Küreselleşme insanların tek bir dünya içinde yaşaması, bireylerin, grupların, ulusların birbirine bağımlı olmasını ifade etmektedir. Siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel etkenlerden bir araya gelmiştir.(Tezcan,2016) Bilgi ve iletişim teknolojilerin büyümesiyle birlikte küreselleşme süreci kolaylaşmıştır. Bilgi teknolojisi ile birlikte dünyanın her tarafındaki insanlar ve olaylar hakkında bilgi akışı kolaylaşmış ve iletişim artmıştır. Küreselleşmeyi hızlandıran diğer unsurlar; bilgisayarın ve internetin yaygınlaşması, yabancı yatırımların ve uluslararası şirketlerin artması ve ulusal ve uluslararası ticaret ağlarının genişlemesidir. Hayatımızın bir parçası olan internet aslında küresel bir kültür yaratmaktadır. Örneğin; özgür konuşma hakkı, kadın erkek eşitliği, tüketim yoluyla zevk peşinde koşma, hükümete demokratik katılım gibi değerlerin benimsenmesi dünyaya internet yoluyla yayılmaktadır.
KÜRESELLEŞMENİN TARİHSEL SÜRECİ
Küreselleşme yeni bir olgu değildir. Eski bir tarihi vardır. Küreselleşme üç dönemden geçerek günümüzdeki şeklini almıştır. Bu dönemler şu şekildedir:
19. yüzyılın sonlarından 1914’lere kadar olan dönem; bu dönem küreselleşmenin, özellikle iktisadi anlamda oldukça ileri bir seviyede olduğu dönemdir.
1914’lerden 1945-50’lere kadar süren dönem; I. Dünya Savaşı ile başlayan, Büyük Bunalım ile devam eden ve II. Dünya Savaşı’nın bitmesi ile sona eren bu dönem birinci dönemin aksine küreselleşme dinamiklerinin ciddi bir biçimde sekteye uğradığı bir dönemdir.
1945-50 sonrası dönemde ve özellikle 1980 sonrasında ise küreselleşme benzeri görülmemiş ciddi bir seviyeye ulaşmıştır. Bu dönemde ekonomik, teknolojik ve siyasi anlamda olumlu değişim ve yükselmeler görülmektedir.
KÜRESELLEŞMEYE YÖNELİK YAKLAŞIMLAR
Aşırı Küreselleşmeciler: Bunlar radikallerdir (köklü). Bu yaklaşıma göre ulus devlet, küreselleşme sürecine paralel olarak önemini yitirmiştir ve Küresel piyasa politikanın yerini almaktadır.
Küreselleşme karşıtları: Bu yaklaşımı benimseyenler küreselleşmenin her boyutuna kuşkucu yaklaşmaktadırlar. Kısacası küreselleşmenin beklenilmeyen bir şey olmadığını bu süreç aşırı küreselleşmeciler tarafından abartıldığını dile getirmektedirler.
Dönüşümcüler; küreselleşmeyi modern toplumları ve dünya düzenini yeniden biçimlendiren hızlı toplumsal, siyasal ve ekonomik değişmelerin arkasındaki ana siyasal güç olarak görmektedirler. (Tezcan,2016)
