İman ve islam hakkinda



Yüklə 5,12 Mb.
səhifə53/129
tarix24.10.2017
ölçüsü5,12 Mb.
#12281
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   ...   129

SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Deniz Yolculuğu|ebu davud|Abdullah İbnu Amr İbni'l-As|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hacc veya umre veya Allah yolunda cihad maksadları dışında gemiye binme. Zira denizin altında ateş, ateşin altında da deniz vardır." |Ebu Davud, Cihad 9, (2489)|2203

SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Deniz Yolculuğu|rezin|Mater el-Varrak el-Basri|"Denizde ticaret yapmada bir beis yok. Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak ancak hakkı zikreder" sonra da şu ayeti okudu: "Allah'ın lütfuyla rızık aramanız için gemilerin onu yararak gittiğini görürsün..." (Fatır 12). [Rezin ilavesidir. Buhari, bunu bab başlığında kaydetmiştir (Büyu, 8)] |Rezin|2204

SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yolcuyu Karşılama|buharitirmiziebu davud|Saib İbnu Yezid|Tebük Gazvesi dönüşünde, biz çocuklarla birlikte, Resulullah (sav)'ı karşılamak üzere Seniyyetül Veda'ya gittik. |Buhari, Cihad 196, Megazi 82; Tirmizi, 38, (1718); Ebu Davud, Cihad 176, (2779)|2205

SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yolcuyu Karşılama|tirmizi|Aişe|Resulullah (sav) odamda iken Zeyd İbnu Harise geldi ve kapıyı vurdu. Resulullah (sav) üryan vaziyette üzerindeki örtüsünü sürüyerek kalktı. Allah'a yemin olsun, O'nu, daha önce üryan olarak hiç görmemiştim, sonra da görmedim. Zeyd'i kucakladı ve öptü. |Tirmizi, İsti'zan 32, (2733)|2206

SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Yolcuyu Karşılama|ebu davud|Şa'bi|Resulullah (sav), Cafer İbnu Ebi Talib'i karşıladı, kucakladı ve gözlerinin arasından öptü. |Ebu Davud, Edeb 157, (5220)|2207

SEFER (YOLCULUK) VE ADABI BÖLÜMÜ|Kudüm (Seferden Dönüş) Namazı|ebu davud|İbnu Ömer ve Ka'b İbnu Malik|Resulullah (sav) bir seferden dönünce önce mescide uğrardı. Orada iki rekat namaz kılar, ondan sonra evine dönerdi." Nafi': "İbnu Ömer de öyle yapardı" demiştir. |Ebu Davud, Cihad 178, (2781,2782)|2208

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|ebu davudtirmizinesai|Ebü Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şu üç şeyde armağan vardır: Deve yarışı veya at yarışı veya ok yarışı." |Ebu Davud, Cihad 67, (2574); Tirmizi, Cihad 22, (1700); Nesai, Hayl 14, (6, 226, 227)|2209

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|ebu davud|İbnu Ömer|Resulullah (sav) atı antremana tabi tutar, (sonra da) onunla yarışa katılırdı. |Ebu Davud, Cihad 67, (2577)|2210

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|ebu davud|İbnu Ömer|Resulullah (sav) atlar arasında yarışma yaptırdı. Hedefte, beş yaşına basanları tafdil etti. |Ebu Davud, Cihad 67, (2576)|2211

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizinesai|İbnu Ömer|Resullullah (sav), antrenmanlı atı el-Hafya'dan Seniyyetul-Veda'ya kadar koşturdu. Antrenmanlı olmayanı da Seniyyetü'l-Veda'dan Bern Zürayk Mescidi'ne kadar koşturdu. |Buhari, Salat 41, Cihad 56, 57, 58, İ'tisam 16; Müslim, İmaret 95, (1870); Muvatta, Cihad 45, (2, 467, 468); Ebu Davud, Cihad 67, (2575); Tirmizi, Cihad 22, (1699); Nesai, Hayl 13, (6, 226)|2212

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|ebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, iki at arasına, geçeceğinden emin olunmayan bir üçüncü at dahil ederse, bu kumar olmaz. Kim de geçeceğinden emin olunan atı dahil ederse bu kumar olur." |Ebu Davud, Cihad 69, (2579)|2213

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|buhariebu davudnesai|Enes|Resulullah (sav)'ın Adba adında bir devesi vardı. Bu bütün yarışları kazanırdı. Bir gün binek devesi üzerinde bir bedevi geldi ve yarışta Adba'yı geçti. Bu durum Ashab'ın ağrına gitti. Resulullah (sav), üzüntülerini yüzlerinden okuyunca şu açıklamayı yaptı: "Yeryüzünde, yükselttiği herşeyi arkadan alçaltmak Allah üzerine bir haktır." |Buhari, Cihad 59, Rikak 38; Ebu Davud, Edeb 9, (4802); Nesai, Hayl 14, (6,227)|2214

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|müslim|Fukaym el'Lahmi|Ukbe İbnu Amir (ra)'e dedim ki: "Sen yaşlanmış bir ihtiyar olduğun halde bu iki hedef arasında gidip geliyorsun, artık bu sana meşakkat veriyor olmalı." Bana şu cevabı verdi: "Eğer Resulullah (sav)'dan işittiğim bir söz olmasaydı kendimi bu sıkıntıya atmazdım. Efendimizin şöyle söylediğini işittim: "Kim atıcılık öğrenir ve sonra bırakırsa o bizden değildir - veya: asi olmuştur.-" |Müslim, İmaret 169, (1919)|2215

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|ebu davudtirmizinesai|Ukbe İbnu Amir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete koyar: 1-Onu yapan; yeter ki bunu hayır maksadıyla yapsın. 2-Atan. 3-Atana ulaştıran." |Ebu Davud, Cihad 24, (2513); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 11, (1637); Nesai, Cihad 26, (6, 28), Hayl 8, (6, 222, 223)|2216

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|ebu davud||Bir rivayette ise şöyle buyurulmuştur: "Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete koyar: Yapan, yeterki hayır maksadıyla yapsın, atan) ve oku atana veren (münebbil). Atın, binin. Sizin (ok) atmanızı, ben binmenizde daha çok seviyorum. Her eğlence batıldır. Eğlenceleriniz içinde sadece şu üç şey (mubahtır), övgüye değer: Kişinin atını te'dib etmesi, hanımıyla mulatafede bulunması, yayla ok atıp, atılan okları toplaması. Bunlar Hakk'tandır. Kim öğrendikten sonra atışı, nefretle terkederse bilsin ki, bir nimeti terketmiştir -veya şöyle dedi-: "Bu nimete karşı nankörlük etmiştir." |Ebu Davud, Cihad 24, (2513)|2217

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler|buhari|Seleme İbnu'l-Ekva'|Resulullah (sav) çarşıda ok yarışı yapan Beni Eslem'den bir grupla karşılaşmıştı. Onlara: "Ey İsmailoğulları, atın, zira atalarınız atıcı idiler. Atın, ben falan kabileyi tutuyorum" dedi. Bu söz üzerine bir grup atıştan vazgeçti. Efendimiz: "Ne oldu, niye atmıyorsunuz?" diye sordu. Şöyle cevap verdiler: "Nasıl atalım, siz öbür tarafı tutuyorsunuz!" Bunun üzerine: "Atın!" dedi, "ben hepinizi, her iki tarafı da tutuyorum." |Buhari, Cihad 78, Enbiya 12, Menakıb 4|2218

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|ebu davudnesai|Ebu Vehb el-Cüşemi|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size alnı sakar, ayakları sekili kahverengi atı veya alnı sakar ayakları sekili kızıl atı veya alnı sakar, ayakları sekili siyah atı tavsiye ederim." Ebu Vehb'e: "Kızılın tafdil edilişinin sebebi nedir?" diye soruldu. Şu cevabı verdi: "Çünkü, Hz. Peygamber (sav) bir seriyye göndermişti. Zafer haberini ilk getiren kızıl atın sahibi idi." (Nesai'de şu ziyade vardır: "(Allah yolunda) at besleyin, alınlarından ve arkalarından okşayın. Boyunlarına takı bağlayın fakat kiriş bağlamayın.") |Ebu Davud, Cihad 44, (2544); Nesai, Hayl 3, (6, 218, 219)|2219

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|tirmiziİbnu mace|Ebu Katade|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Atların en hayırlısı alnında küçük bir sakar, üst dudağında beyaz beneği olan siyahtır. Bunun üç ayağı sekili. Ön sağ ayağı sekisiz siyah takip eder. Eğer siyah değilse alacası, böyle olan kahverengi hayırlıdır." |Tirmizi, Cihad 20, (1696, 1697); İbnu Mace, Cihad 14, (2789)|2220

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|ebu davudtirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav): "Atın bereketi kızıllığındadır." buyurdu. |Ebu Davud, Cihad 44, (2545); Tirmizi, Cihad 20, (2454)|2221

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|müslimebu davudtirmizinesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) şikal attan hoşlanmazdı. Bu, atın ön sağ ve arka sol ayağında veya ön sol, arka sağ ayağında (çaprazlama) seki bulunmasıdır. Ancak şikal için şöyle diyen de olmuştur: "Atın üç ayağının sekili, birinin sekisiz olmasıdır veya üçünün sekisiz, birinin sekili olmasıdır, şikal sadece arka ayakta olur. Şu da söylenmiştir: "Şikal, beyazlı alaca ihtilafının çaprazlama olmasıdır." |Müslim, İmaret 102, (1875); Ebu Davud, Cihad 46, (2547); Tirmizi, Cihad 21, (1698); Nesai, Hayl 4, (6. 219)|2222

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|buharimüslimtirmizinesai|Urve İbnu'l-Ca'd|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Atın alnına hayır bağlanmıştır: "(Bu hayır), sevap ve ganimettir. Bu hal kıyamete kadar bakidir." |Buhari, Cihad, 43, 44, Humus 8; Müslim, İmaret 98, (1873); Tirmizi, Cihad 19, (1694); Nesai, Hayl 7, (6, 222)|2223

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|ebu davud|Utbe İbnu Abdillah es-Sülemi|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Atın alnındaki tüyleri kesmeyin (boynunun üstündeki) yeleleri de kesmeyin, kuyruğundaki tüyleri de. Çünkü kuyruğu sinekleri vs. kovalar, yeleleri onu ısıtan elbisesidir, alnı ise orada hayır bağlıdır." |Ebu Davud, Cihad 43, (2542)|2224

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|müslimnesai|Cerir|Resulullah (sav)'ı atın alnındaki tüyleri parmaklarıyla bükerken gördüm. Büküyor ve şöyle diyordu: "Atın alnına Kıyamet gününe kadar hayır bağlanmıştır. Bu hayır sevap ve ganimettir." |Müslim, İmaret 97, (1872); Nesai, Hayl 7, (6, 221)|2225

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|muvatta|Yahya İbnu Said|Resulullah (sav)'ın ridası ile atının alnını okşadığı görüldü. Bunun sebebi sorulunca şu cevabı verdi: "Ben bu gece at mevzuunda azarlandım." |Muvatta, Cihad 47, (2,468)|2226

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|nesai|Ebu Zerr|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hiçbir Arabi at yoktur ki, her seher vaktinde şu kelimelerle dua etmesine izin verilmesin: "Ya Rabbi, Beni insanoğlundan diledigine temlik ettin, beni onun malı kıldın. Öyleyse beni, ona onun en sevgili malı, en sevgili ehli kıl" veya "Beni ona, onun en sevgili malından ve ehlinden biri kıl." |Nesai, Hayl 9, (6,223)|2227

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|ebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) dişi ata feres derdi. |Ebu Davud, Cihad 45, (2546)|2228

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|buhari|Sehl İbnu Sa'd|Resulullah (sav)'ın bizim bahçemizde bir atı vardır, adı el-Lahif idi. |Buhari, Cihad 46|2229

MÜSABAKA VE ATICILIK BÖLÜMÜ|Atın Vasıfları|ebu davudnesai|Ali|Resulullah (sav)'a bir katır hediye edilmişti, ona bindi. Ben kendisine: "Eşekleri atlara aşırtsak da bunun gibi katırlar elde etsek olmaz mı?" dedim. Şöyle cevap verdi: "Bunu (şeriatın bu meseledeki hükmünü) bilmeyenler yapar." |Ebu Davud, Cihad 59, (2565); Nesai, Hayl 10, (6, 224)|2230

SUAL BÖLÜMÜ|Sual Hakkında|buharimüslimtirmizinesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben sizi terkettikçe siz de beni bırakınız. Zira, sizden öncekileri, suallerinin çokluğu ve peygamberleri üzerindeki ihtilafları helak etmiştir, öyle ise sizi birşeyden nehiy mi ettim (niçin, neden? diye sormaya kalkmadan) ondan kaçının. Bir şey emrettiğim zaman da onu elinizden geldiğince yapmaya çalışın, (soru sormayın)." |Buhari, İ'tisam 2; Müslim, Hacc 412, (1337); Tirmizi, İlm 17, (2681); Nesai, Hacc 1, (5, 110)|2231

SUAL BÖLÜMÜ|Sual Hakkında|buharimüslimebu davud|Sa'd İbnu Ebi Vakkas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müslümanlar içinde, müslümanlara karşı en büyük cürüm işleyen kimse odur ki, haram kılınmamış olan bir şey hakkında soru sorar da bu suali sebebiyle o şey haram kılınıverir." |Buhari, İ'tisam 3; Müslim, Fedail 132, (2358); Ebu Davud, Sünnet 7, (4610)|2232

SUAL BÖLÜMÜ|Sual Hakkında|buharimüslimebu davud|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar sizlere ilimden sormaya devam ederken şunu demeye kadar gelirler: "Anladık, Allah herşeyin yaratıcısıdır, pekiyi Allah'ın yaratıcısı kimdir?" (Ebu Hüreyre, bir adamın elini tutarak ilave etti: "Allah ve Resulü doğru söyledi. Bana bunu iki kişi sordu; bu, üçüncüsüdür.") |Buhari, Bed'ü-l-Halk 11; Müslim, İman 232, (135); Ebu Davud, Sünnet 19, (4721, 4722)|2233

SUAL BÖLÜMÜ|Sual Hakkında|ebu davud|Ebu Hüreyre|Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde şöyle der: "Bunu söyledikleri zaman siz: "Allah birdir, Allah sameddir (ne bir yaratıcıya ne de bir başka şeye muhtaç değildir), doğurmadı, doğurulmadı da. O'nun bir dengi de yoktur" deyin, sonra solunuza üç kere tükürüp istiaze ile şeytandan Allah'a sığının." |Ebu Davud, Sünnet 19,4722)|2234

SUAL BÖLÜMÜ|Sual Hakkında|rezin|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanların şerlileri, ulemaya (birşey öğrenmek için değil), onları yanıltmak için zararlı meselelerden soru soranlardır." [Rezin'in ilavesidir. Kaynağı bulunamamıştır.] |Rezin|2235

SUAL BÖLÜMÜ|Sual Hakkında|rezin|Ebu Sa'lebe el-Huşeni|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah bir kısım farzlar koymuştur, siz, bunları daraltmayın. Bir kısım da sınırlar (yasaklar) koydu. Bunlara tecavüz etmeyin. Bazı şeyleri de haram kıldı, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri de (farz, sınır, haram diye tavsif etmeden mutlak) bırakmıştır. Bunları, unutarak bırakmış değildir, öyle ise onları (farz mı, haram mı... vs. diye didikleyip) araştırmayın." [Rezin ilavesidir. Bunu Darakutni, Sünen'inde Rada bahsinde (4, 184) tahric eder. ed-Dürrul Mensurda Suyuti, başka rivayetler de kaydeder (4, 279)] |Rezin|2236

SİHİR VE KEHANETLE İLGİLİ BÖLÜM|Sihir Ve Kehanet Hakkında|nesai|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim (sihir maksadıyla) bir düğüm vurur sonra da onu üflerse sihir yapmış olur. Kim sihir yaparsa sirke düşer. Kim birşey asarsa, o astığı şeye havale edilir." |Nesai, Tahrim 19, (7, 112)|2237

SİHİR VE KEHANETLE İLGİLİ BÖLÜM|Sihir Ve Kehanet Hakkında|müslim|Safiyye Bintu Ebi Ubeyd|Resulullah (sav)'ın zevce-i paklerinden naklen anlatıyor: "Resululah (sav) buyurdular ki: "Kim bir arrafa (kahine) gelir, birşeyler sorar ve söylediklerine de (inanıp) onu tasdik ederse, kırk gün namazı kabul edilmez." |Müslim, Selam 125, (2230)|2238

SİHİR VE KEHANETLE İLGİLİ BÖLÜM|Sihir Ve Kehanet Hakkında|buharimüslim|Aişe|Hz. Peygamber (sav)'e (yahudiler tarafından) sihir yapıldı, öyle ki, Resulullah (sav) yapmadığı bir şeyi yaptım vehmine düşüyordu. Bir gün benim yanımda iken Allah'a dua etti, sonra tekrar dua etti. Ve dedi ki: "Ey Aişe, hissettin mi, sorduğum hususta Allah bana fetva verdi?" "Hangi hususta Ey Allah'ın Resulü?" dedim. "İki kişi bana gelip, biri başucumda, diğeri de ayak tarafımda oturdu. Biri diğerine: "Bu zatın rahatsızlığı nedir?" dedi. öbürü: "Büyüdür!" dedi. Önceki tekrar sordu: "Kim büyüledi?" Diğeri: "Lebid İbnu'l'A'sam adındaki Beni Züreykli bir yahudi" diye cevap verdi. Öbürü: "Büyüyü neye yaptı?" dedi. Arkadaşı: "Bir tarakla saç döküntüsüne ve bir de erkek hurma tomurcuğunun içine" cevabını verdi. Diğeri: "Pekala, şimdi nerede?" diye sordu. Arkadaşı: "Zervan kuyusunda!" cevabını verdi." Bunun üzerine Resulullah (sav) Ashabından bir grupla birlikte (ra) kuyuya gitti, ona baktı, kuyunun üzerinde bir hurma vardı. Sonra benim yanıma dönüp: "Ey Aişe! Allah'a yemin olsun, kuyunun suyu sanki kına ıslatılmış gibi (bulanık) ve (o kuyu ile sulanan) hurma ağaçlarının başları da sanki Şeytanların başları gibiydi!" dedi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Onu (kuyudan) çıkardın mı?" diye sordum. "Hayır!" dedi ve ilave etti: "Bana gelince, Allah bana afiyet lütfetti ve şifa verdi. Ben ondan halka bir şer gelmesine sebep olmaktan korktum!" Resulullah onun gömülmesini emretti ve yere gömüldü." |Buhari, Tıbb 47,49,50, Cizye 14, Edeb 56; Müslim, Selam 43, (2189)|2239

SİHİR VE KEHANETLE İLGİLİ BÖLÜM|Sihir Ve Kehanet Hakkında|nesai|Zeyd İbnu Erkam|Resulullah (sav)'a sihir yapıldı. Bu yüzden günlerce hasta düştü. Sonunda Cebrail aleyhisselam gelerek: "Seni yahudilerden bir adam sihirledi. Yaptığı sihir düğümünü falanca kuyuya attı" dedi. Resulullah (sav) Hz. Ali (ra)'yi (bu maksadla oraya) gönderdi. Ali (ra) düğümü oradan çıkarıp çözdü. (Sihir çözülünce) Aleyhissalatu vesselam, bağdan kurtulmuş gibi kendine geldi. Resulullah (sav) bunu, o yahudiye zikretmedi ve onun yüzünü de hiç görmedi." |Nesai, Tahrim 20, (7,112-113)|2240

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Ayakta İçmenin Hükmü|buharimüslimtirmizinesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav)'a, zemzemden sundum, ayakta olduğu halde içti. (Bir rivayette: "Resulullah Beytullah'ın yanında iken su istedi, ben ona bir kova getirdim" denmiştir. Bir diğer rivayette şu ziyade gelmiştir: "İkrime o gün (Resulullah'ın) deve üzerinde olduğu hususunda yemin etti.") |Buhari, Eşribe 16, Hacc 76; Müslim, Eşribe 120, (2027); Tirmizi, Eşribe 12, (1883); Nesai, Hacc 165, (5, 237)|2241

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Ayakta İçmenin Hükmü|||Tirmizi ve Nesai'nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) zemzemi ayakta içti." ||2242

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Ayakta İçmenin Hükmü|tirmiziİbnu mace|İbnu Ömer|Biz, Resulullah (sav) devrinde yürürken yer, ayakta iken içerdik. |Tirmizi, Eşribe 11, (1881); İbnu Mace, Erime 25, (3301)|2243

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Ayakta İçmenin Hükmü|muvatta||İmam Malik'e ulaştığına göre Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (ra) ayakta oldukları halde (su) içiyorlardı. |Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 13, (2,925)|2244

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Ayakta İçmenin Hükmü|müslimtirmiziebu davud|Enes|Resulullah (sav) ayakta içmeyi yasakladı" demişti. Kendisine: "Ya yemek? (Bu husustaki hüküm nedir)" diye soruldu. "Bu daha şiddetle yasaktır!" dedi veya şöyle dedi. "Bu daha şerli, daha kötü!" |Müslim, Eşribe 113, (2024); Tirmizi, Eşribe 11, (1880); Ebu Davud, Eşribe 13, )3717|2245

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Ayakta İçmenin Hükmü|müslim|Ebu Hüreyre|Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Sizden kimse sakın ayakta içmesin. Kim unutarak içerse hemen kussun." |Müslim, Eşribe 116, (2026)|2246

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Kapların Ağzından İçmek|tirmiziİbnu mace|Kebşetu'l-Ensari|Resulullah (sav) yanıma girmişti. (Duvarda) asılı olan bir kırbanın ağzından ayakta su içti. Ben hemen kırbaya gidip ağzını kestim." (Rezin şu ziyadeyi ilave etmiştir: "... (Kestiğim bu kısmı) su içerken kullanmak üzere hususi bir maşraba yaptım.") |Tirmizi, Eşribe 18, (1893); İbnu Mace, Eşribe 21, (3423)|2247

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Kapların Ağzından İçmek|ebu davud|İsa İbnu Abdillah|Ensardan bir zat olan İsa İbnu Abdillah, babasından naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) Uhud günü bir su kabı istedi. (Kap gelince): "Kabın ağzını dışa kıvır!" dedi, ben de kıvırdım. Sonra kabın ağzından su içti." |Ebu Davud, Eşribe 15, (3721)|2248

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Kapların Ağzından İçmek|buharimüslimebu davudtirmizi|Ebu Said|Resulullah (sav) su kaplarının ağzından içmek için ağızlarnın dışa kıvrılmalarını yasakladı. |Buhari, Eşribe 23; Müslim, Eşribe 111, (2023); Ebu Davud, Eşribe 15, (3720); Tirmizi, Eşribe 17, (1891)|2249

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçerken Nefes Alıp Vermek|tirmizi|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Suyu deve gibi bir solukta içmeyin, iki-üç solukta (dinlene dinlene) için. Su içerken besmele çekin. Bitirince de Allah'a hamdedin." |Tirmizi, Eşribe 13, (1886)|2250

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçerken Nefes Alıp Vermek|buharimüslimtirmiziebu davud|Enes|Enes'den Nesai dışındaki imamların rivayetine göre: Resulullah (sav), suyu üç solukta içerdi." (Müslim ve Tirmizi'nin rivayetlerinde şu ziyade var: "Resulullah (üç solukta içer, böyle içmenin) daha doyurucu, (hastalıklara karşı) daha koruyucu ve daha afiyetli olduğunu söylerdi.") |Buhari, Eşribe 26; Müslim, Eşribe 121, (2028); Tirmizi, Eşribe 13, (1885); Ebu Davud, Eşribe 19, (3727)|2251

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçerken Nefes Alıp Vermek|buharimüslimtirmizinesai|Ebu Katade|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz su içerken su kabına nefes etmesin." |Buhari, Eşribe 25, Vudu 18, 19; Müslim, Taharet 64, (267), Eşribe 121, (267); Tirmizi, Eşribe 16, (1890); Nesai, Taharet 42, (1, 43, 44)|2252

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçerken Nefes Alıp Vermek|muvattatirmiziebu davudİbnu mace|Ebu'l-Müsenna el'Cüheni|Ebu Said (ra) Mervan'ın yanına girmiştir. Mervan ona: "Resulullah (sav)'ın kaplara solumayı yasakladığını işittin mi?" diye sordu. Ebu Said (ra): "Evet!" dedi ve anlattı: "Adamın birisi: "Ben bir nefeste su içince bir türlü suya kanamıyorum (ne tavsiye edersiniz)?" diye sormuştu. Aleyhissalatu vesselam efendimiz: "Kabı ağzından ayır, nefes al (sonra içmeye devam et)!" buyurdu. Adam: "Kapta çer-çöp görürsem?" diye sordu. Efendimiz: "O takdirde suyu dök!" diye emretti. |Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 12, (2, 925); Tirmizi, Eşribe 15, (1888); Ebu Davud, Eşribe 16, (3722); İbnu Mace, Eşribe 23, (3427)|2253

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçenlerin Öncelik Sırası|buharimüslimmuvattatirmiziebu davud|Enes|Resulullah (sav)'a bir bardak süt getirilmişti. İçerisine su katıldı. Önce kendisi içti. Solunda Ebu Bekir (ra) vardı, sağında da bir bedevi. Sütten artan kısmı bedeviye verdi ve: "(Öncelik hakkı) sağındır, sonra da onun sağı(ndan devam etsin)!" buyurdu." |Buhari, Hibe 4, Eşribe 14, 18; Müslim, Eşribe 124, (2029); Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 17, (2, 926); Tirmizi, Eşribe 19, (1894); Ebu Davud, Eşribe 19, (3726)|2254

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçenlerin Öncelik Sırası|buharimüslim|Sehl İbnu Sa'd|Resulullah (sav)'a bir içecek getirilmişti. Ondan, önce kendisi içti. Sağında bir oğlan, solunda da yaşlılar vardı. Oğlana: "Bardağı şu yaşlılara vermem için bana izin verir misin?" dedi. Oğlan da: "Ey Allah'ın Resulü, Allah'a yemin olsun bana sizden gelecek nasibime başkasını asla tercih edemem!" diye cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah (sav) bardağı onun eline koyduk. (Rezin şunu ilave etti: "Zikri geçen oğlan el-Fadl İbnu Abbas idi.") |Buhari, Eşribe 19; Müslim, Eşribe 127, (2030)|2255

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçenlerin Öncelik Sırası|ebu davudtirmizi|İbnu Ebi Evfa ve Ebu Katade|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir cemaate içecek dağıtan, en son içer. (Hadisi Ebu Davud İbnu Ebi Evfa'dan Tirmizi de Ebu Katade 'den rivayet etmiştir) |Ebu Davud, Eşribe 19, (3725); Tirmizi, Eşribe 20, (1859)|2256

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Kapların Ağızlarının Örtülmesi|buharimüslimebu davud|Cabir|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kapların ağızlarını örtün, dağarcık (ve tulukların) ağzını bağlayın." (Müslim'in bir rivayetinde şu ziyade var: "Zira yılda bir gece vardır ki onda veba yağar. Şayet ağzı açık kaba veya bağsız dağarcığa rastlarsa bu vebadan ona mutlaka iner." el-Leys dedi ki: "Bizim yanımızdaki acemler bundan kanun-u evvel ayında sakınırlar.") |Buhari, Eşribe 22, Bed'ü'l-Halk 11, 14, İsti'zan 49,50; Müslim, Eşribe 96-99, (2012-2014); Ebu Davud, Eşribe 22, (3731-3734)|2257

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Kapların Ağızlarının Örtülmesi|buharimüslimebu davud||Buhari ve Müslim'de gelen bir rivayette şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) su istedi. Bir adam: "Ya Resulullah sana nebiz (şıra) sunmayalım mı?" diye sordu. Efendimiz, "Evet, sun!" buyurdu." Ravi der ki: "Adam hızla çıktı ve içinde nebiz (şıra) olan bir hardalda geri döndü. Resulullah (sav): "Ağzını kapamadın mı, hatta üzerine gereceğin bir çöple bile olsa?" dedi ve nebizi içti. Müslim'de Ebu Humeyd'den gelen bir rivayette şöyle buyurulmuştur "Biz, geceleyin dağarcıkları bağlamakla emrolunduk. Kapıların da geceleyin örtülmesiyle emrolunduk." |Buhari, Eşribe 22; Müslim, Eşribe 96-99; Ebu Davud, Eşribe 22, (3734)|2258

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçecekler Hakkında Müteferrik Hadisler|ebu davud|Aişe|Resulullah (sav)'a es-Sükya kuyularından tatlı su getirilirdi. Kuteybe der ki: "O (es-Sükya) Medine ile Mekke arasında iki günlük mesafe bulunan bir göze idi." |Ebu Davud, Eşribe 22, (3735)|2259

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçecekler Hakkında Müteferrik Hadisler|buhariebu davud|Cabir|Resulullah (sav) Ensar'dan bir zatın bahçesine girdi. Bu sırada adam, bahçeye su çevirmekte idi. Resullulah (sav): Yanınızda şenne (eskimiş tuluk) içerisinde akşamdan kalma suyunuz varsa (ver de içelim), yoksa, akan sudan "ağzımızla içeriz" buyurdu. Adam: "Evet yanımda soğuk su var!" deyip, kulübeye giderek bir bardağa su koydu, sonra da üzerine bir keçiden süt sağdı. Efendimiz ondan içti. |Buhari, Eşribe 14, 20; Ebu Davud, Eşribe 18, (3724)|2260

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|İçecekler Hakkında Müteferrik Hadisler|nesai|Enes|Ümmü Süleym'in bir bardağı vardı. (Bu bardakla ilgili olarak) derdi ki: "Ben bu bardakla Resulullah'a her çeşit meşrubatı sunmuşum: "Su, bal (şerbeti), süt, şıra." |Nesai, Eşribe 58, (8, 335)|2261

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Her Sarhoş Edici Haramdır|buharimüslimmuvattanesai|Aişe|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sarhoşluk veren her içki haramdır." |Buhari, Eşribe 4, Vudu 71; Müslim, Eşribe 67-68, (2001); Muvatta, Eşribe 9, (2, 845); Nesai, Eşribe 23, (8, (298)|2262

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Her Sarhoş Edici Haramdır|buharimüslimmuvattanesai|Aişe|Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah ()'a bal şerbetinden sunulmuştu: "Sarhoşluk veren her içki haramdır!" diye cevap verdi. |Buhari, Eşribe 4, Vudu 71; Müslim, Eşribe 67-68, (2001); Muvatta, Eşribe 9, (2, 845); Nesai, Eşribe 23, (8, (298)|2263

İÇECEKLER BÖLÜMÜ|Her Sarhoş Edici Haramdır|ebu davudtirmizi|Aişe|Ebu Davud'da gelen diğer bir rivayette (Resulullah'a açıklaması şöyledir): "Her sarhoş edici şey haramdır. Bir farak (küp) içildiği takdirde sarhoşluk veren bir şeyin tek avucu da haramdır." Tirmizi'de gelen bir diğer rivayette "tek yudumu haramdır" diye gelmiştir. |Ebu Davud, Eşribe 6, (3682, 3687); Tirmizi, Eşribe 2, 3, (1864,1867)|2264


Yüklə 5,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   49   50   51   52   53   54   55   56   ...   129




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin