Ayıcı Çingene tipi (Resim: Kargopulo fotoğraflarından Ayhan eli ile)
«Orta yaşlı göçebe kadın sevinçle bağırdı:
— Hay yaşasın benim yedi belâm, gözü
şehlâm, gördün mü iste, böyle olmalı! Biri
çalmalı, bir söylemeli, biri oynamalı ve böy-
lecesine insanlar birbirine kaynamak.. Yok-
sam, siz kerizci, biz harmancı, yok bilmem
öteki ıskaracı, beriki sepetçi, tarakçı, değir
menci diye düşersek karşılıklı zırıltıya, hı
rıltıya, marazaya., kaçar o zaman bu yaşa
manın keyfi! Ha göreyim seni, benim adı yedi
belâ, gözleri şehlâ civan kızım, Etem Ağa
şişirsin tulumu, bulaşsın koca oğlanı zıplat
maya.. Sen de başlayasm onunla birlikte te
fi tıngırdatmaya...
—* Ha başlıyoruz!
«Emine gülmekten katılarak:
-
Ah anacığım, bir yaşıma daha girdim.
Dünyada her şey aklıma gelirdi de, tefle ayı
oynatmak gelmezdi.
-
Öğren onu da, bulunsun çantanda!
-
Şinci çadırda minik şoparlar uyumak
ta olan bizim karı görmesin seni bu kılıkta
karşımda..
Emine:
-
Görse ne olur?
-
Ne olacak, kıskanır seni benden, alır
eline şunun şurasından bir süpürge sapı..
«Emine: ' — Aman, o fena!
— Amma, korkma sen, sana yapmaz bir
şeycik, bana çalar sopayı!
— Be Etem, bırak gevezeliği gayrı, bu
laş marefetine!
«Edhem, son bir öksürükten sonra koltuğundaki sopa ile ayının sırtını ok-şıyarak tulumla şu şarkıyı tutturdu:
Felek bana neler etti Bu gençliğim elden gitti! Bu iftirak cana yetti Bende takat makat bitti!
«Edhemin çok güzel çaldığı tuluma Emine, hem ağzı ile iştirak ediyor, hem defle pek enfes bir tempo tutuyor; öteki Sulukuleliler de el çırparak, zaten kendilerinin çok sevip çok söyledikleri bu türküyü şimdi hep bir ağızdan söylüyordu. Şimdi o iri gövdesini bu makama uydurarak iki ayağının üstünde sağa sola gerdan kıran koca oğlanın da keyfine son yok idi.
AYINKACI
— 1536
İSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
— İ537 —
ÂYİA EFİMİA
Mübarek o -kadar keyifleniyor, neşeleniyordu ki, ortalığı gündüz gibi yapan bu ay aydınlığında yüzüne dikkatle bakılınca âdeta keyfinden gülüınsediği seziliyordu. Zavallı hayvan, ömründe ilk defa bu kadar ahenk içinde oynuyordu. Şimdiye kadar mahalle aralarında, toz toprak içinde yalnız ayıcının tulumu ve onun yanında gezen bir kayış suratlının çatlak sesinden başka ahenk duymayan babayani ayıcık, bu gece böyle, İstanbulun en güzel yerlerinden birinde, bol ay ışığı altında, güzel sesli üç dört kadının söylediği şarkı ile nasıl keyiflenmez, nasıl coşmazdı? Hele biraz sonra bu âhenge, Kör Andon kemanı ile, lâvtacı Lambo lavtası ile ve Babacan Şahin Ağa da zurnası ile karışınca ayı büsbütün coştu, kendinden geçti, aşka geldi, iki ayağı üstünde tatlı tatlı homurtularını arttırdı, ve bir kerte geldi ki, o seksen doksan okkalık .koca oğlan, genizinden, baygın bir nâra savurarak Edhemin üzerine atlayıp onun yüzünü gözünü yalamağa başladı. Artık, Ka-zıklıbağda kopan kahkahalar, tâ Okmeydamn-dan duyulacak bir hal almıştı».
İstanbulun ayıcı çingeneleri hakkında en eski kayıtlardan biri ise Evliya Çelebinin kaleminden çıkmıştır; büyük seyyah ve muharrir, Dördüncü Murad zamanındaki esnaf alayını tasvir ederken şöyle yazıyor:
«Esnafı ayıciyan — Bunlar pirsiz kıbti-lerdir. Cümlesi Sultan Balatşah mahallesinde sakindirler. Avcûbaşılara mensub olduklarından alaya gelirler. Yetmiş kadar olub Karyağdı, Âvâre Doracan, Bin bereket, Bazuoğ-lu, Sürüoğlu nâm çingeneler ayılarını çekerek sopa ve daire ile ayılarına:
Seni dağdan tuttular Ayı diye oynattılar Bağçede dolab döner -Sen de dön de görsünler
gibi mühmel lâflar söyliyerek Alayköşkü dibinden ubur ederler».
Orisekizinci asır sonunun şairi Enderunlu Fazılın «Defter-i Aşk» ında da bir ayıcı çingene portresi vardır. Gençliğinde güzelliği ile İstanbulun eşsiz büyük şöhretlerinden olan köçek Kıbtı İsmail, üsn-ü ânı geçib solunca, işi ayı oynatmağa döker:
Gönül ol dilberi itti mehcûr
Aresi altı sene ittimürûr
Bir gün ahbab ile oldum hempa
Seyriçin âzimi Haydarpaşa Bir de bir kıbtii mâri sima Hey'eti gol yebani âsâ Buyruğun itmiş o ifrit etvar Anın ardındaki maymuna yular Bir kaval sokmuş efendim belde Geldi ol daireye def elde Heman ol âyu gibi çingâne Hey ağalar! diyerek yarâne Başladı kare bed avâze ile Âyu oynattı o âgaze ile Cümlemiz eyledik anı tahkir Virilüb define bir kaç mangır
Fazıl Enderuninin bu Kıbti ismail Ay-vansaray çingelerindendir. Evliya Çelebi de ayıcı çingeneleri Balatta oturur göstermektedir. Yaşadıkları devirler arasında bir asırdan fazla bir zaman bulunan şairin de seyyahın da çingeneler üzerinde hurda tetkikler yapmış oldukları söylenemez. Osman Cemal Kaygılı merhum ise, çingeneleri çok yakından tanımış, romanını yazmak için uzun müddet onların arasında yaşamıştı; çingeneleri şehirli ve göçebe olarak ikiye ayıran ıbu büyük muharrir; ayıcıları göçebe çingeneler arasında gösterir, ki son zamanlara kadar ayaklarına yemeni, çarık giyerler, yazın ekseriya yalın ayak dolaşırlar, poturlu, belleri kuşaklı, keçe külah üzerine kirli tülbend sarıklı idiler; şehir çingeneleri ise, setre pantolon, kundura, başlarına fes giyerlerdi, ki Büyük-şehrin namlı piyasa sazende ve hanendeleri ile köçek oğlanları bu ikinci sınıftan, Sulukule ve Lonca çingenelerinden çıkar.
Hicivleri ve tarihleri ile meşhur Sürurî de bir ayıcı çingenenin yeni aldığı bir şebek için şu tarih kıt'asını söylemişti:
Seyri Kâğıthanede bir kıbtii şâdi resan Dünkü gün aldunı deyû pozine (şebek) sin eyledi yâd İtmeden faslın tamam ol, ben didim tarihini «Ayucu çingâne alnuı bir şebek, meymun bâd»
Hicrî 1207 (Milâdî 1792 -1793)
AYINKACI — İstanbul argosunda tütün kaçakçısı.
Bibi.: F. Develoğlu, Türk argosu; M.Z. Pakalın, Tarih Deyimleri ve Terimleri.
AYI PAVURYASI — Asıl pavuryadan farkı, vücudunun ayı tüyüne benziyan bir takım tüylerle örtülü olmasıdır; sırtı pek kubbeli, vücutça asıl pavuryadan azıcık ufak, kıskaçlarının ucu kırmızı mercan rengindedir. Kıskaçlarının yanında olan iki çift ayakları uzun, bunlardan sonra gelen diğer iki çift
Ayı Pavuryası (Resim: Behçet)
ayakları kısadır ve ayaklarının ucunda birer sivri tırnakları vardır. Taşlık yerlerde bulunur, eti asıl pavuryanın eti kadar lezzetli değildir. Gayet tembel bir hayvandır, ininden katiyen çıkmaz, bundan ötürü nadir tutulur (B..: Pavurya ve Yengeç). Bibi.: K. Deveciyan, Balık ve Balıkçılık
AYİA, AYİİ, AYİOS — İstanbul şehri ve civarındaki bütün Rum Ortodoks kiliseleriyle ayazmalar, Hiristos, Panaia, Analipsis, Metamorfosis, Evangelismos, Profîtis ve Tak-siarhe kilise ve ayazmaları müstesna, azize, azizler ve aziz mânasına gelen bu-isimler altında toplanmıştır. Gösterilen itinaya rağmen
burada unutulanlar kendi has isimlerinde yazılacaktır. Bu hususta, 1945 -1947 yılları arasında Haliç Fenerindeki Rum Ortodoks Patrikliğine vâki yazık müracaatlarımızın cevapsız bırakılması, hatalınınız vâki olursa, istanbul Anskilopedisi için çok kuvvetli bir mazerettir. 1948 de sayın bilgin ve avukat Vladi-mir Mırmıroğlu, Türkiye Türing ve Otomobil Kurumunun bir toplantısında şifahen vâki bir müracaatımızı hüsnü kabul buyurmuş, bizi tenvir etmeği ve hattâ mühim maddeleri istanbul Ansiklopedisi için bizzat kaleme almağı vâdetmiş, vaidlerini maalesef yerine getirmemiştir.
1959 da genç müdekkik Neoklis Sar-ris'in bizi bu maddeler üzerinde ciddî tenvirini, bihassa bazı isimlerin doğru telâffuzu yolunda ikazını şükranla kaydedirz.
AYİA ANAYİRİ AYAZMASI — Çengel-köyünde, Çengelköy Caddesinde Bay Abidi-nin bahçesindedir. Bir tonos ile örtülmüş büyük bir sarnıçdan ibarettir. 1947 de tonos yıkılmış bulunuyordu, kuyunun ağzı da bir taş kapakla kapatılmış idi. Geride ibir el tulumbası konulmuş olup semt halkı suyundan faydalanmakta idi.
Hakkı Göktürk
AYİA - ANNA AYAZMASI — Fenerde Firketeci Sokağında Panaia kilisesinde; kapıdan girince sol tarafa doğru beş basamaklı taş merdivenle inilir; 3 metre kadar uzunlukta, 4,5 metre kadar genişliktedir; tavan kemerli, zemini çini döşelidir, kapıdan girince solda dar bir hieronvima ve önünde sanat kıymeti olmayan bir ikonostasion vardır, yine kapıdan girince karşı duvarın sol tarafında tek musluklu bir tekne ile yanındaki höcre içinde yekpare mermerden oyulmuş krevî bir tekne .bulumnuktadır. Su, hieronvimanm altında bulunan ağzı kapatılmış bir .kapıdan tulumba ile çekilerek bu tekneye doldurulur, oradan da kurşun bir boru ile tek musluklu tekneye akıtılır.
Hakkı Göktürk
AYİA EFİMİA AYAZMASI — Beylerbeyinde, Burhaniye Mahallesinde, Karaağaç yolunda bahçenin yanındadır; yolun altından gelen bir demir borudan akan bir sudur.
1947 yılında Beybostanı Sokağında l numarada bağçıvan Dimitrinin naklettiğine gör-re; suyun geldiği yer tonoz olup önü sonradan kabataşla kapatılmıştır. 1907 yıllarında üzerinde bir tonoz bulunuyormuş. Ayia Efimia-nın ikonizması da kendisinde imiş.
Hakkı Göktürk
AYİA EFİMİA AYAZMASI — Fenerde, Camcı çeşmesi yokuşu ile İhcebel Sokağı kavşağı köşesinde Makridi Paşanın evinde idi. 1941 de çıkan Patrikhane yangınında bu ev de yanmıştır. 1947 de ayazma tonozdan ibaret bir harabe halinde idi.
Hakkı Göktürk
ÂYİA EFİMİA AYAZMASI. — Haydar-paşada, gardan girilince biraz ilerisinde demir yolunun sol tarafına, tramvay yoluna açılan demiryolu geçidinin yanıbaşma rastlayan ağaçlıklı yerde idi. Suyu olan bir tonozdan
AYİA EFİMİA
1538
İSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
1539 —
AYİA FOTİNİ
ibaretti. Haydarpaşa köprüsü yapılırken kaldırılan toprak molozlar bu yere atılarak ayazma toprak altında kalmıştı.
Suyu daha aşağısına alçak bir duvar önünde demir bir boru ile akıtılmaktadır ki bunun Kum hastalıklarına şifalı olduğuna inanılır.
Hakkı Göktürk
AYİA EFFİMİA AYAZMASI — Heybeli-adada Çamlimanı yolunda, Ayioş Yeoryios manastırı kilisesinin narteksindedir. İki musluklu mermer teknesi, 1945 de Nikola Niko-laidis tarafından konmuştur. Asıl ayazma manastırın arka tarafında, deniz kenarındaki kayaların altındadır, üç basamaklı taş merdiven ile inilir, içi su dolu iki metre boyunda yarım metre eninde bir yerdir, beton yapı dar ve basık bir dehlizden girilr. ikinci Cihan Harbi içinde buraya girilmesi yasak edildiğinden, manastır kilisesine yukarıda zikredilen tekne konmuştur, ayazmanın suyu bu tekneye motor ile çekilir.
Hakkı Göktürk
AYİA EFİMİA RUM ORTODOKS KİLİSESİ — Kadıköyünde Mühürdar Caddesi ile Yasa Caddesi kavşağındadır; mustatil plânlı, kiremit örtülü çatı ile kapanmış, ortası kubbeli kagir yapıdır. Bizans devrinden kalmış kiliselerden olup zaman ile tamamen harap olmuş, 1694 tarihinde Kadıköy metropolidi olan Gavril'in temin ettiği müsaade ile ihya edilmiş, 1830 da Rusya'dan toplanmış iane ile bugünkü şeklinde tamir ve tecdid edilmiştir.
Ortadaki yüksek kasnaklı kubbe dört fil ayağı üzerine atılmış dört kemer üstündedir. Sağdaki kemer musanna başlıklı iki yekpare mermer sütun ile, soldaki kemerde demir potrel ile takviye edilmiştir.
Kubbenin ortası bir pantokrator kompo-.zisyonu ile tezyin edilmiştir. Zemin mermerle döşenmiştir, sol tarafta bulunan mermer galeri orta kısımdan başlıkları iyonya üslûbunda dört yekpare mermer sütunla ayrılmıştır; bu Galeriye orta şahından dört basamaklı mermer merdivenle çıkılır.
Bütün kiliselerde kapıdan girince mih-rab tarafında- bulunan hieronvima ile ikonos-tasion bu kilisede kapıdan girince sağ tarafa konmuştur.
Ahşap olan ikonotasion kapartma nakışlarla tezyin edilmiş ve gümüş kaplı ikonlarla
bezenmiştir. İncili okuma yeri soldaki filaya-ğımn yanındadır, ahşap, yaldızla bezenmiş oyma ve kabartma nakışlıdır; despot kürsüsü de ayni üslubtadır. Cemaatın oturma yerleri numaralı olub, pazar ibâdetleri için senelik kiralanmıştır.
Orta sahne narteksden iki kapu ile girilir; narteksin cephesi camekânlıdır. Çan kulesi kilisenin sağ tarafında olub bir taş yapıdır.
Hakkı Göktürk
AYİA EKATERİNİ AYAZMASI — Kadıköyünde, Cevizlikde Ayia Trias kilisesinde-dir. Mabedin narteksinde ayne taşı mermer, iki musluklu mermerden bir su hazinesidir; önünde ayaklı bir mermer tekne vardır. Efs-tratios, Angeliki, Miltiadi ve Aleksandra adındaki hayır sahipleri tarafından 1938 senesinde yaptırılmıştır. Ayna taşında Ayia Ekatşri-nin yağlı boya bir ikonu vardır.
Bu ayazmanın kendi suyu yoktur; Moda
Caddesindeki Ayia Ekaterini ayazmasından
sa-ka tenekeleri ile getirilerek su hazinesine
dökülür; ismini de bu münasebetle almıştır
(1959). ı
Hakkı Göktürk
AYİA EKARTERİNİ AYAZMASI — Modada, Koçonun gazinosunun altındadır; kapu-dan girilince evvelâ iki beton basamak, sonra sağa kıvrılarak bir taş basamak merdiven ile inilir; ayazma, sünger taşından bir tonosun altında olup suyu oldukça derindir; kaya içindeki bir delikten akmaktadır. Merdivenden inince tam karşıda ayazmaya adım veren azizenin tam boyda gümüşlü bir ikonu vardır, Ayazmanın üstünde vaktiyle ahşap bir med-hali varmış, 1934 -1935 arasında gazino yapılırken yıktırılmış, hattâ temel kazısında eski bir kilisenin de yapı izlerine rastlanmış (1947).
Hakkı Göktürk
AYİA EVDOKSİYA AYAZMASI — Lan-
gada, Kâtipkasım Mahallesinde; Asker Sokağında meydanımsı bir yerde yerin altndadır. Methalin üzeri, kaba taştan yapılmış dört alçak duvar üzerine galvaniz örtülü kagir bir yapıdır. Evvelâ dört bozuk kaba taş basamaklı merdivenle, sonra sağa kıvrılan bir dirsekle yedi taş basamak, üç adım yürüyünce tekrar dört taş basamaklı merdivenlt inilir.
Tavanı tonoz olup bir tepe penceresi ile aydınlatılmıştır. Sağ duvarda iki, sol duvarda bir olmak üzere birer metre boyunda üç höcre vardır. Sol tarafta 1,5 metre kadar boyunda kemerli ve iki demir kanatlı bir kapudan asıl ayazmanın içerisine girilir. Burası 4,30 metre genişlikte, 6,30 metre uzunlukta olup tavanı tonozdur. Bir tepe penceresi varsa da içerisi. karanlıktır. Solda kapının yanında tulumbalı bir kuyu bulunmaktadır. Sol duvarda 1,40 metre boyunda, 70 santim genişlikte iki höcre vardır. Sağda kapunun yanındaki duvarın, içindeki camlı çerçeve içerisinde Ayia Evdok-siya'nın yağlı boya bir tasviri vardır.
Panayırı martın ilk haftası perşembe günü yapılır.
Hakkı Göktürk
AYİA FOTİNİ AYAZMASI — Filoryada Kalitaryada Ayazma mevkiindedir, Filoryadan gelindiğine göre asfalt yolun sağ tarafına düşer, Bay Hasan Öziş'in köşkü yanındadır. Dört duvar üzerine kiremit döşeli çatı ile örtülmüş kagir bir binadır; bir müddet asker işgalinde kalmış, bu sırada ahgab döşeme ile üstüne ahsab bir oda ve odaya çıkmak için bir ahşab merdiven, ilâve edilmiştir, Ayazma, etrafındaki arazi ile beraber Tepebaşı Garajı sahibi Bay Süleyman Atılır tarafından Emlâki Milli-yeden satın alınmış, ufak bir tamir ve tadilden sonra güzel bir yazlık ev haline sokulmuştur. Ayazma, tulumbalı bir kuyudan ibarettir; ikonlar ve kandiller kaldırılarak evin mutbağı olmuştur, mihrab ocağa tahvil edilmiştir. Halk ağzında dolaşan bir rivayete göre, Bay Süleymamn amelesi tarafından kuı-larak tahrib edilmiş bir kitabe taşında, bu ayazmanın yedi yüz elli senelik olduğu yazılı imiş (1947).
Hakkı Göktürk
AYİA FOTİNİ AYAZMASI — Arnavud-köyünde Dubaracı Sokağında, tramvay yolu kavuşağından girilince az ileride sol tarafta, köşebaşındaki kalaycı dükkânının bulunduğu yerde, yer altında idi; yaya kaldırımı üzerindeki medhalinden üç dört basamak taş merdiven ile inilir, üstü tonos örtülü bir yerdi;. 1924 -1925 arasında Belediye tarafından toprak ile doldurularak kapatılmıştır (1947).
Hakkı Göktürk
AYİA FOTİNİ AYAZMASI — Yeşüköy-de, Çamözü Sokağındadır. Kagir bir binanın altında olup 11/1 kapu numaralı dar bir dehlizden geçilerek on taş basamaklı bir merdivenle inilir. İçerisi karanlık olup küçük bir pencereden ışık sızmaktadır. Tavanı kemerli, zemini kırmızı geniş tuğla döşelidir. Sağ tarafta demir kapaklı bir kuyu, karşı tarafın sol köşesinde artan suları dökmek için çimentodan yapılmış bir tekne vardır. Duvarın kenarları mavi çiçekli beyaz çini ile kaplıdır; önünde bir dolabın üstüne konmuş Ayia Fo-tini'nin bir tasviri; küçük mumları koymak için bir küllü şamdan, duvarlarında azizlerin tasvirleri vardır.
Panayırı Paskalyadan dört hafta sonraki pazar günü yapılır.
Hakkı Göktürk
AYİA FOTİNİ AYAZMASI — Büyüka-dada, Çınarmeydanı Sokağında 39 numaralı ev ile 45 numaralı evin arasında bulunan aralıkta 41 numaralı evin bahçesindedir. Kagir duvar üzerine kiremit örtülü bir kulübeden ibarettir; tavanı içerden tonostur. İçerisinde kandil ve bir iki ikon vardır. Suyu kaybolmuştur (1947).
Hakkı Göktürk
AYİA FOTİNİ AYAZMASI — Yeniköy yolunda Saray Lokantası bahçesi altındadır. Dört çimento basamaklı merdivenle inilir. 1.65 metre kadar uzunlukta, 1,70 metre genişlikte, 1,85 metre yükseklikte tavanı tonoz, zemini çimento olan yeraltı bir ayazmadır. Kuyunun bulunduğu duvarın üstünde ve sol tarafta iki höcre vardır. Sol tarafta duvara demir çerçeve içine bağlanmış tahta çerçeveli Ayia Fotonfnin gümüşlü tasviri, üzerinde mumlar duran bir etajer bulunmaktadır. Sağda kapunun yanında da bir küllü şamdan, solda duvarda küçük bir höcre vardır. Tavanında bir yağ kandili asılıdır.
Hakkı Göktürk
AYİA FOTİNİ AYAZMASI — Büyük-derede Çayırbaşı Caddesinde; vapur iskelesinden gelindiğine göre sağ kolda 95 - 97 numaralı ikişer katlı iki kagir evin arasında bulunan arsanın sağ köşesindedir. Dahilen 3,70 metre uzunluğunda, 1,35 metre genişliğinde, 2,25 metre yüksekliğinde kagir bir yapıdır. Tavanı tonoz, zemini malta taşı döşelidir.
L.
AYİA İRİNİ
İ540 —
istanbul
ANSİKLOPEDİSİ
— 1541 —
AYİA KİRYAKİ
Büyükderede Ayia Fotini Ayazması (Resim: Hâşim)
Kapudan girilince solda üzeri demir kapakla örtülü bir kuyu, yanında bir delikli taş bulunmaktadır. Sağ duvarın nihayetinde içerisinde aziz tasvirleri ve mumlar bulunan demir parmaklıklı bir höcre vardır. Nihayette sağ köşede 83 santim boyunda dört köşe bir sütun üzerine duvara dayanan bir raf bulunmaktadır, onun yanında duvarın içinde demir kapaklı, kilitli bir kumbara vardır. Duvarlarında azizlerin tasvirleri, tavanında iki kandil asılıdır. Ahşap bir kapusu ve kapusunda tahta bir parmaklık, kapunun üzerinde demir parmaklıklı bir pencere vardır.
Hakkı Göktürk
AYİA İRİNİ AYAZMASI — Maltepe ile Kartal arasında Cevizliktedir. Maltepeden gelindiğine göre demiryolunun sağ tarafına düşer; tepenin etetindedir, 1947 de yanı başında bir çınar vardı; yer altında bir metreye yakın genişlikte uzun bir tonozdur, yukarıdaki tarihte içinde bir adam boyundan fazla su
bulnuyordu.
Hakkı Göktürk
AYİA İRİNİ AYAZMASI — Pendikde, -Pendik ile Kocaeli Vilâyetinin Admlı Köyü sınırında Memeli Ayazma mevkiindedir. Demir ve taş köprülerin sol tarafındaki araziden gidilir; Pendik'den yürüyüşe göre 1-1,5 saatlik mesafededir. Bir incir ağacının yanında, tahtezzemin, üstü tonoz ile örtülü bir yoldan gelen bir sudur; tonoz çökmüş, harab olmuştur.
Köylünün rivayetine göre daha ileride bir saray harabesi varmış taşları kaldırılarak izi kalmamış, bu arada yazılı bir mermer de
köyün çeşmesine konulmuş. Yine köylü ağzına göre adı söylenmeyen bir bizans imparatorunun kızı emzikli iken sütsüz kalmış, bu ayazmanın suyundan içince memelerine süt
•gelmiş.
Hakkı Göktürk
AYİA KİRYAKİ AYAZMASI — Arna-vudköyde, Elçi Sokağmdadır. 2,95 metre genişlikte, 5 metre uzunlukta, tavanı tonoz, zemini malta taşı döşelidir. Kapudan girince karşıda sağda bir adamın eğilerek geçebileceği kadar dar ve basık 13 metre uzunlukta karanlık tonos bir dehliz vardır. Dehlizin nihayetinde sağda duvarın altında derin bir kuyu, önünde bir delikli taş bulunmaktadır. Kapunun yanında sağda bir metre boyunda mermer kaide üzerine bir küllü şamdan vardır. Panayırı 7 temmuzda yapılır.
Hakkı Göktürk
AYÎA KİRİÂKİ AYAZMASI — Kireç-burnunda, vapur iskelesinden gelindiğine göre karşıya çıkan yolun sağ tarafında Madam Ma-rikanın bağçesînin sedi altındadır. Ayazmanın kapusundan girilince üç basamak taş merdivenle inilir; 3,25 metre eninde, 2,30 metre boyunda ve 2,25 metre yüksekliğinde bir yerdir, üstü tonoz, zemini çimentodur. Suyun bulunduğu yer kapunun karşısına gelen duvarda, ağzı l metre yükseklikte bir tonozdur, dibe doğru daralır; ayni duvarda kaynak yerinin yanında iki höcre vardır, birinde adak mumları yakılır, öbüründe de mum kutusu durmaktadır (1948).
Hakkı Göktürk
AYİA KİRYAKİ AYAZMASI — Paşa-bahçede, Kayabaşı Sokağı ile Tombalş Sokağı arsında Mustafa Kemal parkı altındadır. (Ağaçlarla gölgelenmiş ve ortasında serasker Mustafapaşa çeşmesi buludan bu park, iki yanındaki sokakta bulunan iki kahve tarafından açık hava kahvesi haline getirilmiştir). Ön cephesi kagir bir duvar olup çukurdadır, üstü alçak bir duvar olarak kaba taştan yapılmış ve üzerini çimen bürümüştür. Methali 3 metre kadar genişlikte, 7 metre uzunlukta, tavanı tonoz, "zemini malta taşı döşelidir. Kapudan girilince karşıda, sağda 1,5 metre kadar yükseklikte, 8,60 metre uzunlukta bir insanın ancak geçebileceği kadar dar, zemini malta taşı döşeli tonoz bir yoldan geçilerek
bir basamak çıktıktan sonra 1,70 metre uzunlukta olan yerin ötesinde 72 santim yükseklikte tuğla bir setin arkasında derin ve uzun bir su bulunmaktadır. Paşabahçeli Berber Koço Karacopulo'nun anlattığına göre: Bundan kırk sene evvel 12 yaşlarında bulunduğu sıralarda çıkan bir kolera Jhastalığı esnasında burada bulunan su boşaltılmış ve bu sıralarda burasını gezmiş, suyun bulnduğu yer iki kısım dan ibaret olup birinci kısım yüz metre kadar uzunlukta, tavan tonoz, zemini malta taşı döşeli imiş; ikinci kısmı bir kesme setin arkasında 15 - 20 metre kadar uzunlukta olup su buradan kaynamakta imiş. Methale girilince sağ tarafta bir musluklu tekne bulunmaktadır. Karşı duvarda solda yere dayanan çerçeveler içinde azizlerin tasvirleri vardır. Kapunun dışında sağdaki Üçüncü Mustafa çeşmesinin suyu da ayazmadan gelmektedir; çeşmenin inşa tarihi Hicrî 1177 (M. 1763) dir. Ayazmanın panayırı 7 temmuzda yapılır.
Hakkı Göktürk
AYİA KİRYAKİ AYAZMASI — Tarab-
Kumkapıda Ayia Kiryaki Kilisesi (Resim: Hâşim)
yada, Tarabyaderesi sokağından ve bahçeler arasından gidilir. Bahçelerle bezenmiş bir vadide büyük çınar ağacının dibinde, dört duvar üzerine kiremit örtülü küçük bir yapıdır. Tavanı ahşab, zemin malta taşı döşeli, kapu-dan girince sol tarafta dipte, bir ruvak altında derin bir kuyu vardır, kuyunun ağzında etrafı çiçek kabartmalı mermer bir bilezik vardır, önünde de ayaklı bir mermer tekne bulunmaktadır. Kapudan girildiğine göre, sol duvrada mermer üzerine kabartma bir Ayia Kiryaki tasviri vardır.
Hakkı Göktürk
AYİA KIRYAKI
— 1542 —
İSTANBUL
ANSİKLOPEDİSİ
— 1543 —
AYİA PAftASKfiVİ
AYİA KİRYAKİ RUM ORTODOKS KİLİSESİ — Kumkapıda Kadırgalimanı Cadde-sindedir; bir kapusu da Çadırcıahmedçelebi sokağmdadır; 1888 de inşa edilmiş kagir bir yapı olup Beyoğlunda Aynalı çeşmede Ayios Kostantinos, Taksim ve Kadıköyündeki Ayia Triyas kiliselerine müşabih, orta kısmı yüksek bir çatı ile örtülü iki tarafında iki ıbüyÜK çan kulesi vardır. İçinde Ayios Vasilios adına bir ayazma vardır. Kilisenin vakfından 1898 da yanına bir de Rum ilkokulu yapılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |