İslam'da mükemmel insan



Yüklə 1,03 Mb.
səhifə8/59
tarix05.01.2022
ölçüsü1,03 Mb.
#66203
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   59

"İnsan-I Kamİl" Tabİrİ


Hicrî yedinci yüzyıla kadar İslam edebiyatında “kâmile” ya “mükemmel insan” tabiri kullanılmış değildir, bu tabir mezkur tarihten sonra kullanılmaya başlanmış olup Avrupa’da da bir hayli revaçtadır bugün. Ancak onu ilk kullanan yine İslam dünyasıdır. Müslümanlar arasında bu tabiri kullanan ve ondan ilk defa “kâmil -ya da mükemmel-insan” şeklinde söz eden şahıs tanınmış ârif “Muhyiddin-i Arâbî Endülüsî Tâî”dir.

Muhyiddin Arabî irfanın babası sayılır. Yani İranlı ya da Farsça konuşup Farsça yazmış olan ya da diğer İslam ülkelerine mensup bulunan ve en tanınmışları hicretten yedi yüz yıl sonra ortaya çıkan muhtelif dil ve milletlere mensup İslam urefâsının -ariflerinin- en tanınmış simaları Muhyiddin Arabi’nin öğrencileridirler. Hepimizin yakından tanıdığı meşhur mevlâna irfan ekolünde Muhyiddin’in yanında hiç kalır. Muhyiddin, Arap asıllı olup bugün adına İspanya denilen Endülüs ahâlisinden ve Hâtem Tâî’nin evlatlarındandır. Hayatı boyunca İslam ülkelerinin hem hepsine seyahat etmiş, sonunda Şam’da dünyadan göçmüştür. Türbesi bugünkü Şam’dadır.

Muhyiddin Arabi’nin Sadreddin Konevi adlı bir öğrencisi vardır ki kendisinden sonra en tanınmış ariflerden biridir.

İslam irfanın ciddi bir ilim olarak, üstelik en karmaşık ve en çehre fiili ilimlerden biri sıfatıyla gündeme getirilmesi işi Muhyiddin Arabî ve öğrencisi Sadreddin Konevî’ye aittir. Konevi, meşhur Mevlana’yla çağdaştır; Mevlanâ, onun cemaat imamlığı yaptığı mescide gider, arkasında namaza dururdu.

Muhyiddin Arabi’nin fikirleri Sadreddin konevî aracılığıyla Mevlâna’ya intikal etmiştir. Bugün bu zemine de yazılıp çizilenlerin büyük bir kısmı asılsızdır; İslam irfanı bambaşka köklerden gelir aslında, apayrı manalar taşır. Günümüzde malum gazete ve dergilerin kendilerinden uydurarak düzüp koştukları o saçmalıkların İslam irfanıyla hiçbir alakası yoktur.*

Onun ciddi ve düzenli bir şekilde -belki de ilk defa bu konuda böyle bir girişimde bulunuluyordu- ele aldığı en önemli mevzulardan biri de “kâmil insan” meselesiydi. Tabii onun bu meseleyi irfanı bir bakış açısında ele almış olduğu unutulmamalı... Bahsimizin daha sonraki bölümlerinde bu meselenin tekrar açılması zarureti doğarsa biraz daha teferruatlıca ele almaya çalışacağız bu noktayı inşallah.

Görüldüğü gibi bu meseleyi ele alıp “kâmil insan” unvanıyla gündeme getiren ve konuya tamamen irfânî bir açıdan yaklaşan ilk kimse odur; ondan başka bu konuyla ilgilenenler yok değildir, ancak her biri kendilerine has bir bakış açısıyla ele almışlardır meseleyi

“Kâmil insan”ı Kur’ân-i açıdan inceleyebilmek ve Kur’an nazarında mükemmel insanın kim ve nasıl olduğunu açıklığa kavuşturmak için her şeyden önce “tam insan” ve “nakıs (eksik) insan” terimleri üzerinde durmak gerekir. Aksi takdirde bu merhale anlaşılmadıkça onun devamı olan merhaleyi kavramak güçleşecektir.



Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   59




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin