şöyle denmektedir: Bu emredildiği zaman Ensar'dan bir adam rüyasında görür ki bir kimse: "Bunu yirmi beş yapın, tehlili de ilave edin" demektedir. Sabah olunca bunu Resulullah (sav)'a anlattı. Efendimiz: "Söylendiği şekilde yapın!" buyurdu.] |Müslim, Mesacid 144, (596); Tirmizi, Da'avat 25, (3409); Nesai, 91, (3, 75)|1813
DUA BÖLÜMÜ|Selamdan Sonra Okunacak Dua|nesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim sabah namazının arkasından yüz kere tesbihde ve yüz kere tehlilde bulunursa, deniz köpüğü gibi çok bile olsa günahları affedilir". |Nesai, Sehv 95, (3, 79)|1814
DUA BÖLÜMÜ|Selamdan Sonra Okunacak Dua|ebu davudnesai|Ukbe İbnu Amir|Resulullah (sav) her namazın arkasından muavvizatı okumamı emretti. |Ebu Davud, Salat 361, (1523); Nesai, Sehv (79, (3, 68)|1815
DUA BÖLÜMÜ|Teheccüd Namazı Esnasında Dua|buharimüslimmuvattatirmiziebu davudnesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav) teheccüt namazı kılmak üzere geceleyin kalkınca şu duayı okurdu: "Allahım, Rabbimiz! Hamdler sanadır. Sen arz ve semavatın ve onlarda bulunanların kayyumu ve ayakta tutanısın, hamdler yalnızca senin içindir. Sen semavat ve arzın ve onlarda bulunanların nurusun, hamdler yalnızca sanadır. Sen haksın, va'din de haktır. Sana kavuşmak haktır, sözün haktır. Cennet haktır, cehennem de haktır. Peygamberler haktır, Muhammed (sav) de haktır. Kıyamet de haktır. Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana tevekkül ettim. Sana yöneldim. Hasmına karşı senin (burhanın) ile dava açtım. Hakkımı aramada senin hakemliğine başvurdum. Önden gönderdiğim ve arkada bıraktığım hatalarımı affet. Gizli işlediğim, aleni yaptığım, benim bilmediğim, senin benden daha iyi bildiğin hatalarımı da affet! İlerleten sen, gerileten de sensin. Senden başka ilah yoktur." |Buhari, Teheccüt 1, Da'avat 10, Tevhid 8, 24, 35; Müslim, Salatu'l-Müsafirin 199, (769); Muvatta, Kurban 34, (1, 215, 216); Tirmizi, Da'avat 29, (3414); Ebu Davud, Salat 121, (771); Nesai, Kıyamul-Leyl 9, (3, 209, 210)|1816
Dostları ilə paylaş: |