səhifə 22/43 tarix 09.01.2022 ölçüsü 1,39 Mb. #93546
Kasas Suresi
39
وَاسْتَكْبَرَ
büyüklük tasladılar
هُوَ
O (Fir\avn)
وَجُنُودُهُ
ve askerleri
فِي الْاَرْضِ
yeryüzünde
بِغَيْرِ الْحَقِّ
haksız yere
وَظَنُّٓوا
ve sandılar
اَنَّهُمْ
kendilerinin
اِلَيْنَا
bize
لَا يُرْجَعُونَ
döndürülmeyeceklerini
Türkçe Transcript (*)
Vestekbera huve vecunûduhu fî-l-ard i biġayri-lh akk i vez annû ennehum ileynâ lâ yurce’ûn(e)
Ali Bulaç Meali
O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.
Edip Yüksel Meali
O ve ordusu yeryüzünde haksız yere büyüklendi ve bize dönmeyeceklerini sandılar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.
Süleyman Ateş Meali
O (Fir'avn) ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve kendilerinin bize döndürülmeyeceklerini sandılar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
O ve orduları yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve sandılar ki, bize döndürülmeyecekler.
Yusuf Ali (English)
And he was arrogant and insolent in the land, beyond reason,- He and his hosts: they thought that they would not have to return to Us!(3372) *
M. Pickthall (English)
And he and his hosts were haughty in the land without right, and deemed that they would never be brought back to Us.
Kasas Suresi
40
فَاَخَذْنَاهُ
biz de onu tuttuk
وَجُنُودَهُ
ve askerlerini
فَنَبَذْنَاهُمْ
ve attık
فِي الْيَمِّۚ
suya
فَانْظُرْ
bak
كَيْفَ
nasıl
كَانَ
oldu
عَاقِبَةُ
sonu
الظَّالِم۪ينَ
zalimlerin
Türkçe Transcript (*)
Feeḣażnâhu vecunûdehu fenebeżnâhum fî-lyem(mi) (s) fenz ur keyfe kâne ‘âk ibetu-zz âlimîn(e)
Ali Bulaç Meali
Bunun üzerine, onu ve askerlerini tutup suya attık. Böylelikle zulmedenlerin nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.
Edip Yüksel Meali
Onları ve ordusunu yakalayıp denize attık. Zalimlerin sonunun nasıl olduğuna dikkat et.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bir bak, zalimlerin sonu nice oldu!
Süleyman Ateş Meali
Biz de onu ve askerlerini tuttuk, suya attık; bak, o zalimlerin sonu nasıl oldu!
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Biz de onu ve askerlerini yakalayıp hepsini suyun içine fırlattık. Bak, nasıl oldu zalimlerin sonu!
Yusuf Ali (English)
So We seized him and his hosts, and We flung them into the sea:(3373) Now behold what was the end of those who did wrong! *
M. Pickthall (English)
Therefor We seized him and his hosts, and abandoned them unto the sea. Behold the nature of the consequence for evil doers!
Kasas Suresi
41
وَجَعَلْنَاهُمْ
biz onları yaptık
اَئِمَّةً
önderler
يَدْعُونَ
çağıran
اِلَى النَّارِۚ
ateşe
وَيَوْمَ
günü
الْقِيٰمَةِ
kıyamet
لَا يُنْصَرُونَ
asla yardım olunmazlar
Türkçe Transcript (*)
Vece’alnâhum e-immeten yed’ûne ilâ-nnâr(i) (s) veyevme-lk iyâmeti lâ yuns arûn(e)
Ali Bulaç Meali
Biz, onları ateşe çağıran önderler kıldık; kıyamet günü yardım görmezler.
Edip Yüksel Meali
Onları, ateşe çağıran önderler kıldık; diriliş gününde de yardım görmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Onları ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü onlar yardım görmeyeceklerdir.
Süleyman Ateş Meali
Biz onları ateşe çağıran önderler yaptık. Kıyamet günü asla yardım olunmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Biz onları, ateşe çağıran önderler yapmıştık. Kıyamet günü yardım göremeyeceklerdir.
Yusuf Ali (English)
And we made them (but) leaders inviting to the Fire; and on the Day of Judgment no help shall they find.
M. Pickthall (English)
And We made them patterns that invite unto the Fire, and on the Day of Resurrection they will not be helped.
Kasas Suresi
42
وَاَتْبَعْنَاهُمْ
onların ardına taktık
ف۪ي هٰذِهِ
bu
الدُّنْيَا
dünyada
لَعْنَةًۚ
bir la\net
وَيَوْمَ
günü ise
الْقِيٰمَةِ
kıyamet
هُمْ
onlar
مِنَ الْمَقْبُوح۪ينَ۟
çirkinleştirilenlerdendir
Türkçe Transcript (*)
Veetba’nâhum fî hâżihi-ddunyâ la’ne(ten) (s) veyevme-lk iyâmeti hum mine-lmek bûh în(e)
Ali Bulaç Meali
Bu dünya hayatında arkalarına lanet düşürdük; kıyamet gününde de, 'kendilerinden nefret edilen ve çirkinleştirilmiş' olanlardır.
Edip Yüksel Meali
Bu dünyada onları lanetle yaftaladık, diriliş gününde de aşağılanacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Bu dünyada arkalarına lanet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
Süleyman Ateş Meali
Bu dünya hayatında biz onların ardına bir la'net taktık (daima la'netle anılacaklardır). Kıyamet günü ise onlar çirkinleştirilenlerdendir. *
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bu dünya hayatında da arkalarına bir lanet taktık. Kıyamet günü onlar, çirkinleştirilenler arasında olacaklar.
Yusuf Ali (English)
in this world We made a curse to follow them:(3374) And on the Day of Judgment they will be among the loathed (and despised). *
M. Pickthall (English)
And We made a curse to follow them in this world, and on the Day of Resurrection they will be among the hateful.
Kasas Suresi
43
وَلَقَدْ
andolsun
اٰتَيْنَا
biz verdik
مُوسَى
Musa\ya
الْكِتَابَ
Kitabı
مِنْ بَعْدِ
sonra
مَٓا اَهْلَكْنَا
helak ettikten
الْقُرُونَ
nesilleri
الْاُو۫لٰى
ilk
بَصَٓائِرَ
gönül gözlerini aydınlatacak nur
لِلنَّاسِ
insanlar için
وَهُدًى
ve hidayet olan
وَرَحْمَةً
ve rahmet olan
لَعَلَّهُمْ
belki
يَتَذَكَّرُونَ
düşünür öğüt alırlar
Türkçe Transcript (*)
Velek ad âteynâ mûsâ-lkitâbe min ba’di mâ ehleknâ-lk urûne-l-ûlâ bes â-ira linnâsi vehuden verah meten le’allehum yeteżekkerûn(e)
Ali Bulaç Meali
Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler diye.
Edip Yüksel Meali
İlk nesilleri (Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayb'ın halklarını) yok ettikten sonra Musa'ya, halkı aydınlatan bir kılavuz ve rahmet olarak kitabı verdik; belki öğüt alırlar diye.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Andolsun ki biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya olur ki düşünür, öğüt alırlar diye, insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı (Tevrat'ı) vermişizdir.
Süleyman Ateş Meali
Andolsun biz, ilk nesilleri (Nuh, Hud, Salih ve Lut kavimlerini) helak ettikten sonra Musa'ya, insanların gönül gözlerini aydınlatacak nur ve onlara yol gösterici olarak Kitabı verdik, belki düşünür, öğüt alırlar diye.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Yemin olsun biz, ilk nesilleri helâk ettikten sonra Mûsa'ya Kitap'ı; insanlar için basîretler, kılavuz ve rahmet olarak verdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
Yusuf Ali (English)
We did reveal to Moses the Book after We had destroyed the earlier generations, (to give) Insight to men, and guidance and Mercy, that they might receive admonition.(3375) *
M. Pickthall (English)
And We verity gave the Scripture unto Moses after We had destroyed the generations of old; clear testimonies for mankind, and a guidance and a mercy, that haply they might reflect.
Dostları ilə paylaş: