Birkaç atıf notu:
-Musibetzedelere şefkatten gelen elemin teskini, bak: 3507/1.p.
-Harb gibi musibetlerde, mazlum ve masumlara gelen meşakkatlerdeki merhamet-i İlahiye, bak: 2162-2167.p.lar.
-Umur-u hayriye ve şerriyede mümessil ve perdelerin bulunması, bak: 3538.p.
-Her şey en güzel şekilde yaratılmıştır mealindeki âyetin izahı, bak: 1438.p.
-Şeytan ve şerlerin yaratılmasındaki hikmet, bak: 3540.p.
2643- “Asıl musibet ve muzır musibet, dine gelen musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit dergah-ı ilahiyeye iltica edip feryad etmek gerektir. Fakat dinî olmıyan musibetler, hakikat noktasında musibet değildirler. Bir kısmı ihtar-ı Rahmanîdir. Nasılki çoban, gayrın tarlasına tecavüz eden koyunlarına taş atıp, onlar o taştan hissederler ki; zararlı işten kurtarmak için bir ihtardır, memnunane dönerler. Öyle de: Çok zahirî musibetler var ki, İlahî birer ihtar, birer ikazdır ve bir kısmı keffaret-üz zünubdur ve bir kısmı gafleti dağıtıp, beşerî olan aczini ve za’fını bildirerek bir nevi huzur vermektir.
Musibetin hastalık olan nev’i, sabıkan geçtiği gibi o kısım, musibet değil, belki bir iltifat-ı Rabbanîdir, bir tathirdir. Rivayette vardır ki:
“Ermiş bir ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşüyor; sıtmanın titremesinden günahlar öyle dökülüyor.” (L.ll) (Bak: 1213. p. sonu)
2644- “Merayı tecavüz eden koyun sürüsünü çevirtmek için çobanan attığı taşlara musab olan bir koyun, lisan-ı haliyle: “Biz çobanın emri altındayız. O bizden daha ziyade faidemizi düşünür. Madem onun rızası yoktur, dönelim.” diye kendisi döner, sürü de döner.
Ey nefis! Sen o koyundan fazla asi ve dâll değilsin. Kaderden sana atılan bir musibet taşına maruz kaldığın zaman, «–YQ¬%~«‡ ¬y²[«7¬~ _Å9¬~«— ¬yÁV¬7 _Å9¬~ (2:156) söyle ve Merci-i Hakiki’ye dön, imana gel, mükedder olma. O seni senden daha ziyade düşünür.” (M.N. 120)
2645- Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
¯–²i& ««— ¯±v«; ««— ¯`«.«— ««— ¯`«M«9 ²w¬8 «v¬V²KW²7~ `[¬M< _«8
˜_«<_«O«' ²w¬8 yÁV7~ «hÅS«6 Ŭ~ _«Z6_«L< «}«6²YÅL7~ |ÅB«& ¯±v«3 ««— >¯±ˆ«~ ««—
“Yani: “Bir müslümana bir dert veya bir maraz veya bir keder veya bir hüzün veya bir zahmet veya bir gam ârız olmaz ki, hatta vücuduna bir diken batmaz ki, illâ bunun mukabilinde onun bir kısım hatalarını Cenab-ı Hak afv ve setr etmesin.” (241)
Atıf notları:
-Çeşitli musibetlerle helâk edilen karnlar, bak: 1944.p.da âyet notları.
-Musibetlerin gizli kalmasındaki hikmet, bak: 1008.p. (T.T: 5. cild 335. sahifede musibetlerin ve sabretmenin mükâfatları bölümü vardır.
-Cihad musibetinin bir hikmeti, bak: 581, 582.p.lar
-Tagayyür kanunundan doğan mesaibin bir hikmeti, bak: 892.p.
-Hakiki selâmet ancak Cennet’te olur, bak: 3326.p.sonu
Dostları ilə paylaş: |