Kars ve can oğUL


İNCEDERE VE TİKNİS KÖYLERİNDE ERMENİ KATLİÂMI



Yüklə 314,67 Kb.
səhifə3/5
tarix18.12.2017
ölçüsü314,67 Kb.
#35231
1   2   3   4   5

İNCEDERE VE TİKNİS KÖYLERİNDE ERMENİ KATLİÂMI

Ermeni Hudut Boyunda Çatışma

İki gün sonra Mehmet Bey, silahlı olan gençlerimizi hudutlara istedi. Her gün Ermeniler ile muharebe oluyor. Köyümüzün gençlerini toplayıp gönderdim. Dalavirli (Boyuntaşlı) İsrafil Ağa’nın atlısı ile birlikte gidip, Möküz ile Karahan arasında muharebe ediyorlar.

Atlılar firar edince, bizim köylü Kerim, güzel bir delikanlı ve kahraman bir yiğit idi, orada şehit oldu. Dilan (Sulakbahçe) köyüne gittim, cenaze namazını kılıp kabrine koydum. Allah rahmet etsin.49

İncedere ve Tiknis Katliamı

O zaman bir haber çıktı ki, “Ermeni içinde kalan İslâm köylerini hep kırmışlar. İncedere ve Tiknis (Kalkankale) köylerinin kadını ve çocuklarını bu tarafa veriyorlar.”50



Erkek Çocukların Kurtuluşu:

Hemen gidip karşıladık. Korkudan yüzlerinde kan eseri kalmamış. Erkek namına (kimse) yok.51 Bir yaşında, iki yaşlarında olan erkek çocukları da toplayıp kırmak istemişler ise de Emin Ağa’nın ailesi Esma Hanım başından libâcesini (örtüsünü) açıp Ermeni kumandanın önüne atmış ve yalvarıp ağlamış. Erkek çocukları kurtarmış, çünkü.

Bunları İncedere köyünden tutup, Oğuzlu köyüne esir olarak götürmüşler.52 Birtakımını köyde öldürmüşler, birtakımları firar etmişler.



Şehitler Kuyusu:

Oğuzlu, Ermeni köyünde birkaç gün kaldıktan sonra erkek ve kadınları toplayıp İslâm Erginesi’ne götürmüşler. Orada (Hasan) Şevket Ağa’nın evinin yanındaki merâkine (samanlık çukuruna) kadın ve erkek, hep beraber doldurmuşlar.

Akşam namazından sonra gelerek, Emin Ağa’nın babası Ahmet Ağa’yı alıp götürmüşler: “Sizi Ermeni kumandanı Ramayis’in istiyor. Sizin nüfusunuzu yazıp Akbaba İslâmlarına verecek.”

Hemen Ahmet Ağa’yı orada şehit ediyorlar.

Ahmet Ağa, Rus zamanı çok müdürlük etmiş, ileride sayılır bir adam idi.53 Ondan sonra erkekleri, adlarıyla çağırıp, süngü ile vurup, Hasan (Şevket) Ağa’nın zâhire kuyusuna (samanlık çukuruna) atıp, üzerine de taşları döküyorlar.

Ahmet Ağa’nın kardeşi Gazi Ağa’yı da çağırırlar: “Gel, seni Ahmet Ağa istiyor.”

O dahi öldüreceklerini anlıyor. Cebinden çakı bıçağını çekip, Ermeni’ye atıyor. Ermeni önünden kaçıyor, kendi bıçağı kendi karnını deliyor. Onu da götürüp kuyuya atıyorlar.

Şimdi Ergine köyünde yetmiş adam bu kuyuda yatıyor, “Şehitler Kuyusu” namı veriliyor.54 Birkaç gelin-kızlardan dahi seçip götürmüşler. Diğer kalanları da götürüp hudutta bırakıyorlar.

O vakit bizler sahip olduk, Bezirgân köyüne götürdük. Tiknis (Kalkankale) İslâmlarını da aynı vaziyette Bezirgân köyüne topladık.55

Artık, firar edenler gelip ailelerine bakıp ağlıyorlar. Kanlı yaşlar döküp âhu vahlar ediyorlar.56 Kiminin babası, kiminin kardeşi, kiminin anası, kiminin bacısı, kiminin güzel ailesi yok. Bir habbe (tane) yiyecek yok, yatak yok, elde yok, avuçta (bir şey) yok. Kadınların sedalarından evlerde durulmuyor, artık.


Ağla gözüm ağla hicran yaraşır;

Vatansız erkeğe zindan yaraşır;

Erkeksiz kadına şivan (yas) yaraşır;

Onursuz babaya hüsran yaraşır.
Bu kadınların sedalarını duyan herkes ağlıyor.

Sedaları duymadın ise, hudutlarda her gün harp oluyor, gidelim harp edelim.

Birkaç arkadaş ile hemen hudutlara gittik, Ermenilerle harp ediyoruz.

İKİNCİ BÖLÜM
1918 yılının baharında Osmanlı ordusunun Kars’ı kurtarması geçici bir sevinç olarak kalır.

Mondros Mütarekesi sonucu, Osmanlı askerinin çekilmesinden sonra Cenûb-i Garbî Kafkas Hükûmeti kurulur. Ne var ki, İngiliz yönetimi bu Hükûmet’in varlığına kısa zamanda son verir.



OSMANLI ASKERİNİN GELİŞİ

Bir haber çıktı ki, Osmanlı askeri geliyor, acaba doğru mu?

H. Abbasoğlu Mehmet Bey’den sual ettim, “Doğrudur,” dedi.57

Tren Köprüsünün Bombalanması:

Sabahtan Karahan köyüne süvari geldi, dediler. Kumandan Ahmet Bey ile hemen gidip atlarının ayağına sarıldık.58 Sevinmekten gözlerimizin yaşı durmayıp akıyordu.

Görüştükten sonra H. A. Mehmet Bey’e, Kumandan Ahmet Bey söyledi ki, “Bu gece, cesur bir kılavuz veriniz; Kızılcakcak ile Karahan arasındaki tren köprüsü bomba ile atılacak,” gizli olarak konuşuldu.

Mehmet Bey bana, “Aşiret reislerinden Mehmet Hasan Ağa’nın oğlu Ali Bey ile iki süvari gidip o vazifeyi görecek.” diye söyledi.

Hem de gördüler, köprü atıldı.59





Askerin birdenbire gelişi üzerine bu beyitleri söyledim:

Osmanlı ordusu durmadan geldi,

Ardahan’la Kars’ı hemendâm aldı,

Müslüman evladın yüzleri güldü,

Kanlı yaş döken gözleri, silenimiz geldi.
Bir anda gelip, Karahan’a erişti,

Müslüman olana bir şadlik döşendi,

Düşman askeri görünce şaştı,

Irz, namus, canı kurtarmaya geldi.


Ermeni tirenle, Kars’tan gelip yürüdü,

Emir olundu süvariye her taraftan bürüdü,

Teslim olup Ermeni’nin yüreği eridi,

Düşmanı teslim alan kahramanımız geldi.60


Biz de gittik kumandan Ahmet Bey’in yanına,

Kahramanlık yakışır Türk olanın şanına,

Bir anda, eriştiler Ermeni’nin canına,

Dar günde Hızır gibi yetişenimiz geldi.


Dedim, Ermeniler Kars toprağında kalmayın,

Köylerimize topu, tüfeği atmayın,

Gümrü’den geçip, çok uzağa gitmeyin,

Biz de gördük, intikam alanımız geldi.


Top sesleri geliyor, derinden,

Türk askeri geçmiştir, serinden,

Bizler de kurtulduk Rus, Ermeni şerrinden,

Şükür, intikam alan kahramanımız geldi.

Dursun Mustafa, gariban söyledi bunu,

Erzurum’dan, Kars’tan götürdüler kızı, gelini,

Okuyup evladınıza anlatın, alçak düşmanı,

O sevgili, vatan kurtaranlarımız geldi.



Ermenilerle Çatışma:

Erzurum treni Kars’tan Karahan’ın önüne gelmişti.

O anda bir bölük süvari atlarını, bir yere bağlayıp yere yattılar. Hep birden ateş ettiler. Ermeniler (Osmanlı) askeri olduğunu anladılar.61

O anda bir keşiş ile iki Ermeni teslim bayrağını çekip, Kumandan Ahmet Bey’in yanına geldiler. Başıbozuk olanlar da ateşe devam ediyordu.



Ateş Kes Emri:

Kumandan Ahmet Bey, “Ateş kes” emri verdi. Kars’tan aldığı emir üzerine Ermenilere izin verdi. Köprüyü yapıp, tren Gümrü’ye gitti.

Fakat, bizlere çok ağır geldi. Acaba, niçin izin verdi? Çok dedi kodu ettiler. Sonra anlaşıldı ki yukarıdan öyle emrolunmuş. Ermeniler takip edilerek Gümrü’ye ... (gidilecek).

Şahnalar’da Ermenilerle Çatışma:

Şahnalar’dan Ermenilerin büyük kuvvetleri göründü. Bizim İslâm atlılarından birkaç tanesi vuruldu. (Arpaçay)

Karakale köyünden Kemaroğlu Hüseyin Ağa, Bardkaklı köyünden Adem oğlu İbrahim Ağa, Koçköy’ünden Dadı Ağa, Geçit köyünden Abiş Ağa “Kurttepesi” denilen yerde şehit oldular.

Ondan sonra da ateşe devam edildi.

Kızılcakcak’a gittik. Ermeniler Gümrü’ye çekildi.

Biz de birkaç adamla kendi köyümüze (Ergine’ye) gittik.62



KOLORDU KOMUTANI KÂZIM KARABEKİR PAŞA GELİYOR

O vakit bir alay piyade Rus Erginesi (Demirkent) köyüne geldi. Alay kumandanı Hatunoğulları’ndan Firûz Bey idi. Kumandan ile görüştük. Zaten ailelerimiz yok, bizlere de tayın veriyor.

Bir gün bana söyledi ki, “yarın Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa geliyor.”

Ertesi gün Kızılcakcak yolundan bir kuvvet ile (Kâzım Karabekir Paşa) geldi. Hemen karşı çıktık.

Bana dedi ki, “Buranın yerli halkından mısınız?”

“Evet Paşam” dedim.

“Burada bir un fabrikası varmış, bizi oraya götür.”

“Baş üzerine” dedim.

Hemen fabrikaya götürdüm. İki gün kaldıktan sonra Alay kumandanı bana söyledi ki, “Yarın hazır ol, hudutlara keşif için gideceğiz.” (13 Mayıs 1918).



Arazi Keşfi

Ertesi gün bana da bir at verdiler. Molla Musa köyünün yanındaki tepelere gittik. Karakilise köylü Ali Medat isminde birisini de götürmüşler. Kolordu Kumandanı, fırka kumandanları, erkân-ı harpler, alay kumandanları bizden (sorup) Arpa Çayı’nın geçit yerlerinin karşısındaki köyler ve yolları sorup, herkes yazıyordu. Şüregel’in (Akyaka’nın) önünden Ocakkolu (Ocaklı-Ani) köyünün önüne kadar yazdılar.63 Gümrü şehrinin her tarafını sorup yazdılar.

Önümüzde birkaç mal otluyordu.

Arkadaşım Ali Medat, Alay Kumandanı Firûz Bey’e söyledi ki,

“Bu malları götürelim mi?”

“Aman yok, bizim buraya geldiğimizden haberleri olmasın.” dedi. (14 Mayıs 1918).





Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa

GÜMRÜ’NÜN ALINIŞI

Geri dönüp herkes yerine geldi. Bir gün sonra hareket emri verildi. Her taraftan asker yürüdü. Ateş başladı.

Gümrü’nün önünde köprüden giden Onuncu Fırka’nın (Tümen’in bir) taburu bozuldu. Orada düşman çok kuvvetli idi.

Şüregel (Akyaka) üzerinde olan Miralay (Albay) Rüştü Paşa’nın Dokuzuncu Fırkası (Tümeni) hemen Arpa Çayı’ndan geçip ileri gitti.

Şüregel’in üzerinde olan topçu şiddetli ateş ediyordu. Düşman bozuldu. Gümrü’nün sağ cenahından (yanından) istasyon tutuldu.64

Akbaba tarafından da Gümrü sarıldı ve Gümrü alındı. Artık asker ileri devam ediyordu.65

O vakit “Sultan Mehmet vefat etti.”66 dediler. Yerine Vahdettin çıktı. Uğursuz bir adam imiş.

Tarlalardaki Hasadın Kaldırılışı

O vakit Kars’ta Grup (İkinci Kolordu) Kumandanı Yakup Şevki Paşa idi. Emir verdi ki, “Ermeni ekinlerini yazınız, orduya lüzum olacak.”

Halk arasında, “Hindistan’a sefer yapılacak.” diye söyleniyordu. O zaman beni ve Ali Medat’ı Kızılcakcak’a çağırdılar.

Âdil Bey isminde bir zabit mülâzım-ı evvel (üsteğmen) ile birlikte, üçümüz Ermenilerden metruk kalan arpa, buğdayı yazıp köylülere yarıya vereceğiz.

Bir kol da, köyümüzden Abbasoğlu Rıza, Bekir Bey isminde bir zabit ile yazacaklar. Bir ay içinde yazıldı.

Harman bittikten sonra askeriye ambarlarına teslim olacak.



Osmanlı Ordusunun Kars’tan Çekilişi

1918’in Kasım ayında67 ordumuz çekilmeye başladı. Bizleri korku aldı.

Kızılcakcak’a Kars’tan gelen Hasan Han ile Kağızmanlı Ali (Rıza) Bey gece gelip bizim evde kaldılar ve beni alıp Kars’a götürdüler.

Kars’ta birkaç kişi toplanıp Yakup Şevki Paşa’ya gittik, bizi kabul etti ve biz Paşa Hazretleri’ne, “Ordu çekiliyor, önümüz kış, bizim hâlimiz ne olacak?” dedik.68

Paşa, “Biz İstanbul’dan emir aldık, eski hudutlara kadar çekileceğiz. Siz bir millî şûrayla korunun.” diye söyledi.



Millî Şûra İlleri

KARS MİLLÎ ŞÛRASI VE CENÛB-İ GARBÎ KAFKAS HÜKÛMETİ

Biz de geri geldikten sonra, kazalardan adam seçilmeye başlandı: Bizim kazamız olan Kızılcakcak’tan Mustafaoğlu Dursun, Arapoğlu Mehmet Hasan Ağa ile Bucuklu köyünden İbrahim Ağa (Millî Şûra Meclisi üyesi olarak seçildi).

O vakit Kızılcakcak’ta Hüseyin Han ile İncedere köyünden Emin Ağa idare ediyorlardı.

Diğer kazalardan dahi seçilip geldiler. Yüz elli kadar (131) milletvekili oldu.69

İbrahim Cihangiroğlu Reisicumhur seçildi.

Hasan Han, Ali Rıza Bey, Türkmen Fahrettin Bey, böyle birtakımları bakanlıklara ayrıldılar. Çıldırlı Doktor Esat Bey de Meclis Reisi seçildi ve ben de … (Dahiliye) Nazırı oldum. Kars valisi olarak İrevanlı (Erivanlı) Mehmet Bey tayin oldu.

Ve Kars’taki Kazan tatarlarından Mamiloğlu (Tevhüdiddin) Rusça malumatlı (Rusça bilen, emniyetten sorumlu) olup, zaten Rus askeri kaymakamı imiş, malumatlı bir zat idi.


Reisicumhur Meclis Bşk.

İbrahim Cihangiroğlu Doktor Esat Oktay
İNGİLİZ İŞGALİ

İngilizlerin Gümrü’den Getirdikleri Ermeni Askerlerin Gidişi

O vakit İngilizler Gümrü’den bir vagon Ermeni kumandanlarından getirmişlerdi.70 Vali (Alibeyzâde) Mehmet Bey, Rus jandarması formasında (kılığında) birtakım jandarma ile tiren vagonunu sardırmıştı.

Ermenileri getiren İngiliz kumandanı (General Beach), “Ey Kars Müslümanları! Sizin için bir Hükûmet (yetkilisi) getirdim, tanıyıp bildiğiniz Ermeni kardeşlerinizden. Bunlara cevap verecek iki kişi tayin etmiştik; Mamilof (Tevhüdiddin) ile Mehmet Bey’i.”

(Onlar da):

“Biz Ermenileri tanıyoruz. Ermeniler vahşidir, katildir. Katiyen Ermenileri kabul etmeyiz.

1909 Tarihinden (bu yana) Ermenilere karşı kendimizi idare edecek bir Millî Teşkilatımız vardır. Herhangi (bir) Hükûmet (adamı) gelirse kabul ederiz, Ermenileri kabul etmeyiz.” dediler.71

O vakit İngiliz kumandanı dedi ki, “Bugün sizi Türkler, bir-iki makam göstererek mi kandırdı? Nasıl Türkler geri kaldıysa siz de öyle (geri) kalacaksınız,” dedi.

O vakit Mamilof (Tevhüdiddin) dedi ki, “Rus–Japon muharebelerinde, canlarını feda eden Müslümanların, Ermenilerden canbizâr oldukları (eza görerek bıktıkları) zamandan beri bir Millî Teşkilatımız vardır.” dedi.

Vali Mehmet Bey Jandarma kumandanı Aslan Bey’e emir verdi: “Vagonu sarın.”

Üç gün sonra Ermenileri Gümrü’ye geri götürdüler.72

Şurâmız böyle devam ediyor.

Amma, her gün İngilizlerden evrak geliyor. İngiliz lisanı bilenimiz yok. Siyaset bilmiyoruz.73 İngilizlere yazı yazmak, cevap vermek (te olan) bir tane Osmanlı zâbiti Ahmet (Robenson) Bey isminde biri (subay olduğunu) anladık.

Bizim dairemiz, şimdiki Vali beyin evleri olan bina. İngilizlerinki, şimdiki mahkeme (adliye) binası. Yüksek pencerelere mitralyöz koymuşlar. Kumandanları da orada oturuyor.

Bir zaman böyle devam etti.74



Gürcülerin Geri Püskürtülüşü

Gürcüler Ahıska şehrini alıp, Ardahan’a yürüdüler. O vakit İbrahim Bey Ardahan’a gidip bir kuvvet toplayıp Gürcüleri geri püskürtüp, Ahıska’yı geri aldı.

O sırada Meclis, Mamilof ile beni, Şûra’mıza Ruslardan kalan metrûk eşyadan, şarap gibi bir vâridat (gelir) olmak üzere toplamamız için, malî komisyona seçti. Kars’ta, Revan muhâcirlerinden Ahunduflar tüccar idiler, (bu mallara) çok para veriyorlardı.

İngiliz Askerî Valisi’nin Kars’a Gelişi

Bir de haber aldık ki “İngiliz Kafkasya işgal kumandanı General Thomson Kars’a geliyor.”

Bunun karşılanmasına, Şura’nın askerî birliğini çıkardık. Bizim dairemize geldi ve:

“Sizin Şura’yı tasdik ediyorum. Cenûbi Garbî Kafkas Hükûmeti (yetkisini) veriyorum. Ve şimdi yedimde olan vesika aynıdır.75 Yalnız Nahcivan ile Batum’u üzerinize almayın.” dedi.

Biz de söyledik ki;

“Biz onları almıyoruz, onlar bize geliyor.”

Bir gün kaldıktan sonra, yine Gümrü şehrine gitti.76

Bu vesikada, mühür ve yazı başlığı yazılıydı: 1335 Rumî/1919 Şimdiki

* * *

“Cenûb-i Garbî Kafkas Meclisi Mebusanı Kars–Şüregel Mebusu Dursun Efendi, kendi kazasına gidip gelmek üzere beş gün müddetle mezuniyet verildiğine mübeyyin vesikadır.



Meclis-i Mebusan Reisi Doktor Esat

İmza


1335 Nisan 7’de, Rumî 1919 Şimdiki tarihimiz”

* * *


Şûra böyle devam ediyordu.

İngilizlerin Zahire Ambarlarına El Koyuşunun Engellenmesi:

Bir gün haber verildi ki, “İngilizler zahire ambarlarına el koydular ve taşıyıp Ermenilere veriyorlar.”

Hemen Meclis’te müzakere oldu, “Men’ine” karar verildi.
Gümrü’den İngiliz Askerinin Gelişi

Aradan birkaç gün geçer geçmez, bir gün akşamüzeri, telefonla Kızılcakcak’ta (bulunan) Hüseyin Han ve Emin Ağa ile görüştüm: “Bir tren dolu İngiliz askeri geliyor.” dediler.77

Hemen her tarafa haber verildi. Meclis toplandı, müzakere olundu. Batum’daki mümessilimizden gelen telgraf okundu:

“İngilizler cihangir oldular. Onlara dokunulmasın, Müslümanları kırdırmayın.”

Hemen Kızılcakcak’a, “Müsaade olunmuştur.” haberi verildi

Üç gün trenle gelmeye başladılar. Ekserisi Arap askeri ve Hindu askeri. Başlarında sarık, lisan bilmiyorlar. Tayyareler ile zırhlı kamyonlar da geldi.78

Beni okutan hocam Hacı Ahmed Efendi’yi Arap kumandanın yanına gönderdik, Arapça konuşması için. Gidip, konuşup geldi.

Kumandan demiş ki, “Bana emir verildi. Kars’ta asî ve zalim bir millet var imiş, onların teşkilatını dağıtıp, mazlum Ermeni milletini getireceğiz.”



KARS MİLLÎ ŞÛRA MECLİSİ’NİN DAĞILIŞI

Hemen sabahtan kalkıp baktık ki, sarılmış vaziyetteyiz, caddelerde birtakım adamlar vuruldu.

Silah deposu üzerinde jandarma kumandanı olan Kars’ın yerli ahalisinden (Mamoğlu) Âkif Ağa’nın oğlu Arslan Efendi jandarmasına ateş emri veriyor.79 Kendisi de tabanca ile İngiliz kumandanına ateş ediyor. Zaten tanıyordum, çok cesur ve güzel bir delikanlı idi. Orada şehit oluyor. Allah rahmet etsin.80

Artık, her tarafta böyle şehit edilenler olmuştu.




Fahrettin Erdoğan Ali Rıza Bey

Bizim daire, akşamdan sarılmıştı.

Bizlere, kalacak yer olarak Kars Çayı’nın üzerinde, şimdiki doğumevinde odalar tahsis olunmuştu. Şüregel (Kızılcakcak) mebus arkadaşlarından Arapoğlu Mehmed Hasan Ağa ile ikimizin ortak bir dükkânımız var idi. Bir arkadaşım da (Kağızman) Böcüklü köyünden İbrahim Ağa idi. Üçümüz bir odada kalırdık.

Şehir içinden tüfek sesleri geliyor, her taraf karışmış. Arkadaşım Mehmet Hasan Ağa “Çıkmayın!” dedi.

İbrahim Ağa ile ben çıktık. Her birimiz bir tarafa düştük. Çok korkular içinde köylerimize geldik.

Kars’ta arkadaşlardan tutulan Cihangirzâde İbrahim Bey, kardeşi Cihangirzâde Hasan Han, (Polis komiseri Salâhoğlu) Kürt Musa, Kars Şûra Valisi (Alibeyzâde) Mehmed Bey, Kağızmanlı Ali Rıza Bey ile bir Rum (mebus Pavlo Çamuşov) ve bir de Rus (mebusu Simon Raçinski’yi) tutup (12 kişiyi) götürmüşler.81

Aradan birkaç gün geçtikten sonra Oltu’dan, Kağızmanlı Ali Rıza Bey’den (mektup) aldım. Yazıyor ki: “Ben Batum’dan firar ettim. Şimdi Oltu’da bir teşkilat kuruyoruz. İnşallah yakında görüşürüz.”



Cenâb-ı Allah hiçbir kimseyi açlık ile terbiye etmesin!

Evvela tedbirini al, sonra takdire havâle et.



ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ERGİNE KÖYÜNÜN GÖÇÜ (MUHÂCERETİ)

Misafir Ermeni Subayları

Evvela, Ermenilerin Gümrü’den bir alay piyade askeri, topçusuyla köyümüze geldi.

Önlerinde bir İngiliz kumandanı halka teminat veriyor:

“Ermeni ve Müslüman kardeş oldular.” Türkçe yazılı kâğıt dağıtıyor.82

Zaten bir gün evvel aile ve çocukları Möküz köyüne göndermiştik. Biz de yeni Rus Erginesi (Demirkent) köyünde oturuyoruz. O gece köyümüzde, benim evimde üç tane Ermeni zabiti (subayı) misafir kaldılar. Bunlara yemek verdim. Çok memnun oldular. Gece çok konuştuk, ahbap olduk.

Sordular ki;

“Sizin aileler nerede?”

Ben de dedim ki;

“Evimizin yarısını, Erzurum’a göndermiştik, yarısı buradadır. Benim burada bir ailem, iki kat yatağım vardır. Şimdi bilmiyorum, nasıl bir araya toplanalım?”

Dediler ki;

“Ermeni Hükûmeti’ne bir arzuhal ver.”

Hemen bir arzuhal (dilekçe) yazdılar:

“Kızılcakcak’tan postaya ver.”

Kars Hükûmeti’ne (yazılan) arzuhali alıp koynuma koydum. Sabahtan askerleriyle Kars’a gittiler.

Ortalığı sükûnet almıştı. Möküz’den aileleri geri getirdik. Eski köyümüz olan İslâm Erginesi’ne taşındık.

Çünkü Ermeniler, herkes köyüne geliyor. Her ne kadar Rus Erginesi (Demirkent), Rus köyü ise de Ruslar gidince, oraya Ermeniler dolmuştu.

Fakat Ermenilerde öyle bir açlık var ki, kadın ve çocukları evlerden çıkamıyorlar, “bizi öldürün, tek bir lokma ekmek verin.” diyorlardı.

Cenâb-ı Allah hiçbir kimseyi açlık ile terbiye etmesin.

Yukarıda arz ettiğim arzuhali Kızılcakcak postası ile gönderdim.

Kaçak Türk Askerleri Ermenileri Vurmuş

Aradan bir müddet geçtikten sonra Müslüman-Ermeni, ara sıra birbirlerini öldürüyorlar.

Bugün sabah, erken köyümüzün arazisi olan Aktoprak mevkiinden tüfek sesleri gelmeye başladı. Acaba ne oluyor dedik. Daha da şiddetlendi. Köyümüzün halkından yirmi kadar tüfekli alıp mezkûr mevkiye gittik.83

Üç tane Ermeni (cenazesi) camide. Ki biri Oğuzlu köyünden, çete başı Akup Ağa yanlarında, çok boş kovan atılmış, başka kimse yok.

Oradan geri döndük, ama çok korku içindeyim. “İleride yolumuz bir dereye inecek,” dedim.

“Arkadaşlar toplu gelmeyin, ikişer ikişer dağılın.”

O sırada köyümüz tarafından, yani Kızılcakcak’tan (Akyaka’dan) Kaymakam (Naçalnik) elli kadar atlı ile üzerimize çıktı.

Yanımda iki arkadaşım var. Birisi Zülfikâr, birisi Hasan Ağa, silahımız yok. Yalnız bende bir Rus nekatı (beşlisi) var idi.

Muş Ermenilerinden “Âdâm” isminde biri, hemen onlu mavzer tabancayı benim üzerime çekti. Aramıza Naçalnik girip bırakmadı ve ben çıkamadım.

Fakat etraftaki bizim silahlılar bunları sargıya aldı. Benden sual ediyorlar:

“Bunlar neden öldürülmüş?”

Ben de doğrusunu söylüyorum:

“Üç tane Ermeni vurmuşlar. Kimler vurmuş, mâlum değil.”

“Siz vurdunuz.” dediler, ise de bizim silahlı arkadaşlar etrafta mevzi almışlardı. Onlardan korktuklarından ateş edemediler. Atlarını sürüp, ölülerini üstüne alıp gittiler.84

Biz de köyümüze gelerek, köyün etrafına nöbetçi koyduk. Bu olanları bizden bildiler. Halbukiyse bizim, bu işten hiç haberimiz yok.

Meğer bunları vuranlar, Tiknis köyünden Hasan ile iki tane, Türk askerinden kalan kaçak askerler imiş.



Ardahan’a Götürülecek Göç (Muhâceret) İzni Belgesinin Alınışı

Bu günlerde, kapımızda oturup düşünüyordum. Bir jandarma ile bir zabit (subay) köyün içerisine geliyorlar.

Hemen beni çağırdılar ve bir evrak çıkarıp benim ismimi okudular. “Buyrun” dedim, alıp odama götürdüm. Çay, ekmek verdim.

“O arzuhal (dilekçe) bizimdir.” dedim.

Söyledi ki;

“Sen diyorsun ki, ‘Bizim evlerin (ailenin) yarısı Erzurum’a gitmiş, yarısı burada kalmış. Müsade edin bu evlerimizi oraya götürelim.’ Yani Ermeni Hükûmeti’nden kaçmak istiyorsun. Erzurum dahi Ermenilere verilmiştir. Yazın oraya gidip orayı da islah edeceğiz. Avrupa tasdik etmiş. Trabzon, Ermeni Hükûmeti’nin iskelesi olacak.”

Ben dedim ki;

“Burası yol üzeri, çoluk çocuğumuz (hep) korkuyor.”85

“Gelin,” dedi, “size bir şey diyeyim: Ardahan’dan Rum milleti kaçıyor. Oranın, Okruk Naçalniği (Sancak Kaymakamı) İslâm’dır. İbrahim Kadimoğlu Bey orada. Rum köyleri boştur, sizleri oraya gönderelim. Nasıl, olur mu?”

Ben;


“Bey, biz üç köyüz: Tiknis, İncedere, İslâm Erginesi.”

“Olsun.” dedi. “İbrahim Bey’e bu kâğıdı verir misin?”

“Evet. Zaten vereceğim.” Hemen yazıp verdi. Alıp koynuma koydum.


Yüklə 314,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin