İŞ sağLIĞi ve güvenliĞİ 1-7 ÜNİte özeti



Yüklə 0,75 Mb.
səhifə6/12
tarix01.11.2017
ölçüsü0,75 Mb.
#24673
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12

Esnek çalışma: Esnek çalışma, çalışanlar için avantaj ya da dezavantaj olabilmektedir. Burada bahsedilen dezavantajlar uzamış mesai saatleri, farklı işlerin yapılması, farklı yerlerde çalışmadır. Bu uygulamalar çalışanlarda yüklenme yapabilmektedir.

Parça başı işler: Bu biçimde yapılan işlerde kişi performans kaygısı ile çalışmakta, ürettiği kadar kazanabileceği için sürekli üretim motivasyonu ile çalışmaktadır. Ancak üretmek her zaman çalışana bağlı olmayabilmektedir; elektrik kesintisi, ham madde gelmeyişi, üretilen mal ve hizmetin pazarlanamaması, çalışanın sağlık sorunu ya da iş gücünde kayıp yaşaması üretimi etkileyebilmekte ve çalışanın psikososyal sorunlar yaşamasına neden olmaktadır,

Vasıfsız işçiler: Vasıfsız işçiler sürekli iş ve çalışma çevresi değiştirmekte, farklı zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Öte yandan tek bir iş yerinde çalıştığında da sürekli, iş yerindeki hemen her işe koşulmaktadırlar. Bu da ciddi psikososyal etken olmaktadır.

İş yeri iklimsel ortam şartları: Çalışma ortamındaki iletişim ve ilişkiler ortamın temel belirleyicisidir. İlişkilerin fazla iç içe olması örneğin her türlü kişisel bilginin paylaşılması, ya da aşırı uzak olması örneğin kişilerin birbirlerini selamlamamaları da oldukça etkili psikososyal etmenlerdendir.

Fiziksel risk etmenleri: Çalışma ortamındaki aydınlatma, sıcaklık ve ses gibi fiziksel etmenler, çalışana doğrudan etki ederek psikososyal risk etmeni olabilmektedir.

İş Yerinde Psikososyal Etkenlerin Kaynakları ve Stres

Stres

Endişe, tahrik, uyarı, zorlama yaratan durum olarak tanımlanan stres, durumluluk ve süreklilik olarak iki biçimde değerlendirilmektedir. Durumlulukta o anda ya da yakın zaman içerisinde işin yürütümü sırasında meydana gelen stresten bahsedilebilir. Örneğin araç kullanırken kişinin çevreyi kolaçan etmesi, aynalara belli sıklıklarla bakması, dönmeden önce yavaşlaması ya da derse giren öğrencinin dersi dinlemesi, not alma, ödev yapma gibi dersin gereklerini yerine getirmesi şeklinde değerlendirilebilir. Süreklilikte ise kişinin yaptığı iş sonlandığında dahi hâlâ o iş ve ilişkili konularda kaygının sürmesi, örneğin evine giden bir sürücünün istirahatte dahi hâlâ aracını nasıl kullandığı ile ilgili kaygı duyması ya da dersini bitiren, dersin gereklerini yerine getiren öğrencinin evine döndüğünde hâlâ dersi için kaygı duyması olarak değerlendirme yapmak mümkündür.



İş yerinde stres yaratan etmenler

  • Yöneten ve yönetilenlerin amaç konusundaki fikir ayrılığı

  • Personel değerlendirmede belirsizlikler

  • Kişiler arası rekabet, kayırmacılık, güç savaşı

  • Yetki ve sorumluluk belirsizliği

  • Etkin kayıt ve iletişim sistemi olmaması

  • Yeni değişimler (yönetim, üretim, ücret vb.)

  • Kişilik çatışmaları

  • Çalışma koşulları (devam, izin, ücret vb.)

  • İşin niteliği (tekdüze çalışanlarda, zaman baskısı-yöneticilerde)

  • İş yerindeki konum (düzey arttıkça stres etkenleri artar, en stresli düzey orta kademedir.)

Tüm bu psikososyal çevre etkenlerini iki başlık altında toplamak olanaklıdır.

Organizasyonel Etkenler:

  • Görev ve rol belirsizliği

  • Motivasyon eksikliği

  • Tekdüze üretim

  • Vardiya sistemi

  • Çalışma süresi uzunluğu

  • İş tatmini

  • Yasal yetersizlikler

  • Çatışmalar

  • Üretim süreci hataları

  • İş kazaları

Kültür ve mesleğe ilişkin etkenler:

  • Genç/yaşlı olmak

  • Eğitim düzeyinin artması

  • Bekâr olmak

  • Çocuk sahibi olmak

  • İş yerine uzakta oturmak

  • Kirada oturmak

  • Kültürel yapı farklılıkları

  • Beslenme biçimi farklılıkları

  • Boş zamanları uygun değerlendirmemek

Stres Belirtileri

Aşağıda stres belirtileri yer almaktadır. Bunlardan iki ya da daha fazla sayıda belirti bir kişide görülüyorsa, o kişide stres olduğu söylenebilir.



  • Saldırganlık

  • Endişe

  • İlgisizlik

  • Ağız kuruması

  • Unutkanlık

  • Sinirlilik

  • Konsantrasyon güçlüğü

  • Yalnızlık

  • Sigara/alkol alma

  • Çarpıntı

  • Sık idrar yapma

  • Terleme

  • Az yeme/içme

  • Verim azalması

  • Uykusuzluk/kâbus görme

  • Alınganlık

  • Kendini değersiz görme

  • Mevcut durumumun inkâr etme

Stres Sonucu Ortaya Çıkabilecek Psikosomatik Bozukluklar

  • Kaslarda gerilme ve ağrı

  • Mide salgısında artma, bulantı, kabızlık

  • Uykusuzluk, baş ağrısı, güçsüzlük, baygınlık

  • Kalp vuruşunda artma

  • Nefes alma sıklığında artma

  • Cinsel güçsüzlük

Stres Sonucu Ortaya Çıkabilecek Psikosomatik Hastalıklar

  • Gastrit

  • Hipertansiyon

  • Kalp krizi

  • Migren

  • Ürtiker

  • Astım

Stresle Başa Çıkmayı Zorlaştıran Kişilik Özellikleri

  • Düşmanlık duygusu baskın olma

  • Kendine sürekli suçluluk payı çıkarma

  • Aşırı duyarlı ve duygusal tepkileri önde olma

  • Ben merkezci, egoist olma

  • Olayları çok iyi / çok kötü bulma

  • Olgunlaşmamış olma

  • Pasif kişiler

  • A tipi kişilik yapısı (pek çok konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan kişiler)

Bezdirme (Mobbing)

Kökeni İngilizce ve İngiltere olan mobbing kelimesi Türkçeye bezdirme ya da yıldırma olarak çevrilebilmektedir.



  • Kendini ifade etme ve iletişim oluşumunu engelleme

  • Sosyal izolasyon

  • Mesleki itibara saldırı

  • Niteliksiz işlerde çalıştırma

  • Zorlayıcı ortam koşullarında çalıştırma


Stres Yönetimi Teknikleri

Aşağıda stresin yönetilmesinde en temel unsur olan sağlıklı beslenmeden hekim tedavisine kadar bir dizi önlem sıralanmaktadır. Bunların en kolayı beslenme, egzersiz yapmaktır. Ancak stres, kişinin kendi kendine yapabileceği uygulamalar ile çözülemiyorsa iş yerinde sosyal destek sağlanması ve hekim tedavisi de gerekli olabilmektedir.



  • Sağlıklı beslenme

  • Fizik egzersiz ve spor

  • Derin nefes alıp verme

  • Gevşeme ve rahatlama hareketleri

  • Sosyal yardım

  • İlaç tedavisi


Stres Azaltma Teknikleri

  • Kendine güven eğitimi

  • Çatışmaların çözümü

  • Amaç ve öncelik sıralama eğitimi

  • A-tipi davranışların değiştirilmesi

  • Karar verme ve problem çözme ustalığı kazanma

  • Zaman yönetimi ve düzenlemesi

  • Psikoterapi

  • Tıbbi tedavi

Stres Azaltmada Organizasyonel Yöntemler

  • Gelişen ve değişen iş programları

  • Kalite çemberleri

  • İş yerinde çevre, ergonomi ve güvenlik düzenlemeleri

  • Yönetimden çalışana işletmedeki tüm bireyleri kapsayan organizasyonel iletişim

Psikososyal Etmenlerin Ölçümü

İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri aşağıda yer alan ölçekler ile iş yerindeki stres ve diğer psikososyal etmenler ölçülebilir.



  • İş memnuniyeti ölçekleri

  • Tükenmişlik ölçekleri

  • İş tatmini ölçekleri

  • Aidiyet ölçekleri

Tüm bu muayene ve değerlendirmelerin yanında iş yerinde çalışanların sağlık gözetimi yoluyla periyodik olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi en etkin yönetmedir.

Korunma

Stresten korunmada en etkili yöntem ekip çalışmasıdır. İş yerinde görevli iş yeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, iş yeri hemşiresi gibi sağlık profesyonelleri ekip anlayışı içerisinde yönetim ve çalışanlarla iletişimde bulunup, olası stres kaynaklarını belirledikten sonra iş yerinde kişisel ve sosyal destek sitemlerinin devreye alınması ve yapılan uygulamaların ölçüm araçları ile izlenmesi sağlanmalıdır.

Kavramsal model, akıl sağlığı sorunlarında en az iki önlem hedefi önermektedir:


  • Çalışma çevresi

  • Birey: hem kişilik özellikleri hem de mental sağlık sonuçları

Çalışanlar, stresin etkilerinden ve kişinin stres etmenlerinden etkilenmesini önleyen farklı aşamalarda önleyen birincil, ikincil ve üçüncül koruma önlemleriyle korunabilir.

Birincil Koruma

Stresle başa çıkmanın en etkili yöntemi stresi kaynağında yok etmektir. Bu amaçla işletmede strese yol açan personel politikaları değiştirilebilir; işçiler arasındaki ve işçilerle yönetim arasındaki iletişim güçlendirilebilir; yürütülen işler yeniden tasarlanıp, örgütlenebilir; özellikle alt kademelerden başlayarak işçilerin karar alma süreçlerine katılımı ve özerkliği artırılabilir. Bu yöntemlerden hangisinin seçileceği stres etmenine ve etkileme yollarına göre değişir.



Sağlıklı ve Destekleyici Bir Çalışma Çevresi Oluşturulması

Birincil korumanın diğer bir hedefi de, stresi günümüzün çalışma ilişkilerinin olağan ve başa çıkılabilir bir bileşeni olarak gören; yaşı, toplumsal statüsü ve işi ne olursa olsun herkesin stresten etkilenebileceğini, bunun bir zayıflık ve yetersizlik olarak görülemeyeceğini savunan ve stresten etkilenmeye başlayan işçinin bunu dile getirmesini ve buna çözüm aramasını kolaylaştıran destekleyici bir örgütsel iklimin yaratılmasıdır.



  • İş yerinde danışmanlık ve destek birimleri kurulmalı, işçiler bu konuda bilgilendirilmelidir.

  • İşçi değerlendirme sistemine bireysel gelişimleri ile ilgili bölüm eklenmelidir.

  • Yöneticilerin ve denetçilerin işçilerin sorunlarına destekleyici bir biçimde yaklaşma ve bu sorunları daha kavrayıcı bir biçimde ele alma becerileri geliştirilmelidir.

İkincil Koruma

İkincil koruma eğitim ve öğretim ile bilinci artırma ve beceri geliştirmeyi kapsar. Stres eğitimi ve stres yönetimi, işçiye kendisindeki ve başkalarındaki stres bulgularını fark etmesinde, stresle başa çıkma becerisini geliştirmesine ve strese karşı esneklik kazanmasında yardımcı olur. Bu eğitimler çok çeşitlidir. Gevşeme tekniklerini, zaman yönetimini, sorun çözme yöntemlerini, yaşam tarzı konusundaki danışmanlığı ve planlamayı içerebilir. Sağlığı izleme ve sağlığın değerini artırma programları iş yerinde sağlıklı tutum ve davranışların geliştirilip yaygınlaştırılması ikincil korumayı destekleyen programlardır;



  • Düzenli aralıklı sağlık muayenelerinin süreklileştirilmesi,

  • Sağlıklı beslenme olanakları geliştirilmesi,

  • İş yerinde sportif etkinlik olanaklarının artırılması, sportif gruplar oluşturulması,

  • Kalp dolaşım sistemini destekleyen programların yaygınlaştırılması,

  • Alkole ve başta kolesterol, şeker ve tuz olmak üzere sağlıksız besinlere karşı diyet programları oluşturulması,

  • Sigara karşıtı programlar geliştirilmesi,

  • Gündelik yaşam etkinlikleri ve alışkanlıkları konularında danışmanlık hizmetleri,

Üçüncül Koruma

İş yerinde sağlığı desteklemenin en önemli boyutlarından biri olası akıl sağlığı sorununu en erken sürede saptamak ve sorunu olan kişiyi uzman kişiyle buluşturmaktır. Akıl hastalarının çoğunluğu tam olarak iyileşip, işe geri dönebilirler. Böylesi bir kişiyi erken tanı ve profesyonel yaklaşım ile geri kazanmak, hastalandığı anda tıbbi tedaviye yönlendirerek yerine aynı koşullarla sağlıklı bir kişiyi işe alıp eğitmekten daha ucuz ve insanidir.

Üçüncül koruma; “Strese bağlı önemli akıl sağlığı sorunu yaşayan işçilerin iyileştirilmesini ve üretime geri döndürülmesini amaçlar. Üçüncül koruma ruhsal bozukluklar nedeniyle işten ayrılan bireylerin rehabilitasyonunu hedefler.”

İşe Geri Dönüşün Kolaylaştırılması

Stres nedeniyle işten kalan bir işçinin işe geri dönüşünün de stresli bir süreç olduğu bilinir. İşletmenin bu aşamada anlayışlı ve kucaklayıcı olması gerekir. İşçinin tüm boyutlarıyla yürütebilecek duruma gelip gelmediğini anlamak için işçi ile işe başlamadan önce bir görüşme yapılmalı, işçi işe başladıktan sonra da bu görüşmeler ve gözlemler sürdürülmelidir.

Sonuç olarak stres işçinin işte fiziksel ve psikososyal nitelikli özel koşullara maruz kalması ve bu koşullarla başa çıkmakta sorun yaşayacağını görmesi duruma eşlik eder. Stres bu koşullarla başa çıkma girişimiyle ve bilme, kavrama, davranış ve fizyolojik işlevlerde değişikliklerle birlikte ortaya çıkar. Bu değişiklikler kısa zamanda vücut uyum sağlasa bile, uzun zamanda sağlığı tehdit edebilir. Stres ve ona eşlik eden davranışsal ve psikofizyolojik değişiklikler farklı iş gereklerinin sağlık üzerindeki etkileridir.

ÜNİTE 8 ERGONOMİ

ERGONOMİ

Ergonomi, birtakım önlemler almak suretiyle, çalışanların fiziksel bütünlüğünü koruma yanında, onlara fiziksel özelliklerini, fizyolojik ve psikolojik yeteneklerini en uygun biçimde kullanacakları en uygun ortamı sağlamayı ve böylece işçi gönencini gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.

Ergonomiyi işbiliminin bir alt disiplini olarak insanlarla ilgili anatomik, fizyolojik, psikolojik, sosyolojik ve teknik bilgilerden yararlanarak, insan işinin yapılabilirlik ve dayanılabilirlik sınırlarının belirlenmesi için yöntemler geliştiren bir bilim dalı olarak tarif etmek de mümkündür. Ergonomi, gerek çalışma koşulları ve gerekse verimliliği iyileştirmeye yönelik olarak işin nicelik ya da nitelik bakımından incelenmesi şeklinde de tarif edilebilir.



Ergonominin görevleri;

  • Çalışma ortamlarına yönelik aydınlatma, hava ve gürültü koşullarına ilişkin olarak en iyi ortamı geliştirmek,

  • Sıcak ortamlarda fiziksel iş yükünü azaltmak,

  • Çalışma pozisyonlarını geliştirmek,

  • Bazı hareketlerde çaba derecesini azaltmak,

  • Göstergelerin okunmasında işçilerin psikoduygusal görevlerini kolaylaştırmak,

  • Doğal ve alışılmış reflekslerin daha iyi kullanılmasını sağlamak,

  • Gereksiz bilgileri anımsama çabasını önlemek,

  • Makine kollarının çalıştırılmasını ve denetimlerini kolaylaştırmaktır”

ERGONOMİNİN AMAÇLARI

Ergonomi, gürültü, renk ve ışık etüdü yapar, çalışma ve dinlenme sürelerinin belirlenmesinde katkıda bulunur.



  • İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması,

  • İş gücü kayıplarının önlenmesi,

  • Yorulmanın ve iş stresinin azaltılması,

  • İş kazaları ve mesleki risklerin en aza indirilmesi,

  • Verimlilik ve kalitenin yükseltilmesi.

Yukarıda sayılanların dışında; ergonominin birinci amacı insan–makine birleşiminin verimliliğini ve iş güvenliğini artırmaktır.

Ergonominin uğraş alanları ise;

  • İnsan – makine sistemine ilişkin fiziksel konular,

  • İnsan – makine sistemine ilişkin kavramsal konular,

  • İş yeri tasarımı ve iş alanı yerleşimi,

  • Fiziksel çevre,

  • Psikolojik çevre,

  • Görev tasarımı, seçme, eğitme.

ERGONOMİNİN KAPSAMI VE HEDEFLERİ

Ergonomik yaklaşım, daha çok, iş yeri veya çevrenin insanlara uyarlanması sonucunu doğurur. Ergonominin görevi, insana yönelik bir iş düzenlemesinin temel bilgilerini sağlamaktır. Böylece işin insana ve insanın işe uyumu için gerekli koşulları belirler.



İşin insana uyumu şu öğelerden oluşur;

  • Çalışılan yerin ve üretim araçlarının analizi ve düzenlenmesi (çalışma ortamı, makineler vb.),

  • İş çevresinin analizi ve düzenlenmesi (ses, aydınlatma, iklim, titreşim vb.),

  • İş organizasyonunun analizi ve düzenlenmesi görevleri, işin içeriği, çalışma ve mola zamanları.

İnsanın işe uyumunda dikkate alınması gereken öğeler ise;

  • Kişinin işin içeriğine bireysel yatkınlığı; Yani personel planlaması ve işe yerleştirme yapılırken, yaş, cinsiyet ve bedensel yapının dikkate alınması,

  • İş öğretimi ve işe alıştırma gibi hususlardır.

Ergonomi kısaca, işin insana uyumunun sağlanması olarak da tanımlanmaktadır.

  • Antropometri: Çalışma araçları ve çalışma ortamının insanın vücut ölçüleriyle uyuşumunun sağlanmasını amaçlar.

  • Fizyoloji: Çalışma ortamı ve çalışma metotlarının insan bünyesini en az etkilemesini ve insan bünyesine elverişli çevre şartlarını sağlamayı amaçlar.

  • Psikoloji: Çalışma ortamında renk, şekil, düzen gibi psikolojik rahatlık sağlayıcı düzenlemeler yoluyla çalışana hoş bir ortam yaratmayı amaçlar.

  • Enformasyon: Çalışan kişiye lüzumlu bilgileri, akustik, optik vb. yollardan kolayca aktarılabilecek şekilde iş yerinin tasarımıyla ilgilenir.

  • Organizasyon: Dinlenme, iş değişimi, iş öğretimi, adil ücretlendirme ile çalışan insanın işten etkilenmesini azaltmak amaçlanır.

  • İş Güvenliği: Her türlü araç ve donanım ile çalışma ortamının, çalışanın sağlığına yönelik tehlike oluşmayacak şekilde tasarlanmasını amaçlar.

ÇEVRE FAKTÖRLERİ

Fiziksel çevre denildiğinde genel olarak insanın yaşadığı, çalıştığı, dinlendiği, eğlendiği, hareket ettiği ortamların tümü akla gelir. İnsan, yeteneklerini bu ortamlarda geliştirir, doğal çevrenin yol açtığı tehlikelerin ve zorlukların üstesinden gelmeye çalışır.



Gürültü

Gürültü çalışma ortamında olduğu kadar çalışma ortamı dışında da insanı rahatsız eden çevresel bir faktördür. Ses insanı rahatsız edecek düzeye ulaştığında “gürültü” olarak adlandırılır

İletişim bozukluğu veya konsantrasyon azalması gibi rahatsızlıklar oldukça düşük gürültü düzeylerinde de oluşabilir. Gürültü düzeyleri bakımından üst sınır değerlerin ayarlanması suretiyle işitme kaybından ve bu tür rahatsızlıklardan kaçınılabilir. Gürültü düzeyleri desibel (dB(A)) şeklinde ifade edilir.

Gürültü Ölçümü

Endüstriyel ortamlarda gürültü ölçümü yapılmasının birçok nedeni olabilir. Bunlardan belli başlı olanları aşağıda gösterilmiştir.



  • Gürültü düzeylerinin kalıcı işitme hasarlarına yol açacak düzeyde olup olmadığının belirlenmesi,

  • Makine ve donanımlarla ilgili gürültü kontrol düzenlemelerinin belirlenmesi,

  • Belirli bir makineden yayılan ses düzeyinin belirlenmesi ve bunun satıcı referans değerleri ile karşılaştırılması,

  • Çalışma ortamındaki gürültülerin çevreyi rahatsız edip etmediğinin belirlenmesi.

Gürültünün İnsan Üzerindeki Etkileri

Gürültü, endüstriyel çalışma ortamlarında en yaygın ve sık karşılaşılan bir çevresel problemdir. Çalışma ortamlarında gürültünün olumsuz etkisi çalışanlar üzerinde psikolojik, fizyolojik ve sosyal etkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Ses basıncı, frekans ve ses etkisinin zaman içinde dağılımı ve ayrıca çalışan kişinin özelliklerine bağlı olarak gürültü, ruhsal ve vejetatif tepkilere, işitme organının zarar görmesine neden olabilir.



Gürültüden Korunma

Gürültüden korunma önlemleri esas olarak tasarım ve planlama evresinde dikkate alınmalıdır. Ses kaynağına olan uzaklığın iki katına çıkılması hâlinde genel olarak 3-6 dB arasında azaldığının bilinmesi, özellikle sessizlik isteyen çalışma yerlerinin (örneğin konstrüksiyon büroları) veya özellikle gürültülü makinelerin (örneğin presler ve zımba makineleri) bulunduğu çalışma yerlerinin konumlandırılmasında çeşitli olanaklara başvurulmalıdır. Belli bir hacim içinde ses düzeyleri yaklaşık aynı olan çalışma yerlerinin bulunmasına çaba gösterilmelidir.

Gürültüyü kaynağında azaltmak için alınan bütün önlemlerin yetmediği durumlarda, sesi yalıtmaya veya sönümlenmesini sağlamaya çalışılmalıdır.

Gürültünün azaltılmasında kullanılan yöntemler.



  • Az gürültülü bir çalışma yönteminin seçilmesi:

  • Sessiz makinelerin kullanılması

  • Makinelere düzenli olarak bakım yapılması:

  • Gürültülü makinelere kaplama yapılması:

İş ve iş yeri düzenlerken gürültüyü azaltmada dikkat edilecek hususlar:

  • Gürültülü işin sessiz işten ayrılması,

  • Gürültü kaynağından yeterince uzakta durulması,

  • Ses yutucu tavan kullanılması,

  • Akustik paravanların kullanılması.

Titreşim

Çalışanlar, oturdukları yerler, temas etlikleri ya da ellerinde tuttukları motorlu veya mekanik tahrikli araç ve gereçler, kullandıkları her türlü makine ve araçlar nedeniyle titreşimlere maruz kalmaktadırlar. İnsan kulağı 20 Hz ile 20000 Hz frekans aralığındaki sesleri duyabildiği halde, bütün vücut titreşim halinde iken 1-80 Hz, el-kol titreşimi halinde ise 1-1000 Hz frekansları hissedilmektedir. Özellikle motorlu araçları veya mekanik tahrikli (örneğin darbeli matkap, havali tabanca gibi) aletleri kullanan insanlar mekanik titreşimlere maruzdur. Gürültüde olduğu gibi mekanik titreşimlerde de kitle parçacıkların hareketi söz konusudur.



Titreşimin Etkileri

Titreşim, titreşime maruz kalanların vücutlarının hareket edip etmemesine bağlı olarak çeşitli etkiler yaratmaktadır. Titreşim olduğu anda eğer vücut hareket hâlinde ise çalışanın kinestetik duyu organlarında, kas, bağ ve eklem algılama sistemlerinde iç kulak denge organında zararlı ve kalıcı etki meydana gelecektir. Diğer taraftan vücudun hareket etmemesi durumunda ise çalışanın işitme organında, derinin duyarlı kıl dibi ve deri altı algı organlarında, alt ve üst etraf kılcal damar ağında zararlı ve kalıcı etkiler söz konusu olmaktadır. Titreşimin çok şiddetli olması durumunda ise, yukarıda belirtilen sağlık şikâyetlerine ek olarak, sırt ve boyun kaslarında sertlik, kemik ve organın zarar görmesi, mide ve sindirim sistemi rahatsızlıkları da gözlenebilmektedir.

İnsanın etkisi altında kaldığı titreşimler, objektif veya subjektif olarak tanımlanabilir. Objektif tanımlamada vücudun bir tarafını etkileyen titreşimin ivmesi ölçülür ve bu değer, vücudun diğer tarafından yapılan ölçme değeri ile karşılaştırılır. Subjektif tanımlama ise, "dayanılamaz" veya "dayanılabilir" gibi ölçütlerin belirtilmesi olanağını sağlar. Objektif olarak ölçülebilen titreşim yüklenmesi ve subjektif olarak algılama arasındaki ilişki bir karşılaştırma değeri olan "değerlendirilmiş titreşim şiddetini” doğurmuştur.



Titreşimin Önlenmesi

  • Yalıtım yoluyla titreşimin yayılmasını engellemek,

  • Titreşimin yoğun olduğu yerlerde, taşıtlarda oturma yerinde süspansiyon düzeninin sağlanması,

  • Kullanılan araç, gereç ve makinelerde düzenlenmeler yaparak insanları korumak,

  • Titreşim yapan el cihazlarını ve motorlu aletleri kullananların sık sık dönüşümlü çalıştırılması,

  • Dinlenme molalarının düzenlenmesi.

Titreşim; kaynakta, kaynakla alıcı arasındaki iletim yolunda ve az da olsa alıcıda önlenebilir. Yukarıdaki önlemlere ilave olarak şu önlemler de alınabilir:

  • Titreşim kaynakta kesilmelidir,

  • Makinelere düzenli bakım yapılmalıdır,

  • Titreşim iletimine engel olunmalıdır,

  • Gerekirse doğrudan alıcıda önlem alınmalıdır.

Yüklə 0,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin