KirkçEŞme tesisleri


MİZZİ KÖŞKÜ 478 479 MODA



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə756/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   752   753   754   755   756   757   758   759   ...   889
MİZZİ KÖŞKÜ

478

479

MODA

kızı vardır. Bu çocuklar üvey annelerinin ölümcül bir tertibinden kanatlı ve altın postlu bir koçun üzerinde Kolhis'e kaçarlarken, Helle bugünkü Çanakkale Bo-ğazı'na düşerek boğulur (buraya "Helle Denizi" anlamında Hellepontos adı verilir). Bir başka versiyona göre genç kızı Pose-idon kurtarmış ve onunla evlenmiştir. Kız kardeşini yitiren delikanlı Kolhis'e vardığında koçu Zeus'a kurban eder, altın postunu da oranın hükümdarı Aites'e o da Savaş Tanrısı Ares'e armağan olarak sunar, işte, Pelias'ın lason'dan getirmesini istediği bu posttur. İason 50 kürekli bir gemi yaptırır. Argo (hızlı) adındaki bu tekneyle sefere 50 kişi katılır, bunlar arasında gemiyi inşa etmiş olan Argos, dümenci Ti-fis, Idmon, kâhin Amfiaraos (Bizantion'da adına bir tapınak vardı), kâhin Mopsos, Boreas (kuzey rüzgârı, bugün poyraz denilen rüzgâra değil yıldıza tekabül eder) ve oğullan Kalais ile Zeres, Kastor, Polide-ukes, Peleus, Meleagros, Telamon, Misia (Mudanya) kıyılarında yitirip yola onlar-sız devam ettikleri Hilas ve Herakles ve Yunan mitolojisinin büyük ozanı Orfeus bulunmaktadır.

Yolculuk ciddi tehlikelerle doludur. Örneğin, Yunanlıların Pontos Euksenios (Konuksever Deniz) diye adlandırdıkları denize (Karadeniz) çıkmak için Bosporus'tan geçmek lazımdı, bu boğazın da ağzında Simplegad denilen Mavi Kayalar vardı. Bir tekne aralarından geçmeye kalkışacak olsa, hemen kapanarak birbirleriyle çarpışıyorlar ve aralarındaki tekneyi de içindekileri de ezip parçalıyorlardı. Argo gemisi ve onun yolcuları bu kayaların çarpışmasını önlerler Bir versiyona göre, tavsiye üzerine İason önce kayaların arasından bir güvercin uçurur sonra da gemi kazasız belasız geçer. Fakat asıl yaygın olan anlatıda, Argo çarpışan kayaların arasına geldiğinde Orfeus lirini çalmaya başlar, kayalar da durup bu harikulade musikiyi dinlerler, böylece tekne de kazasız belasız oradan geçer, dahası da, çarpışan kayalar artık bir daha yerlerinden kıpırdamazlar, denizcilerin açık denize çıkmalarına engel olmazlar.

Bu efsaneler, Bizantion'dan ayrı olarak vardı, ama Bizantion kenti kurulup geliştikten sonra onun içinde yaşayanlar kendi kentlerini de mitolojinin içine oturttular. Kentin kurucuları olan Megaralıların başındaki kişinin Bizas(->) adını taşıdığı ve yer adlarını türetmek için "ion" ekinin sona getirildiği, bu nedenle de Bizantion kentinin de, Bizans sözcüğünün de Bizas'tan türediği belirtilir.

Bizas diye bir kişi var mıydı yok muydu (paraların üzerinde ona atfedilen kabartma portrelere rastlanmıştır) ya da böyle bir kişi sadece efsane kahramanı mıydı, bu sorulara kesin yanıt verebilecek kaynaklar bulunmuyor, fakat kentin sakinlerinin kendilerine ve kurucularına yakıştırdıkları efsane, gerçeklerden çok daha süslü ve sevimli gözüküyor. Bizas'a ve Bizantion'a atfedilen efsane, tabii ki, Bosporus öyküsünün devamı olacaktı ve öyle de şekillendirilmiştir, lo, Hera'nın kendisine tebelleş ettiği at sineğinden kaçarken, inek boynuzu-

na benzeyen bir deniz parçasının ucuna gelir ve burada Barbisos (Kâğıthane) ile Kidaros (Alibeyköy) dereleri arasındaki sırtta Hrisokeras (ya da Keroessa) adını verdiği kız çocuğunu doğurur, bu çocuğun babası Zeus'tur, Hrisokeras ise "Altın Boynuz" anlamına gelmektedir.

Hrisokeras, ağaçlarla bahçelerle, kuşlarla, balıklarla dolu olan bu cennet köşesinde büyür ve Denizler Tanrısı Poseidon'dan bir erkek çocuk doğurur. Adı Bizas konulan bu çocuk, büyüyecek ve Altın Boynuz' un başlangıç kısmındaki yarımadaya gelerek ve bir kent kurarak oraya kendi adını verecek, babası Poseidon'dan ve Tanrı A-pollon'dan yardım alarak (Apollon'un kargası güzergâhı gösterir) kent surlarını inşa edecektir vb. Ne var ki, Trakya Kralı Hi-amos'ün orduları kenti kuşatırlar, Bizas ve askerleri onları geri püstürtür, bir daha gelmemeleri için ülkelerine kadar kovalarlar, bu arada iskitler kenti kuşatırlar; Bi-zas'ın karısı Fidaleia'mn başını çektiği Bi-zantionlu kadınlar işkilleri yılanlarla kaçırırlar; derken, Bizas geri döner, kentte rahat bir dönem başlar...

Bizas'la ilgili diğer bir anlatı, Megaralı Dorların Bizantion'u kuran kolu ile Halke-don'u kuran kolu arasındaki rekabetten ve hoşnutsuzluktan kaynaklanan bir öyküdür. Söylenceye göre, Bizas'ın önayak olduğu grup göçe çıkmadan önce, Delfi Ada-sı'nın kâhinlerine danışır, onlar da "koloniyi körler ülkesinin karşısına kurun" diye salık verirler. Bu efsane, Haliç ile Marmara Denizi arasındaki yarımada kadar güzel ve elverişli bir yer varken Halkedon'a (Kadıköy) koloni kurmuş olan Dorlan yermek için icat edilmiş olmalıdır.

YALÇIN YUSUFOĞLU


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   752   753   754   755   756   757   758   759   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin