Bir atıf notu:
-Allah tarafından istediği kabul edilen bir latife, bak: 1980.p.
2367- Ferdlerde mes’uliyetin tahakkuku bazı şartlara bağlıdır. Akıl, büluğ, hakkıyeti sabit olan İlahî teklifin gelmiş olması, teklife ıttıla, teklifin ifasında gereken iktidar, teklife ikrahla değil, ihtiyaren muhalefet etmek gibi bir kısım şartlar vardır ki, tafsilatı fıkıh kitablarındadır.
Keza dinî teklifler gelmeden önceki fetret halinin neticesi olarak, cemiyette mevcut anlayış ve âdetlere ünsiyet etmiş olan cahiliye devri insanlarına, yeni gelen dinî tekliflerden cezaî müeyyideleri bulunan yasaklar tedricen hayata intikal ettirildi ve mer’iyete girdi. Ferdî ve içtimaî terbiyede tedric kaidesi olan bu husus, küllî bir düsturdur. Umum zaman ve mekânları içine alır. Yani herhangi bir zaman veya mekânda İslâmiyet’ten habersiz bir cemiyet bulunsa, yapılan dinî tebliği kabul edenlere aynı kaide tatbik olunur. Mevzumuzla bir derece alâkalı bahisler için 620, l169/1, 2166, 2294/3. p. sonu ve 3613. p.lara bakınız.
Mes’uliyet hakkında, bir hadis-i şerifte şöyle buyurulur:
¯~«‡ ¬‰_ÅX7~|«V«2 >¬gÅ7~ h[¬8«²_«4 ¬y¬BÅ[¬2«‡ ²w«2 °ÄÎY²K«8 ²vUÇV6«— ¯~«‡ ²vUÇV6 ««~
°}Å[¬2«‡ ?«~²h«W²7~«— ²vZ²X«2 °ÄÎY²K«8 «Y;«— ¬y¬B²[«" ¬u²;«~ ¯~«‡ u%Åh7~«— ¬y¬BÅ[¬2«‡ ²w«2 °ÄÎY²K«8
¬˜¬f¬±[«, ¬Ä_«8 |«V«2 ¯~«‡ f²A«Q²7~«— ²vZ²X«2 °}«7ÎY²K«8 «|¬; ¬˜¬f«7«— _«Z¬V²Q«" |«V«2
¬y¬BÅ[¬2«‡ ²w«2 °ÄÎY²K«8 ²vUÇV6«— ¯~«‡ ²vUÇVU«4 |«V«2 y²X«2 °ÄÎY²K«8 «Y;
“Haberiniz olsun ki, her birerleriniz birer çobandır ve her birerleriniz idaresi altındakilerden mes’uldür. İnsanlar üzerinde emîr bulunan bir kimse bir çobandır ve idaresindeki milletten mes’uldür. Erkek, ev halkı üzerinde bir çobandır ve idaresindeki aile efradından mes’uldür. Kadın kocasının evi ve çocukları üzerinde bir çobandır ve o da çobanlığından mes’uldür. Hizmetçi, efendisinin malı üzerinde bir çobandır. O da ondan mes’uldür. Haberiniz olsun. Her birerleriniz birer çobandır. Ve her birerleriniz güttüklerinden (yani elinin altında ne varsa ona lâyıkıyla bakıp korumaktan) mes’uldür.” (209) (Bak: 172. p.)
2368- Dünyada idlal eden ve edilenlerin mes’uliyetleri ve Cehennem’deki halleri
Kur’anda tasvir ediliyor. Dünyada iken münafık ve dalalet önderlerine aldanıp onlara uyanlar şöyle derler:
“(7:38) ¬‡_ÅX7~ «w¬8_®S²Q¬/ _®"~«g«2 ²v¬Z¬#³_«4 _«9YÇV«/«~ ¬š«ÎY«; _«XÅ"«‡
Ya Rabbena! Şunlar yok mu! İşte bizi bunlar şaşırttılar. Binaenaleyh sen bunlara ateşten katmerli bir azab ver. Buna karşı «Ä_«5 Allah der ki ¯r²Q«/ ¬±uU¬7 Hepinize katmerli, lahzadan lahzaya artan katlama usulüyle mütezayid muzaaf bir azab var. -Çünki bir kere iki taraf dalalde müşterektir. Saniyen; öndekilerin idlali, sonrakilerin de bu idlali kabul ile tervicleri vardır. Tâbi ile metbu yekdiğerinden mütekabilen kuvvet almıştır. Bu suretle bir tarafın dalal ve idlali, diğer tarafın onları taklid ve küfürleri yekdiğerin seyyiat ve azabını katlama tezyid eder.” (E.T. 2160)
İki atıf notu:
-Zalimleri safdilane affetme hatası, bak: 126.p.
-Âmirin hilaf-ı kanun emri, memuru mes’uliyetten kurtarmaz, bak: 3887.p.
2369- Diğer bir âyette de şöyle buyurulur: “(29:13) ²vZ«7_«T²$«~ kendi işledikleri günahların ağırlıklarını ²v¬Z¬7_«T²$«~ «p«8 ®_«T²$«~«— ve o ağırlıklarıyla beraber daha bir çok ağırlıkları –başkalarını idlal etmeğe, günaha sokmağa çalışmalarının günahlarını– yüklenecekler.” (E.T. 3667) (9:l15) (17:36) âyetleri de mes’uliyet hakkındadır.
Atıf notları:
-Muhabbetin taşkınlıklarından ehl-i hal mazur olabilir, bak: 1327.p.
-Ehl-i Sünnet haricinde olan bazı şahısların mes’uliyet durumları, bak: 2677, 3673-3676.p.lar
-Birisinin hatasıyla başkası mes’ul olmaz, bak: 1709.p.
Dostları ilə paylaş: |