KirkçEŞme tesisleri



Yüklə 8,39 Mb.
səhifə855/889
tarix09.01.2022
ölçüsü8,39 Mb.
#91610
1   ...   851   852   853   854   855   856   857   858   ...   889
MUSTAFA EH

550

55-Z


MUSTAFA m

Beykoz süfehâ meskeni oldu. Dedikodular artınca III. Mustafa gösteri dükkânlarını yıktırdı. Tahir Çelebi'nin ise talihi döndü. Önce Ayasofya'daki konağı, sonra Ye-şillioğlu'ndaki yalısı yandı. En son Paşa-bahçe ve Beykoz'daki yalıları "tahir ve ta-hir ahvali bahir" oldu. Aradan 3 yıl geçince, 60 keseye yapılmış yalılar 4 keseye zor satıldı.

1763'te piyasadaki paralara el atıldı. Ayarları ve ağırlıkları aynı olan fındık altını ile Venedik yaldız altım arasında ayar ve ağırlık farkı olduğu şayiasını halk arasına yayan Yahudi ve Hıristiyan sarraflar, yaldız altınının fiyatının artmasına, fındık altını fiyatının da düşmesine neden olmuşlardı. Bunlar, piyasadan ucuza topladıkları fındık altınlarını İstanbul'dan Avrupa'ya götürüp yaldız altını ile değiştirmekte ve büyük kazanç sağlamaktaydılar. III. Mustafa, resmen vezin ve ayar kontrolü yaptırdıktan sonra her iki altın için de 155 akçe rayiç verdirdi. Bu kez, hilekârlar, altın tör-püleme yolunu tuttular. Önceleri l "buğday" kadar törpülenen altınlardan giderek 4 "çekirdek"e kadar çalınır oldu. Bu yüzden alım satımlarda kavgalar olmaya baş-

nu'ndan izledi. I. Mahmud'a(->) Iran hükümdarı Nadir Şah'ın armağanı olan fakat onun öldürülmesinden sonra Bağdat'ta bekletilen "taht-ı tavus", nisan ayında İstanbul'a getirilip saray hazinesine konuldu. Daha önce iki kez gündeme gelen fakat gerçekleştirilemeyen Sapanca Gölü'nün İzmit Körfezi'ne bağlanması tasarısı, İstanbul'un odun ve kereste gereksiniminin karşılanamaması nedeniyle üçüncü kez etüt edildi. 1759'da bölgeye giden Hezarfen Mustafa Ağa, mühendis Giridî Ahmed Efendi ile suyolcu ve lağımcılar, Anadolu'dan sevk edilen tımar ehli çalışmalara başladılar. Fakat kış yaklaşınca iş bırakıldı. "Bu kadar eşhas-ı muhtelifenin padişahın yakınına getirilmesinde" sakıncalar görüldüğü ve bu hususun hazineye büyük yük getireceği gibi gerekçelerle padişah caydırıldı. Oysa, III. Ahmed döneminde (1703-1730) odunun çekisi 8 paradan 12 paraya, I. Mahmud döneminde (1730-1754) 14-15 paraya, kış şiddetli ise 17'ye, III. Osman döneminde de (1754-1757) 40-46 paraya, denizlerin donduğu 1755 kışında ise 50-60 paraya kadar çıkmıştı. Tarihçi Şemdanizade "III. Mustafa, bir cami inşasına 4-5 bin kese harcıyor, imaretinden 70-80 kişi faydalanıyor ve bu kamu hizmeti sayılıyor. Oysa bu kanal açılsa İstanbul'un 400.000 nüfusu, 50-60 yıl bundan istifade edecekti" diye tarihine not düşmüş ve bu projenin Koca Ragıb Paşa tarafından engellendiğini eklemiştir.

Ağustos 1759'da iki yalancı tanık halka ibret olsun diye eşeklere ters bindirilip yüzlerine pekmezli aşıboyası sürüldükten sonra, çevrelerinde 200 kadar çocuk, Yahudi, kefere olduğu halde tellallar da "yalancı şahidin hali budur!" diye bağırarak anayollarda, mahkeme önlerinde dolaştırıldı. Ekim ayında galebe divanı için vezirler saraya giderlerken Kubbealtı'nda yangın çıktı. Vezir kethüdası ile sekban-başı gelip binaya zarar vermeksizin yangım söndürdüler. Fakat sekbanbaşı ile mimarbaşı damdan düşerek ağır yaralandılar.

III. Mustafa yasak dinlemeyen İstanbul kadınlarını yola getirmek için bir ferman daha yayımladı. Lale Devri'nden beri "müş-tehâ libas giyinüb men' olundukça avrete siyaset yok, deyip üç günden ziyade fermana imtisal etmeyüb fahiş libaslar ve fâcir edalar ile" sokaklarda gezen İstanbul hanımları bir kez daha uyarıldılar. Tarihçi Şemdanizade, altı ay dahi geçerli olmayan bu yasak fermam için "biri, Anadolu kapu-suzları ve biri İstanbul avretleri, haklarında yılda iki kez ferman çıkmadıkça" yasakların geçerli olamayacağını yazmıştır.

Bu yılların İstanbul'ca maruf bir siması Defterdar Halimi Paşa ise sarayındaki gayri ahlaki yaşam biçimi ile ünlenmişti. "Hanesine her nev'i puştları, yani Ermeni, Rum ve muslini evladından paşalı ve kalyoncu ve berber ve kalpaklı on kadar taze ve kart oğlan" almıştı. Şehzadebaşı'ndaki sarayında biri hareme, biri de bu oğlanlara mahsus iki hamamı vardı. Kethüdası Vanî Hüseyin Efendi ise "ilm-i cifr ile meşgul olup" hayli zenginleşmişti. Bunlarla ilgili dedikodular III. Mustafa'nın da kula-

III. Mustafa'nın Young albümünde yer alan bir portresi, 1815.




Yüklə 8,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   851   852   853   854   855   856   857   858   ...   889




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin