Hemedânî'nin sağlığında çevresinde Çok sayıda mürid toplanmış, bu müridler
Keşmir'in İslâmlaştınlmasına büyük katkıda bulunmuşlardır. Bu dönemde Keşmir'de çok sayıda cami ve tekke yapılmış, bazı Hindu mâbedleri camiye çevrilmiştir. Hemedânî'nin vefatından sonra oğlu Mîr Muhammed, Sultan İskender döneminde Keşmir'i müslümanlaştırma faaliyetine devam etmiştir. Mîr Muhammed'in Sultan İskender üzerinde büyük etkisi olmuş, sultana "bütşiken" (put kıran) lakabının verilmesini muhtemelen o sağlamıştır.
Kaynaklarda, Hemedânî'nin başlangıçta Hanefî iken gördüğü bir rüya üzerine Şafiî mezhebini benimsediği kaydedilmektedir. Hz. Ali'ye ve Ehl-i beyte derin sevgi duyan Hemedânî tevellî* için te-berrî*nin şart olmadığı görüşündedir. Ehl-i beyt sevgisini yayması Şiî temayül-lü bir şeyh olarak tanınmasına ve Alî-i Sâ-nî unvanını almasına sebep olmuş. Ehl-i beyt bağlılığı, halifesi Hâce İshak Hutta-lânî ile müridi ve Hulâşatü'l-menâkib (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 2794, vr. 678"-7511') adlı menâkıbnâme-sinin müellifi Nûreddin Ca'fer-i Bedahşî'-de de devam etmiştir.
Hemedânî'nin şeyhlerinden farklı bazı fikirlere sahip bulunması, tasavvufa dair çok sayıda eser yazması, müridlerinin özellikle Keşmir'de kurdukları tekkeler aracılığıyla İslâmiyet'i yayma faaliyetine girişmeleri, onun adına nisbet edilen He-medâniyye adlı bir tarikatın doğmasına yol açmıştır. Eserlerinin birçoğunun henüz incelenmemiş ve yayımlanmamış olması bu tarikat hakkında fazla bilgi sahibi olmayı mümkün kılmamakla beraber onun genelde mensubu bulunduğu Küb-reviyye'nin ilkelerine bağlı kaldığı, ancak bunlara bazı yeni unsurlar eklediği söylenebilir. Hemedânî, Muhyiddin İbnü'l-Ara-bî'ye de ilgi duymuş, onun Fuşûşü'1-hî-ifem'ine Hallü'l-Fuşûş (Şerhu. Fuşûşi't-hikem) adıyla anılan Farsça-Arapça bir şerh yazmış (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 2794, vr. 503*-677-i), Kübreviyye tarikatının esaslarıyla İbnü'I-Arabfnin görüşlerini bağdaştırmaya çalışmıştır.
Keşmir başta olmak üzere Hindistan ve Türkistan'da kurdukları tekkeler aracılığıyla faaliyet gösteren Hemedâniyye mensuplarından bazıları şeyhin vefatından sonra halifesi Hâce İshak Huttaiânfye tâbi oldular. Şâhruh tarafından 826 (1423) yılında idam ettirilen Huttalânî'nin mensuplarından bir kısmının halifesi Seyyid Muhammed Nûrbahş'a (ö. 869/1465), bir
kısmının da diğer halifesi Abdullah Ber-zişâbâdfye (ö. 872/1468) biat etmesiyle Hemedâniyye iki kola ayrılmış, ilkine Nûr-bahşiyye, ikincisine de Zehebiyye (İğti-şâşiyye) adı verilmiştir. Hemedâniyye'nin Seyyid îsâ en-Nûrbahşîel-Berzencî'ye nisbet edilen Berzenciyye adlı bir kolu daha bulunmaktadır (Harîrîzâde, III, 258").
Geniş ölçüde Muhyiddin İbnü'l-Arabî'-nin etkisi altında bulunan Nûrbahşiyye ve Zehebiyye tarikatları daha sonra birer Şiî tarikatına dönüşmüş ve İran'ın Şİîleş-mesi için gerekli zemini hazırlamada etkin rol oynamışlardır. Keşmir seyahatinde kendisine refakat eden Kıvâmüddîn-i Bedahşî İle Şüttâriyye silsilesinin kurucusu Abdullah-ı Şüttârî'yi de Hemedânî'nin müridleri arasında zikretmek gerekir.
Eserleri. Hemedânî çoğu dört beş sayfayı geçmeyen 100'ü aşkın eser kaleme almış olup yayımlanmış belli başlıları şunlardır: 1. Zahîretü'l-mülûk. On bölümden meydana gelen siyâsetnâme türünde Farsça bir eserdir. Çeşitli baskıları yapılan (Amritsar I 32 1/1 903; Lahor 1323/ 1905) ve Seyyid Mahmûd-i Envârî tarafından neşredilen eseri (Tebriz 1358 hş./ 1979) Muslihuddin Mustafa Sürûrî (ö. 969/1562) Türkçe'ye çevirmiştir (TSMK. Revan Köşkü, nr. 403; Mehmed Reşad ve Tiryal Hanım, nr. 922], Zahîretü'l-mülûk ayrıca Muhammed b. Hüseyin adlı bir kişi tarafından Sultan İbrahim adına Hilyetü'l-mülûk adıyla tercüme edilmiştir. Mütercim esere Hz. Peygamber ve ashabıyla velîlerin ahlâkına dair iki bölüm ilâve etmiştir. Hilyetü'l-mü-lûk'ün mütercim eliyle 10S2'de (1642) yazılmış bir nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'ndedir(Hazine, nr. 360). 2. Risâle-i Fütüvveüyye. Kübreviyye tarikatıyla fütüvvet müessesesi arasındaki ilişkiyi ortaya koyması bakımından Önemlidir. Farsça olan eserin sonunda Hemedânî'nin Ali Tûtî Alişâhî'ye verdiği, fütüvvet silsilesinin tesbitini sağlayan icazet metni yer almaktadır. Eser, Bibliotheque Nationale (Supplement, Per-sian, nr 1642) ve Süleymaniye Kütüphanesi (Ayasofya, nr. 2873; Şehid Ali Paşa, nr. 2794, vr. 457a-466b) nüshalarından faydalanılarak M. MoIĞ tarafından yayımlanmıştır ("Kubrawiyât II, cAli b. Şihâ-baddin-i Hamadânl'nin Rİsâla-i Futuw-watiya'si", ŞM, IV [19611, s. 33-72). 3. Ri-sâle-i Telkîniyye (Risale der Teube). Müellifin Risâle-i Menâmiyye ve Risâle-i Hemedâniyye's\y\e birlikte Muhammed
186
HEMEDÂNÎ, Emîr-i Kebîr
Riyâz tarafından neşredilmiştir [Dâniş, sy. 16, İslâmâbâd 1989, s. 3-35). F. Meier Risâle-i Menâmiyye'yi Almanca'ya çevirmiştir {Eranos Jahrbuch, sy. 8, Zürich 1950, s. 143-173). Pervîz Ezkâî, Risâle-i Hemedâniyye'yl Hemedânî ile ilgili eserinin (bk. bibi.) sonunda ayrıca yayımlamıştır. 4. Risâletü'l-ftikâdiyye. M. Mole tarafından neşredilmiştir [Bulleün d'etudes orientales, sy. 17, Damas 1961-62, s. 138-149). 5. Risâle-i Beyân-ı İ'ti-kâd. Bu eseri de M. Mole aynı yerde yayımlamıştır (s. 150-183). 6. Risâle-i Dih Kâ'ide. Necmeddîn-i Kübrâ'nın Uşûl-i 'Aşere'sinln tercümesi olup M. Mole tarafından neşredilmiştir {Ferheng-i îrân-zemîn, VI |Tahran 1337 hş.|, s. 38-66). 7. Çihil Esrar. Hemedânî'nin bazı şiirlerini ihtiva eder (Amritsar 1303; nşr. Seyyid Eşref Buhârî, Tahran 1388/1968). 8. Vd-ridâtü'l-ğaybiyye ve'1-letâHfü'I-kud-siyye. Herevî'nin münâcâtları tarzında bir eserdir (Delhi 1333). 9. Risâle-i Zik-riyye. Hasan b. Hamza Şîrâzî'nin Tezki-re-i Şeyh b. Muhammed b. Şıddîk adlı eserinin içinde yayımlanmıştır (Tahran 1 367 hş.. s. 53-66). 10. Risâle-i Kuddû-
Emîr-i Kebir
Hemedânî'nin
Kitâbü'l-
Mevedde
ft't-kurbâ adlı
eserinin
ilk ve son sayfası
(Royal Asiaiic
Society
of Bengal
ICalcutta]
Library.
ıır. A 292)
siyye (Risâle-i 'Akabât). Bir önceki eserle birlikte (s. 71-78) ve ayrıca Gulâm Hasan tarafından (Dâniş, sy. 17-18, İslâmâbâd 1989, s. 175-194) neşredilmiştir. 11. Meşâribü'l-ezvâk. İbnü'l-Fârız'ın Koşî-de-i Hamriyye'sinden otuz iki beytin şerhi olan bu risaleyi Muhammed Riyâz {Ferheng-i îrân-zemîn, XX [Tahran i 353
Emîr-i Kebîr Hemedânî'nin Eurâdü'l-fethiyye's\n\n ilk iki sayfası (Gümüşhânevi'nin Mecmü'atü'l-ahzâb'ı içinde, İstanbul 1298,11, 16-17)
JijJİlî SjJiVb*-l-^ı*>î U-ı
hş./1974|, s. 266-315)ve Muhammed Hâ-cevî (Tahran 1362 hş.) yayımlamışlardır. 12. Kitâbü'l-Mevedde li'1-kurbâ. Hz. Ali ve Ehl-i beyt'in faziletlerine dair hadisleri ihtiva eden ve on dört bölümden meydana gelen eser Bombay (1310/1892) ve Leknev'de (1370/1950) basılmıştır. Eserin Kalküta"da Royal Asiatic Society of Bengal Kütüphanesi'nde bulunan nüshası (nr. A 292) el-Mevsim dergisinde yayımlanmıştır (li/II, sy. 8 IŞam 1990], s. 1299-1325). \3. Evrâdü'l-lethiyye. He-medânî'nin tertip ettiği bu vird Leknev (1257), Lahor (1289), İstanbul (1298, Mec-mû'atü 't-ahzâb içinde, 11, 16-29) ve Kan-pûr'da (1300) basılmıştır. Evrâdü'1-let-hiyye Muhammed Ca'fer Ca'ferî tarafından şerhedilmiş(Leknev 1293), bu şerhli baskıyı Hakîm Muhammed İshak Urduca'ya çevirmiştir (Karaçi i389/1969). 14. Kitâbü Esrâri'n-nokta. Hz. Ali'ye nisbet edilen, "İlim bir noktadır, onu cahiller çoğalttı" şeklindeki sözün şerhi olup Molla Sadrâ'nın ei-MebdeJ ve'1-me'âd (Tahran 1314 hş.) adlı eserinin kenarında yayımlanmıştır (s. 153-158) Son üç eser Arapça'dır.
Muhammed Riyâz, Ahvâl ü Âşâr ü Eş'âr-ı Mir Seyyid ıAlî Hemedânî bâ Şeş Risale ez Vey adlı çalışması içinde (İslâmâbâd 1364 hş./l985) Hemedânî'nin Risâle-i Fütüvvetiyye, Meşâribü'l-ez-vâk, Risâle-i Murâdât-ı Dîvân-ı Hafız, Çihil Esrar, Risâle-i Dervişiyye, es-Seb'în ü fe±â*ili Emîn'î-mü'minîn ve Risâle-i Zifcriyye'sini neşretmiştir.
Hemedânî'nin diğer bazı eserleri şunlardır: 7şliiâ/ıâ(ü'ş-şû/iyye, Mir'âtü't-tâ'ibîn, Siyerü't-tâlibîn, Mektûbâtü'l-Emîriyye, Risâle-i Hall-i Müşkil, Risâle-i İnsâniyye, Minhâcü'î^âriün, Ha-
187
HEMEDÂNÎ, Emîr-i Kebîr
kikat-i îmân, Mekârimü'l-ahlâk, Risâ-le-i 'Akliyye, Müfredât-ı Kur}ân, Şer-
hu'I-esmâ'i']-hüsnâ, el-Erba'înü'I-Emî-riyye, Havâşşu ehli'1-bâtm, en-Nâsih ve'1-mensûh fi'1-Kur^âni'l-Kerim, Tef-sîru huiûii'l-mu'cem, Çihil Makâm-ı Şûfiyye, el-İnsânü'I-kâmiİ. Bu eserlerin büyük bir kısmı Süleymaniye Kütüp-hanesi'nde mevcut iki mecmuada (Şehid Ali Paşa, nr. 2795; Ayasofya, nr. 2873] külliyat halinde bulunmaktadır (eserlerin bir listesi ve muhtevaları için bk. Sey-yid Mahmûd-i Envârî, s. 302-362; Agha Hussain Hamadani, s. 100-107; eserlerin baskılan ve yazma nüshaları için bk. Per-vîzEzkâî, s. 115-151).
BİBLİYOGRAFYA t
Câmî. Îİefehat, s. 447; Hândmîr, Habîbü's-siyer, III, 542-543; Haydar Mirza, Târîh-i Reşîdî (trc. E. D. Ross), London 1895, s. 432; NÛrullah et-Tüsteri, Mecâlisü 'l-mü'minin. Tahran 1365 hş., !l, 138-143; DârâŞükûh.Sefinetü'i-eüUyâ', Kanpur 1318/1900, s. 107-108; Kuşâşî, es-Stm-tü'l-mecid, Haydarâbâd 1327/1909, s. 77; Ze-bîdî, 'İkd, s. 110; a.mlf., İthâfü't-aşfıyâ', s. 259; Hidâyet. Riyâzü 7-'arifin, Tahran 1305 hş., s. 110; a.mlf.. Mecma'u 'l-fuşahâ", Tahran 1295 hş.,
I, 340; Harîrizâde, Tibyân, ili, vr. 255b- 263'; Ab-dülhay el-Haseni, Nüzhetü'l-hauâUr, II, 84-87; Tevfîk-i Keşmîri, Vâkı'ât-ı Keşmir, Lahor 1303/ 1886, s. 36-37; Gulâm Server Lâhûrî, Hazîne-tü't-aşpyâ1, Kanpur 1902, s. 293; Storey, Per-sian Literatüre, 1/2, s. 946-947; Brockelmann, GAL, II, 221; Suppl., II, 311; Gulâm Ali Âryâ. Tarîka-i Çiştiyye der Hind ti Pakistan, Tahran 1365 hş., s. 22. 37; G. M. D. Su.fi. Kashlr. Being a Hİstory of Kashmir, Lahore 1949, I, 85-94; Safa, Edebiyyât, IH/2, s. 1294-1297; Ma'sûm Ali Şah, Tarâ'ik, II, 302, 345; İM, 526; Seyyid Ali Zafer. Em'tr-i Kebîr Seyyid 'Alî Hemedânî, Lahor 1972; Abdülhüseyn-i Zerrinkûb. Dünbâte-i Cüstücü der Taşauüuf-i Iran, Tahran 1369, s. 178-183; Muhammed Riyâz. Ahvâl u Aşar u Eş'âr-ı Mir Seyyid 'Â/İ Hemedânî, İslâmâbâd 1364/1985; Pervîz Ezkâî. Müreuuic-i islâm der İrân-ı Şağlr: Ahoal u Âşâr-t Mir Seyyid CAİİ Hemedânî, Hemedan 1370 hş.; Necîb Mâyil-i Herevî, "Çehâr Nazar Peyrâmûn-ı Çehâr Eşer Mensûb be Seyyid 'Alî Hemedânî", Dâniş, sy.
II, İslâmâbâd 1366 hş., s. 90-116; F. Meier. "Die Welt der Urbilder bei Ali Hamadani", Era-nos-Jahrbuch,sy. 18, Zürich 1950, s. 115-172; Ali Asgar Hekmat, "Les voyages d'un mysti-que persan de Hamadan au Kashmir", JA, CCXL/1 (1952). s. 53-66; a.mlf.. "Ez Hemedân tâ Keşmir", Yağma, sy. 4. Tahran 1330hş./1951,s. 337-343; M. Mole, "Les Kubrawiye entre Sun-nisme et Shüsme aux huitieme et neuvieme siecles de l'hegire". REI, XXIX (1961). s. 110-128; Seyyid Mahmûd-i Envârî. "Mîr Seyyid cAlî Hemedânî ve Tahlîl-i Âşâr-ı Û", Neşriyye-iDâ-nlşkede-i Edebiyyât u cUlûm-i İnsani, XXlX/23, Tebriz 1977, s. 297-363; Agha Hussain Hamadani. "Life and Works of Sayyid Ali Hamadani". Pakistan Journal ofHistory and Cutture, İV/1, Islamabad 1983, s. 73-121 (bu makale daha sonra aynı adla müstakil kitap olarak yayımlanmıştır: Islamabad 1984); G. Bövvering, "Ali Hamadani", Eh., I, 862-864. ı—ı
IffiJ Tahsin Yazıcı
F HEMEDÂNÎ, Kâdî Abdülcebbâr ^
(bk. KÂDÎ ABDÜLCEBBÂR).
L J
HEMEDÂNÎ, Muhammed b. Abdülmelîk
L
Ebü'l-Hasen Muhammed
b. Abdtlmeiik b. İbrâhîm
el-Hemedânî el-Makdîsî ei-Farazî
(ö. 521/1127)
İranlı tarihçi.
J
Muhtemelen 463'te (1071) Hemedan'-da doğdu. İlk tahsilini, bir Şafiî fakihi ve muhaddis olan babası Ebü'1-Fazl Abdül-melik'in yanında tamamladı. Bağdat gibi önemli bir ilim ve kültür merkezinde yetişen Hemedânî, Ebü'l-Hüseyin Ahmed b. Muhammed b. Nakür ile Tırâd ez-Zey-nebî ve diğer bazı âlimlerden hadis okudu. Ancak daha çok tarihe ilgi duydu ve bu alanda önemli eserler kaleme aldı. 6 Şevval 521'de (15 Ekim 1127) Bağdat'ta vefat etti ve Kadı İbn Süreyc'in (Ahmed b. Ömer) kabrine yakın bir yerde babasının yanına defnedildi.
İbnü'n-Neccâr el-Bağdâdî tarih İlminin Hemedânî ile zirveye ulaştığını söyler (Sa-fedî, IV, 38). Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî, İb-nü'd-Dübeysî, İbn Hallikân. İbnü'l-Fuvatî. İbnü'l-Adîm ve Zehebî gibi birçok müellif onun Tekmile's\y\e diğer eserlerini kaynak olarak kullanmışlardır. İbn Asâkir de Hemedânî'den hadis rivayet etmiştir. İbnü'l-Cevzî, şeyhi Abdülvehhâb'ın onu hadis konusunda tenkit ettiğini söyler (el-Muntazam, X, 8).
Eserleri. Hemedânfnin günümüze ulaştığı bilinen tek eseri Tekmiletü Törihi't-Taberî {ez-Zeyl
bulan olayları da anlattığını ileri sürer (A History ofthe Müslim Historiogr&phy, s. 82). Sehâvî'nin. Tekmile'nm 360 yılı başına (Kasım 970) kadar cereyan eden olayları ihtiva ettiğini söylemesi {et-İ'lân bi't-teubîh, s. 302) yanlıştır. Eserin sadece 295-367 (908-977) yıllarına ait bölümü bazı eksiklerle günümüze intikal etmiştir.
Taberî'nin üslûp ve metodunu takip eden Hemedânî Tekmile'y'ı Ebû Bekir es-Sûlî, Ebû Ali et-Tenûhî, Hatîb el-Bağdâdî, Ebû İshak es-Sâbî, Ebü'l-Ferec el-İsfahânî. İbn Bessâm el-Bağdâdî, Kasım el-Kâdî, Ebû Ömer et-Temîmî. Ebû Hay-yân et-Tevhîdî. Ebû Mansûr es-Seâlibî. Ebü'l-Hasan Ahmed b. Ca'fer el-Berme-kî. İbn Hâcib en-Nu'mân, Sabit b. Sinan, Ebû İshak eş-Şîrâzî ve Hilâl b. Muhassin es-Sâbî'nin kitaplarından; Ahmed b. İshak et-Tenûhî. Ebü'1-Fazl ez-Zührîve Ebû Sa'd es-Sûsrden; ayrıca babasından, Ebû Sehl b. Ziyâd el-Kattân. Kâdî İbn Kâmil gibi birçok âlimden ve olaylara şahit olmuş kişilerin anlattığı rivayetlerden faydalanarak yazmıştır.
Hemedânî, Hilâl es-Sâbî ve Ebû Hayyân et-Tevhîdî'nin etkisinde kalarak kısa cümlelerle ve sade bir üslûpla yazdığı eserinde Irak'tan Horasan'a. Anadolu'dan Azerbaycan'a, Deylem'den Güney Yemen'e, Mağrib'den İfrîkıye'ye kadar çok geniş bir coğrafyada cereyan eden siyasî olayların yanı sıra halife ve vezirlerle ilgili bilgilere, halife, vezir ve kumandanların yıllık gelirlerine, müsaderelerden, iltizam ve çeşitli kaynaklardan beytülmâle ulaşan gelirlere, fiyat artışlarına ve bunun siyasî istikrara etkilerine, kültür hayatına, edip ve şairlerin eserlerine, sosyal hayata, çeşitli yerlerde çıkan karışıklıklara, İmar faaliyetlerine, yangınlara. Dicle ve Fırat ne-hirlerindeki taşkınlara kadar çeşitli hususlara yer vermiştir.
Albert Yûsuf Ken'ân, Tekmiletü Târi-hi't-Taberi'y\ önce MeceHetü'1-Meş-nk'm çeşitli sayılarında yayımlamış (Beyrut 1955-1958), ardından bunları kitap haline getirmiştir (Beyrut 1958, 1959, 1961). Eser daha sonra Muhammed Ebü'l-Fazl İbrahim tarafından Taberî'nin zeyilleri {Züyülü Târihi't-Taberî) arasında neşredilmiştir (Kahire 1977, XI, 185-489).
Hemedânînin günümüze kadar gelmeyen diğer eserleri de şunlardır: 1. Kitâ-bü cUnvâni (cUyûni)'s-siyer fî mehâsi-ni'1-bedv ve'1-hadar. İhsan Abbas, eseri kaynak olarak kullanan tarihçilerin ki-
188
HEMS
taplarmı tarayaraK çok küçük bir bölümünü elde etmiştir {Şezerât, s. 85-90). Z. Ki-tûbü'l-Matâriti'l-müteiahhİTe. İbn Hal-likân'ın Ve/eyâf'ında nakledilen bilgilerden (1,303; V, 268) eserin tarihle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. 3. ez-ZeyJ calâ Târihi'I-Vezîr Ebî Şücâc er-Rûzrâveri. Rûzrâverî'nin İbn Miskeveyh'in Tecâri-bü'1-ümem adlı eserine yazdığı zeylin zeylidir. 4. Zeylü Tabaköti'l-fukahâ1. Ebû İshak eş-Şîrâzî'nin eserinin zeylidir. Sehâvî bunu Tabakâtü'l-fukahâ' olarak kaydeder. Başta İbn Hallikân ve Sübkî olmak üzere çeşitli müellifler bu eserden nakillerde bulunmuşlardır, s. Ahbârü'l-vüzeta*. Hilâl es-Sâbî'nin Kitâbü'1-Vü-zera* (Tııhfetü'l-ümerâ* fi târihi'l-uüzerâ'} adlı eserine zeyildir. Hemedânî muhtemelen. Hilâl es-Sâbî'nin oğlu Garsünni'me'-nin 'Uyûnü't-tevârih'ine de bir zeyil yazmıştır (Cahen, s. 61; Rosenthal, s. 82). 6. Ahbâru devleti's-sultân Muhammed ve Mahmud. Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar ile (1105-1118) oğlu Mahmud (1118-113i) veya Gazneli Mahmud ile (998-1030) Muhammed (1030, 1041) dönemleriyle ilgili bir eser olması muhtemeldir. 7. Kitâb fi'ş-şü'm (Kitâbü'ş-Şü'm}.8. Ümertfü'I-hac.
BİBLİYOGRAFYA :
Muhammed b. Abdülmelikeİ-Hemedânî. Tek-miletü Târihi't-Taberî (nşr. Albert Yûsuf Ken-'ân), Beyrut 1958, neşredenin önsözü, ayrıca bk. s. 190; İbnü'l-Cevzî. el-Muntazam, VII, 161; X, 8; İbnül-Esîr. el-Kâmil, X, 648; İbn Hallikân. Vefe-yât, l,303;ll, 116; V, 59, 105, 119, 268; İbniTI-Fuvatî, TelhîşuMecma'i'l-âdâb{nşT. Mustafa Ce-vâd), Şam 1382-87, 11/2, s. 451; Kütübî, ıüyü-nü't-teoârîh (nşr. Faysal es-Sâmir-Abdülmün-■Im Dâvüd), Bağdad 1397, XI], 193; Safedî. el-Vâfî, IV, 37-38; Sübkî. Tabaklat (Tanâhî). IV, 203; V, 162, 163; VI, 135; İbn Kesîr. el-Bidâye (nşr. Ahmed Ebû Melhem). Beyrut 1405, XII, 212;Sehâvi, el-l'lânbi't-teobîh,s.40,182-184, 302; Claude Cahen. "The Historiography of the Seljuqid Period", Historians of the Middie £asi(ed. B. Lewis-RM. Holt),London 1962, s. 61-62, 64, 69; F. Rosenthal. A History of the Müslim Historiography, Leiden 1968, s. 82, 292,411,414,418, 509; İhsan Abbas, Şezerât min kütübin mefküde fı't-târîh, Beyrut 1988, s.83-90;Sâlihiyye. el-Mufcemüfş-şâmit,V, 313; Bedri Muhammed Fehd, "el-Hemezânî ve ki-tâbühû Tekmiletü Târîbİ't-Taberî", Mecetletü Kültiyyeti'l-âdâb oe'l-'ulûmi'l-insâniyye, sy. 2-3, Fas 1979-80, s. 231-255.
İm Sâdık Seccâdî
HEMEDÂNÎ, Yûsuf b. Eyyûb
(bk. YÛSUF cl-HEMEDÂNÎ).
L J
HEMEDÂNİYYE
Kübreviyye tarikatının Emîr-î Kebîr Hemedânî'ye
(ö. 786/1385)
nisbet edilen bir kolu
(bk. HEMEDÂNÎ, Emîr-i Kebîr).
l_
|
|
J
|
r
|
HEMEZAN
|
~l
|
L
|
(bk. HEMEDAN).
|
J
|
r
|
HEMMÂM b. MÜNEBBİH
|
~l
|
|
Ebû Ukbe Hemmâm b. Münebbih b. Kâmil es-San'ârıî (ö. 132/750)
|
|
HEMEDÂNÎ, Seyyid Ali
(bk. HEMEDÂNÎ, Emîr-i Kebîr).
L J
İlk yazılı hadis metinlerinden eş-Şahîfetü'ş'Şahiba adlı
mecmuası ile tanınan tabiî.
L J
40 (660) yılında Yemen'de doğduğu tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklarda babası Münebbih'in. Yemenli Seyf b. Zû-yezen'in Habeşliler'e karşı yardım istemesi üzerine İran Kisrâsı I. Hüsrev tarafından gönderilen askerlerle birlikte Ye-men'e gidip oraya yerleştiği kaydedilmektedir. Bu sebeple Hemmâm, aslen İranlı olup daha sonra Yemen'e yerleşenlerin (bk. ebnÂ) torunları için kullanılan Ebnâ-vî nisbesiyle de anılır. Babası Münebbih Hz. Peygamber zamanında müslüman oldu.
Hemmâm İslâmî ilimlerle ilgilenen bir aileye mensuptur. Ağabeyi Vehb ile onun oğullan Abdullah ve Abdurrahman, kardeşi Ma'kıl'in oğullan Abdüssamed ve Akil hadis okumuş ve okutmuşlardır. Kendisi de gençliğinde Medine'ye giderek Ebû Hüreyre'den hadis öğrendi ve bu hadisleri eş-Şahîfetü'ş-şahîha adlı bir mecmuada topladı. Ayrıca Muâviye b. Ebû Süfyân. Abdullah b. Abbas. Abdullah b. Zübeyr, Abdullah b. Ömer gibi sahâbîler-den rivayette bulundu. Kendisinden de ağabeyi Vehb. kardeşinin oğulları Akil ile Ma'kıl ve Ma'mer b. Râşid gibi âlimler hadis rivayet ettiler. Hemmâm San'a'da vefat etti. Cenaze namazını San'a Valisi Ömer b. Abdülhamîd kıldırdı. Ölüm tarihi 101 (719). 102 (720) ve 131 (749) ola-
rak da zikredilmiştir. Bütün kaynakların güvenilir bir muhaddis olduğu hususunda birleştikleri Hemmâm'ın rivayetleri Ahmed b. Hanbel'İn el-Müsned"\yle Kü-tüb-i Sitte'de ve diğer hadis kitaplarında yer almıştır.
eS'Şahîfetü'ş-şahîha günümüze ulaşan ilk yazılı hadis metinlerindendir. Hem-mâm'dan Ma'mer b. Râşid'in, ondan talebesi Abdürrezzâk es-San'ânî'nin, ondan da Ahmed b. Hanbel, Buhârî ve Müslim gibi muhaddislerin rivayet ettikleri bu mecmuada Allah'ın sıfatları, sünnetin önemi, namaz, oruç, cihad, tövbe, ahlâk, geçmiş ümmetler, peygamberler, cennet, cehennem gibi konularda 139 (veya 138 yahut 136) hadis bulunmaktadır. Muhammed Hamîdullah [MMİADm., XXVIII 11953|, s. 96-lll;Haydarâbâd 1955, 1956, 1961, 1967, 1979; Paris 1979}, Rifat Fev-zî Abdülmuttalib (Kahire 1406/1985) ve Ali Hasan Ali Abdülhamîd (Beyrut 1407) tarafından yayımlanan eseri Hossein G. Tocheport Fransızca'ya (Paris 1979), Muhammed Rahîmüddin İngilizce'ye (Hay-darâbâd 1399/1979). M. Ragıb İmamoğ-lu (Ankara 1966), Talat Koçyiğit (Ankara 1967) ve Kemal Kuşçu (İstanbul 1967) Türkçe'ye çevirmiştir. Eser ayrıca Urduca'ya tercüme edilmiştir (Haydarâbâd jDekkenj, 1955, 1956).
BİBLİYOGRAFYA :
Müsned |nşr. Ahmed Muhammed Şâkir), Kahire 14Î6/1995, Vlll, 181-253; İbn Sa'd, e(Ta-bakât, V, 544; Buhârî. et-Târihu'l-kebîr, Vlll, 236; İdî. es-Şikât, s. 461; İbn Ebû Hatim, el-Cerh ue't-ta'dîl, IX, 107; Ahmed b. Abdullah er-Râzî, Târihu. MedınetiŞan'a (nşr. Hüseyin b. Abdullah el-Ömerî), San'a 1401/1981, s. 421; SenVânî. el-Ensâb, I, 122; Mizzî, Tehzîbü'1-Ke-mâl, XXX, 298-300; XXXI, 143; Zehebî. Aclâ-mü'n-nübelâ', V, 311-313; a.mlf., Tezkiretü'l-huffâz. I, 101;a.mlf.. Tecrîdû esmaVş-şahâbe, Beyrut, ts. (Dârü'l-MaTife). II, 94; İbn Hacer, Teh-zıbü't-Tehzlb, XI, 67; Ziriklî. el-Aclâm, IX, 98; Kehhâle. Mıfcemü'l-mû'emfin, XIII, 153; Sezgin. GAS (Ar.).!, 122-123; a.mlf.. "Hadis Mu-sannefatının Mebdei ve Ma'mer b. Râşid'in Câmi'i". 7"M,XH(]955).s. 121-129;Muhammed Hamîdullah. "Akdemü te'lîf fî'l-hadîsi'n-ne-bevî Şahîfetü Hemmâm b. Münebbih ve me-kânetühâ fi târihi Mlmi'l-hadîş", MMİADm., XXVIII (1953|, s. 96-116, 270-281,443-467.
İRİ
Kemal Sandıkçı
r
HEMS
Arap alfabesinin
bazı harflerindeki telaffuz özelliğini ifade eden terim
(bk. HARF).
L J
189
HEM'U'I-HEVÂMİ'
r
HEM'U'I-HEVÂMİ'
L
Siiyûtî'nîn
(ö. 911/1505)
Cem'u 'I-cevâmi'
adlı nahiv kitabına
kendisi tarafından yazılan şerh
(bk. CEM'U'i-CEVÂM!').
HEMZE
L
Elifba ve ebced tertiplerinde ilk harf olan elifin aslî şekli.
~ı
j
Transkripsiyon sistemindeki işareti "spiritus lenis" ('} olup kelimelerin orta ve sonlarındaki hemzelerde her zaman, başlarındaki hemzelerde ise sadece özel durumlarda kullanılır.
Hemze. Arapça'da olduğu gibi bütün Sâmî dillerde ve hatta dünya dillerinin çoğunda karmaşık bir durum arzetmek-tedir. Arap gramercileri ve şarkiyatçılarla kıraat âlimleri adı, harf olup olmadığı, harf ise sahih harf mi illet harfi mi olduğu, mahreç ve sıfatları, elifle İlgili tarafları, telaffuz keyfiyeti, şekli, imlâsı vb. konularda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.
Müberred ve Ebû Mansûr el-Ezherî gibi âlimler, tahfif edilme durumuna göre vav. yâ veya elif biçiminde yazıldığı, belli ve sabit bir şekli bulunmadığı gerekçesiyle hemzeyi harf değil hareke (zabt) kabilinden tamamlayıcı bir işaret olarak kabul etmişlerdir; bu sebeple Müberred ve onu takip edenlerce Arap alfabesinin harfleri yirmi dokuz değil yirmi sekizdir [el-Muktedab, I, 115, 192, 194). Hatta Ez-herî'ye göre elif de aslî harf değil uzun fethadan ibaret bir harekedir. Ayrıca hemzeyi tahkik, tahfif, teshil, ibdal ve hazf gibi halleri sebebiyle sahih harf kabul etmeyerek illet harflerinden sayanlar da olmuştur. Gerçek şu ki Arapça'da ve diğer Sâmî dillerde, dünyadaki alfabe sistemlerinin çoğunun ilk harfi olan ve çeşitli dillerde "olaf. alaf, alef, elaf, alfa..." adlarıyla anılan ses. elif (yumuşak elif, sakin elif, med elifi) adıyla tanınan ve uzun fethadan ibaret olan harf değil sert patlarlı gırtlak ünsüzü (occlusive glot-tale sourde) olan hemzedir. Bunun iki delili vardır: Öncelikle harf adları tesbit edilirken her harfin adını oluşturan kelimenin ilk sesi o harfi göstermek üzere belirlenmiştir; "bâ, cîm, dâl" adlarının b, c. d
Dostları ilə paylaş: |