İsim ve Sıfatlar Tevhidinde Ehl-i Sünnet’in Muhaliflere Cevabı


FASIL İmanın Artması ve Eksilmesi



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə56/92
tarix07.01.2022
ölçüsü1,69 Mb.
#83151
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   92
FASIL

İmanın Artması ve Eksilmesi

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat’in temel görüşlerinden biri de imanın artıp eksilebileceğidir.326

Kitap ve Sünnet bunu kanıtlamaktadır.

Kitab’ın kanıtlarından biri Allah Teâlâ'nın şu buyruğudur: “İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye mü’minlerin kalplerine güven indiren O’dur.” (Fetih, 4)327

Sünnet’in kanıtlarından biri ise Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in kadınlar hakkındaki şu sözüdür: “Sizin gibi aklı ve dini eksik kimseler kadar sağlam (azimkâr) erkeklerin aklını kolayca çalan birini görmedim.” 328 329

Ayette imanın artabileceğinin, hadiste de eksilebileceğinin ispatı vardır. İmanın artacağını gösteren her nass, aynı zamanda eksilebileceğini de içerik olarak gösterir. Tersi de böyledir.330 Çünkü artma ve eksilme birbirinin ayrılmaz gerekleridir ve biri olmadan öteki düşünülemez.

İmanın artıp eksilmesi sözü sahâbîlerden de gelmiştir.331 Öyle ki onların içinde buna karşı olan hiç kimse bilinmemektedir. Selefin çoğunluğu da bu görüştedir:332

Nitekim İbn-i Abdilberr333 şöyle demiştir:

“Hadisçilerden ve şehirlerdeki fetvâ sahibi fakîhlerden oluşan cemâat imanın artıp eksileceği görüşündedirler.”334 Daha sonra İbn-i Abdilberr, imanın eksilmesi hususunda ilki bu konuda bir şey söylememek, ikincisi cemâate uymak335 olmak üzere Mâlik’den iki rivâyet336 zikretmiştir.

Bu temel görüşe (imanın artıp eksilebileceği görüşüne) iki grup karşı çıkmıştır:

1- Gerçek Mürcie: Bunlar imanın, kalbin ikrarından ibaret olduğunu söylerler. Kalbin ikrarının da değişiklik ve farklılık göstermediğini yâni hep aynı seviyede kaldığını ileri sürmüşlerdir. Onlara göre iman bakımından kötü (fâsık) ve iyi (âdil), birdir.

2- Mu’tezile ve Haricîlerin Vaîdiyye337 Kolu: Bunlar, büyük günah işleyenleri iman dairesinden çıkarmışlar, iman ya hepten vardır ya da hepten yoktur demişler ve imanın birbirinden üstün olmasını kabul etmemişlerdir.

Nakil (Kitap ve Sünnet) ve akıl bu her iki grubu da reddetmektedir:

Nakil (Kitap ve Sünnet): İmanın artıp eksileceğini gösteren kanıtların bir kısmı yukarıda geçmişti.

Akla gelince, akıl şöyle der:

• Mürcie’ye deriz ki: “İman; kalbin ikrarından ibaret olup değişiklik göstermez” sözünüzün içerdiği iki önerme de kesin olarak yanlıştır:

Birinci önermede imanı yalnız kalbin ikrarına özgü kılmanız, söz ve amelin de imanın kapsamına girdiğini gösteren Kitap ve Sünnet’e aykırıdır.

“Kalbin ikrarı, değişiklik ve farklılık göstermez” sözünüzle ilgili olan ikinci önerme de, duyuların verilerine aykırıdır. Çünkü herkes bilir ki kalbin ikrarı ancak ilme tâbidir. Kuşkusuz bilgi yollarının değişmesiyle bilgi de değişir. Örneğin bir kişinin haberi, iki kişinin haberinin verdiği ilmi ve doğruluğu vermez. Diğer konularda böyledir. Yine insanın duyarak öğrendiği de, görerek öğrendiğine denk olmaz. Yakînin (kesin olanın) değişik dereceleri vardır. İnsanların yakînde birbirlerinden farklı oldukları bilinen bir gerçektir. Hatta insanın kendisi bazı zaman ve durumlarda, başka zaman ve durumlardan daha çok yakîn sahibi olduğunu farkeder.338

Yine deriz ki: Akıllı bir insan, biri Allah-u Teâlâ’ya farzlarıyla ve nafileleriyle son derece itâatkâr, Allah’ın yasaklarından kaçınan ve bir günaha düşmüş olsa bile hemen bundan vazgeçip tevbeye koşan bir kişiyle, öteki Allah’ın üzerine farz kıldığı şeyleri zâyi eden (kaçıran), yasaklarını çiğneyen fakat kendisini küfre düşürecek bir şey de yapmamış kişinin imanlarının bir olduğu hükmünü nasıl verebilir ki?! (Anlamak mümkün değil.)

• Vaîdiyye’ye de şöyle deriz: “Büyük günah işleyen imandan çıkar” sözünüz, Kitap ve Sünnet’in bildirdiklerine aykırıdır.

Büyük günah işleyenin imandan çıkmadığı anlaşıldığına göre, farzları yapan ve haramlardan kaçınan bir kişiyle, nefsine zulmederek Allah’ın yasakladıklarını yapan ve farz kıldıklarını çiğneyen fakat kendisini küfre düşürecek bir şey de yapmayan kişinin imanlarının bir olduğu hükmünü nasıl verebiliriz ki?!

Sonra ikinci olarak şunu da söyleyebiliriz: Haydi büyük günah işleyeni imandan çıkardık diyelim. Peki biri muktesid (orta derecede amel işleyen) öteki Allah’ın izniyle hayır işlerinde sâbık (öne geçmek için yarışmış) olan339 iki kişinin imanlarının bir olduğu hükmünü nasıl verebiliriz?!




Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin