İBN FUREK (330-941/406-1015) 1. Kimlik
İbn Furek Eş'ariyye mezhebinin Nişabur ve civarında yayılmasını sağlayan Sünni bir Kelâmcıdır.230 O aynı zamanda usulcü, dilci, tefsirci ve hadiscidır.
İsfahan’da dünyaya gelen İbn Furek'in doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 330/941 tarihleri verilebilir.
İbn Furek İsfahan’da başladığı öğrenimine Basra ve Bağdat’ta devam etti. İmam Eşari’nin talebelerinden el-Bahili'den 373/983 el-Bakıllani ve Ebû İshak İsferayini ile birlikte ders aldı. Sünni Kelâm, iyice tahsil ettiği Bağdattan sonra, devrin önemli lirleri olan Rey, Şiraz, Nişabur ve İsfahan’da Mutezileye karşı, mücadelelerde bulundu. Hayatı boyunca dini ilimlerle meşgul olan pek çok eser bırakıp talebe yetiştiren İbn Furek ömrünün son yıllarını Gazne’li Mahmut'un 421/1030 yanında Gazne’de geçirdi ve 406/1015 yılında vefat etti.231
2. Eserleri
Çok yönlü bir İslam bilgini olan İbn Furek için "dini uğrunda dünyayı terkeden büyük zahid ve değerli alim" vb. ifadeler kullanılır.232 Kelâmda Eş'ariyye mezhebine bağlı olan İbn Furek'in Fıkıh'ta Şafii olduğu ancak İmamı Azam Ebû Hanife'nin el-Alim ve'l Müteallim adlı eserini şerhettiğı bilinmektedir. Akılcı bir metodu benimseyen İbn Furek'in tefsirinde dirayet yanlışı olmakla birlikte rivayetleri ihmal etmediği Tefsirül-Kur'an'ında görülür.
İbn Furek, Tayalis’inin (204/819) Müsned’ini ve diğer hadisleri rivayet icazeti almıştır. Kelâmi hususlar için, şerh ve savunmada hadislerden isüfade eden ve bu konuda çok titiz davranan İbn Furek, Müşkilü'l-Hadis isimli bir eser bırakmıştır.
İbn Furek tasavvufla da meşgul olmuş, abid, zahid, salih ve vera sahibi birisi olduğu Tabakat kitaplarında zikredilmiştir.
Talebelerinden meşhur sufi Abdulkerim Kuşeyri (465/1072) onu sufi arasında zikreder. 233
İbn Furek'in 120 den fazla eseri olduğu bildiriliyorsa da bunlardan günümüze ulaşanlar:
1- Risale fi ilmi-t-Tevhid
2- Şerhu'1-Alim ve'1-Müteallim
3- Mücerredu Makalatı’1-Eş'ari
4- Müşkilu'l-Kur'an
5- el-Hudud fıl-Usul
6- el-İbane an Turukil-Kasidin ve'1-Keşf anMenahici's-Salikin 234
3- Görüşleri 1. Bilgi
İbn Furek'e göre düşünmeyen insan ömrünü boşa geçirmiştir. Ona göre aklı kullanmak, kıyas yapmak, akıl yürütmede bulunmak ve bilgi üretmek gerekir, Taklidden tahkike ulaşmak için akli deliller kullanılarak Tevhidin gerçek bilgisine varmak asli görevdir.
Duyulardan ve Haberlerden sonra bilgi vasıtası olarak kabul edilen akıl, hakkı batıldan ayıran tek araçtır. Kur'an'ın itikadi konularda akli deliller getirmesi bunun en belirgin örneğidir.
İcma da itikadi konularda bilgi kaynağıdır.
Akıl insan için bilgi kaynağı olmakla birlikte dini olarak nassların bildirdiği hükümler esastır. Akıl varlıkları ve bunlara ait hükümleri birbirinden ayırt eder.235
2. Âlem
İbn Furek alem konusunda genel Kelami anlayıştan farklı bir görüş ortaya atmamıştır. Ancak ona göre alemin aslını oluşturan cevherler bir tek cins olup mütemayildirler. Söz gelimi bir ağaç hayvana, hayvan ağaca dönüşebilir.
Bütün varlıkların aslını bir tek cevher oluşturur. Birden fazla cevherin birleşmesi ile farklı cisimler meydana gelir. Ve alemi oluşturur. Arazlar ise cevherle beliren niteliklerdir.236
3. Allah
Allah'ı bilmenin ve tanımanın yolu duyuları kullanmak ve gözlemde bulunmaktır. Çevrede meydana gelen olaylar üzerinde düşünmek, insana Allah’ı rahatça buldurur.
Hudus delilinin aslı Kur'an’da vardır. Hz. İbrahim’in Kur'an’da zikredilen delili buna ömektir. Buna göre güneş değişkendir, batmaktadır. Değişken olan her şey hadistir. Her hadise bir muhdis gerektiğine göre alemin muhdisi Allah'tır.
İbn Furek alemdeki gayeyi, nizam ve intizamı ince hesabları görerek gaye delilini de ispat-ı vücub konusunda kullanmıştır.
Allah'ın sıfatları Kur'an ve Sünnetin büdirmesiyle bilinebilir. Haberi sıfatlarla ilgili nassların lafızlarını reddetmeksizin arap dili kurallarına göre tevil etmek gerekir, İbn Furek teşbih ve tecsimin yaygın olduğu bir dönemde haberi sıfatların te’viline büyük önem vermiştir. Söz gelimi o, “Fevka” kelimesini şöyle tevil etmiştir. "Allah kullarının üstündedir" denilirse;
1- Allah yarattıklarını idaresi altına almış kudretiyle onlara galib gelmiştir; böylece onların üstündedir.
2- Allah'ın sıfatları yaratıkların sıfatlarının üstündedir, yani sıfatları yaratıkların sıfatlarında yücedir.
İbn Furek diğer haberi sıfatlar için 237 de tevillerde bulunmuş, daha sonra gelen Eş’ari ve Maturidilere tesir etmiştir, İbn Hazm, İbn Furekin tevili ileri derecede kullanmasından dolayı tekdir eder.238
4. İman
İman, muhbirin gaibden verdiği haberlerde doğru söylediğine inanmaktır.
Gerçek iman kalb ile yapılan tasdiktir. Kalbiyle iman etmeyen diliyle söylese de mümin olamaz. Zira imanın yeri kalbtir. İman Allah’ın bir ihsan ve tevfikidir. İmanda istisna caizdir, iman ve İslam ayrı şeylerdir. Her mümin müslümandır, her müslüman da mümin değildir.
Günah işlemek kişiyi imandan çıkarmaz. Ancak günahı helal saymamak gerekir. Günahları büyük ve küçük diye ayırmak doğru değildir, her günah büyüktür Zira günah Allah'ın emrine aykırı davranmak, ona isyan etmektir. O büyük küçük ayırımını birbirine nisbetle yapılmış bir ayırım kabul eder, bunu nisbi, izafi bir tasnif olarak görür.239
5. Nübüvvet
Peygamberlik akıl yoluyla bilinir. Peygamberi tasdik etmeyi gerektiren delil, mucizedir. Mucize hak Peygamber ile sahte peygamberi ayırt etmeyi sağlar.
Peygamberin erkek olması şarttır. O bu görüşüyle kadınların Peygamber olabileceği görüşünü savunan Eş'ariye'den ayrılır.
Peygamberler günah islemekten ve Küfre düşmekten korunmuşlardır. Onlar kendilerine verilen ismet sıfatı sebebiyle arzularına uymaktan uzak dururlar. Ancak peygamberlerden zelle sadır olabilir.
Risalet nübüvvetten daha geneldir.
Veli keramet gösterebilir, ancak o, veli olduğunu bilmez. Aksi halde korku hissini yenip güven duygusuna kapılır. Velilikte esas korku içinde yaşamaktır.240
6. Ahiret
Kabirle başlıyan ahiret hayatının ilk basamağında azab ve nimet vardır. Diriliş cismanidir.
Ahirette Allah görülecektir. O kendi zatını gördüğüne göre, onun başkası tarafından görülmesi mümkündür, insanın Allah'ın varlığını ve sıfatlarını bilmesi mümkün olduğundan, O'nu görmesi de imkan dahilindedir. Allah'ın dünyada görülmesi imkansızdır.
Ehl-i Sünnet Kelâmının yaşadığı dönemde temsilcisi durumunda olan İbn Furek, Eş’ariyye mezhebine mensup olmakla birlikte tevili aşırı derecede kullanmakla tanınmış bir Kelamcıdır. Kendisinden sonraki Kelâmcılar üzerinde büyük tesiri olan İbn Furek, sufı temayüllü olarak tanınmakla birlikte ilhamı bilgi vasıtası kabul etmemiş, akla büyük değer vermemiş, böylece o mütefekkir, belli ölçüde bağımsız bir Kelamcı olarak Kelâm tarihindeki seçkin yerini almıştır.241
Dostları ilə paylaş: |