Diğer Enfeksiyöz hastalıklarla mücadele
Yüzyıllar boyunca salgınlar yaparak büyük kırım yapan çiçek hastalığına karşı aşının yasal olarak zorunlu olması ve bu aşı uygulamasının sistemli bir şekilde yapılması, halkın eğitilmesi sonucu bu hastalık yurdumuzda kökünden kazındı ve 1957 yılından beri tek vaka görülmedi.
Cumhuriyetle birlikte lepra, kuduz, tifüs, veba gibi enfeksiyöz hastalıklarla mücadele de sistemli bir şekilde yürütüldü. Difteri vakalarının çoğaldığı yerlerde 1895 yılından beri ülkemizde üretilen difteri serumu uygulandı. Bulaşıcı menenjite karşı aşı yapıldı.
Paraziter hastalıklarla da 1929 yılından itibaren sistemli bir şekilde mücadele edildi. Daha önce nekatoryazın bulunduğu saptanmış olan Hopa civarındaki köylerde inceleme yapıldıktan sonra, Hopa’dan başlayarak Kemalpaşa, Arhavi, Vice ve Pazar’ın Ardeşen ve Hemşin nahiyelerinde çalışmak üzere bir bakteriyolog ve altı sağlık memurundan oluşan bir ekip gönderildi ve bir de laboratuvar kuruldu. Beşinci Milli Tıp Kongresinin (1933) ana konularından olan Paraziter hastalıklar hakkında Kongrede raporlar okundu ve alınan önlemler rapor edildi. İlaç tedavisinin yanı sıra, sıhhi helaların yapımına önem verildi ve halkın insan dışkısını tarlalarda kullanılmasının yasaklanması karı alındı. 1930'da özellikle Doğu Karadeniz'de yaygın olan ölümcül ankilostom parazitine karşı mücadele başlatıldı, üç yıl içinde 43 865 hasta tedavi edildi.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Sağlık Müdürlükleri, Hükümet ve Belediye tabiplikleri ile yürütülen ve 1930 yılından itibaren Bulaşıcı Hastalıklarla Gezici Mücadele Ekipleri ve ekiplerde bulunan bakteriyolog ve sağlık memurlarının çalıştığı gezici bakteriyoloji laboratuvarları ile bulaşıcı hastalıklara karşı dünyaca takdir edilen başarılı savaş verildi. Tebhirhanelerde (sterilizasyon için buhar makinalarının bulunduğu yerler) çamaşır ve istenen malzemenin sterilizasyonu yapılıyordu. 1925 yılında 54 sabit etüv ve 102 seyyar etüv ve formol cihazı vardı.
"Da’ül kelp Tedavihanesi" (Da: hastalık, kelp: köpek, kuduz tedavihanesi) adıyla yalnızca İstanbul'da bulunan, bu nedenle Anadolu'da birçok acılı ölüme neden olan Kuduz'u önlemek için, Sivas, Diyarbakır ve Erzurum'da Kuduz Tedavi Müessesi açıldı; yerli kuduz aşısı üretildi.
Sağlık Bakanlığı halkı bulaşıcı hastalıklar hakkında aydınlatmak amacıyla birçok broşür yayınladı, sergiler açtı.
Dostları ilə paylaş: |