KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə454/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   450   451   452   453   454   455   456   457   ...   889
MANASTIR MESCİDİ

Topkapı'da Millet Caddesi'nde iETT Gara-jı'nın yanında bulunan küçük bir kilise ka-lıntısıdır. Mustafa Çavuş Mescidi olarak da tanınır. Eski adı bilinmeyen bu Bizans yapısının hangi tarihlere ait olabileceği de bilinmez. Ayios Romanos (Topkapı) Kapısı dolaylarında olduğundan başka hakkında hiçbir şey bilinmeyen Metrodonas, Nimfotadoras (Nymphotodoras) ve Meno-donas adlarındaki azizeler adına yapılmış kilisenin burası olduğu yolundaki iddia bütünüyle dayanaksızdır.

Bu satırların yazarı, değişik bir görüş ortaya atarak, herhalde büyük bir manastır kompleksinin parçası olan bu yapının, Latin işgalinden (1204-1261) sonraki yıllarda ortaya çıkan Kira Marta Kadınlar Ma-nastırı'na(->) ait olabileceğini ileri sürmüştür. Bu manastır, Bizans Imparatorluğu'nu 126l'de ihya eden VIII. Mihael Palaeolo-gos'un (hd 1261-1282) kız kardeşi Maria (rahibe adı ile Marta) tarafından 13. yy'ın sonlarında kurularak, buraya Bizans imparator soyundan kişiler gömülmüştür (Te-odora, ö. 1342; Zoe, ö. 1440). Kudüs'e hacca giderken istanbul'a uğrayan ve buradaki kutsal yerleri ziyaret eden Rus hacılarının yol hatıralarından, Kira Marta Manas-tırı'nın Fatih semtinden aşağıya inildikten sonra tekrar tırmanılan yüksek bir yerde olduğu öğrenilir. Bu da Çapa-Topkapı arasıdır. C. Buondelmonti'nin(->) 1424'e doğru çizdiği istanbul manzaralarında da surların iç tarafında, Topkapı dolaylarında Kira Marta Manastırı işaretlenmiştir. Bu veriler, Manastır Mescidi denilen Bizans yapısının, bu manastırın bir kalıntısı olabileceğini hatıra getirir.

Fetihten sonra, herhalde çok harap durumdaki manastırın bir parçası Mustafa Çavuş adına mescide çevrilmiştir. Mustafa Çavuş'un II. Mehmed (Fatih) döneminde (1451-1481) yaşadığı ve bu eski manastır veya kilise kalıntısının onun adına te-berrüken mescide dönüştürüldüğü tahmin edilir. İstanbul Vakıfları Tahrir Defte-n'nde adına rastlanamamıştır. Ayvansa-rayî, Hadîka'da mescidin gelirinin Fatih vakfından sağlandığım bildirir. Aslında minaresi yokken, herhalde Hadîka.'nm yazıldığı dönemde (18. yy'ın ikinci yarısı) tah-

tadan bir minare yapılmıştır. Manastır Mescidi 1955'teki istimlaklere kadar küçük, mütevazı bir Türk mahallesinin içinde bulunuyordu. Buraya büyük sevgiyle bakan imamı, mescidin etrafını çiçeklendirmiş-ti. Yıkımlar ile Manastır Mescidi ortada kaldı. Arkasından da burada kurulan otobüs garajının duvarları içinde bırakıldı. Mülkiyeti Vakıflar Idaresi'nde olmasına rağmen, garajın malzeme deposu olarak kullanıldı ve sonunda tarihi bir binaya bir parça saygı borcu olduğu hatırlanarak, garaj personeline ibadet yeri olarak açıldı.

Manastır Mescidi, apsis çıkıntısı ile beraber 12,20 m uzunluğundadır. Batı tarafındaki çapraz tonozlarla örtülü üç bölümlü, 2 m kadar genişlikteki narteks iki sütuna dayanan üç kemerli ana mekâna açılır. Bugünkü durumu ile ana mekân, üstü kiremit kaplı ahşap bir çatıyla örtülü dikdörtgen basit bir salondan ibarettir. Binanın doğu tarafında içten yarım yuvarlak, dışarıdan ise yedi cepheli bir ana apsis vardır. Bunun iki yanındaki küçük apsisler de çokgen bir plana sahiptirler.

Manastır Mescidi olan şapelin evvelce şimdiki gibi yine tek nefli bir bina olması mümkün olduğu gibi, küçük bir bazilika biçiminde olması da mümkündür. Apsis çıkıntılarında açıkça görüldüğü gibi bina gerçek yüksekliğinden bir hayli kaybetmiştir. Esasında çok daha yüksek olduğu anlaşılır.

Bu bina hakkında etraflı bir araştırma yapmış olan A. Pasadaios, evvelce etrafında sütunlu revakların olması gerektiğini ileri sürmüş, ayrıca ana mekânın biçimi hususunda da iki ayrı hipotez teklif etmiştir. Bunlardan birincisi binanın içinde dört sütunlu bir haç planı olabileceği ve ortada yüksek kasnaklı bir kubbenin varlığıdır, ikinci hipotezde ise, ana mekân iki ayrı sıra halinde ikişer sütunla küçük bir bazilika biçiminde oluşmuş, üstü ise pencereli yüksek tonozla örtülmüştür, istanbul'da hiçbir benzeri olmayan, ancak iç Anadolu'da uygulandığı görülen bu ikinci sistemin bu yapı için geçerli olabileceği çok za^-yıf bir ihtimaldir. Birinci hipotez daha inandırıcı olabilir.

Manastır Mescidi'nde ne Bizans ne de Türk dönemlerine ait herhangi bir bezeme vardır. Yalnız narteks bölümünü ana mekândan ayıran sütunların başlıkları kesik piramit biçimindedir. Bunların bir yüzlerinde birer çiçek kabartması, diğer yüzlerinde ise birer madalyon vardır. Bu madalyonların içlerindeki monogramlar kazındığından bir çözüm elde edilemez.

Yapının evvelce etrafında görülen bazı duvar kalıntıları, çevrenin garaj olarak düzenlenmesi sırasında kaybolmuştur. Binanın dış cepheleri, kaba yontulmuş taşlar ile aralarda üç sıra tuğladan oluşan hatıllardan yapılmıştır. Tuğla dizilerinin arasındaki harç tabakasının dış yüzünün üst kenarı geriye doğru meyilli olarak düzlen-miştir.



Bibi. A. Paspatis, Byzantinai Meletai, ist., 1877, s. 376-377 (bir gravürü ile); B. de Khit-rowo, İtineraires Russes en Orient, Cenevre, 1889, s. 122, 163, 205, 234; G. Gerola, "Le ve-


Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   450   451   452   453   454   455   456   457   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin