KURTULUŞ GENÇLİK KULÜBÜ
Tatavla (bugünkü Kurtuluş) semtinde o-turan Rum gençleri tarafından 1896'da Tatavla Heraklis Jimnastik Kulübü adıyla kuruldu. Galatasaray Lisesi ve Robert Kolej' de öğrenci olan bu gençler, kulübün ilk sporcuları oldular. Jimnastik ile başlayan bu sportif faaliyet daha sonra atletizm, boks, güreş, voleybol ve basketbol ile futbol dallarına da yayıldı.
1906'da Atina'da yapılan "Ara Olimpiyat Oyunları"na bu kulüpten Konstantin Devecis, A. Celepoğlu, M. Murmuris, M. Da-ricas, A. Kritikas, M. Karuçaris ile Yorgo Alibrantis(->) ve kardeşi Niko Alibrantis Osmanlı Devleti'ni temsilen katıldılar, atletizm, güreş, eskrim ve jimnastik yarışmalarına katıldılar. Yorgo Alibrantis, o zamanlar jimnastik programına dahil bulunan 10 m'lik ipe tırmanış yarışmasında 11,4 saniyelik derecesiyle dünya ve olimpiyat rekoru kırmak suretiyle birinci oldu. 22 Ocak 1929'da Tatavla'da çıkan büyük yangında 250'ye yakın ev kül oldu. Semtin yangından kurtarılabilen bölümü Kurtuluş adını alırken Tatavla Heraklis Jimnastik Kulübü de adını Kurtuluş Spor Kulübü olarak değiştirdi. Kulüp atletizm, futbol ve basketbol dallarında varlık gösterdi. Adetizm ve basketbol dallarında milli takımlara sporcular verdi. Kurtuluş'taki kilisenin bahçesindeki beton zeminli basketbol sahasında birçok ünlü basketbolcu yetişti. Halen Almanya Basketbol Federasyonu'nda teknik direktör olarak çalışan eski milli basketbolcu Yakovos Bilek, Kurtuluş Spor Kulübü' nün yetiştirdiği ünlü sporculardandır.
CEM ATABEYOĞLU
yarak "Kurukahveci Mehmet Efendi" olarak isimlendirilmesine neden oldu.
1871'de kurukahveciliği meslek haline getiren Mehmed Efendi 1931'de ölünce, baba mesleğini oğulları Hasan, Hulusi, Ahmet Rıza sürdürmeye başladı. Kurukahveci soyadını da alan ailenin en büyüğü Hasan Selahattin Kurukahveci (1897-1944) baba mesleğini, kahveyi yurtiçinde olduğu kadar, yurtdışına da pazarlayarak tanıtmaya başladı. Hulusi Kurukahveci (1904-1934) ise 1930'lu yılların gelişen teknolojisine a-yak uydurarak toplu üretimi gerçekleştirdi. Ayrıca İstanbul, Tahtakale'de, mimar Zühtü Başar'a art deco tarzında bir dükkân inşa ettirdi (1932). Bugün hâlâ kullanılmakta olan üç katlı betonarme binanın bodrum katı depolara, zemin kat değişik bir ışıklandırma düzeni ile satış kısmına, diğer katları da idari personele ayrıldı.
Genç yaşta ölen Hulusi'nin yerine, firmanın başına Ahmet Rıza Kurukahveci (1912-1985) getirildi. Bir süre Londra'da eğitim gören Ahmet Rıza, müesseseyi çağdaş bir hale getirmek için tanıtım ve reklama büyük önem verdi. 1937'de, bugün hâlâ müessesenin amblemi olarak kullanılan deseni, dönemin en ünlü grafik sanatçısı İhap Hulusi'ye çizdirdi. Ayrıca o yıllarda yemlik olarak tanımlanan afiş ve takvim çalışmaları ile firmanın reklamını yaygınlaştırdı. Özel arabalarla yurtiçinde kahve dağıtımı yaptı.
Ahmet Rıza Kurukahveci'nin ölümünden sonra müessesenin sorumluluğunu Mehmed Efendi'nin torunları Mehmet ve Hulusi Kurukahveci üstlendiler. Genç kuşak Kurukahveciler Eminönü ve Bomon-ti'de kurdukları yeni ve modern tesislerde 250 gramlık teneke kutu ambalajlı veya 100 gramlık folyo paketlerde kahve hazırlayarak iç piyasada şarküteri, market ve bakkallara girerek kahve satış alanını genişlettiler. Yeni ambalajları ve özel kahve setleri sayesinde başta Amerika, İngiltere, Almanya, Belçika, İspanya, Avusturya, Danimarka, Avustralya, Yeni Zellanda ve Hong Kong'a Türk kahvesini ihraç ederek tanıttılar.
BURÇAK EVREN
Dostları ilə paylaş: |