İYİLİĞİ emredip köTÜLÜkten sakindirmak (Emr bi'l Maruf ve Nehy-i An'il Münker) muhsin kiraatî



Yüklə 0,94 Mb.
səhifə18/21
tarix28.10.2017
ölçüsü0,94 Mb.
#17886
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   21

Mahrumlar İçin Hicret


Kur'an-ı Kerim'de şöyle geçmektedir: "Melekler, -hicreti terk ederek- kendilerine zulmedenlerin canını alırken, ne işte idiniz diyecekler. Onlar, biz yeryüzünde zayıf düşürülmüştük, diyecekler. Melekler -bu cevabi kabul etmeyerek- Allâh'ın yeri geniş değil miydi ki onda hicret edeydiniz, diyecekler.?"2

1  - Nehcu'l - Belaga, 47. mektup.

2 - Nisa, 97.

366


Dolayısıyla, mahrum ve zayıf düşürülen herkesin kendi mektep ve inancını korumak için hicret etmesi, küfür diyarında ve diğer ülkelerde inançlarını savunamıyorsa orada kalmaması gerekir.

Bir iş yerinde, bir şehir ve bölgede veya şirket ve kuruluşta esir olması yüzünden çeşitli günahlara bulaşan, bu yüzden orayı terk etmesi farz olan nice insanlar vardır.

Ölüm anında sorgulanan tek günahın hicret etmemek oluşu gerçekten çok ilginçtir. Ve yine ilginç olan diğer bir nokta da şu ki, Kur'an-ı Kerim mükafat olarak "iki katı", "birkaç katı", "on katı" ve "yedi yüz katı" gibi kelimeler kullanmışken,1 hicret eden kimsenin mükafatı olarak bir rakam kullanılmamış, aksine, "Onun mükâfatı Allah'a düşer"2 denilmiştir.

Bu tabir gecenin bir yansı yataklarından ayrılıp özel bir korku ve ümitle ibadete koyulan ve Allah Teala'nın kendilerine verdiği her şeyden infak eden gerçek müminler dışında hiç kimse hakkında kullanılmamıştır. Buyuruyor ki: "Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne gözler aydınlatıcı(ni'metleri)n saklandığını hiç kimse

1   - Bazı ayetierde şöyle geçer: "Onlara yaptıklannın kat kat fazlası mükâfât vardır" Sebe, 37.

Bazı ayetierde de şöyle buyrulur: "Allah da ona kat kat fazlasıyla ödesin."Baraka, 245.

Bazı ayetierde ise, "Kim iyilik getirirse, ona o(getirdiği)nin on kaü vardır" tabiri kullanılmıştır. En'am, 160.

Ve nihayet bazı yerlerde şöyle geçmektedir: "Her başağında yüz dâne olmak üzere yedi başak veren bir dânenin durumu gibidir." Bakara, 261.

2 - Nisa, 100.

367


bilmez!"1

Her açıdan ilerlemek ve gelişim kaydetmek isteyenler hicret için kendilerini hazirlamahdirlar. Kur'an-i Kerim şöyle buyuruyor: "Allah yolunda hicret eden kimse, yeryüzünde gidecek çok yer ve bolluk bulur."2

2- Düşmandan Gaflet

Düşman ve onun komplolanndan gaflet etmek, ne yazık ki tüm İslam ümmetini kapsayan toplumsal münkerlerdendir. Bu konuda Kur'an-i Kerim şöyle buyurmaktadır: "İnkâr edenler isterler ki siz silâhlarınızdan ve eşyanızdan gaflet etseniz de birden üzerinize bir baskın yapsınlar."3

Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: "Düşman size karşı uyanık olduğu halde sizin düşmandan gafıl olmaniza şaşırıyorum."4

3- Körü körüne Taklit

Taklit kendini kaybetmişlik, kültürel yoksulluk, mektebe karşı inançsızlık, millî ve dinî gayretten yoksunluk ve nefısteki zaafın göstergesidir. Kur'an-i Kerim bir çok ayette böyle bir taklidi eleştirmiştir. Putperestler, putperestliklerinin nedenini atlanni taklit ediyor olmalarıyla izah ediyorlardı. Bugün doğu ve bati hayranlığı belası en önemli toplumsal münkerlerdendir. Fıkhımızda insanin kendisini kafirlere benzetmesi

1  - Secde, 17.

2 - Nisa, 100.

3  - Nisa, 102.

4 - Nehcu'l - Belaga, 34. hutbe.

368


haramdır; çünkü bunun kendisi bir nevi benliğini kaybetmektir. Rivayetlerde ise şöyle geçer: "Hatta elbise giyme ve yemek çeşitlerinde bile miistakil olun ve yabancilan taklit etmeyin!"

Kutsi bir hadiste şöyle geçer: Allah Teala peygamberlerinden birine şöyle vahyetti: Müminlere de ki: benim düşmanlarımın elbiselerini giymeyin, benim düşmanlarımın yemeklerini yemeyin ve hiçbir şeyde genim düşmanlanmın gidişatını örnek almayın; çünkü dışınızda onlar gibi olsanız içinizde de onlar gibi olursunuz. -Onlar benim düşmanım olduğu gibi siz de benim düşmanım olursunuz.-"1

4- Günah Toplantılarına Katılmak

Günah toplantılarında oturmak, susmak ve seyretmek da toplumsal münkerlerimizden diğer biridir. Kur'an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: "Allâh'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar (bu sözü bırakıp) başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber oturmayın."2

Başka bir yerde ise şöyle buyurmaktadır: "Âyetlerimiz hakkında (münasebetsizliğe) dalanları gördüğün zaman, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan yüz çevir; eğer şeytân sana (bunu) unutturursa hatırladıktan sonra (hemen kalk), o zâlimler topluluğuyla beraber oturma! "3

Kıyamette cennetlikler cehennemliklerden, "Sizi şu yakıcı ateşe ne sürükledi?" diye soracaklar.

1  - Vesailu'ş- Şia, c. 4, s. 385, Âl-i Beytbasımı.

2 - Nisa, 140.

3  - En'am, 68.

369


Onlar şu dört etkenin kendilerini ateşe düşürdüğünü söyleyecekler:

- "Biz namaz kılanlardan olmadık."

- "Yoksula da yedirmezdik."

- "Boş şeylere dalanlarla birlikte dalardık."

- "Cezâ (kıyamet) gününü yalanlardık."1

Evet; boş ve saçma şeyler konuşanlar karşısında sessiz kalmamız dinî kutsallarimiza karşı her türlü hakaret etme cüreti verir onlara.

5- İftira ve Rezil Etme

Toplumsal münkerlerden biri de insanları kötü isimlerle çağırmak, hakaret etmek, küçümsemek, onlara küfretmek ve haklarında kötü sözler söylemek, gıybet, iftira ve rezil etmektir. Kur'an-ı Kerim cennetlikler hakkında şöyle buyurmaktadır: "Orada ne boş söz ne de yalan işitirler."2 Orada tüm davranışlar sağlıklı ruh, sağlıklı beyan ve sağlıklı ülküden kaynaklanmaktadır. Oranın ismi "Daru's-selam"dır (esenlik yurdu).3 Ve cennetliklerin sloganı ise, "Duydukları söz, yalnız "Selâm, selâm" dır."4 Fakat cehennemlikler hakkında şöyle geçer: "Her grup girdikçe diğerine lanet eder."5 Orada herkes kendi suçunu diğerinin üzerine yıkar: "Siz olmasaydınız biz mutlaka mümin olurduk"6

1 - Muddesir, 42 - 46. 2-Nebe, 35.

3  - En'am, 127.

4 - Vakı'a, 26.

5  - A'raf, 38. 6-Sebe, 31.

370

Cennetliklerle cehennemlikleri tanıdıktan sonra, içinde yaşadığımız toplumun cennetlik mi, yoksa cehennemlik mi olduğunu tahmin edebiliriz. Eğer bir toplumun ilişkilerine kötü zan, tecessüs, dedi kodu, gece bildirileri yayınlama, ilgisizlik, hoş geçirme, alay etme, küçümseme veya kin ve intikam hakim olursa onun geleceği, vaadı verilen cehennemdir; fakat eğer ev, okul, daire ve fabrika ortamı iman, inanç, merhamet, yardımlaşma, ihlas ve safa ruhu olursa böyle bir toplumun da geleceği cennettir.



6- Çoğunluğu İzlemek

Şecaat ve cesareti sadece savaş meydanına has bilenlerin düşüncelerinin tarn aksine gerçek cesur, hakkı, delil ve mantığa dayanarak tanıdıktan sonra yalnizhktan korkmayan kimsedir. Yine şu satırları yazdığım Hz. Ali'nin (a.s) bu şehadet gecesinde o hazretten bir hadis nakledeyim. Hz. Ali (a.s) Nehcu'l - Belaga'nin 201. hutbesinde şöyle buyurmaktadır: "Hak yolunda taraftannin az olmasından endişe etme."

Kur'an-i Kerim onlarca yerde çoğunluğa uymayı kınamış ve hatta peygamberini, "Çoğunluğa uyacak olursan seni saptırırlar"1 diye uyarmıştır.

7-  Şahsiyetçilik

Kur'an-ı Kerim günahkârların kıyamette konuşmalarıyla ilgili şöyle buyurmaktadır: Onlar

1 - Elbette maksadımız, mantık karşıtı olan çoğunluktur; fakat eğer bir yol veya bir söz mantıklı olur ve çoğunluk da onu izlerse durum değişir.

371

bedbahtlıklarının nedenini başkalarının kişiliğine eğilimleri olarak belirtip şöyle derler: "Biz beylerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan saptırdılar."1



Şunu da hatırlatalım ki her insanın içinde kişiliklere yöneliş vardır. "İnsanlar padişahlarının dini üzeredir."2 Başka bir yerde ise, "İnsanlar önderlerine babalarından daha fazla benzerler (onları daha fazla taklit ederler)."3

İşte bu nedenle Kur'an-ı Kerim ısrarla, gerçek kişiliklerin Allah'ın velileri olduğunu anlatmak istiyor ve har vurup harman savurmalarıyla kendilerini gündeme getirenleri ise "Şeytan'ın kardeşleri" diye adlandırıyor.4

Kur'an-ı Kerim'de bir çok ayet insanları bozguncuları,5 aşırıcılar,6 günahkârları,7 aşağılık kişileri,8 cahilleri,9 heves güdenleri,10 gafılleri11 ve kafırleri izlemekten alıkoymuştur. Bunun karşısında gerçek kişilikleri peygamberler, sıdıklar, şehitler ve salihler bilmiş12 ve

1  - Ahzab, 67.

2 - Biharu'l - Envar, c. 105, s. 8.

3  - Biharu'l - Envar,, c. 78, s. 46.

4  - "Çünkü savurganlar, şeytânların kardeşleri olmuşlardır." İsrâ, 27.

5      - "Yeryüzünde bozgunculuk yaparak (başkalanna) saldırmayın." (Bakara, 60.

6 - "O aşırıcılann emrine uymayın" (Şuera, 151)

7  - "Onlardan hiçbir günâhkâra, yahut nânköre itâat etme." İnsan, 24.

8   - " Şunlann hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık..." Kalem, 10.

9 - "Cahillerinyolunauymayın." Yunus, 89.

10 - "O halde câhillerden olma!" En'am, 35.

11  - "Gâfillerdenolma!" A'raf, 205.

12  - "Allâh'ın ni'met verdiği peygamberler, sıddıklar, şehidler ve

372


onları "nimet verilmişler" olarak adlandırmıştır. Yine her Müslüman'a her namazda onların yolunu izlediğini ilan etmesini farz kılmıştır.

Yüklə 0,94 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin