Batı’da Ortaçağ’da Hekim
Ortaçağ’da sıradan halkın hekimlerle fazla bir teması yoktu. 13. yüzyılda Paris’te halka hizmet eden ve hastalara ayıracak pek az zamanı olan yarım düzine hekim vardı.
Tıp okullarında yetişen öğrenciler 3 yıl mantık, 5 yıl tıp okuduktan sonra bilgili ve tecrübeli bir hekimin yanında staj görürler, sonunda kendisisine doktor ünvanı verecek olan sınava girme hakkını kazanırlardı. Latince konuşan hastayı gözlemekten çok teorik tartışmalara önem vermekte idiler. Uzun elbiseli, kare külahlı bu hekimler toplum içinde büyük itibar görmekte idiler. Kilise mensubu olan bu hekimler tüm cerrahi müdahalelerden kaçınırlardı. Bu tür müdahaleleri emirleri altındaki berber-cerrahlara bırakırlardı.
Berber – cerrahlar okuma yazma bilmezler ve Latince’yi de anlamazlardı. Ustura kullandıklarından apse açıyorlar, çıkık yerine koyma, kırıkları tahtaya bağlama, diş çekme işlerini yapıyorlardı. Usta-çırak usulü yetişen bu kişilere kısa elbiseli cerrahlar ismi verilmişti. Zamanla berber cerrahlar usta-berber ünvanı kazandılar, tabelalarına 3 leğen resmini taşıyan dükkan açma iznini aldılar. 1268 yılında mesleklerinde başarı gösterenler 3 leğen resmi yerine 3 merhem kutusunu tabelalarına koydurdular ve diplomalı hekimlerin giydikleri uzun elbiseyi giydiler. Hekimler ve berber cerrahlar arasındaki bu tartışmalar XVI. yüzyıla kadar devam etmiştir.
Resim 5: Guy de Chauliac’ın yönteminde biri bahçeden alınan bitkileri keserken diğeri de onları havanda dövüyor. (E. Atabek: Ortaçağ Tababeti)
Dostları ilə paylaş: |