Tıp etiği ve insan üzerinde tıbbi araştırmalarla ilgili ilk yayınlar
12 Haziran 1776'da Virginia'da yayınlanan Haklar Beyannamesi'nde tüm insanların doğal olarak ve eşit biçimde hür ve bağımsız olup, yaşama ve hürriyetten yararlanma haklarına yer verilmişti. Anglo-Saxon Dünyası'nda tıp etiğine ilk büyük ilgi de 18. yüzyılda görüldü. Etraflı bir tıp etiğinin en önemli örneği İngiliz hekim John Gregory (1724-1773)'nin "Lectures on the Duties and Qualifications of a Physcian" adlı eseridir. Gregory'ye göre eğitim, bilim ve ahlak birbirinden ayrılmaz unsurlardır.
Devrin en büyük gelişimi Manchester Hastanesi'nde bir tartışmanın sonucu olarak ortaya çıktı. Doktor, cerrah ve eczacılar arasındaki tartışmalara bir son vermek üzere değer verilen bir hekime başvuruldu. Daha önce fiziksel bir yetersizliği sebebi ile istifaya zorlanan Thomas Percival'dan mesleki davranışı belirleyen bir proje istendi. Sonuç, Anglo-Amerikan hekim etiğinin temelini oluşturacak olacak olan Medical Ehics'di. Eserin, Hipokrat yemini ile ortak yönleri vardı. Farkı, kurumsal tıp etiği üzerinde durmasıydı. Percival, ahlak meselesine sosyal boyut getirmekteydi. 1803'de ilki, 1849'da üçüncü baskısı yapılan bu eserinde Percival; hekimin "kendisine", "meslektaşlarına", "hastalarına" ve "topluma" olan sorumluluklarını belirtiyor, meslek ahlakını din ve felsefe kurallarının yanı sıra yasalarla da değerlendiriyordu.
Pervical 1803'de basılan Medical Ethics isimli eserinde insan üzerinde tıbbi araştırma etiğine de değinmişti. Kitabında olgunun durumuna göre doktor ve cerrahların öncelikle bir konsültasyon olmaksızın yeni bir ilaç ve tedavinin tecrübe edilmemesi gerektiğini belirtiyordu. Bazı yorumcular Percival'in sistematik araştırmalardan çok yeni tedavilere işaret ettiğini ileri sürdülerse de, sistematik araştırmalar daha sonraki dönemde geliştiği için yapılan eleştiriler önemsiz olarak kabul edildi.
19. yy boyunca Percival'in tıp etiği Amerika'yı etkiledi. Çıkarılan tıp ahlak yasaları Percival'in çalışmalarına dayanıyordu.
Dostları ilə paylaş: |