MANASTIRLAR
Bizans döneminde şehrin içinde ve yakın çevresindeki manastırlara dair toplu bir a-raştırma henüz yapılmamıştır. R. Janin bu husustaki malzemeyi derlemiş fakat bir sentez yapmamıştır, ilk manastırın Satorninos tarafından 382'de kurulduğu ve bunun Konstantinopolis'in bütün manastırlarının öncüsü olarak kabul edildiği bilinir. Dal-matu Manastırı(->) olarak adlandırılan bir dini tesis, Suriye'den imparator Valens döneminde (364-378) gelmiş İsaakios adında, sonra aziz payesi verilen bir kişinin isteği üzerine, kendi arazisini ona bağışlayan Satorninos tarafından yaptırılmıştır. İsaakios 406'da ölmüş ve manastırın idaresi Dalma-tos'a (veya Dalmatiuos) geçmiştir ki, tesis de onun adıyla tanınmıştır.
Bundan sonra manastırların hızla çoğaldığı ve 448'de 23, 518'de 53, 536'da 73 manastırın varlıkları bazı belgelerden öğrenilir. Zaman içinde bunlardan bazıları kaybolmuş ve yeni manastırlar kurulmuştur. R. Janin bütün tarih boyunca şehrin içinde ve Batı banliyösünde, 345 kadın veya erkek manastırı tespit etmiştir. Ancak bunlardan bir kısmının, harap olmuş ve boşalmış bazı tesislerin yeni adlar altında ihya edilmesiyle kuruldukları anlaşılır. Yani bu sayı aslında daha eksik olmalıdır. Yine Ja-nin'e göre, 1453'te şehir fetholunduğun-da faal durumda 18 manastırın varlığı tespit edilmektedir.
Bizans manastırlarının tarikatlara göre düzenlenmediği, her birinin kendi kurucularının koydukları nizamlara göre idare e-dildikleri bilinir. Bu nizam vaktiyle Kayserili Basileios'un öngördüğü şekildeydi. Yalnız Dalmatu Manastırı başrahibi, bütün manastırların başı olarak kabul edilmişti. 9- yy'dan itibaren de "tipikon" denilen bir çeşit vakfiyeye benzeyen ve manastırın nasıl yönetileceği hususunda kurucunun isteklerini dile getiren belgeler ortaya çıkmıştır. Bu belgeler manastırlardaki rahip veya rahibe sayısının pek yüksek olmadığını gösterir. Bunların sayıları birçoklarında 30-40'ı aşmaz. Bazı manastırların ise onları kuran veya ihya eden ailelerin mülkiyetinde kaldıkları görülür. Manastırların yakın çevrelerindeki arazilerinden başka, şehrin içinde, yakın dolayların-
da, hattâ uzak bölgelerde topraklan ve mülkleri vardı.
Etrafı duvarla çevrili bir arazi içinde o-lan manastırların katolikon denilen bir baş kiliseleri vardı. Bundan başka, manastır sınırları içinde daha küçük çapta ibadet yerleri, şapeller de bulunuyordu. Manastırların genellikle ince uzun bir mekân biçiminde bir yemekhaneleri de vardı. Keşişlerin barındıkları hücrelerin, Aynoroz manastırlarında bugün hâlâ görüldüğü gibi ahşaptan oldukları tahmin edilir. Zaman içinde iz bırakmadan yok olmaları belki de bu yüzdendir. Manastırlardan bilhassa büyük olanlarda bir kütüphanenin varlığı bilinirse de, bunun mimarisi hakkında bir bilgi yoktur, istanbul'da merkezi planlı iki Bizans yapısının (Balaban Ağa ile Şeyh Süleyman mescitleri) birer manastır kütüphanesi oldukları yolundaki görüşün dayanaksız olduğu anlaşılmıştır. Bu her iki bina da mezar yapılarıdır, istanbul manastırlarının bazılarında, bilhassa son dönemde kurucusunun özel dairesi de bulunuyordu. Kurucu burada dostları ile görüşüyor, çeşitli konularda tartışmalar yapılıyordu. Nihayet her manastırın altında, üstleri kapalı su sarnıçları vardı. Bunlar üstlerindeki yapılara teras sağlıyordu.
Aşağıda, şehrin surlar içinde kalan manastırlarından tarihte iz bırakanlar ve kalıntıları olanlar hakkında kısa bilgi verilecektir.
Konstantinopolis'teki manastırların en önemli ve büyüklerinden biri, Samatya ile Yedikule arasında bulunan Studios Manastırı idi. 46l'de kurulan ve inşa edilen bu manastırın keşişleri vardiyalar halinde hiç durmaksızın ilahiler okuduklarından, bunlara "akometoi" (uykusuzlar) deniliyor ve sayıları 400'ü buluyordu. Kaynaklardan öğrenildiğine göre, bu manastırın keşişleri, dini görevleri dışında elyazmaları istinsah etmek, tezhip, minyatür yapmak, ikonalar meydana getirmek gibi işlerle de uğraşıyorlardı. Studios Manastırı'nm dokunulmazlığı da vardı. Buraya sığınan bir kişi, suçu ne kadar ağır olursa olsun, ömür boyu keşiş olarak kalmak şartıyla teslim edilmezdi. Ancak, Bizans tahtına çok kısa süre sahip olan V. Mihael, 1042'de aleyhine ayaklanan halktan kaçarak buraya sı-
Studios
Manastın'ndan
bir gölünüm
Dostları ilə paylaş: |