III. Milli Türk Tıp Kongresi (17-19 Eylül 1929 Ankara): Frengi, Kızıl ve Kanser
Üçüncü Kongrenin frengiye ayrılmasının sebebi, hastalığın özellikle, Bolu, Kastamonu, İstanbul’da yaygın olmasıydı. Kongrede frenginin teşhis ve tedavisi ele alındı ve öneriler getirildi. Ankara’da Milli Meclis’te 1921 yılında çıkarılan “Frenginin Men ve Tahdid-i Sirayet ve İntişarına (frenginin durdurulması ve bulaşmasının sınırlandırılması, önlenmesi) Ait Kanun”’dan sonra 1925 yılında “Frengi Tedavi Talimatnamesi” çıkarıldı ve tedavinin Devlet tarafından parasız yapılması kabul edildi. Aynı yıl frengi özel tarama ekipleri ve savaş kurulları ile hastalığın yoğun bulunduğu bölgelerde savaş kampanyasına girildi. Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile de taramalara halkın gelmesi ve her frengili şahsın kendisini ve çocuklarını tedavi ettirmesi zorunluluğu kabul edildi. Hastalığın evlilik yoluyla bulaşmasını önlemek için 1931 yılında “Evlenmelerde Muayene Nizamnamesi” çıkarıldı.
1927 yılında Ankara ve İzmir’de “Deri ve Tenasül Hastalıkları Tedavi Evi” adıyla açılan dispanserlerin sayıları arttırıldı. Sağlık Bakanlığından ayrı olarak Belediyeler de frengi çalışmalarına katkıda bulundular. 1945 yılından itibaren yaz aylarında köylerinden ayrılan frengili hastaların tedavilerinin devamlılığı için “Geçici Frengi Tedavi İstasyonları” kuruldu. 1957 yılında çıkarılan Tedavi Yönetmeliği, 1964 yılında tekrar gözden geçirildi ve yeni yönetmelik çıkarıldı.
Kongrenin kanserle ilgili oturumunda özellikle meme ve rahim kanseri üzerinde duruldu. 1936 yılında İstanbul Üniversitesi içinde “Kanser Enstitüsü”, 1947’de Ankara’da “Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu” kuruldu.
Ciddi yan etkiler yapması sebebiyle kongrede tartışılan kızıl hastalığı ile ilgili teşhis, tedavi ve korunması (aşı, serum) üzerinde duruldu. Kızıla karşı 1928 yılından itibaren Merkez Hıfzısıhha Müessesesi tarafından hazırlanan aşı uygulandı.
Dostları ilə paylaş: |