ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|müslimebu davudtirmizinesai|Enes|Resulullah (sav), bize bıyığın makaslanıp, tırnağın kesilmesini, koltuk altının yolunup, eteğin traş edilmesini kırk gün aşmayacak şekilde vakitledi. |Müslim, Taharet 51, (258); Ebu Davud, Tereccül 16, (4200); Tirmizi, Edeb 15, (2759); Nesai, Taharet 13,14, (1, 15,16)|2149
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|buharimüslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İbrahim (as) Kaddum nam -bazısı da şeddesiz olarak Kadum demiştir- mevkide seksen yaşında olduğu halde sünnet oldu." |Buhari, İsti'zan, 51, Enbiya 8; Müslim, Fedail 151, (2370)|2150
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|muvatta|Yahya İbnu Said|Yahya İbnu Said, Said İbnu'l Müseyyeb (ra)'ten şunu işitmiştir: "Hz. İbrahim (as), misafir ağırlayan ilk kimse idi. Keza o ilk sünnet olan kimseydi. Bıyığını kesenlerin ilki, saçında aklık görenlerin ilki de o idi. Ak saçları görünce: "Ya Rabbi bu nedir?" diye sormuş; Rabbi de: "Bu vakardır ey İbrahim!" demiş. O da: "Rabbim! Öyleyse vakarımı artır!" diyerek duada bulunmuştur." (Rezin şunu ilave etmiştir. "Bu sırada Hz. İbrahim 120 yaşındaydı. Bundan sonra 80 yıl daha yaşadı.") |Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 4, (2,922)|2151
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|buhari|İbnu Cübeyr|Hz. İbnu Abbas (ra)'a: "Resulullah (sav)'ın ruhu kabzedildiği vakit sen ne kadardın?" diye sorulmuştu şu cevabı verdi: "O gün ben sünnetliydim... Ve, erkekleri idrak edinceye kadar sünnet etmezlerdi." |Buhari, İsti'zan 51|2152
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|ebu davud|Ümmü Atiyye|Bir kadın Medine'de kızları sünnet ederdi. Resulullah (sav) (kadını çağırtarak) kendisine: "Derin kesme. Zira derin kesmemen kadın için daha çok haz vesilesidir, koca için de daha makbuldür" diye talimat verdi. (Rezin'in rivayetinde Resulullah şöyle buyurur: "Kızları sünnet ederken üstten kes, derin kesme, bu şekilde kesilmesi yüze daha çok parlaklık, kocaya daha çok haz verir.") |Ebu Davud, Edeb 179, (5271)|2153
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|buharimüslimnesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "İğreti saç takana da, taktırana da, bedene dövme yapana da, yaptırana da Allah lanet etsin!" |Buhari, Libas 86, Tıbb 36; Müslim, Libas 119, (2124); Nesai, Zinet 25, (8,148)|2154
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|ebu davud|İbnu Abbas|İğreti saç takan, taktıran; kaşları incelten, kaşlarını incelttiren, dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir. |Ebu Davud, Tereccül 5, (4170)|2155
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|ebu davudnesaiİbnu mace|Ebu'l-Husayn el-Heysem İbnu Şefi|Ben ve künyesi Ebu Amir olan Meafirli bir arkadaşım iliya (da denen Kudüs)da namaz kılmak üzere beraberce yola çıktık. Onlara kıssa anlatan büyükleri, Ezd kabilesine mensup Ebu Reyhane künyesini taşıyan bir Sahabi idi. Ebu'l-Husayn der ki: "Arkadaşım benden önce mescide vardı. Sonra da ben geldim ve yanına oturdum. Bana: "Ebu Reyhane'nin anlattığına yetiştin mi?" dedi. "Hayır!" diye cevap