İSLÂm prensipleri ansiklopediSİ



Yüklə 13,72 Mb.
səhifə1098/1221
tarix05.01.2022
ölçüsü13,72 Mb.
#76819
1   ...   1094   1095   1096   1097   1098   1099   1100   1101   ...   1221
Atıf notları:

-Bediüzzaman eskiden medeniyet ve terakkiyata teşvik ederken sonra bu teşviki terk etmesinin sebebi, bak: 2284-2288.p.lar.

-Kur’an’da fennî terakkiyi teşvik derecesi, bak: 2105.p.

-Mu’cizelerin terakkiyata örnekler olması, bak: 2525-2527.p.lar.

-Allah, âfak ve enfüste hakikatleri tebeyyün ettireceği hakikatı, 1898.p.da bir nebze bahsedilir, oraya bakınız.

-Tarih ve meşveretin terakkiyata te’siri, bak: 3574.p.

-Teknik terakkinin semaya teveccühü, bak: 3355.p.

-Kur’anda fünunun işaretle bahsedilmesinin hikmeti, bak: 2103-2110.p.lar.

-İslâmiyeti Hristiyanlığa kıyasla, terakkiyat namına yapılan bazı iddialar, bak: 1751-1756.p.lar.

-Davud (A.S.)ın mucizelerinin teknik terakkiye delaletleri, bak: Davud (A.S.)

-Kur’anda televizyon gibi keşfiyata işaret, bak: 3734, 3735.p.lar.

-Kur’anda celb-i ervah ve cinlerle muhabereye delalet, bak: 599, 600.p.lar.

-Kur’anda ölüme muvakkat bir hayat rengi verilmesinin mümkün olduğuna işaret, bak: 1205.p.

-Kur’anda, ateşten korunabilmek teknik imkânına işaret, bak: 1467, 1468.p.lar.

-Âhirzamanda (İslâmiyetin hâkimiyet devrinde) zenginliğin lüzumu, bak: R.E. 1.ci. sh:105/6 ve 5/15

3759/1- Avrupa’da Rönesans ve Reform denilen hareketlerle başlayan müsbet ilim ve fen sahasındaki terakkiyat, geçen asırda sanayi sahasına tat­biki ile ferd ve cemiyet hayatında büyük tahavvülata yol açmıştır.

San’at, düşünce, din ve içtimaî hayat sahasında başlayan bu hareketler, Fransız Büyük İnkılâbına müncer olmuş ve neticede bu inkılâbdan doğup mânevi tahribatı büyük olan lâdinî bir cereyan siyasî, iktisadî, hukukî ve iç­timaî sahada fikriyâtını hâkim duruma getirmiştir.

Bu cereyan, şiddetle sarıldığı dünya hayatının menfaat ve lezzetleri yo­lunda teknik imkânlara sahib oldukça, Karun gibi (Bak: Karun) küfrana saptı. Halbuki müsbet fenlerin herbiri, Allah’ın kâinatta koyduğu kavanîn-i külliyenin keşfine dayandığını ve keşfiyat-ı fenniye ise, insanın fıtratına ko­nulan mütenevvi ihtiyaçların ve tekâmül kabiliyetinin inkişafiyle olduğunu nazara almadı. Bütün bu nizam ve intizamat-ı kâinatın, Rububiyet ve hik­met-i İlahiyenin eseri olup tesadüf ve tabiatın eseri olmasının imkânsızlığını tam anlayamıyor ve meziyetlerini kendi iktidarına ve enaniyetine isnad edip acziyetini unutturuyor. (Bak: 65.p.)

Halbuki mahlûk ve masnuiyeti göz önünde olan bu insan, Hâlık ve Saniini bilmeli ve emrine girmeli; mazhar olduğu iyilikleri, Mâlikinin ihsanları olduğunu anlayıp şükretmelidir.



3759/2- Bu son asırda şa’şaalandırılıp bahsi edilen yeni keşifler ve edile­cek olan bütün gelişmeler, fıtrî ve kevnî kavanin-i İlâhiye dairesi içinde zu­hur ediyor. Meselâ yumurtayı tavuğun altına koymayıp da, hariçte hararet vermek muamelesi, alışılagelen zahirî şekil değişikliği olup âdetullah denen aynı kanunun tatbikidir. Hem meselâ kader-i İlahîden kaza sahasına, yani âlem-i şehadete gelen ve yağmurun mukaddematı olan atmosferdeki rutube­tin suya inkılâbı için gereken kanun-u İlahîyi insan keşf edip tatbik eder. Yani insan, olmayanı var etmez; olanı keşf edip tatbik eder. Ve hakeza... Her keşif buna kıyas edilsin.

İlim ve fennin esasları hakkında malûmatı olmayan veya bu nevi malû­matı, taklidî olan kimselerin düşmesi muhtemel bir varta da şudur ki: İlmin ve fennin hârika addedilen icat ve keşiflerini işitir veya görür, sonra bunların esaslarının nasıl olduğunu bilmemesi sebebiyle bunları hârikulâde bulur. Bunları yapanlara fevkalâde bir zekâ ve kudret izafe eder. Madem ki bu adamlar bu kadar akıllı, bu hârika şeyleri yapacak kabiliyete sahip, dinî hakikatlari inkâr etmeleri boşuna değil, bu inkârları belki bir esasa dayanıyor, şeklinde vehim ve şüphelere düşer. Halbuki en muğlak, en anlaşılmaz ve hâ­rika gibi görülen buluşlar, âlet ve cihazlar, hergün karşılaştığımız alelâde hâ­diselerin prensiplerinden farklı değildir. Meselâ ilk defa kendi kendine yürü­yen otomobili veya havada uçan uçağı gören insan, şaşkına dönebilir. Oysa otomobili veya uçağı hareket ettiren prensiple, içinde su kaynayan çaydanlı­ğın kapağının hareketine sebep, aynı prensiptir; yahut jet uçağının hareket prensibi ile çocuğun elindeki oyuncak balonun şişirilip bırakıldığında hava­nın geri fışkırmasıyla balonun ileri hareketi aynı prensibe dayanır. Bir mü­da­hale ile buluttan yağmur yağdırılması ile kaynayan suya soğuk kapağı tutup su damlaları elde etmek arasında, esasta fark yoktur. Kısaca hârika icatlar denilen buluşların hakikatta dayandıkları prensipler bilindiğinde, hiç de şa­şırtıcı olmaması gerekir. Şaşkınlık veya bahsi geçen şüphe, cehalettendir.

Denilebilir ki, cehaletten ileri gelen şüphe ve dalaleti anladık. Pek zekâ­vetli ve müsbet ilim ve fende ehl-i ihtisas bazı kimselerin inkârına ne dersi­niz? Bu sualin cevabını, Ansiklopedimizin Dalalet, Nokta-i Nazar, Ülfet, İcad, 822.p. ve benzeri maddelerine havale edip kısa kesiyoruz.

Hem insanın böyle hârika keşifler yapabilmesi, Allah’ın onu mükerrem ve müstaid yaratmasındandır (Bak: Kur’an 17:70); insanın mükerrem yaratı­lışı, Hâlıkının sonsuz kemalâtına delâlet eder. Eserin mükemmelliği, müessi­rine aittir.

Allah, Kur’an’ında insana en yüksek masnuu ve hârika eseri olarak değer veriyor. (Bak:1672, 1673.p.lar) Hatta fennî terakkiyatla semaya uruc edebile­ceğine (Bak: 3355-3357.p.lar) ve ölüme muvakkat bir hayat rengi verebilme­sinin mümkün olduğuna (Bak: 1205.p.sonu) işaret ederek o yola teşvik ediyor. (Bu hakikatın tafsilâtını görmek isteyen, asrın en mükemmel tefsiri olan ve gelecek asırlara da ışık tutacak olan Risale-i Nur eserlerini, hassaten Yirminci Söz namındaki bahsin ikinci makamını okumalıdır.)

İşte bunun için Allah, (38:10) ve emsali âyetleriyle işareten göklerin ve yerin Mâliki, yani Hâlikı ve Mütasarrıf-ı Hakîkisi olmayan insanın, semada vaz’ olunan kanunlara yapışarak semaya çıkmasını kendi iktidarına mal ede­rek gururlanmasını zecreder. Evet, Allah (55:7) âyetiyle bildirdiği mizanı, feza-yı vasiada vaz’ etmiş ve insanlar cehalet karanlığında uyurken, peygam­beri vasıtasıyla 1400 sene evvel bu hakikatı ilân etmiştir.



3759/3- Aslında mâneviyatta kör olan bazı insanların, ilim ve fennin terakkiyatı ile uyanıp kâinattaki İlâhi mu’cizeleri idrak etmeleri beklenirken, inat edip küfran ile mukabele etmeleri büyük cinayettir. Bu cinayetlerin ceza­sını Cenab-ı Hak imhal eder, fakat ihmal etmez. Hatta böyle insanlara istidrac olarak (Bak: İstidrac) varmak istedikleri hedeflere muvaffakiyetler de verir (Bak:724.p. sonu) Bunun da hikmetleri vardır. Bediüzzaman Hazretleri bu mevzuda şöyle der:

«Hayat-ı dünyeviyeye kasden ve bizzat teveccüh edip bağlanan kâfirin, imhal-i ikabında ve bilakis terakkiyat-ı maddiyede muvaffakıyetindeki hikmet nedir?

Evet o kâfir, kendi terkibiyle, sıfatıyla Cenab-ı Hak’ça nev’-i beşere tak­dir edilen ni’metlerin tezahürüne -şuuru olmaksızın- hizmet ediyor. Ve güzel masnuat-ı İlahiyenin mehasinini bilâ-şuur tanzim ediyor. Ve kuvveden fiile çıkartmakla garabet-i san’at-ı İlâhiyeye nazarları celbediyor. Ne faide ki far­kında değildir. Demek o kâfir, saat gibi kendi yaptığı amelden haberi yok. Amma vakitleri bildirmek gibi nev-i beşere pek büyük bir hizmeti vardır. Bu sırra binaen dünyada mükâfatını görür.» (M.N. 212)

Evet «kâinatın hikmet-i hilkatı ve büyük neticesi ve kıymetli meyvesi, Arzın halifesi olduğunu; fenleriyle, san’atlarıyla gösteren ve Dünya cihetinde Sâni-i Âlem’in mu’cizeli san’atlarını gayet güzelce teşhir ve tanzim ettiği için, isyan ve küfrüyle beraber dünyada bırakılan ve azabı te’hir edilen ve bu hiz­meti için imhal edilip muvaffakiyet gören nev’-i benîâdem var.» (Ş.188) De­mek kâfirlerin dünyevî muvaffakıyetleri, onlar için bir meziyet ve iyilik de­ğildir.

Kur’anda kâfirlerin istidrac manasında olarak dünyevî muvaffakıyetlerle ve bol ni’metler içinde mağrur olup azgınlaşmalarıyla beraber, cezalarının te’hir edilmesinin hikmetlerini bildiren âyetler vardır. Ezcümle: (3:178) (6:44) (7:182, 183) (10:11) (11:8) (13:32) (15:3) (19:75, 83,84) (22:44) (42:21) (73:11) (86:17) âyetleri örnek verilebilir.


Yüklə 13,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   1094   1095   1096   1097   1098   1099   1100   1101   ...   1221




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin