KLİNİK ETİK
Doç. Dr. Hanzade Doğan
Klinik etik, pratik uygulama sahası olan bir disiplindir. En önemli amacı, sağlık personeline, hasta bakımı ve takibinde doğabilecek etik konuları tanımlamak, analiz etmek ve Çözümlemek için sistematik bir yaklaşımı öğretmektir. Veya kısaca, sağlık personeline etik yaklaşımı ve etik uslamayı öğreten bir disiplindir.
Rest, etik kararlar alacak olan kişilerin, yeterli bir 'ego' gücü ve kararlarını uygulayabilecek 'insiyatif’ gücü olmasını savunur. Ancak bu şekilde, kararların alındığı ortamlardaki zayıflatıcı duyguların ve ikilemlerin dışına çıkılabileceğini ifade eder.
Blum ise, etik bir problemi doğru yargılamanın, her zaman doğru uygulama garantisi olmadığını söyler. Eylemin farklı gerçekleşmesini sağlayacak, etik dışı başka unsurlar olabileceğini vurgular. Kişiler, o anda etik olarak iyinin ne olduğuna karar verse de, onu seçmeyebilirler. Buna 'akratik zayıflık' veya 'isteğin zayıflığı' denebilir. Değişik nedenleri olabilir.
Tıp, teknik ve bilimsel yaklaşımın doruk noktasında hizmet verirken bile, insanlar arasındaki ilişkiler bütünüdür ve bir hekimin temel görevleri olan teşhis koymak ve tedavi etmek ise etik bir çerçeve içinde gömülü bulunmaktadır.
Genellikle karşılıklı saygı, dürüstlük, güvenilirlik, şefkat, ortak hedeflere ulaşma konusundaki sadakat gibi değerler, hekim ve hasta arasındaki ilişkiyi problemsiz bir hale dönüştürür. Sıklıkla, tıp uygulamalarında, hekimler ve hastalar, özdeğerlerini zorlayan tercihler söz konusu olduğunda anlaşmazlığa düşebilirler. İşte bu noktada, etik problemler ortaya çıkmaya başlar.
Klinik etiğin en önemli öğretisi ise, vakalarda ikilemlerin boyutunun büyüdüğü ve duygusallıkların doruk noktasına ulaştığı anlarda, hekim, hemşire, hasta ve hasta yakınlarının etik problemi tanıma, analiz etme ve çözme yönünde bir sistematik yaklaşıma gidebilmelerini sağlamaktır.
Klinik etiğin metodolojisini tanımlarken, en önemli ve ilk adım, etik problemin nasıl analiz edileceğini gösterebilmektir. Metodolojinin kapsamında, problemler için mutlak çözüm ve cevapların olduğu bir kılavuz yoktur.
Bugün, klinik etikle ilgili pekçok makalede vakalar, etik prensiplerden (özerklik, yararlılık, zarar vermeme ve adalet) hareket edilerek incelenmektedir.
Bunun yanısıra, bu konuda uygulamalı çalışma yapanlar ve yeni yayınlar etik prensiplerin önemine inanmakla birlikte, ilk hareket noktası olarak bunları almamaktadırlar. Bu görüşler, klinik düzenin gerçeklerine uygun geliştirilmiş metodolojileri savunmaktadırlar. Klinik işleyişin oldukça karmaşık bir yapısı vardır ve bu yapı üç büyük gerçeklikten oluşur:
-
Tıbbi gerçekler,
-
Koşulların çeşitliliği,
-
Değerlerin çeşitliliği.
Klinik değerlendirmelerde, her tür karar çabukluk ister. Tıbbi kararlar ve bunların yanı başında yer alan etik kararlar, hızlı bir değerlendirmeye gereksinim duyarlar.
Klinik düzenin gerçeklerine uygun geliştirilmiş metodolojiye göre, her vaka etik analiz yapabilmek için dört ana başlık altında incelenmelidir.
-
Tıbbi endikasyonlar,
-
Hasta tercihleri,
-
Hayatın niteliği,
-
Vakayı çevreleyen unsurlar (sosyal, ekonomik, hukuki ve idari)
Vakalar, bu dört unsur dikkate alınmadan çözümlenecek olursa, eksik değerlendirilmiş olabilirler.
Bu unsurlar, uygulama sahasında, etik problemleri tanıma, analiz etme ve çözme yolunda, sistematizasyon ve standardizasyon sağlarlar.
Hekimlerin eğitimlerinin başında öğrenmeye başladıkları, 'anamnez alma' ve 'vaka sunma' metodları şöyledir .
a. Hastanın temel şikayeti,
b.Hastalığın hikayesi,
c. Hastanın özgeçmişi,
d.Hastanın soy geçmişi ve sosyal durumunun hikayesi,
e. Hekimin fizik muayene bulguları
ve
f. Laboratuar bulguları.
Bu soruların yanıtları, tıbbi değerlendirme yapılırken, hastadan hastaya farklılıklar gösterecektir, ama sorgulamadaki bu başlıklar her zaman aynıdır ve yöntemin önemli bir kısmını oluştururlar.
Her hasta için öncelik taşıyan sorgulama başlıkları farklı da olsa, sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için, tümünün incelenmesi gerekmektedir.
Etik değerlendirme için gereken metodoloji başlıkları ise yukarıda sözü edilen şu unsurlardır:
-
Tıbbi endikasyonlar,
-
Hastanın tercihleri,
-
Hayatın niteliği,
-
Vakayı çerçeveleyen unsurlar.
Kliniklerde uygulanacak olan hem tıbbi, hem de etik değerlendirmenin unsurları incelendiğinde, önemli olan nokta, etik unsurların klinik vakanın şartlarıyla nerelerde kesiştiklerini saptamaktır.
Örnek olarak: Söz konusu herhangi bir vakada, hasta mutlaka hekime kendisini hasta hissettiği için gelmektedir. Bizim örnek vakamızda, tıbbi endikasyonlar, polidipsi, poliüri, bulantı, halsizlik ve mental konfüzyondan oluşan bir tabloyu; laboratuar bulguları ise hiperglisemi, asidoz ve yükselmiş keton cisimleri düzeylerini içerir.
Hastaya diabetik ketoasidoz tanısı konur ve belli dozlarda sıvı ve insülin tedavisi önerilir.
Buraya kadar sözü edilen tıbbi endikasyonlar tablosu, etik açıdan yararlı olabilme prensibinin kapsamına girmektedir. Hekim bütün yaklaşımlarını hastayı tedavi edebilmek ve dolayısıyla yararlı olabilmek için yapmıştır.
Fakat, aynı vakada bir süre sonra hastanın kafası karışır ve hekimin önerilerinden sonra;
'Artık daha fazla tıbbi yardım ve öneri istemiyorum' der. Bu durum önerilen etik metodolojinin 'Hastanın tercihleri' bölümündeki 'özerklik prensibi' açısından sorun yaratır. İncelenmeye devam edilecek bu örnekte olduğu gibi, her vaka altı unsurdan oluşan hastanın tıbbi sorgulaması ve dört unsurdan oluşan etik sorgulamanın karşılaştırılması yöntemiyle incelenmek durumundadır ve bu şekilde öncelikle etik problem ortaya çıkarılır ve analiz edilir. Genellikle karşılaşılan etik problemler birden fazla etik prensibi kapsarlar ve etik düşünebilme pratiği, birçok prensibi bir arada düşünebilme yetisi kazanabilmekle değer kazanır.
Vakamızı incelemeye devam edecek olursak, 'hastanın tedaviyi reddetme hakkı' etik açıdan değerlendirilmeden önce yapılması gereken şeylerden birisi, uygulanacak herhangi bir tıbbi müdahalenin getireceği net faydaların dökümünün ilk adım olarak yapılmasıdır.
Diabet hastalarında yapılan tedaviler, hastaların belli kurallara (beslenme, egzersiz) uymaları ile birlikte tamamen hastayı iyileştirebilmektedir. İyi izlenen hastalar, uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürebilmektedirler.
Dostları ilə paylaş: |