verince: "Ben onun anlattığını dinledim, diyordu ki: "Resulullah (sav) on şeyi yasakladı: Dişleri törpüleyip inceltmek, dövme yapmak, (erkeklerin saç ve sakallarındaki akları, kadınların yüzlerindeki tüyleri) yolması, kadının kadınla, erkeğin erkekle aynı örtü altında arada bir mania olmadan yatması, erkeğin Acemler gibi elbisesinin alt kısmına ipek şerit ilave etmesi, yine Acemler gibi omuzlarına alem olarak (dört parmak genişliğinden fazla) ipek koyması, yağmacılık yapması, saltanat sahibi olmayanın (Acemlerin ziyyi (süsü) durumunda olan) kaplan (derisinin) üzerine oturması ve yüzük takması." |Ebu Davud, Libas 11, (4049); Nesai, Zinet 20, (8, 143); İbnu Mace, Libas 47, (3655)|2156
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|ebu davudnesai|İbnu Mes'ud|Resulullah (sav) on şeyi sevmezdi: San yani haluk, yaşlılıkla ortaya çıkan akların rengini değiştirme, izarın (kibirle) yerde sürünmesi, altın yüzük takmak, teberrüc (kadınlann zinetlerini yersiz olarak göstermesi), zar atmak, Muavvizeteyn'den başka bir şey okuyarak rukye yapmak, akdü't-temaim (muska bağlamak), suyu (meniyi) mahallinden başka yere atmak, çocuğu ifsad etmek. Resulullah, bunları) haram kılmaksızın mekruh sayardı. |Ebu Davud, 3, (4222); Nesai, Zinet 17, (8,141)|2157
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|müslimmuvattaebu davudtirmizinesai|Ali|Resulullah (sav), bana altın yüzük takmayı, kıssi elbise giymeyi, rüku ve secdede Kur'an okumayı, sarıya boyanmış elbise giymeyi yasakladı." (Tirmizi ve Nesai'nin rivayetlerinde şu ziyade var: " ...kızıl meysereyi ve el-ciayı da yasakladı." Cia, Mısır'da arpadan veya buğdaydan yapılan bir şaraptır." Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Ali: "Bunları size de yasakladı demiyorum" der) |Müslim, Libas 31, (2078); Muvatta, 28, (1, 80); Ebu Davud, Libas 11, (4044, 4045, 4046, 4060), Hatim 4, (4225); Tirmizi, Salat 195, (264); Nesai, 97, (2, 188), Zinet 43, 44, 46, 96, 122, (8, 165, 169, 203, 219)|2158
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|buharimüslimtirmizinesai|Bera|Resulullah (sav) bize yedi şeyi yasakladı: Altın yüzükler altın ve gümüş kaplar, ipekli eyer yaygıları, ipekli kıssi kumaşlar, istibrak denen kalın ipekli kumaşlar, ibrişim kumaşlar ve ipek kumaşlar. |Buhari, İsti'zan 8, Cenaiz 2, Mezalim 5, Nikah 71, Eşribe 28, Marza 4, Libas 28, 36, 45, Edeb 124, Eyman 9; Müslim, 3, (2066); Tirmizi, Edeb 45, (2810); Nesai, Zinet 92, (8, 201)|2159
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|ebu davud|İmran İbnu Hüsayn|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Erguvanın üzerine oturmam, sarıya boyanmış olan elbiseyi, ipekten kenar çekilmiş elbiseyi giymeme -Ravi Hüsayn burada rivayeti keserek gömleğinin cebine işaret etti (ve anlatmaya devam ederek) Resulullah'ın geri kalan sözlerini tamamladı: "Haberiniz olsun erkeğin tıbi (sürünme maddesi) kokuludur, rengi yoktur; kadınların tıbi renklidir, kokusu yoktur." Ravilerden biri demiştir ki: "Bu yasak kadının dışarı çıkma durumuyla ilgilidir. (Evinde) kocanımn yannıda olduğu takdirde istediği kokuyu sürünür." |Ebu Davud, Libas 11, (4048)|2160
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|tirmizi|Ebu Eyyüb|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kına yakma, koku sürünme, misvak kullanma ve evlenme bütün peygamberlerin tabi olageldikleri sünnetlerdendir." |Tirmizi, Nikah 1, (1080)|2161
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|ebu davud|Cabir|Resulullah (sav) bir adam gördü, saçları darmadağınıktı. "Bu adam saçlarını düzeltip tertibe sokacak bir şeyi bulamadı mı?" diye memnuniyetsizlik izhar etti. Derken, o sırada bir diğer adam gördü, bunun da üstü başı kirliydi. Bunun hakkında da: "Şu adam elbisesini yıkayacak bir şey bulamıyor mu?" diye söylendi. |Ebu Davud, Libas 17, (4062)|2162
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|ebu davud|Rafi' İbnu Hadic|Resulullah (sav), bineklerimizin üzerinde bazı torbalar gördü, torbalarda kırmızı yün hatları vardı. "Bu kızıllığın size galebe çaldığını görüyorum" dedi. Resulullah'ın bu sözü üzerine yerlerimizden fırlayıp kalktık, öyle ki develerimizden bir kısmı (telaşımızdan) ürktü. Keseleri aldık, onlardaki kızıl yünleri söküp attık." |Ebu Davud, Libas 20, (4070)|2163
ZİNET BÖLÜMÜ|Ziynetle İlgili Çeşitli Meseleler|buharimüslimmuvattaebu davud|Abbas İbnu Temim|Ebu Beşir el-Ensari (ra) kendisine bildirmiştir ki, Ebu Beşir bir seferde Resullullah (sav) ile beraberdi. Efendimiz, o sırada tellalına emrederek şu hususu ilan ettirdi: "Hiçbir devenin boynunda kirişten mamul bir gerdanlık veya (herhangi) bir gerdanlık kalmasın, mutlaka kesilsin!" Malik: "Zannederim bu yasak, nazar değmesine (karşı develerin boynuna asılan şeyler) için verilmiş olmalı demiştir. |Buhari, Cihad 139; Müslim, Libas 105, (2115); Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 39, (2, 937); Ebu Davud, Cihad 49, (6652)|2164
ZİNET BÖLÜMÜ|Ressamların Zemmi; Resim Ve Örtülerin Keraheti|buharimüslimnesai|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şu resimleri yapanlar var ya, -bir rivayette: "Şu resimlerin sahipleri var ya! Kıyamet günü azab olunacaklar. Onlara: "Şu yaptıklarmızı diriltin" denir." |Buhari, Libas 89, Tevhid 56; Müslim, Libas 103, (2018); Nesai, Zinet 114, (8, 215)|2165
ZİNET BÖLÜMÜ|Ressamların Zemmi; Resim Ve Örtülerin Keraheti|buharimüslimmuvattanesaiİbnu mace|Aişe|Resulullah (sav) bir seferden dönmüştü. (O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez çekmiştim. Resulullah perdeyi görünce, çekip attı, (öfkeden) yüzü de renklenmişti. "Ey Aişe!" buyurdular, "bil ki, Kıyamet günü insanların en çok azab görecek olanı Allah'ın yarattıklarını taklid edenlerdir." Hz. Aişe rivayetine devamla dedi ki: "Biz o bezi kestik bir veya iki minder yaptık." |Buhari, Libas 91, 95; Müslim, Libas 87, (2105); Muvatta, İsti'zan 8, (2, 966, 967); Nesai, Zinet 112,113, (8, 213); İbnu Mace, Libas 45, (3653)|2166
ZİNET BÖLÜMÜ|Ressamların Zemmi; Resim Ve Örtülerin Keraheti|buharimüslimnesai|İbnu Abbas|Anlattığına göre kendisine bir adam gelip: "Ben ressamım, şu resimleri yaptım. Bana bu hususta fetva ver!" dedi. İbnu Abbas adama: "Bana yaklaş!" emretti, adam yaklaşınca: "Bana daha da yaklaş!" dedi. Adam yaklaştı, İbnu Abbas elini başının üzerine koydu ve: "Ben Resulullah (sav)'ı dinledim. Şöyle diyordu: "Bütün tasvirciler ateştedir. Allah ressamın yaptığı her bir resim için bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir." İbnu Abbas devamla adama dedi ki: "İlla da resim yapacaksan ağaç yap, canı olmayan şeyin resmini yap." |Buhari, Büyu 104; Müslim, Libas 99, (2110); Nesai, Zinet 1l2, (8,212,214)|2167
ZİNET BÖLÜMÜ|Ressamların Zemmi; Resim Ve Örtülerin Keraheti|buharitirmizinesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim resim yaparsa, Allah onu Kıyamet günü, yaptığı resim sebebiyle, onlara ruh üfleyinceye kadar azab eder. Hiçbir zaman da ruh üfleyici değildir." |Buhari, Ta'bir 46; Tirmizi, Libas 19, (1751); Nesai, Zinet 114, (8, 215)|2168
ZİNET BÖLÜMÜ|Ressamların Zemmi; Resim Ve Örtülerin Keraheti|buharimüslimebu davudtirmizinesaiİbnu mace|Ebu Talha el-Ensari|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Melekler, içerisinde köpek ve timsaller bulunan eve girmezler." |Buhari, Libas 92, 88, Bed'ül-Halk 6,14, Megazi 11; Müslim, Libas 102, (2606); Ebu Davud, Libas 48, (4155); Tirmizi, Edeb 44, (2805); Nesai, Zinet 112, (8, 212, 213); İbnu Mace, Libas 44, (3649)|2169
ZİNET BÖLÜMÜ|Ressamların Zemmi; Resim Ve Örtülerin Keraheti|ebu davudİbnu mace|Sefine|Hz. Ali (ra), Resulullah (sav)'ı hazırladığı bir yemeğe davet etti. Efendimiz gelip, içeri girmek üzere elini kapının kirişleri üzerine koyunca, evin bir köşesine gerilmiş bir kıram görmüştü ki hemen geri döndü. (Resulullah'a geri dönüşünün) sebebi sorulunca: "Bir peygambere tezyin edilip süslenmiş bir eve girmek uygun olmaz" cevabını verdi. |Ebu Davud, Et'ime 8, (3756); İbnu Mace, Et'ime 56, (3360)|2170
ZİNET BÖLÜMÜ|Ressamların Zemmi; Resim Ve Örtülerin Keraheti|müslimebu davudtirmizinesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana Cibril (as) geldi ve: "Dün sana gelmiştim (ama yanına girmedim)." Girmeyişimin sebebi de üzerinde timsaller bulunan perde bezi idi. Orada bir de köpek vardı, kapının üzerinde de insan resimleri bulunuyordu. Timsallerin başlarının koparılmasını emret ki ağaç şekline dönsun. Örtüden ayak altına atılacak iki minder yapılmasını, köpeğin de dışarı çıkarılmasını söyle!" Bu söylenenler yapıldı." (Bu rivayet Ebu Davud ve Tirmizi'nin metnine mutabıktır) |Müslim, Libas 102 (2112); Ebu Davud, Libas 48, (4158); Tirmizi, Edeb 44, (2807); Nesai, Zinet 113, (8, 216)|2171
ZİNET BÖLÜMÜ|Ressamların Zemmi; Resim Ve Örtülerin Keraheti|ebu davudnesai|Ali|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İçerisinde resim, cünüb ve köpek bulunan eve (rahmet) melekleri girmez." |Ebu Davud, Taharet 90, (227), Libas 48, (4152); Nesai, Taharet 168, (1, 141), Sayd 11, (7,185)|2172
ZİNET BÖLÜMÜ|Ressamların Zemmi; Resim Ve Örtülerin Keraheti|buhari|İbnu Abbas|Resulullah (sav) (Mekke'nin Fethi günü), Beytullah'ta tasvirler görünce, içeri girmedi, önce onların imhasını emretti ve imha edildiler. İçeride Hz. İbrahim ve Hz. İsmail (as)'in ellerinde kumar okları bulunur vaziyetteki suretlerini görmüştü. Şöyle buyurdu: "Allah canlarını alsın. Vallahi onlar asla oklarla kısmet aramadılar." |Buhari, Enbiya 8, Hacc 54, Megazi 48|2173
SEHAVET VE KEREM BÖLÜMÜ|Sehavet Ve Kerem|tirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şekavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil şekavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever." |Tirmizi, Birr 40, (1962)|2174
SEHAVET VE KEREM BÖLÜMÜ|Sehavet Ve Kerem|buharimüslimtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) bir hadis-i kudside, Allah Teala hazretlerinin şöyle söylediğini haber verdi: "Sen infak et, ben de sana infak edeyim." Efendimiz devamla dedi ki: "Allah'ın eli (yedullah) doludur. Gece ve gündüz (boyu yapılan) arkası kesilmez infaklar onu azaltmaz. Arz ve semavatın yaratılaşından beri Allah'ın infak ettiklerini düşünün! Bunlar, O'nun elindekinden hiçbir şey eksiltmemiştir. O'nun Arş'ı suyun üzerindeydi. Elinde mizan da var, alçaltır, yükseltir." |Buhari, Tevhid 22,35, Tefsir, Hud 2, Nafakat 1; Müslim, Zekat 37, (993); Tirmizi, Tefsir, (3048)|2175
SEHAVET VE KEREM BÖLÜMÜ|Sehavet Ve Kerem|tirmizi|Enes|Resulullah (sav) yarın için hiçbir şey biriktirmezdi. |Tirmizi, Zühd 38, (2363)|2176
SEHAVET VE KEREM BÖLÜMÜ|Sehavet Ve Kerem|buhari|Cübeyr İbnu Mut'im|Resulullah (sav) Huneyn dönüşü yol alırken bedeviler ısrarla (ganimetin taksimini) taleb ediyorlardı. Öyle ki bir ara, Resulullah (sav)'ı bir semure ağacına doğru sıkıştırdılar ve ridasını kaptılar. Bunun üzerine durup şunu söyledi: "Ridamı verin, şu taşlar sayısınca koyun olsa, ben yine de onu aranızda taksim ederdim. Ve sonra görürdünüz ki, ben ne cimriyim, ne yalancıyım, ne de korkağım." |Buhari, Cihad 24, Humus 19|2177
SEHAVET VE KEREM BÖLÜMÜ|Sehavet Ve Kerem|buharinesai|Ukbe İbnu'l-Haris|Resulullah (sav) bize ikindi namazı kıldırmış idi. (Selam verince) acele ile cemaati yarıp evine girdi. Halk onun bu telaşesinde hayrete düşmüştü. Ancak geri dönmesi gecikmedi. Gelince, (halkın merakını yüzlerinden anlayan Hz. Peygamber şu açıklamayı yaptı): "Yanımda kalan birkısım altın vardı (namazda) onu hatırladım. Beni alıkoyacağından korktum ve hemen gidip dağıttım." |Buhari, Ezan 155, Amel fi's-Salat 18, Zekat 20, İsti'zan 36; Nesai, 104 (3, 84)|2178
SEHAVET VE KEREM BÖLÜMÜ|Sehavet Ve Kerem|buharimüslim|Enes|Muhacirler Medine'ye geldikleri vakit ellerinde hiçbir şey yoktu. Ensar ise arazi ve akar sahibi kimselerdi. Her yıl mallarını, ürünlerinin yarısını onlara vermek, bunlar da çalışma ve bakım işlerini üzerlerine almak şartıyla anlaştılar. Enes'in annesi kendine ait olan bir hurmalığı Resulullah (sav)' verdi. Resulullah (sav) Hayberlilerle savaşıp orayı fethettikten sonra muhacirler, bağlarını ensar'a iade ettiler. Resulullah (sav) da zikri geçen hurmalığı Enes'in annesine iade etti. |Buhari, Hibe 35; Müslim, Cihad 70, (1771)|2179
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yola (Sefere) Çıkış Günü|ebu davudbuhari|Kab İbnu Malik|Resulullah (sav) hep perşembe günleri yola çıkardı. Perşembe dışında yola çıktığı nadirdi. |Ebu Davud, Cihad 84, (2605); Buhari, Cihad 103|2180
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yola (Sefere) Çıkış Günü|ebu davudtirmizi|Sahr İbnu Vedda el-Gamidi|Resulullah (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım, ümmetime erkenciliği mübarek kıl." Nitekim, Aleyhissalatu Vesselam Efendimiz bir seriyye veya bir ordu göndereceği zaman, onu günün erken saatinde yola çıkarırdı. (Sahr tüccardı, o da ticarete günün ilk saatinde çıkardı. Böylece zengin oldu ve malı arttı.) |Ebu Davud, Cihad 85 (2606); Tirmizi, Büyu 6, (1212)|2181
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yol Arkadaşı|buharitirmizi|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar yalnızlıktaki (mahzuru) benim kadar bilselerdi, hiçbir atlı tek başına bir gececik olsun yol yapmazdi." |Buhari, Cihad 135; Tirmizi, Cihad 4, (1673)|2182
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yol Arkadaşı|muvatta|Said İbnu'l- Müseyyeb|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şeytan tek başına olanla, iki kişi beraber olana sıkıntı verir.Eğer üç kişi olurlarsa onlara sıkıntı veremez." |Muvatta, İsti'zan 36, (2, 978)|2183
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yol Arkadaşı|muvattaebu davudtirmizi|Amr İbnu Şuayb (an ebihi an ceddihi)|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir atlı bir şeytandır, iki atlı iki şeytandır, üç atlı bir gruptur." |Muvatta, İsti'zan 25, (2, 978); Ebu Davud, Cihad 86, (2607); Tirmizi, Cihad 4, (1674)|2184
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yol Arkadaşı|ebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir sefere üç kişi beraber çıkınca birini emir (başkan) yapsınlar." |Ebu Davud, Cihad 87, (2609)|2185
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yürüme Ve Konaklama|müslimtirmiziebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Münbit yerde sefer yaptığınız zaman, deveye arzdaki hissesini verin. Çorak yerde sefer yaptığınız zaman da orada yürümeyi hızlandırın ilikleri kurumasın. Mola verdiğiniz zaman yoldan sakının çünkü orası geceleyin haşeratın sığınağıdır." (Ebu Davud'da "hissesini verin" dendikten sonra "mutad mola yerlerini (konaklamadan yürüyüp) geçmeyin" ibaresini ilave etmiştir.) |Müslim, İmaret 178, (1926); Tirmizi, Edeb 75, (2862); Ebu Davud, Cihad 63, (2529)|2186
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yürüme Ve Konaklama|muvatta|Halid İbnu Ma'dan|[Merfu olarak (yani Hz. Peygamber (sav)'in sözü olarak)- rivayet ediyor:] Resulullah buyurdular ki: "Allah refikdir, (yumuşaklık, kolaylık, müsamaha sahibi). Bu sebeple rıfkı sever, rıfk sebebiyle razı olur, rıfk (sahibin)'a mahsus bir yardımı vardır ki, şiddet sahipleri bu yardımı göremez. Öyleyse bu, dili olmayan hayvanlara bindiğiniz zaman bunlara konaklama yerlerinde mola verin. Eğer geçtiğiniz arazi çoraksa, oradan hayvanın iliğini kurutmadan çıkın. Gece yürüyüşünü tercih edin. Zira geceleyin arz, gündüzleyin dürülmeyecek şekilde dürülür. Yol üzerine (geceleyin) konaklamaktan kaçının. Çünkü o, hayvanların yolu, yılanların sığınağıdır." |Muvatta, İsti'zan 38, (2, 979)|2187
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yürüme Ve Konaklama|müslim|Ebu Katade|Resulullah (sav) yolculuk sırasında geceleri uyumak üzere konaklayınca sağı üzerine yatardı. Sabah vaktine yakın konaklamış ise, (yastık yerine) kolunu diker, başını avucunun içine koyardı. |Müslim, Mesacid 313, (683)|2188
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yürüme Ve Konaklama|ebu davud|Ebu Salebe el-Huşeni|Resulullah (sav) sefer sırasında konaklayınca yanında bulunan halk vadilere ve dağ geçitlerine dağılırdı. Bunun üzerine Resulullah (sav): "Vadilere ve geçitlere dagılmanız şeytan işidir" diye ikaz etti. Bundan sonra herhangi bir yere inilince birbirlerine yakın şekilde yerleşirlerdi. Öyle ki, "Üzerlerine bir yaygı atılsa hepsini örter" denirdi. |Ebu Davud, Cihad 97, (2628)|2189
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yürüme Ve Konaklama|ebu davud|Sehl İbnu Muaz el-Cüheni|Sehl İbnu Muaz el-Cüheni, babası (Sehl)'den naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) bir gazve sırasında bir yerde konaklamıştı. Askerler konakladıkları yerleri birbirine pek yakın tutarak darlığa sebep oldular ve yolu da kestiler. Bunun üzerine bir dellal çıkararak halka şunu ilan ettirdi: "Konak yerini daraltıp yolu kesenin cihadı yoktur." |Ebu Davud, Cihad 97, (2629, 2630)|2190
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Seferde Arkadaşa Yardım|müslimebu davud|Ebu Said|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kimin yanında fazla hayvan varsa, onu hayvanı olmayana versin. Kimin de fazla azığı varsa onu azığı olmayana versin." Resulullah, bazı mal çeşitlerini bu suretle saymaya devam etti. Öyle ki, bizden hiç kimsenin (yol sırasında) herhangi bir fazlalıkta hakkı olmadığı düşüncesine vardık. |Müslim, Lukata 18, (1728); Ebu Davud, Zekat 32, (1663)|2191
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Seferde Arkadaşa Yardım||Cabir|Resulullah (sav) gazveye çıkmak arzu etti ve: ""Ey Muhacir ve Ensar topluluğu! Kardeşlerinizden öyleleri var ki ne malları var ne de aşiretleri. Herbiriniz, iki veya üç kişiyi yanına alsın" dedi. (Hz. Cabir devamla der ki): "Bu tamim üzerine ben iki veya üç kişiyi yanıma aldım. (Yol boyu) devemde, diğerlerinin sırası gibi benim de bir (binme) sıram vardı." ||2192
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Seferde Arkadaşa Yardım|ebu davud|Cabir|Resulullah (sav) yürüme sırasında geride kalır, (kafileye kavuşturmak için) zayıf hayvanı sürer, üzerindekini terkisine alır ve onlara dua ederdi. |Ebu Davud, Cihad 103, (2639)|2193
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Kadının Yolculuğu|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına, bir gece ve gündüz devam edecek bir mesafeye, yanında bir mahremi olmadıkça gitmesi helal değildir." |Buhari, Taksiru's- Salat 4; Müslim, Hacc 419, 422, (1339); Muvatta, İsti'zan 37, (2, 979); Ebu Davud, Menasik 2, (1723-1725); Tirmizi, Rada 15, (1170)|2194
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Kadının Yolculuğu|buharimüslim|İbnu Abbas|Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Bir erkek, yanında mahremi bulunmayan (yabancı) bir kadınla yalnız kalmasın!" Bunun üzerine bir adam kalkarak: "Ey Allah'ın Resulü, kadınım hacc için yola çıktı, ben ise falan falan gazvelere yazıldım!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse git hanımına yetiş, onunla hacc yap!" diye emretti." |Buhari, Cezau's-Sayd 26, Cihad 140, 181, Nikah 111; Müslim, Hacc 424, (1341)|2195
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yolcunun Yanında Bulunması Mekruh Olan Şeyler|müslimebu davudtirmizi|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Melekler, içinde köpek ve çan bulunan kafileye arkadaşlık etmezler." (Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Çan şeytanın mizmarları (çalgılarıdır)." Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Melekler, içerisinde kaplan derisi bulunan kafileye refakat etmez" buyurmuştur.) |Müslim, Libas 103, (2113, 2114); Ebu Davud, Cihad (2555, 2556); Tirmizi, Cihad 25, (1703)|2196
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Seferden Dönüş|buharimüslimmuvatta|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: Yolculuk azabtan bir parçadır, herbirinizin yiyeceğine, içeceğine, uykusuna mani olur. Öyleyse işini bitiren, ailesine dönmede acele etsin." |Buhari, Umre 19, Cihad 136, Et'ime 30; Müslim, İmaret 179, (1927); Muvatta, İsti'zan 39, (2, 980)|2197
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Seferden Dönüş|buharimüslimebu davudtirmizi|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Seferden dönünce ailene gece vakti gelme, ta ki kocasını bekleyen kadıncağız usturasını kullansın, dağınık saçlarını tarasın. Sana keys gerekir." |Buhari, Nikah 120, Umre 16; Müslim, İmaret 183-184, (715); Ebu Davud, Cihad 175, (2776, 2777, 2778); Tirmizi, Rada 17, (1172), İsti'zan 19, (2713)|2198
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Seferden Dönüş|||Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) onları (yolculuktan dönenleri), kadınları ihanet zannı altında tutmuş ve açıklarını aramış olmamaları için, evlerinin kapılarını geceleyin çalmaktan nehyetti." ||2199
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Seferden Dönüş|tirmizi||Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "[Resulullah (sav):] "Kocası gurbette olan (yabancı) kadınların yanına girmeyin, Zira şeytan, herbirinizin içinde, vücudunuzda kanın dolaştığı gibi, (kendisini hissettirmeden) dolaşır" buyurdu. Biz atılıp sorduk: "Sende de dolaşır mı?" "Bende de (dolaşır), ancak Allah bana yardım etti de (şeytanım) müslüman oldu." |Tirmizi, Rada 17, (1172)|2200
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Seferden Dönüş|buharimüslimebu davudtirmizi|Cabir|Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav), bir gazveden -veya bir seferden- döndüğü vakit Medine'ye gece ulaşacak olsa girmez, sabahı beklerdi. Sabahtan önce ulaşacak olsa yine girmez, sabah vaktini beklerdi. Derdi ki: "Biraz mühlet tanıyın da kokusunu sürünmemiş olan taransın, kocası gurbette olan usturasını kullansın." |Buhari, Nikah 120, Umre 16; Müslim, İmaret 183-184, (715); Ebu Davud, Cihad 175, (2776, 2777, 2778); Tirmizi, Rada 17, (1172), İsti'zan 19, (2713)|2201
SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Seferden Dönüş|tirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) onları kadınların yanına geceleyin gelmeyi yasakladığı zaman, iki kişi (bu yasağı dinlemeyip), geceleyin evlerine geldi. Her ikisi de evinde hanımının yanmda bir yabancı erkek buldu. |Tirmizi, İsti'zan 19, (2713)|2202
Dostları ilə paylaş: |