İman ve islam hakkinda



Yüklə 5,12 Mb.
səhifə55/129
tarix24.10.2017
ölçüsü5,12 Mb.
#12281
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   129

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|muvatta|Sa'd İbnu Ebi Vakkas|İki erkek kardeş vardı. Bunlardan biri öbür kardeşinden kırk gün kadar önce vefat etti. Resulullah (sav)'ın yanında bunlardan birincisinin faziletleri zikredildi. Bunun üzerine Efendimiz (sav): "Diğeri müslüman değil miydi?" diye sordu. "Evet, müslümandı ve fena da değildi!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Öldükten sonra, namazının ona ne kazandırdığını biliyor musunuz? Namazın misali, sizden birinin kapısının önünde akan ve her gün için beş kere girip yıkandığı suyu bol ve tatlı bir nehir gibidir. Bu (nehrin) onun üzerinde kir bıraktığını göremezsiniz, öyleyse, siz ona namazının neler ulaştırdığını bilemezsiniz." |Muvatta, Kasru's-Salat 91, (1, 174)|2319

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|buharimüslimebu davud|Ebu Ümame|Resulullah (sav) ile beraber mescidde idik. O esnada bir adam geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü, ben bir hadd işledim, bana cezasını ver!" dedi. Resulullah adama cevap vermedi. Adam talebini tekrar etti. Aleyhisalatu vesselam yine sükut buyurdu. Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kılındı. Resulullah (sav) namazdan çıkınca adam yine peşine düştü, ben de adamı takip ettim. Ona ne cevap vereceğini işitmek istiyordum. Efendimiz adama: "Evinden çıkınca abdest almış, abdestini de güzel yapmış mıydın?" buyurdu. O: "Evet ey Allah'ın Resulü!" dedi. Efendimiz: "Sonra da bizimle namaz kıldın mı?" diye sordu. Adam: "Evet ey Allah'ın Resulü!" deyince, Efendimiz: "Öyleyse Allah Teala hazretleri haddini -veya günahını demişti- affetti" buyurdu. |Buhari, Hudud 27; Müslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765); Ebu Davud, Hudud 9, (4381)|2320

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|buharimüslim|Enes|Ben Resulullah (sav)'ın yanında idim. Bir adam huzuruna gelerek: "Ey Allah'ın Resulü," dedi, "ben bir hadd (suçu) işledim, cezasını tatbik et!" Resulullah (sav) adama (birşey) sormadı. Derken namaz vakti girdi. Resulullah'la birlikte o da namaz kıldı. Aleyhissalatu vesselam namazını tamamlayınca, adam yanına geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü!" dedi, "ben hadd (çeşidine giren bir suç) işledim. Bana Allah'ın Kitabını tatbik et!" Efendimiz: "Sen bizimle birlikte namazını eda etmedin mi?" diye sordu. Adam: "Evet!" dedi. Efendimiz: "Öyleyse git. Zira Allah, senin günahını affetti" veya -hadd'ini affetti-" dedi. |Buhari, Hudud 17; Müslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765), Hudud 24, (1696)|2321

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|nesai|Asım İbnu Süfyan es-Sakafi|Anlattığına göre, bunlar Selasil gazvesine gitmişler. Fakat fiilen gazveye iştirak edememişlerdi. Bunun üzerine kendilerini Allah yoluna verdiler. Sonra Hz. Muaviye (ra)'nin yanına döndüler. Hz. Muaviye'nin yanında Ebu Eyyüb el-Ensari ve Ukbe İbnu Amir vardı. Asım: "Ey Ebu Eyyüb!" dedi. "Bu sene gazveyi kaçırdık. Bize, (bunun telafisi için bir çare) haber verildi. Buna göre, kim dört mescitte namaz kılarsa, günahları affedilirmiş." Ebu Eyyüb: "Ey kardeşimin oğlu!" dedi, "Ben sana bundan daha kolayını haber vereyim. Ben Resulullah (sav)'ın şu sözünü işittim: "kim emredildiği şekilde (mükemmel olarak) abdestini alır, emredildiği şekilde namazını kılarsa, önceden yapmış olduğu (kusurlu) ameli sebebiyle affolunur. Ey Ukbe! (Resulullah'ın tebşiri) böyleydi değil mi?" Ukbe: "Evet!" dedi. |Nesai, Taharet 108, (1, 90-91)|2322

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|ebu davudnesai|Ukbe İbnu Amir|Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işittim: "Rabbin, koyun güden bir çobanın, bir dağın zirvesine çıkıp namaz için ezan okuyup sonra da namaz kılmasından hoşlanır ve Allah Teala hazretleri şöyle der: "Benim şu kuluma bakın! Ezan okuyor, namaz kılıyor, yani benden korkuyor. Kasem olsun, kulumu affettim ve onu cennetime dahil ettim." |Ebu Davud, Salat 272, (1203); Nesai, Ezan 26, (2, 20)|2323

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|muvattaİbnu mace||İmam Malik (ra)'e ulaştığına göre, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İstikamet üzere olun. (Bunun sevabını) siz sayamazsınız. Şunu bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır. (Zahiri ve batıni temizliği koruyarak) abdestli olmaya ancak mü'min riayet eder." |Muvatta, Taharet 36, (1, 34); İbnu Mace, Taharet 4, (277)|2324

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|ebu davudnesai|Huzeyfe|Resulullah (sav)'ı herhangi bir şey üzecek olursa namaz kılardı. |Ebu Davud, Salat 312, (1319); Nesai, Mevakit 46, (1, 289)|2325

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|ebu davud|Abdullah İbnu Selman|Abdullah İbnu Selman, Resulullah (sav)'ın ashabından birisinden naklediyor: Hayberin fethedildiği gün bir adam Hz. Peygamber'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü, bugün ben öyle bir kar ettim ki böyle bir karı şu vadi ahalisinden hiçbiri yapmamıştır" dedi. Efendimiz: "Bak hele! Neler de kazandın?" diye sordu. Adam: "Ben alıp satmaya ara vermeden devam ettim, öyle ki üçyüz okiyye kar ettim" dedi. Aleyhissalatu vesselam efendimiz: "Sana karların en hayırlısını haber vereyim mi?" diye sordu. Adam: "O nedir, ey Allah'ın Resulü?" dedi. Efendimiz açıkladı: "(Farz) namazdan sonra, kılacağın iki rekattir." |Ebu Davud, Cihad 180, (2785)|2326

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|nesai|Enes|Bana kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı. |Nesai, İşretu'n-Nisa 1, (7,61)|2327

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|müslimebu davud|Rebi'a İbnu Ka'b el'Eslemi|Ben Resulullah (sav) ile beraber gecelemiştim, kendisine abdest suyunu ve başkaca ihtiyaçlarını getirdim. Bana: "Dile benden (ne dilersen)!" buyurdu. Ben: "Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!" dedim. Bana: "Veya bundan başka birşey?" dedi. Ben: "Hayır, sadece bunu istiyorum!" dedim. "Öyleyse kendin için çok secde ederek bana yardımcı ol!" buyurdu. |Müslim, Salat 226, (489); Ebu Davud, Salat 312, (1320)|2328

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Fazileti|müslimnesaitirmiziİbnu mace|Ma'dan İbnu Ebi Talha el-Ya'meri|Resulullah (sav)'ın azadlısı Sevban (ra)'a rastladım. Kendisine: "Bana bir amel söyle de onu yapayım. Allah da onun sayesinde beni cennetine koysun" dedim. -Veya şöyle demişti: "Dedim ki: "..Allah nezdinde en hayırlı ameli bana bildir."- Sevban sükut etti. Sonra ben tekrar aynı şeyi sordum. O yine sükut etti. Ben üçüncü sefer sordum. Sonunda dedi ki: "Aynı şeyleri ben de Resulullah (sav)'a sormuştum. Bana şu cevabı vermişti: "Çokça secde yapman gerekir. Zira sen secde ettikçe, her secden sebebiyle Allah dereceni artırır, onun sebebiyle günahını döker." Ma'dan der ki: "Sonra Ebu'd-Derda'ya geldim. Aynı şeyi ona da sordum. O da Sevban'ın bana söylediğinin aynısını söyledi." |Müslim, Salat 225, 226, (488, 489); Nesai, Tatbik 81; Tirmizi, Salat 169, (388); İbnu Mace, İkamet 201, (1422-1424)|2329

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|müslimtirmizinesai|Enes|Bir adam, Resulullah (sav)'a: "Allah, kullarına kaç vakit namazı farz kıldı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Allah, kullarına beş vakit namazı farz kıldı" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Bunlardan önce veya sonra başka bir şey var mı?" "Allah kullarına beş vakti farz kıldı." Bu cevap üzerine adam, bunlar üzerine hiçbir ilavede bulunmayacağına, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacağına dair yemin etti. Resulullah (sav): "Bu adam sözünde durursa mutlaka cennete girecektir!" buyurdu." (Bu rivayeti, Müslim ve Tirmizi, Kitabu'l-İman'da mezkur, uzun bir hadis zımnında tahric ederler) |Müslim, İman, 10, (12); Tirmizi, Zekat 2, (619); Nesai, Salat 4, (1, 228, 229)|2330

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|buharimüslimtirmizinesai|Enes|Resulullah (sav)'ın Mirac'a çıktığı gece elli vakit namaz farz kılındı. Sonra bu azaltılarak beşe indirildi. Sonra da şöyle hitap edildi: "Ey Muhammed! Artık, nezdimde (hüküm kesinleşmiştir), bu söz değiştirilmez. Bu beş vakit, (Rabbinin bir lüftu olarak on misliyle kabul edilerek) senin için elli vakit sayılacaktır." |Buhari, Bed'ül-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menakıbu'l-Ensar 42; Müslim, İman 259, (162); Tirmizi, Salat 159, (213); Nesai, Salat 4, (1, 228, 229)|2331

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|müslimebu davudnesai|İbnu Abbas|Allah, namazı peygamberinizin diliyle hazerde dört, seferde iki, korku halinde de dört rek'at olarak farz kılmıştır." |Müslim, Salat 5, (687); Ebu Davud, Salat 287, (1247); Nesai, Taksir 1, (3,118,119)|2332

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|buharimüslimmuvattaebu davudnesai|Aişe|Allah namazı ilk defa farz ettiği zaman iki rek'at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu. |Buhari, Salat 1, Taksiru's-Salat 5, Menakıbu'l-Ensar 47; Müslim, Salatu'-Müsafirin 2, (685); Muvatta, Kasru's-Salat 8, (1, 146); Ebu Davud, Salat 270, (1198); Nesai, Salat 3, (1, 225)|2333

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|nesai|Ömer|Kurban bayramında kılınan namaz iki rek'attir. Fıtır (Ramazan) bayramında kılınan namaz iki rek'attir, sefer namazı iki rek'attir, cum'a namazı da iki rek'attir. Bunlar Resulullah (sav)'ın lisanı üzere, tamamdır, kısaltma yoktur. |Nesai, Cum'a 37, (3,111), Taksir 1, (3,118), İdeyn 11, (3,183)|2334

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|ebu davud|Abdullah İbnu Fudale|Abdullah İbnu Fudale, babası (Fudale'den) naklen anlatıyor; "Resulullah (sav)'ın bana öğrettikleri arasında: Beş vakit namaza devam edin! emri de vardı. Ben: "Bu beş vakit, benim meşguliyetlerimin bulunduğu anlardır. Bana (bunların yerine geçecek) cami (kapsamlı) bir şey emret, öyle ki onu yaptım mı, benden beş vakit namaz borcunun yerine geçsin!" dedim. Bunun üzerine: "Öyleyse Asreyn'e devam et!" buyurdu. Bu kelime bizim dilimizde yoktu. Bu sebeple: "Asreyn nedir?" diye sordum. "Güneş doğmazdan önceki namazla güneş batmazdan önceki namaz" buyurdu. |Ebu Davud, Salat 9, (428)|2335

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|ebu davudtirmizi|Sebretü'bnu Ma'bed|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün." (Tirmizi'nin rivayetinde "Çocuğa namazı yedi yaşında öğretin, kılmadığı takdirde on yaşında dövün" şeklindedir.) |Ebu Davud, Salat 26, (494); Tirmizi, Salat 299, (407)|2336

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|ebu davud|Amr İbnu'l-As|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken namazı emredin. On yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onları dövün, yataklarını da ayırın." |Ebu Davud, Salat 26, (495,496)|2337

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|ebu davud|Amr İbnu'l-As|Bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Resulullah'a bundan (namazın çocuğa ne zaman emredileceğinden) sorulmuştu: "Çocuk sağını solundan ayırmasını bildi mi ona namazı emredin" buyurdu. |Ebu Davud, Salat 26, (497)|2338

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|buharimüslimtirmiziebu davudnesai|İbnu Ömer|Resulullah (sav) beni Uhud savaşı sırasında teftiş etti. O zaman ondört yaşında idim, savaşa katılmama izin vermedi. Hendek savaşı sırasında da beni gördü, o zaman ben onbeş yaşında idim, bu sefer bana (cihad) izni verdi." Nafi' der ki: "Ben Ömer İbnu Abdilaziz'e uğradım, o zaman halife idi, Kendisine bu vak'ayı anlattım. Bana: "Bu (onbeş yaş) çocukla büyüğü ayıran hududdur" buyurdu. Valilerine yazarak, onbeş yaşına basanları mükellef addetmelerini, daha küçükleri aile efradından saymalarını emretti. |Buhari, Şehadat 18, Megazi 29; Müslim, İmaret 91, (1868); Tirmizi, Cihad 31, (1711); Ebu Davud, Hudud 17, (4406, 4407); Nesai, Talak 20, (6, 155)|2339

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|tirmiziebu davudnesai|Enes|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir namaz unutacak olursa hatırlayınca derhal kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur. |Tirmizi, Salat 131, (178); Ebu Davud, Salat 11, (442); Nesai, Mevakit 52, 53, (2, 293, 294)|2340

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|buharimüslimtirmiziebu davudnesai||Buhari ve Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Sizden biriniz namaz sırasında yatmış idiyse veya namaza karşı gaflet etmiş (ve unutmuş) ise, hatırlar hatırlamaz onu kılsın. Zira Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Beni anmak için namaz kıl!" (Ta-Ha 14). |Buhari, Mevakitu's-Salat 37; Müslim, Mesacid 314, (684); Tirmizi, Salat 131, (178); Ebu Davud, Salat 11, (442); Nesai, Mevakit 52, 53, (2, 293, 294)|2341

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|buharimüslimmuvattaebu davudtirmizinesai|Ebu Katade|Resulullah'la beraber bir gece boyu yürüdük. Cemaatten bazıları: "Ey Allah'ın Resulü! Bize mola verseniz!" diye talepte bulundular. Efendimiz: "Namaz vaktine uyuyakalmanızdan korkuyorum" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Bilal "Ben sizi uyandırırım!" dedi. Böylece Resulullah (sav) mola verdi ve herkes yattı. Nöbette kalan Bilal de sırtını devesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı. Güneşin doğmasıyla Resulullah (sav) uyandı ve: "Ey Bilal! Sözün ne oldu?" diye seslendi ve Hz. Bilal: "Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi" diyerek cevap verdi. Aleyhissalatu vesselam: "Allah Teala Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, (dilediği zaman geri gönderir. Ey Bilal! Halka namaz için ezan oku" buyurdu. Sonra abdest aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı." |Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Müslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (438, 441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 56, (1, 294-298), İmamet 47, (2,106)|2342

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|ebu davud|Ebu Katade|Bu hadis Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Güneşin harareti onları uyandırınca kalktılar, bir müddet yürüdüler, sonra tekrar konaklayıp abdest aldılar. Hz. Bilal (ra) ezan okudu. Sabahın iki rekatlik (sünnet) namazını kıldılar, sonra da sabah namazını (kazaen) kıldılar. Namazdan sonra hayvanlara binip yola koyuldular. Giderken birbirlerine: "Namazımızda ihmalkarlık ettik" diye yakınıyorlardı. Resulullah (sav): "Uyurken (vaki olan namaz kaçması) ihmal sayılmaz. İhmal uyanıklıktadır. Sizden biri, herhangi bir namazda gaflete düşer kaçırırsa hatırlayınca onu hemen kılsın. Ertesi sabahın namazı da mutad vaktinde kılınır" buyurdu." |Ebu Davud, Salat 11, (438, 441)|2343

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|ebu davud|Ebu Katade|Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Namaz(ın kaçmış olmasın)dan korkarak kalktık, Resulullah (sav): "Ağır olun, ağır olun, bunda bir taksiriniz yok!" buyurdu. Güneş yükselince de: "Sizden kim sabahın iki rekat sünnetini (mutad olarak) kılıyor idiyse yine kılsın" dedi. Bu emir üzerine kılan da, kılmayan da kalkıp sünnetini kıldı. Sonra Resulullah (sav) namaz için kamet emretti. Kamet getirildi. Efendimiz kalktı ve bize namaz kıldırdı. Namaz bitince: "Haberiniz olsun, Allah'a hamdediyoruz ki, bizi namazımızdan, dünyevi işlerimizden herhangi biri alıkoymuş değildir. Ancak ruhlarımız Allahu Teala'nın kabza-i tasarrufundadır, dilediği zaman onu salar. Sizden kim sabah namazına sabahleyin mutad vaktinde kavuşursa, sabah namazıyla birlikte bir mislini de kaza etsin!" dedi." |Ebu Davud, Salat 11, (438, 441)|2344

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|ebu davudtirmizinesai|Ebu Katade|Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'nin bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Şunu bilin ki, uykuda ihmal sözkonusu değildir. İhmal (yani taksir), diğer bir namazın vakti girinceye kadar namazını kılmayan için mevzubahistir." |Ebu Davud, Salat 11, (438, 441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 56, (1, 294-298), İmamet 47, (2,106)|2345

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|müslim|Ebu Katade|Müslim'in Ebu Hüreyre'den kaydettiği bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "...Güneş doğuncaya kadar uyanmadı. Resulullah (sav): "Herkes bineğinin başından tutsun (ve burayı terketsin). Zira burası bize şeytanın musallat olduğu bir yerdir!" dedi. Biz de emri yerine getirdik." |Müslim, Mesacid 309-311|2346

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|ebu davud|Ebu Katade|Ebu Davud'un Ebu Hüreyre'den kaydettiği bir rivayette şöyle denmiştir: "Resulullah (sav): "Size gaflet gelen bu yeri değiştirin!" buyurdu." |Ebu Davud, Salat 11, (438, 441)|2347

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|nesai|İbnu Abbas|Resulullah (sav) gecenin evvelinde yürüdü, sonuna doğru uyku molası verdi. Ancak güneş doğuncaya -veya bir kısmı ufuktan çıkıncaya- kadar uyanamadı. (Uyanınca) namazı hemen kılmadı. Güneş yükselince namazı kıldı. İşte bu orta namazdır (Salatul-Vusta). |Nesai, Mevakit 65, (1, 299)|2348

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|muvatta|Zeyd İbnu Eslem|Resulullah (sav) buyurdu ki: "Muhakkak ki, Allah, ruhlarımızı kabzetmektedir. Dilerse onu, bize bundan başka bir vakitte iade eder. Resulullah (sav) böyle söyledikten sonra Hz. Ebu Bekri's-Sıddık (ra)'a yönelerek: "Şeytan (bu gece) namaz kılmakta iken Bilal'e geldi ve onu yatırdı. Uyuması için bir çocuk nasıl sallanarak avutulursa öylece onu da sallayarak uyuttu" dedi. Resulullah (sav) sonra Bilal'i çağırdı. Gelince Bilal, Resulullah'a onun Hz. Ebu Bekr'e anlattığının tıpkısını haber verdi. Hz. Ebu Bekr bu işittikleri karşısında: "Şehadet ederim ki, sen Allah'ın Resulüsün!" demekten kendini alamadı." |Muvatta, Vukutu's-Salat 26, (1,14-15)|2349

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|buharimüslimtirmizinesai|Cabir|Hz. Ömer, Hendek savaşı sırasında bir keresinde güneş battıktan sonra geldi ve Kureyş kafirlerine küfretmeye başladı ve bu meyanda: "Ey Allah'ın Resulü" dedi, "güneş batmak üzereyken ikindi namazını (güç bela) kılabildim." Resulullah (sav): "Vallahi ikindiyi ben kılamadım" dedi. Beraberce kalkıp Butha'ya gittik. Orada Efendimiz abdest aldı, biz de abdest aldık. Güneş battıktan sonra ikindiyi kıldı, sonra da akşamı kıldı." |Buhari, Mevakit 36, 38, Ezan 26, Salatu'l-Havf, Megazi 29; Müslim, Mesacid 209, (631); Tirmizi, Salat 132, (180); Nesai, Sehv 105, (3, 84, 85)|2350

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|tirmizinesai|İbnu Mes'ud|Müşrikler Hendek günü Resulullah (sav)'ı fazlaca meşgul ederek dört vakit namazı kazaya bıraktırdılar, geceden Allah'ın dilediği bir müddet geçinceye kadar onları kılamadı. Sonra Bilal (ra)'e emretti, o da ezan okudu. Sonra kamet getirdi. Resululllah öğleyi (kazaen) kıldı. (Bilal tekrar) ikamet getirdi, Resulullah ikindiyi kıldı. Sonra (Bilal tekrar) ikamet getirdi. Resulullah akşamı kıldı. Sonra (Bilal yatsı için) kamet getirdi ve Resulullah yatsıyı kıldı. |Tirmizi, Salat 132, (179); Nesai, Mevakit 55, (1, 297, 298)|2351

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|muvatta|Nafi'|Abdullah İbnu Ömer (ra)'e baygınlık gelmiş ve aklı gitmişti. (Bu esnada kılamadığı) namazı kaza etmedi. (İmam Malik der ki: "Doğruyu Allah bilir ya, bana göre bu şundan ileri gelir: "Vakit çıkmıştır. Ama vakit içinde ayılan, o vaktin namazını kılar..") |Muvatta, Vukuf 24, (1, 13)|2352

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|muvatta|Nafi'|İbnu Ömer (ra) dedi ki: "Kim bir namazı unutur ve bunu imamın arkasında namaz kılarken hatırlarsa, imam selamı verince unutmuş olduğu namazı hemen kılsın, sonra da öbür namazı (kıldığını yeniden) kılsın." |Muvatta, Kasru's-Salat 77, (1, 168)|2353

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|müslimİbnu mace|Cabir|Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işitmiştir: "Kişiyle şirk arasında namazın terki vardır." (Metin Müslim'in metnidir. Tirmizi'nin metni şöyledir: "Küfürle iman arasında namazın terki vardır.") |Müslim, İman 134, (82); İbnu Mace, Salat 77, (1078)|2354

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|tirmiziebu davud|Cabir|Tirmizi ve Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Kulla küfür arasında namazın terki vardır." |Tirmizi, İman 9, (2622); Ebu Davud, Sünnet 15, (4678)|2355

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|tirmizinesaiİbnu mace|Büreyde|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Benimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid (antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer." |Tirmizi, İman 9, (2623); Nesai, Salat 8, (1, 231, 232); İbnu Mace, Salat 77, (1079)|2356

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|tirmizi|Abdullah İbnu Şakik|Resulullah (sav)'ım Ashab'ı ameller içerisinde sadece namazın terkinde küfür görürlerdi." |Tirmizi, İman 9, (2624)|2357

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|buharimüslimmuvattatirmiziebu davudİbnu mace|İbnu Ömer|Resulullah (sav) buyurdular ki: "İkindi namazını kaçıran bir insanın (uğradığı zarar yönünden durumu), malını ve ehlini kaybeden kimsenin durumu gibidir." |Buhari, Mevakit 14; Müslim, Mesacid 200, (626); Muvatta, Vukutu's-Salat 21, (1, 11, 12); Tirmizi, İman 9, (2622); Ebu Davud, Sünnet 15, (4678); İbnu Mace, Salat 77, (1078)|2358

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında|buharinesai|Ebu'l-Melih|Biz bulutlu bir günde Büreyde (ra) ile bir gazvede beraberdik. Dedi ki: "İkindi namazını erken kılın, zira Resulullah (sav): "Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gider" buyurdu. |Buhari, Mevakit 15, 34; Nesai, Salat 15, (1, 236)|2359

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Vakitleri||Ebu Musa|Resulullah (sav)'a bir zat gelerek namaz vakitlerini sordu. Efendimiz ona hiçbir cevap vermedi. (Sabah vaktinde) şafak sökünce, henüz kimse kimseyi tanıyamayacak kadar ortalık karanlık iken Bilal'e emretti, sabah ezanını okudu. Sonra, güneş tam tepe noktasından batıya dönme (zeval) anında yine Bilal'e emretti, öğle ezanını okudu. Bu vakit için, -öbürlerinden daha iyi bilen- birisi: "Bu, gün ortası (nısfu'n-Nehar)" demişti. Sonra, güneş henüz yüksekte olduğu zaman emretti, Bilal akşam namazı için ezan okudu. Sonra ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolunca yatsı için emretti, Bilal yatsı ezanını okudu. Sonra ertesi gün, sabah namazını tehir etti, O kadar geciktirdi ki, kişinin, "sabah vakti çıktı veya çıkmak üzere" demesi anında namazı tamamladı. Sonra öğleyi tehir etti, öyle ki, öğle namazını dün ikindiyi kıldığımız ana yakın bir vakitte kıldı. Sonra ikindiyi tehir etti. Bir kimsenin, "Güneş (ikindi) kızıllığına büründü" diyebileceği bir vakitte namazdan çıktı. Sonra akşamı, nerdeyse ufuktan aydınlığın (şafak) kaybolduğu ana kadar tehir etti. ||2360

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Vakitleri|müslimebu davudnesai||Bir rivayette de şöyle gelmiştir: Akşamı, ikinci günde, ufuktaki aydınlığın kaybolmasından önce kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin ilk üçte birine kadar tehir etti. Sonra sabah oldu ve soru sahibini çağırdı: "İşte namazın vakti bu iki hudud arasındadır" buyurdu. (Metin Müslim'e aittir) |Müslim, Mesacid 178, (614); Ebu Davud, Salat 2, (395); Nesai, Muvakit 15, (1, 260, 261)|2361

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Vakitleri|ebu davud||Ebu Davud'un bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Sabah namazını kişi arkadaşının yüzünü tanıyamayacak -veya kişi yanındakini tanımayacak- kadar (ortalığın karanlık olduğu) bir anda kıldı. Sonra ikindiyi öylesine tehir etti ki, namazdan çıktığı zaman güneş sararmıştı..." Rivayetin sonunda Ebu Davud der ki: Bu hadisi rivayet edenlerden bazısı şöyle dedi: "sonra yatsıyı gece yarısına kadar tehir ederek kıldı." |Ebu Davud, Salat 2, (396)|2362

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Vakitleri|müslimtirmizinesai|Büreyde|Bir adam Resulullah (sav)'a namazların vaktinden sormuştu. Ona: "Şu (önümüzdeki) iki günde namazları bizimle kıl!" buyurdu. (O gün) güneş tam tepe noktasından (batıyor) kayınca ezan için Bilal'e emretti. O da öğle ezanını okudu. Sonra öğle için kamet okumasını emretti. Sonra güneş yüksekte, beyaz parlak iken emretti ve ikindi için kamet okudu. Sonra güneş batınca emretti, akşam için kamet okudu. Sonra ufuktaki aydınlık kaybolunca emretti, yatsı için kamet okudu. Sonra şafak sökünce emretti sabah için kamet okudu, ikinci gün olunca, Bilal'e ortalığın serinlemesini beklemeyi emretti. O da öğleyi, ortalık iyice serinleyinceye kadar geciktirdi. İkindiyi, güneş yüksekten, dünkü vakitten biraz sonra kıldı. Akşamı ufuktaki beyazlık kaybolmazdan az önce kıldı. Yatsıyı gecenin üçte biri geçtikten sonra kıldı. Sabahı ortalık iyice ağarınca kıldı. Sonra: "Namaz vakitlerinden soran kimse nerede?" diye sordu. Soru sahibi: "Benim ey Allah'ın Resulü!" dedi. "Namazlarınızın vakti" dedi, "gördüğünüz (iki vakit) arasındadır." |Müslim, Mesacid 176, 177, (613); Tirmizi, Salat 115, (152); Nesai, Mevakit 12, (1, 268)|2363

NAMAZ BÖLÜMÜ|Namazın Vakitleri|tirmiziebu davud|İbnu Abbas|Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cibril (as) bana, Beytullah'ın yanında, iki kere imamlık yaptı. Bunlardan birincide öğleyi, gölge ayakkabı bağı kadarken kıldı. Sonra, ikindiyi her şey gölgesi kadarken kıldı. Sonra akşamı güneş battığı ve oruçlunun orucunu açtığı zaman kıldı. Sonra yatsıyı, ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolunca kıldı. Sonra sabahı şafak sökünce ve oruçluya yemek haram olunca kıldı, ikinci sefer öğleyi, dünkü ikindinin vaktinde herşeyin gölgesi kendisi kadar olunca kıldı. Sonra ikindiyi, herşeyin gölgesi kendisinin iki misli olunca kıldı. Sonra akşamı, önceki vaktinde kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin üçte biri gidince kıldı. Sonra sabahı, yeryüzü ağarınca kıldı. Sonra Cibril (as) bana yönelip: "Ey Muhammed! Bunlar senden önceki peygamberlerin (as) vaktidir. Namaz vakti de bu iki vakit arasında kalan zamandır!" dedi." |Tirmizi, Salat 1, (149); Ebu Davud, Salat 2, (393)|2364


Yüklə 5,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   51   52   53   54   55   56   57   58   ...   129




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin