Kerim’i alnından vurdular, biz bozguna uğradık ve kaçmaya başladık. Kerim’in kafasını kesip altı ay boyunca yol kenarında bir ağacın üzerinde beklettiler, çok zulmettiler.” Nakleden Fahrettin Çiçek.
50 “19 Nisanda Yeni Selim bölgesine taarruza başladık. ... 25 Nisan 1918 Perşembe akşamı Kars’ı işgal ettik. 26 Nisanda bizzat Kars’ı dolaştım. Her taraf yanıyor; İstasyon’da yüz kadar asker esirimiz, cefa ile öldürülmüş. ... elli kadar da, Kars Çayı’na atılmış ceset bulduk.”
Karabekir, a.g.e., s. 8.
25 Nisan 1918 akşamı yangından kurtulan Kars’ta 3 Müslüman saklanarak kalabilmişti.
TDV İslâm Ansiklopedisi, c. 6, s.363.
51 Erdağı, a.g.e., s. 35.
52 Bu son notları yazan kişinin, büyük gramer ve harf hataları olduğu için, “orijinaline daha uygundur” düşüncesiyle, hayli gramer düzeltmeleri yapılmıştır.
53 Erdağı, a.g.e., s. 36.
54 Hâlen açılmamış olan kuyu, “Hamza’nın kuyusu (samanlığı)” olarak anılmaktadır. Hamza, Hasan Ağa’nın oğlu ve Şevket Ağa’nın yeğenidir. Celâl Erdağı.
Bu kuyuya, “İncederelilerin Toplu Mezarı” dendiğini söyleyen Fahrettin Çiçek, kayın pederi Bahri Ekinci’nin annesi (İncedereli) Gülgez Ekinci’nin şöyle dediğini aktarıyor: “Bizi toparalayıp Oğuzlu’ya, oradan da Ergine’ye getirdiler. Ergine’de 100 kişiye yakın insanı öldürüp şehit ettiler. Hepsini bir mezara …. SAMANLIĞA-MERâKE KOYDULAR attılar. Yola devam ederken bir Türk (H. Abbasoğlu) birliği ile karşı karşıya geldiler. Pazarlıklar sonucu Ermeni esirlerle takas yapıldık. Böylece Ermenilerin elinden kurtulduk. Esaretten kurtulan Tiknis ve İncederelileri Ergineliler, bir kış boyunca Bezirgân köyünde misafir ettiler.”
55 “Dölbentli köyünden gelen 200 Ermeni fedaisiyle Rum köylerinin genç Rumları da birleşerek köyü her taraftan sarmışlar, çarpışma başlamış. Bir taraftan ateş yağarken Tiknis köyünde kadın ve çocukları köyden çıkararak Paslı’ya doğru yola çıkmışlar.” Erdoğan, a.g.e., s. 151.
56 Erdağı, a.g.e., s. 37.
57 30 Nisanda müfrezelerimiz, sınıra vardı. Ben de Karargâhımı Hacıveli’ye götürdüm. Karabekir, a.g.e., s. 8.
58 Erdağı, a.g.e., s. 38.
59 “4 Mayısta Karargâhımı Başgedikler İstasyonu’na, sonra Kızılçakçak’a naklettim. Karabekir, a.g.e., s. 8.
60 Erdağı, a.g.e., s. 39.
61 Erdağı, a.g.e., s. 40.
62 Erdağı, a.g.e., s. 41.
63 Erdağı, a.g.e., s. 42.
64 Erdağı, a.g.e., s. 43.
65 “15 Mayısta her iki Kolordu Arpaçayı’nı geçtik. Kolordum, Gümrü’nün güney ve doğusunu kuşattı. Akşama değin cephede İkinci Kolordu Birlikleri, Gümrü’nün dayanması ile karşılaştı; akşamüstü de Gümrü teslim oldu.
Buranın ahalisi, iyi davrandılar: Tahribat yapmadılar ve kaçmadılar. Ordumuzun subayları ile erlerini gördükten sonra da, hayretlere düştüler; meğer kendilerine Ermeni Çeteleri, Türk ordusunu çok kötü anlatmış: İlkçağ giyimli, yatağan bıçaklı demişler. Halk, Ermeni ordusundan gördükleri kötülüklerden kurtulduğunu ve Türk ordusunun yüce büyüklüğüne şükranlarını ödüyordu. Yakın köyler de karşı koymadı ve herkes yerli yerinde kaldı.
Karabekir, a.g.e., s. 9; Kırzıoğlu, Kars İli ve Çevresinde Ermeni Mezalimi, s. 88-89.
Bu konuda Kırzıoğlu şöyle yazıyor: Gümrü Ermenilerinin, Türkiye’den kaçıp gelen katil ve âsî “Kaktagan” (göçmen) Ermenilere söverek ve onları hor görerek, “Sizler, Türklerin silahsız ve çoluk–çocuk takımını kırıp, kan döktünüz. Sizin bu günahlarınızın cezasını bizler de çekeceğiz” dedikleri; hatta Gümrülü Ermeni kadınlarının, umumî çeşmelerde Kaktakan kadınlarına su bile vermediği, yaygın olarak bilinir.
Kırzıoğlu, a.g.e., s. 89.
66 Sultan Mehmet Reşat, 18 Temmuz 1918’de vefat etmiştir.
67 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi sonucu ordu çekilmeye başlar.
68 Erdağı, a.g.e., s. 44.
69 30 Kasım 1918’de Kars İslâm Şûrası’nın davetine icabet ederek ... “Milletvekili” sıfatıyla gelmişlerdi. ... Bu Büyük Kongre’de;
“1. Batum’dan Orduâbâd’a ve Ağrı Dağı’ndan Azgur’a kadar, halkının çoğu Türk ve Müslüman olan yerlerden Osmanlı ordusu çekilince, idare ve yurt korunması işyerlerine bakmak üzere, merkezi Kars olmak üzere “Millî Şûra Hükûmeti” kurulması, ittifakla kararlaştırıldı.
2. Hükûmet 12 azâdan oluşmuştu.
3. İngiliz Heyeti’nin teslim almakta olduğu, Türk ordusunun elindeki silahlar ile cephanenin bir miktarının ele geçirilmesi ve bir “Millî Şûra Ordusu” kurarak, Millî Şûra hududunu korumak üzere and içildi.
4. Galip devletlerin ve İngiltere’nin tutumu ne olursa olsun, Osmanlı Devleti ile İslâm Halifeliği’ne gönülden bağlı kalmaya ve Türk Bayrağı’nı kullanarak, Türkiye kanunlarına göre adalet ve idare işlerini yürütmeye çalışılması kararlaştırıldı.”
Kırzıoğlu, Cenûb-i Garbî Kafkas Cumhuriyeti, s. 958-959; Şapolyo, Enver Behnan, Kuvay-i Millîye Tarihi, s. 158; Cihangiroğlu, a.g.e., s. 5; Gökdemir, a.g.e., s. 3.
70 Erdağı, a.g.e., s. 45.
“13 Ocak 1919’da General Walker’in planı gereği, 200 kişilik bir İngiliz müfrezesi nezaretinde İngiliz Askerî Valisi Temperley, 50-60 kişi kadar Ermenilerden teşkil edilen Hükûmet heyeti, İngilizler’in İstanbul’daki karargâhının Kurmay Başkanı General Beach yönetiminde Kars’a gelmişlerdi.” Cihangiroğlu, a.g.e., s. 1; Gökdemir, a.g.e., s. 87.
71 General Beach ve Askerî Vali Temperley, Millî Şûra Hükûmeti yöneticilerini çağırarak; “İngiltere Hükûmeti namına Ermeni Korganof’un Kars valisi tayin edildiğini, kendisine itaat ve inkıyat lüzumunu” resmen tebliğ ettiklerinde, Şûra-yı Millî azâları; sırf İslâm’dan ibaret Kars Vilayetine bir Ermeni vali tayin etmek ve bu suretle göz göre göre İslâmları Ermenilere katlettirmenin İngiliz tarihine yakışmayacağını ... bildirerek “Korganof’un valiliğini” kabul etmemişlerdir. Gökdemir, a.g.e., s. 87.
“Sayın Kırzıoğlu, Mamiloğlu Tevhidüddin Bey’in konuşmasının General Beach’e irad etmiş olduğu nutkun General Thomson’a hitaben olduğunu beyan etmişse de, elimizdeki belgelere göre o tarihte Kars’ta bulunan general kesinlikle Beach’tır.” diye Gökdemir not düşmüştür. Gökdemir, a.g.e., s. 88.
Bu verilen bilgiler Dursun Mustafaoğlu’nun notlarının doğruluğunu kanıtlamaktadır. (General Thomson hakkında verilen bilgi için, bk. s. 67-68).
72 Bunun üzerine İngiliz Generali, Ermeni heyetini tekrar Gümrü’ye göndermek ve Millî Şûra Hükûmeti’ni (istemeyerek de olsa) tanımak mecburiyetinde kalmıştır.
Cihangiroğlu, a.g.e., s. 1; Gökdemir, a.g.e., s. 89.
73 Erdağı, a.g.e., s. 46.
74 İngilizler önünde başarılı bir imtihan veren Millî Şûra Hükûmeti, hudutları içerisinde bulunan, 131 temsilci ile 17 Ocak 1919’da Büyük Kars Kongresi’ni topladı.
Erdoğan, a.g.e., s. 184; Gökdemir, a.g.e., s. 89.
Bu Büyük Kongre’de Cenûb-i Garbî Kafkas Hükûmeti kurulmuş ve yapılan görüşmelerde 18 maddelik Anayasa kabul edilmiştir.
Bu Anayasa’nın maddelerinden bazıları:
- Hükûmet, “Cenub-i Garbî Kafkas” ismini taşıyacak.
- Cenûb-i Garbî Kafkas Hükûmeti sınırlarını, Batum’dan Nahçivan’a kadar çizmiş ve sınırlarını sulhun sonuna kadar korunmasını bilfiil yürütmüştür.
- 18 yaşını dolduranlar milletvekili seçimine katılacaklardır.
- Ekalliyetlerin hukukları aynen korunacaktır.
- Müslümanlar arasında olan dinî ayrılıklara hürmet edilecek ve dinî âyinlerin ileride birleştirilmesi için çalışılacaktır.
- Milletvekillerinin yaşları 25’ten aşağı olmayacaktır.
Gökdemir, a.g.e., s. 91-92.
75 Erdağı, a.g.e., s. 47.
76 Bu arada Yakup Şevki Paşa 25 Ocak 1919’da Kars’ı tahliye ederek, Erzurum’a çekilmiştir. İngiliz Askerî Valisi Temperley’de yeni kurulan Cenûb-i Garbî Kafkas Hükûmeti’ni tanımıştır. Gökdemir, a.g.e., s. 93.
Daha önce de (66. sayfada) belirttiğimiz gibi, Dursun Mustafaoğlu’nun bu notlarına göre, İngiliz Askerî Valisi Temperley tarafından Cenûb-i Garbî Kafkas Hükûmeti’ne yetki belgesi verilmemiş, General Thomson tarafından verilmiştir.
77 Erdağı, a.g.e., s. 48.
78 6-9 Nisan 1919 tarihleri arasında gelen askerle Kars’taki İngiliz Garnizonu’ndaki asker sayısı 2000–2500’e yükselir. (Hovannisian, s. 217); Gökdemir, a.g.e., s. 154.
79 Erdağı, a.g.e., s. 49.
80 Gökdemir, a.g.e., s. 156.
81 Erdağı, a.g.e., s. 50.
82 Millî Şûra Hükûmeti’nin dağılmasından sonra Ermeni Generali Osebyan askerleriyle birlikte Kars’a girdiğinde; Taşnak Ermenilerinden General Korganof, Hükûmet makamına (vali olarak) geçti. Bundan bir hafta sonra da, Ermeni mezalimi yeniden başlar.
Kırzıoğlu, a.g.e., s. 98.
83 Erdağı, a.g.e., s. 52.
84 Erdağı, a.g.e., s. 53.
85 Erdağı, a.g.e., s. 54.
86 Erdağı, a.g.e., s. 55.
87 Erdağı, a.g.e., s. 56.
88 Erdağı, a.g.e., s. 57.
89 Erdağı, a.g.e., s. 58.
90 Erdağı, a.g.e., s. 59.
91 “Çarlık Hükümeti de … Ermeni ulusal hareketini tehlikeli bulmuştur. Anadolu’dan kaçıp gelen 15.000 kadar Ermeni mülteciyi ya da kaçkını geri göndermek için uzun süre uğraşmış, bunu başaramayınca bir kısmına Rusya tabiiyeti vermek zorunda kalmıştır. 1878’de … ilk askeri vali General Frankini, ileride hükümet açısından telafisi zor sorunlar yaratmamak adına vilayete çok sayıda Ermeni yerleşmesini … engellemiştir.” Badem, Candan; a.g.e., s. 281.
92 Erdağı, a.g.e., s. 60.
93 Erdağı, a.g.e., s. 61.
94 Erdağı, a.g.e., s. 62.
“Harp hiledir.” “Allahu Teâlâ harp ve benzeri durumlarda yalan söylemeye, bir lütuf olarak izin vermiştir.”
Buhârî, Cihad, 157; Müslim, Cihad, 17.
95 Hanbel, I/61, 65; Mâce, Cihad, 8.
96 Erdağı, a.g.e., s. 63.
97 General Osebyan’ın kumandasındaki askerî birlikler ve çete, Kars çevresinde bulunan köylere hücum ederek suçsuz ve masum İslâmları öldürmüşlerdir. Kırzıoğlu, a.g.e., s. 99.
98 Erdağı, a.g.e., s. 64.
99 Erdağı, a.g.e., s. 65.
Digor bucağından 38 köyü, Ermeniler bozup yakmış ve bu köylerden erkek, kadın ve çocuk olmak üzere, 14. 620 İslâm’ı kırıp yok ederek, bütün mallarını yağmalamışlardır.
Kırzıoğlu, a.g.e., s. 99.
100 2 Ocak 1920 günü başlayarak, Kars–Gümrü demiryolu üzerindeki Şahnalar köyüne hücum edilerek, zırhlı vagonlardan top ateşleri yapılmış ve yalnız bu köyde, 500’den çok erkek, kadın ve çocuk pek acıklı biçimde şehit edilmiş olup, kaçabilen 200 kadar İslâm da, kar tipileri altında boğularak, Tanrı’nın rahmetine kavuşmuştur. Kırzıoğlu, a.g.e., s. 99.
101 Erdağı, a.g.e., s. 66.
102 Köyümüz halkı, önce eski Ermeni köyü olan, Bayburt’un Varzahan (Uğrak) köyüne taşınmış ve bu köyde 3-5 sene kaldıktan sonra geri dönmüşlerdir. Yerli halkla kaynaşmışlar ve kız alıp vermişlerdi. Celal Erdağı (Dursun Erdağı’nın torunu).
Dursun dedemin, gözleri görmeyen annesine, komşular, “gelip seni kurtaracaklar” demişler ve gitmişler. Gelip kurtaran olmayınca Râbia ninem böylece, top ateşi altında kalmış.
106 Erdağı, a.g.e., s. 68.
Kayaköprü köyü halkından İhsan Çınar anlatıyor:
“Ermeniler Möküz’ü topa tuttuktan sonra annennem Sona kaçarken dermanı kesilir, kendi canını kurtarabileceğinden endişe eder. Kucağında, kendisine yük olan ve henüz bir yaşları civarındaki oğlu (dayım) Dünya Malı (Hasar)’nı yolda, kar üzerine kundağıyla bırakır.
Sonra gelenler çocuğu bulur, getirip nineme teslim ederler.”