KirkçEŞme tesisleri


MUSIİHİDDİN ÇAVUŞ MESCİDİ



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə844/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   840   841   842   843   844   845   846   847   ...   889
MUSIİHİDDİN ÇAVUŞ MESCİDİ

bak. TATLIKUYU MESCİDİ



MUSTAFA I

(1591?, Manisa - 20 Ocak 1639, istanbul) 15. Osmanlı padişahı (1. kez 22 Kasım 1617-26 Şubat 1618, 2. kez 19 Mayıs 1622-10 Eylül 1623).

III. Mehmed'in(->) oğludur. "Sultan Mus-tafa-yı Evvel", "Deli Mustafa", "Sultan Mustafa bin Sultan Mehmed-i Salis" olarak da bilinir. İstanbul'da, tahttan indirilip bir aradan sonra ikinci kez tahta çıkartılan, annesinin, eşlerinin adları bilinmeyen tek padişahtır. Akli dengesi yerinde olmadığından "deli" ve "derviş-meşreb", sıfatlarıyla anılmıştır. Kardeşinin yerine tahta geçen padişahların da ilki olan Mustafa'nın çocuğu olmamış; darüssaade ağasının ve annesinin teşviklerine karşın kızlara ve kadınlara ilgi göstermemiştir.

I. Ahmed'inC-») ölümünün ardından, büyük oğlu Osman'ın (I) değil de kardeşi Mustafa'nın tahta oturtulmasındaki neden, kesin olarak bilinmemektedir. Tarihçi Na-ima bunu, I. Ahmed'in şehzadelerinin küçük olmalarına ve söz sahibi devlet adamlarının, Mustafa'yı uygun görmelerine bağlar. Oysa Darüssaade Ağası Mustafa Ağa, Mustafa'nın akli dengesinin yerinde olmadığı yolunda uyarıda bulunmuştu. Ayrıca o sırada I. Ahmed'in büyük şehzadesi Osman, babasının tahta çıkışındaki gibi 14 yaşında bulunuyordu.

Sadaret Kaymakamı Sofu Mehmed Paşa ile Şeyhülislam Esad Efendi'nin ısrarı ile gerçekleşen Mustafa'nın padişahlığı, babadan oğuja süregelen Osmanlı saltanat geleneğini de bozdu. Tarihçi Hammer, bu değişikliği, I. Ahmed'in yine bir hanedan geleneği olan, tahta geçenin kardeşlerini öldürtmesi kuralına uymamasına ve yaşça büyük bir şehzade hayattan iken daha küçüğünü padişah yapmanın doğru olmayacağı görüşü ile açıklar. Sofu Mehmed Paşa ve Şeyhülislam Esad Efendi, Mustafa'nın ruhsal ve akılsal rahatsızlıklarının ise uzun zaman saray hapsinde kalmasından kaynaklandığını, zamanla geçeceğini savunmuşlardı.

Mustafa'nın eğitimi ve yetişmesi konusunda bilgi yoktur. Babası III. Mehmed'in ve kendisinden l yaş büyük kardeşi I. Ahmed'in saltanatları boyunca gözlerden uzak tutulmuş, ortaya çıkartılmamıştı. I. Ahmed' in ölümü üzerine 22 Kasım 1617 günü sabah namazından önce toplanan Divan-ı Hümayun'a, Vezirazam ve Serdar-ı Ekrem Halil Paşa İran seferi nedeniyle İstanbul' da olmadığından Sadaret Kaymakamı Sofu Mehmed Paşa başkanlık etti. Toplantıda Mustafa'nın cülusu uygun görüldü. Bâbüs-saade önüne konan tahta Mustafa oturtuldu ve "umum biati" denen cülus töreni yapıldı. Camilerde salalar verilirken müna-diler de kentin muhtelif semtlerinde nida

ettiler. Aynı gün I. Ahmed'in cenaze namazı kılınıp türbesine defnedildi.

Cülustan iki gün sonra cuma günü I. Mustafa için kılıç alayı(->) yapıldı. Bu münasebetle yoksullara sadakalar dağıtılıp kurbanlar kesildi, izleyen günlerde istanbul'daki saltanat değişikliği, Batı'daki ve Doğu'daki hükümdarlara nameler gönderilerek bildirildi. Askere cülus bahşişi dağıtıldı. Saray kadroları da silahdardan başlanarak değiştirildi. Saltanat ve yönetim işleri ile ilgilenebilecek durumda olmayan Mustafa'nın sorumluluklarını adı bilinmeyen annesi (valide sultan) üstlenmişti. Kan-temiroğlu, I. Mustafa'nın bu ilk padişahlığında kendisini eğlenceye verdiğini yazar. Hasanbeğzade ise darüssaade ağası olan Mustafa Ağa'nın, I. Alımed döneminde devlet erkânım kendisine bağladığı gibi bu yeni dönemde de yetkinliğini sürdürmek istediğini fakat I. Mustafa'nın "la-kayd ve derviş-meşreb olması" yüzünden uyuşamadığım, padişahtan iltifat görmediğini ve atamalara karıştırılmadığını, bu yüzden de yeni padişahın akıl kıtlığını ve yetersizliğini gizlemek yerine büsbütün ifşa ettiğini, daha da ileri giderek "eğer bir zaman padişahlıkda kalur ise" altınları gümüşleri denize saçıp hazineyi tüketeceğini, uluorta konuştuğunu yazar. Ayrıca, padişaha okuyup üflemeye gelen şeyhlerin de böyle "devlet sırrı" şeyleri, darüssaade ağasının şurada burada konuşmasının doğru olmadığım ve Mustafa Ağa'nın derhal bu görevden alınması gerektiğini valide sultana söylediklerini ekler. Yine Ha-sahbeğzade'nin anlattığına göre, Mustafa Ağa bunlarla yetinmeyerek İstanbul halkının padişahtan soğumasını gerektirecek dedikodular yaydı. Ulemaya, ileri gelenlere haberler gönderip "padişah cümle şehzadeleri katletmek üzeredir, inkıraz-ı âl-i Osman'a sebeb olur" dedi ve onları canlarını başlarına sıçratıp I. Mustafa'yı tahtan indirmeye yönlendirdi.

L Mustafa ise sergilediği davranışlarla Mustafa Ağa'yı birçok yönden doğruluyordu. Hekimlerin tedavilerine, üfürükçülerin okumalarına ve muskalarına karşın dengesizliği devam ediyordu. Vakitli vakitsiz sokağa çıkmakta, para dağıtmakta, Divan-ı Hümayun toplantı halindeyken içeri girip vezirlerin kavuklarını çıkartmakta; oturduğu mekânın penceresinin altında ortaoyunu oynatıp aynı oyunu mütemadiyen tekrar ettirmekteydi. Oyunculardan birisini pek beğendiği için ona, Osmanlı hazinesinin en değerli mücevherlerini pencereden atmaya kalkıştı. Kâtip Çelebi, onun garip davranışlarını anlatırken aklının kıtlığı ve tuhaf halleri ile halk arasında ünlenen I. Mustafa'nın "türbeleri gezüb deryada mâhîlere altun atmak ve abes yere yollarda dirhem ü dinar döküb saçmak gibi" garipliklerini herkesin gözlemlediğini yazar.

Nihayet sadaret kaymakamı Sofu Mehmed Paşa ile Şeyhülislam Esad Efendi, doğru bir kararla I. Mustafa'yı tahttan indirmeyi kararlaştırdılar. 26 Şubat lölS'de ulufe divanı münasebetiyle devlet erkânı saraya çağrıldı. Askerler de saray avlusunda iken I. Mustafa'nın daire kapısı, üzerinden

kilitlendi. Şehzade Osman, başka bir kapıdan dışarıya çıkartıldı. Bâbüssaade önüne kurulan tahta oturtulup biat edildi. Bu, Osmanlı tarihinin en kolay ve tehlikesiz başarılan hal' olayı olmuştur. I. Mustafa'nın 96 gün süren ilk padişahlığından hal' edilmesinde bir neden de yatağına asla kadın yaklaştırmaması, bunun ise Osmanlı hanedanının sürmesi bakımından doğru bir hareket sayılmamasıydı.

I. Mustafa, Topkapı Sarayı'nm harem dairesinde, muhtemelen Şimşirlik Kasrı'na kapatıldı. Kantemiroğlu eski padişahın Ye-dikule Zindanları'na gönderildiğini yazmışsa da doğruluğu kuşkuludur.

I. Mustafa'nın ikinci kez tahta oturtulması "Haile-i Osmaniyye" olarak tarihe geçen ve II. Osman'ın öldürülmesi ile sonuçlanan korkunç ayaklanmanın ikinci günün-dedir. Yeniçerilerle sipahilerin II. Osman'a karşı ayaklanıp saraya saldırdıkları 19 Mayıs 1622 günü, Bâbüssaade denen Enderun girişini de geçen yeniçeriler, büyük ve küçük odaların önünde durup ağalardan, Mustafa'nın kaldığı yeri sordular. Haso-da'ya doğru ilerlediklerinde bir içoğlanı harem tarafını işaret etti. Asiler, sırıklara tırmanıp kubbeye çıktılar. Mutfaklardan getirttikleri baltalarla Mustafa'nın hapsedildiği yerin kubbesinden delik açmaya başladılar. Harem ağaları bunlara ok attı. Yeniçeriler de tüfekle iki harem ağasını öldürdü. Divanhane'nin perde ipleriyle kubbeden içeriye inen birkaç yeniçeri, Mustafa'nın bir minder üstünde oturduğunu, iki cariyenin ayakta beklediklerini gördü. Üç gündür yemek ve su verilmediği i-çin, Mustafa'nın ilk isteği su oldu. Yukarıdan su indirildi. Açılan delikten Mustafa ve cariyeleri dışarıya çıkartıldılar. Avluya getirilen şeyhülislamın atına bindirilen Mustafa'nın eyerde oturacak hali yoktu. İndirip önce Arzodası'na, oradan da Di-vanhane'ye götürdüler. Yeniçeriler, sırtına giydirilecek bir ferace dahi bulamadılar. Divanhane'de bulunan ulemayı kılıçla korkutarak Mustafa'ya biat ettirdiler. İstanbul'un dört bir yanına da münadiler salınıp I. Mustafa'nın padişahlığı duyuruldu. Bu gelişmeler olurken, ulemadan Kaf-zade Faizi Efendi aşırı heyecandan yere yığıldı ve öldü. Biat işi tamamlanınca asker kalabalığı, saraya mahsus bir hasta arabasına cariyeleriyle bindirilen yeni padişahın önünde, yanında ve arkasında yürüyerek "nice yüz âdem arabayı çeküb ve nice bin gaziler seyflerin üryan edüb..." Eski Saray'a yöneldiler. Mustafa'nın annesi buradaydı. II. Osman'ın Eski Saray'ı basacağı haberi alınınca valide sultanı da arabaya bindirip Yeni Odalar'a gittiler ve Mustafa'yı Orta Cami'ye oturttular. Yol boyunca dilenciler kadar halk da yenlerini, eteklerinin ucunu padişahın arabasından içeriye uzatıp bahşiş ve sadaka almaya çalışıyordu. Mustafa, annesi ve cariyeleri, geceyi Orta Cami'de geçirdiler. Kente dağılan yeniçeriler ise Baba Cafer, Galata, ve Tersane zindanları ile taş gemilerindeki mahkûmlarla mücrimleri cülus nedeniyle serbest bıraktılar. II. Osman'ın, amcasının Mustafa'yı ele geçirmek amacıyla Orta Ca-

mi'ye gönderdiği Yeniçeri Ağası Ali Ağa öldürüldü. I. Mustafa'ya ise -muhtemelen okuma yazma bilmiyordu- "yazmayı bilen" Kara Mazak önüne oturtularak ilk hatt-ı hümayunları yazdırtıldı. Valide sultanın isteği üzerine damat Kara Davud Paşa vezirazamlığa atandı. Güvenilen kişiler de ocak ağalıklarına getirildi. Kara Mazak,' kendisi için de çavuşbaşılık hattı yazdı. İdam edilecek kişilerle yeni yasalar konulması için de hatt-ı hümayunlar yazıldı.

20 Mayıs Cuma günü, Yeniçeri Ocağı'na


sığınan II. Osman da Orta Cami'ye getirildi.
Aynı anda iki padişah ve hangisinin hük
mü geçerli belli değil iken taraftarları ara
sında tartışmalar başladı. Annesi, L Musta
fa'yı mihrabın önüne oturtmuş; iki cariye
eteklerini tutmaktaydı. Dışarıdan gürültü
ler yükselince "yerinden sıçrayub seğirdüb
pencereden bakdıkda demürü muhkem
dutub validesi yalvarub arslanım koyuver
gel otur diyerek zor ve zar ile ayurub mih
raba götürürdü". II. Osman ise "görün hey
derdmendler, padişah etdiğiniz âdemi, bu
devletin inkırazına sebeb olub kendi oca
ğınızı söndürürsünüz!" diyordu. I. Musta
fa'nın annesi, hemen orada II. Osman'ın
idamını istediğinden, Davud Paşa birkaç
kez kement attırıp boğdurmaya çalıştı.
Ocak ileri gelenleri bırakmadılar. Valide
sultan ise "Ağalar siz bilmezsiz, bu ne yı
landır, bundan sağ kurtulur ise bizden ve
sizden kimse komaz!" diye bağırmaktaydı.
O gün öğleye doğru L Mustafa, annesi ve
cariyeleri arabaya kapatılıp Topkapı Sara-
yı'na götürüldü. Tahta oturtulup Davud
Paşa, nakibüleşraf ve yeniçeri ağasınca bi-
atta bulunuldu. Cuma olduğu için, cami
lerde hutbeler I. Mustafa adına okundu. II.
Osman ise Orta Cami'de yeniçerilerin ko-
rumasındaydı. Kentte ise yeniçeri ve sipa-
hilerce amansız bir yağma sürdürülmek
teydi. Ayaklanmacılar, öteden beri kin bes
ledikleri veya malına göz koydukları ne
kadar adam varsa hepsinin evlerini, ko
naklarını yağmalayıp harap etmekteydi
ler. Halk, kapıkulu askerlerinin bu edep
sizliklerini üç gün boyunca izlediği gibi,
Ağa Kapısı'ndan Orta Cami'ye götürülen
II. Osman'a yapılan hakaretleri, 24 saat gö
revde kalabilen II. Osman'ın son veziraza-
mı Ohrili Hüseyin Paşa'mn Ağa Kapı
sı'ndan kaçarken Beyazıt Meydanı'nda
asilerce yakalanıp parçalanışını da izle
di. 20 Mayıs gününün en korkunç cina
yeti ise II. Osman'ın Yedikule'de boğulma
sı oldu Cebecibaşı, II. Osman'ın kulağını ke
sip I. Mustafa'nın annesine getirdi.

21 Mayıs günü cenaze alayı düzenlenen


II. Osman için, sipahiler kan davası güde
rek ve yeniçerileri padişah katilliği ile suç
layarak ayaklandılar. Davud Paşa'mn sa
rayına yürüdüler "Sultan Osman'ı ne sebeb
ile katleyledünüz?" diye bağırdılar. O gün
sipahilere cülus bahşişi dağıtıldı ve olay
yatıştırıldı. Yeniçeriler ise "Altun isteriz,
hurda akçe almazız!" dediklerinden cülus
inamları ancak 2 Haziran'da verilebildi.
Vezirazam Davud Paşa kendisine yönelen
öfke ve nefreti yumuşatmak için, görevde
kaldığı 23 gün boyunca ödünler verdi.
Kamu görevleri şuna buna dağıtıldı. I.

20 MUSTAFA I




Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   840   841   842   843   844   845   846   847   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin