Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’nın en çetin zamanlarında ve mali güçlüklere rağmen, Sağlık Bakanlığı görevlileri de gece ve gündüz aralıksız çalışarak ülkenin sağlık sorunlarına çözüm getirmeye çalışıyordu. İleri hamleler ise Cumhuriyet’ten sonra gerçekleştirilebilecekti.
Yeni Bakanlık göreve başladığında elde mevcut bilgi ve kayıt yoktu. Önce görevde olan hekimlerin isimleri telgrafla istenerek kayda alındı. İstanbul Hükümeti’nin kanun ve nizamnameleri elde edildi, bu kanun ve nizamnameler ihtiyaca yetmediği için yeni usul ve kadro oluşturuldu. 1920 yılında 260 olan doktor sayısı, 1921'de 312, 1922'de 337'ye çıkarıldı, 434 sağlık memuru istihdam edildi.
Göçmen işleri İç İşleri Bakanlığından alınarak Sağlık Bakanlığına devredildi. Balkan Savaşından itibaren başlayan binlerce göçmenin sorununa, Kurtuluş Savaşı yıllarında düşman işgaline uğrayan bölgelerden içerilere doğru göç başlaması sorunu da ekledi. Yüzbinlere varan göçmenlerin yemek, barınma ve iskân sorunları halledildi.
Kurtuluş Savaşı zaferinden sonra, geri alınan bölgelerdeki halka yiyecek, eşya ve para yardımı yapıldı. 1923 yılı başlarında Sosyal Yardım şubesinin kapsamı genişletildi “Yetim Çocuklar Genel Müdürlüğü” kuruldu. Anadolu’da gerekli yerlerde yetim ve öksüzler için yurtlar açıldı. İşgalden kurtulmasından sonra İstanbul’da bulunan çocuk yurtları da Bakanlığa bağlandı. İstanbul’daki yurtlardan biri trahomlu çocuklar için hastane haline getirildi.
Atatürk Millet Meclisi’nin kurulmasından bir yıl sonra 1 Mart 1921 tarihinde Meclisin yeni dönem açılış yılı nedeniyle yaptığı konuşmada geçen bir yıl içinde sağlık sorunlarına henüz istenilen düzeyde bir çözüm getirilemediğini üzüntü ile dile getiriyordu. Bir yıl sonra 1 Mart 1922 yılında yaptığı konuşmada ileride Türkiye’de uygulanacak temel sağlık politikasının nasıl olacağının temellerini belirtiyordu. Atatürk’ün çizdiği çerçeve içindeki sağlık politikası; ulusun sağlığını koruma ve geliştirme, ölüm sayısını azaltıp nüfusu çoğaltma, toplumsal ve bulaşıcı hastalıklarla mücadeleydi. Olumlu sağlık koşullarının sağlanması ile devlet; güçlü, çalışma kapasitesi yüksek, ülkeye yararlı bireyler kazanacaktı. İnsan sağlığının ekonomik ve toplumsal öneminin anlaşılmaya başlanması ve bu yöndeki politikaların oluşturulması süreci Atatürk tarafından benimsenmişti ve Cumhuriyet’in temel sağlık politikasını oluşturan önemli sorunlardan biriydi. Görüldüğü gibi Atatürk, sağlık sorununu yalnızca bireysel bir sorun ve hastalık tedavisi olarak ele almadı. Sağlık sorunlarına, toplum sağlığı sorunu olarak yaklaştı ve bu sorunların çözümünü devletin temel görevi olarak değerlendirdi. Şöyle diyordu: "Ulusun tüm bireylerinin sağlıklı olmaları için sağlık koşullarını gerçekleştirmek devlet durumunda bulunan siyasal kuruluşun en birinci görevidir." Atatürk’ün burada dikkat çektiği nokta; devletin devlet olabilmesi için halk sağlığına eğilmesinin gerektiğini vurgulamasıdır. Atatürk için, "halk sağlığı ve halkın sağlamlığı" her zaman üzerinde durulacak olan ulusal bir sorundur.
Salgın hastalıklarla mücadele için 1920 yılında, yabancıların hayal olarak nitelendirdikleri yerli aşı üretimine geçildi. Sivas'ta üretilen üç milyon çiçek aşısının tümü halka uygulandı. 1921'de, bir yıl önce üç milyon ünite üretilen çiçek aşısı miktarı 5 milyona çıkarıldı. Sivas'taki aşı üretim merkezi genişletilerek bir yıl içinde 537 kilo kolera, 477 kilo tifo aşısı üretildi ve bu aşıların tümü halka uygulandı. İstanbul ve Sivas'tan sonra Diyarbakır'da da bakteriyoloji, kimya laboratuarı ve aşı merkezi birimlerine sahip sağlık merkezi kuruldu. Afyonkarahisar, Eskişehir ve Niğde gibi illerde tıbbi temizleme (sterilizasyon) merkezleri açıldı. Urla ve Sinop karantina merkezleri bakımdan geçirilerek yeniden devreye sokuldu. Devlet 1000 kg kinini Ziraat Bankası aracılığıyla hastalara dağıttı. Devlet hastanelerine başvuran 30 bin hastanın 20 bini tedavi edildi. Bütün bunlar, yoksunluk içinde sürdürülen Kurtuluş Savaşı sırasında gerçekleştirildi.
Büyük komutan Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde savaş alanlarında kazanılan zaferler 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile sonuçlandı. Ülkenin çok büyük sağlık sorunları vardı. Savaş artık başka bir alanda, hastalıklara karşı yapılacaktı.
Dostları ilə paylaş: |