HZ. MUHAMMED (S.A.V)’İN DOĞUMU VE ÇOCUKLUĞU
Hz. Muhammed (s.a.v), miladi 570 yılında Abdülmüttalib oğlu Abdullah ve Vehb kızı Amine’den doğdu. Kainatın ezelden beri sabırsızlıkla beklediği ve bütün alemlere rahmet olan o yüce peygamberin nuru ile cihan aydınlandı. Kainatın en büyük hadisesi böylelikle meydana gelmiş oldu. Artık o yüce şahsiyet küfür, zulüm ve şirki ortadan kaldıracaktı.
Hz. Muhammed'in (s.a.v) doğumun-dan iki ay evvel babası Abdullah vefat etti. Hz. Amine diğer kadınlar gibi hamilelikte pek zahmet çekmedi. Hz. Muhammed (s.a.v) sünnetli ve göbeği kesilmiş olduğu halde doğdu. Arkasında bir peygamberlik mührü vardı. İki kürek kemiği arasında ve kalbinin tam hizasında idi. Hz. Muhammed (s.a.v)’in doğduğu gece, İran hükümdarı Kisra’nın sarayından on dört sütun yıkıldı. Bin seneden beri yanmakta olan ateş söndü, sava gölü yere batıp yok oldu. Mevcut putlar hep yüzüstü düşmüş bulundu. Hz. Muhammed (s.a.v)’in doğumundan, cennetle müjdelenmiş olan on kişiden Abdurrahman b. Avf’ın annesi orada hazırdı. O gece doğudan batıya kadar bütün dünyanın nur ile dolduğunu görmüştü.
Mekke’de cari olan adete göre, yeni doğan çocukları süt annelere verirlerdi. Çünkü Mekke’nin havası çok sıcak olduğu için çocuklara yaramazdı. Sa’d kabilesinden olan Hz. Muhammed (s.a.v)’in müstakbel süt annesi Halime çok fakir ve bineği de zayıf olduğu için Mekke’ye geç vasıl oldu. Onun için zengin bir çocuk bulamadı, eli boş olarak ta dönmek istemedi. O zaman yetim olan Hz. Muhammed (s.a.v)’i yanına alarak beraberinde götürdü. Hz. Peygamber süt anneye verilinceye kadar, amcası olan Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe O’nu emzirmişti. Kendisine birkaç günlük süt annelik yapan Süveybe’ye daima hürmet besler, her zaman onun hal ve hatırını sorardı.
Hz. Halime (r.ah), peygamberimizi kendi öz evlatlarından daha çok severdi. Hz. Muhammed (s.a.v)’in ayağı onlara çok uğurlu geldi. Hayvanların sütü çoğaldı, evleri bereketle doldu. Onun için bütün aile fertleri O’ndan çok memnundu. Her zaman Hz. Muhammed (s.a.v) süt annesinin bir memesini süt kardeşine bırakarak, onun tek memesini emerdi. O’nun çocukluğu başka çocuklara asla benzemiyordu. Bazen ondan olağanüstü haller görülüyordu.
Bir gün süt kardeşlerinden biri ile beraber iken, meleklerin gelip göğsünü açtıklarını, kalbini çıkardıklarını ve şeytana ait olan kısmı kaldırdıklarını söyledi. Peygamberimiz (s.a.v) süt annesinin yanında beş yaşına kadar kaldı. Sonra annesinin yanına geldi.
Hz. Muhammed (s.a.v) altı yaşında iken annesi Amine ve cariyesi Ümmü Eymen olmak üzere Medine’ye bir seyahat yaptı. Medine de dayılarının yanında bir ay kaldı. Bu arada babası olan Hz. Abdullah (r.a)’ın kabrini ziyaret etti. Misafirlik sona erip, Mekke’ye dönüyorlardı. Medine’nin 23 mil cenubuna düşen Ebva köyüne geldiklerinde Hz. Amine (r.a) şiddetli bir hastalığa yakalanarak aniden vefat etti. Hz. Muhammed (s.a.v)’in acısı çok büyük oldu. Peygamberimiz (s.a.v) Ebva’dan her geçtiğinde annesinin kabrini ziyaret eder ve bol bol gözyaşı dökerdi. Ümmü Eymen Hz. Amine (r.a)’ın gömülmesinde hazır bulunduktan sonra, Hz. Muhammed (s.a.v) ile birlikte Mekke’ye döndü.
Hz. Muhammed (s.a.v) altı yaşında anneden de yetim kalınca dedesi Abdülmuttalib’in himayesine girdi. O zaman Mekke’de büyük bir kıtlık vardı. Mekke halkı Abdülmuttalib’e gelerek yağmur duasına çıkmasını rica ettiler. O’da Hz. Muhammed (s.a.v)’i yanına alarak yağmur duasına çıktı. Allah ü Teala Hz. Muhammed (s.a.v) hürmetine yağmur yağdırdı.
Altı yaşından sekiz yaşına kadar peygamberimize dedesi Abdülmuttalib baktı. Abdülmuttalib 82 yaşında vefat edince, peygamberimiz (s.a.v) amcası olan Ebu Talibin himayesine girdi.
Dostları ilə paylaş: |