çiftçinin benden çok, çiftçinin benden çok
çiftçinin benden çok neyi var eğer o ilk şarabını dökerse
benden de sarı sütümü dökerim eğer o iyi ekmeğini verirse
ben de ballı peynirimi veririm benden çok, çiftçinin benden çok neyi var
Tanrıça ise: daha çok şeye sahip çobanla evlenmiyeceğim ben, bakire, çiftçi ile evleneceğim
çiftçi, bolca bitki yetiştirir
çiftçi, bolca tohum yetiştirir..S10'
Bin yıl sonra, ataerkil çöl göçebeleri geldiler ve dünyadaki gibi cennetteki tüm yargılan da tersine çevirdiler.
2. İKİ AĞAÇ: Tanrı ve dünya, ölümsüzlük ve ölümlülük arasındaki mitsel ayrım, Kitabı Mukaddeste, bilgi ağacı ile Ölümsüz Yaşam Ağacı arasındaki ayrımla ifade edilmiştir, İkincisi tanrının bile-
93
rek inşanın ulaşmasını yasakladığı bir ağaca dönüşürken, öteki mitolojilerde, hem Avrupa'da, hem de Doğuda, Bilgi Ağacı, ölümsüzlük Ağacı ile aynıdır, dahası, gene de insan için ulaşılabilir niteliktedir.
Doğu Mitolojisi'nde,. Doğu görüşünün temel yönelişlerini değerlendirdim. Bunlar, Batının teologlannca genelde panteist diye terkedilmişlerdir. Evet, teistik değillerdir, çünkü theos (tann) kişisel olarak hiç bir zaman onun son terimi olmamıştır. Öğreti, yaratılışta bütüne (pan) gider. Fakat, ön ek pan da pek uygun değildir. Çünkü, Upanişadlar'da okuduğumuz gibi:
gerçekten, bilinenden başkadır ve dahası, bilinmeyenden ötedir (11)
biçimi görülmez
hiçkimse onu gözle görmemişHrP2^
Fakat sonra, tam da aynı metinde:
onun her varlıkta farkına varmak, deha
onu bu dünyadan ayırabilmek, ölümsüzlükS13^
onu kendi içlerinde kavrayanlar dahilerdir başkası değil onlar kutsal mutluluğu bilir;W)
Veya, Çinli Tao Te Ching'in diliyle:
insanların yolları dünyanmkilerle koşulludur. Dünyanın yolları cennetinkilerle. Cennetin yollan Tao'ninkilerle, Tao'ninkiler senin-kiyle... Eğer Tao'yu ararsan, yönelecek somut bir şey yoktur, eğer dinlersen, duyacak kadar sesli bir şey yoktur... Tao hiç bir şey yapmaz fakat her şey onunla yapılır...^15'
Veya gene, Budist Japon şiiri:
uzun bir şey Budanın uzun gövdesidir kısa bir şey Budanın kısa gövdesidir "*>
Batının bu öğretiyi reddetmesinin -veya daha iyisi kavramaktan korkmasının- nedeni, kendi din anlayışıdır; bu anlayış, yaratıktan ayrı bir yaratıcı üstüne kuruludur ve temelde basitçe dünyada mevcut
94
olmayan fakat kendi özünde mevcut olan bir kutsallık tanımı ile tehdit altında kalır. Yeniden Upanişad'dan alıntı yaparsak:
'Her kim 'ben yokolmam' diye bilirse, evrensel olur ve hatta tanrılar da onu böyle olmaktan engelleyemez, çünkü kendisi böyle olur yani her kim o tektir ben başkayım' diye bir kutsallığa tapınırsa o bilmez. O tanrılara kurban edilen bir hayvan gibidir. Fakat bir hayvan bile kurtarılsa hoş gelmez. Ya kurtulanlar çoğahrsa ne olur? Bu nedenle tanrılar için insanların bunu bilmesi hoş değildir'.*17*
Yehova için de hoş değildi. Herhangi bir tanrıya tapanlar için de değildir. Çünkü bu görüşe göre, tahayyül edilmiş bir tanrı değil, fakat, birey, kendi gerçekliği ile varlığın gerçekliğidir:
sen koyu mavi gözlü kuş ve kırmızı gözlü papağansın yıldırımlar senin çocuğun gibi. sen mevsimler ve denizlersin başlangıcın yok,, tüm varlıkların doğduğu yerde, tüm yayılışınla oturuyorsun.^
Üstelik, yalnızca birey değil, fakat her şey bu gerçeğin tezahürleridir. Her şeye 'parmak tırnaklarının uçlanna kadar, kutusunda gizlenen ustura kadar veya alevlenmiş şeyden çıkan ateş kadar' girmiştir/1^ Bu herşeyi teyit etmenin sonucu olarak, mistik şair görüşüyle, Doğunun ruhsal öğretileri için, en ulu ile en basiti birleştirmek olanaklı olmuştur. Çünkü, halkın bağlılığı olarak, kendisinin dışında bir tanrıya sesleniş, dürüst ve içten bir seslenişi sürdürür; açıklaması, yansıması, kendinde gizemli olan kendinedir.
o çapanın sapını tutar fakat elleri boşturS20)
Bizim kutsal kitabımıza göre, oysa, tann ve onun dünyası, birbirleriyle tanımlanamazlar. Tann, yaratıcı olarak dünyayı yapmıştır fakat hiçbir anlamda dünyanın kendisi veya onun içindeki bir nesne değildir. Mantıkta A, B olmadığı gibi. Dolayısıyla Ortodoks Yahudi, Hıristiyan veya Müslümanda, tanrıyı dünyada veya kendinde arama ve bulma sorunu yoktur. Bu insanlığın, doğal dinlerinden kalanı reddetme yoludur. Doğunun aptal bilgeliği ve Sümer, Akad, Babil, Mısır, Kenan ve ötekilerin şeytan papazları, en azından ormanlann ve steplerin büyücü doktorları ve samanları kadar, peygamber Yeremya'nın de-
95
diği gibi 'ağaca: babamsın ve taşa: bizi sen doğurdun, derler' (Yerem-ya 2:27) ve peygamberin dediğine göre 'kavmlann adetleri boş şeydir' (10:3).
İnsanın inançlarının çıktığı büyük küçük mitolojik düzenlerin kavranılmasında Kitabı Mukaddesteki tanrı fikir başka bir yere konulmalıdır; kutsallığın mutlak aslanlığım, başka hiç bir yerde böyle kesinlikle görülmeyen bir ilkeyi yansıtır. Doğunun kutsal kitaplarında varlığın son gizinin aşkın olduğu söylenilir. Yani bu 'aşkınlığm', insan bilgisinin, düşüncesinin, görüş ve konuşmasının (üstünde ve ötesinde) 'aşkın' olması anlamındadır. Fakat onun açıkça kendi varlığımızın ve tüm varlıkların giziyle tanımlanmasından, hem de her yerde hazır ve nazır olarak bilinmesinden, gerçekten neredeyse Doğunun ana görüşü, çoğu pagan, ilkel ve mistik kurumlar gibidir. Bu aynı zamanda Yehova'nın şu bakış açışım getirir, inşam korkut ki, Upanişad'm deyimi ile, ben yok olmam' diyebilir ve böylece kendisi tanrı olur. İşte, bizden biri gjbi oldu' der Yehova, 'şimdi elini uzatmasın ve hayat ağacım almasın ve yemesin ve ebediyen yaşamasın diye...' Mitoloji aynıdır fakat başka değerlerle değiştirilmiştir, yani, dünyada mutluluğun gerçekleşmesi değil, mücadele vardır.
3. GÜNAH, YASAK MEYVA: HintE aziz Ramakrişr %, İngiliz eğitimi görmüş ziyaretçisi kendisine tanrının bir günahkarda nasıl bulunduğunu sorduğunda, "bir kez' demişti, "bir adam bana Kitabı Mukaddesi vermişti. Hep sununla doluydu: günah, günah! Bir kimsenin şöyle diyecek kadar inana olmalı: Tanrının adım ahdim, Rama'nın veya Harînin adım tekrarladım mı nasıl günahkar olabilirim? Bir kimse tanrının adının şam ile inanç sahibi olmalı'.*21) Belki kolay veya zor olabilir, ama kutsallığın içindeki güce olan inancı gösteriyor. Yaratıcı ile yaratan arasındaki ancak köprüyle aşılan, o zaman bile istikrarsız ve özel, gelişmiş, belirlenmiş kurallara uymakla giderilen mutlak ayrımla karşılaştırıldığında, etkili bir biçimde uyarılmak için, yalnızca tanrının düşünce ve sevgisinin gerekli olmasını gösteriyor.
Adem ile Havva'nın olayında bildirilen kural, peri masallarında geçen, çok bilinen bir türdür. Folklor öğrencilerince Tek Yasak Şey diye bilinir. Örnek olarak, Tek Yasak Yer (yasak oda, yasak kapı, yasak yol), Tek Yasak Nesne (yasak meyva, yasak içki), Tek Yasak Zaman (kutsal gün, sihirli saat) vb. Motif dünyada yaygındır. Orfeus tabusu, geriye bakmamak, anılabilir/22'
Belli, ilkel, canavar-kesme mitoslarında Tek Yasak Yol motifinin il-
96
ginç bir kullanımı vardır. Genç kahraman, kendisine korunması için verilen tabuyu bilerek çiğner/ bir veya bir kaç kötü gücün alanına girer, hepsiyle başeder, insanlığı baskıdan kurtarır/23* Episod, yeni bir bakış açısıyla okunabilir. Gerçek yaşam dünyasını tannya değil Adem ite Havva'ya borçlu olduğumuzu anlarız. Ama şurası kesin ki mesela I.ö. DC ve IV. yüzyıllarda şekil verenlerin böyle maceracı düşünceleri yoktu. Roma Katolik düşüncesinde, 'Kitabı Mukaddesteki öykünün özu, Düşüşün, ayrılmanın, daha iyi bir günün gelmesi için olduğudur' düşüncesinde kesinlikle koşut bir görüş varsa da.*24' Daha iyi, bir görüşe göre, elbette, Haçın selametindedir, ikinci ağaçtadır. Bu görüşün içtihadı Paul'un şu büyük sözlerinde vardın 'Çünkü Allah hepsine merhamet etsin diye, hepsini itaatsizlik içine kapadı'. (*) Bu düşünce şu sözlerle ifade edilmiştir. O felix culptfl Ey şanslı günah! Ey mutlu hata! Kutsal Cumartesilerde, paskalya mumlarının kutsanması hizmetinde:
O certe necessarium Adae peccatum, quod 0tristi morte deletum est!
O felix culpa, quae talent ac tantum meruit habere redemptoremP5^
Bu tema, Finnegans Wake'de, coşkuyla işlenmiştir. Bahçeden düşüş mitosundan benim görüşümün çıkarılması çok kolaydır. Kitabı Mukaddesin mitsel betimlemesi her zaman kendi mesajım taşır ve metnin kendisinde sözcüklerle ifadesini bulmaz. Çünkü bu kitap çok derinlerde, bir çok dilden ödünç aldığı simgeleri taşır.
Şimdi/çok daha sonraki kahince mitosa, Tekvinin I. Bapına dönebiliriz.
Dostları ilə paylaş: |