Küreselleşme ve Bilgi sistemleri


Birinci Kuşak Bilgisayarlar (1946-1956)



Yüklə 185,27 Kb.
səhifə3/3
tarix26.07.2018
ölçüsü185,27 Kb.
#59244
1   2   3

Birinci Kuşak Bilgisayarlar (1946-1956) : Birinci kuşak bilgisayarlar termo-iyonik valf teknolojisi ile gerçekleştirilmiştir. Bu bilgisayarlarda iç mimari on binlerce elektronik valfın birbirine bağlanması ile meydana getirilmişti. Valflar yüksek maliyetlerle üretilmelerine karşın çok çabuk bozuluyorlardı. Bu nedenle de valflar kullanılarak yapılmış bilgisayarlar her seferinde en fazla dakikalarla ifade edilebilecek sürelerde çalıştırılabiliyordu. Bilgisayarların ilk olarak ticari anlamda kullanılması bu dönemde, 1953 yılında bir dizi çay satış noktası olan Lyon firmasınca gerçekleştirilmiştir. Lyon firması maaş bordro işlemlerini LEO ( Lyons Electronic Office) adına kaydettirdiği bilgisayar ile yürütmüştür.
İkinci Kuşak Bilgisayarlar (1957-1963) : İkinci kuşak bilgisayarlar, 1957 yılında A.B.D.’de “Bell” laboratuarlarında geliştirilmiştir. Bu bilgisayarların birinci kuşak bilgisayarlardan farkı valfler yerine daha ucuza üretilen ve daha dayanıklı olan transistörlerin kullanılmasıdır. Bu dönemde bilgisayarlar ticari kuruluşlar tarafından üretilip satılmaya başlamıştır. IBM tarafından üretilmiş ve satılmış olan 1401 modeli bu dönemin tipik bilgisayarlarındandır.
Üçüncü Kuşak Bilgisayarlar (1964-1979) : Üçüncü kuşak bilgisayarlar, daha önceki kuşaklara oranla daha büyük bir atılım sonucu ortaya çıkmıştır. Bu teknolojik atılım entegre devrelerin bulunmasıdır. Bilim adamları silikon tabakaları üzerine fotoğraf teknikleri kullanarak değişik desenler kazıma ile transistörlerin fonksiyonlarını yerine getirecek birimler üretmeyi başardılar. Silikon tabakalarından imal edilen entegre devreler çok sayıda üretildiklerinde aynı sayıdaki transistör ve basılı devrelerden çok daha ucuza mal edilebiliyordu. Bu dönemde çok sayıda firma bilgisayar üretimine girdi ve yeni bilgisayar modelleri tasarlayıp imal etti. Bu bilgisayarlar yeni teknoloji ile üretilmiş ilk bilgisayarlar olmaları özellikleri ile büyük bir başarı sağladılar. Artan bilgi-işlem gücü ve azalan fiyatları nedeniyle üçüncü kuşak bilgisayarlar, bilgisayar endüstrisinin olağanüstü büyümesine ve çok sayıda kuruluşun bilgisayarın sağladığı olanaklardan yararlanmaya başlamasına neden oldu. Bilgisayar donanımı ve yazılımına olan talebin aşırı bir şekilde artması, çok sayıda yeni sanayi dalları ortaya çıkardı.
Dördüncü Kuşak Bilgisayarlar (1980-1990) : Bu kuşak bilgisayarlar çok büyük boyutlu entegrasyon teknolojisi kullanılarak üretildi bu teknoloji ile yüz binlerce elektronik devre elemanı aynı silikon yongası üzerine yerleştirilebiliyordu. Bellek kapasitelerindeki büyük artış bellek kapasitesi gerektiren karmaşık ve uzun yazılımların hazırlanıp kullanılabilmesini sağladı. Bilgisayar fiyatları hemen her büroda bir bilgisayarın kullanılabileceği, sanayiinin hemen her alanında çok değişik uygulamaların gerçekleştirilebileceği bir düzeye indi. Dördüncü kuşak bilgisayarların bir başka özelliği de kişisel bilgisayarların bu dönemde ortaya çıkmasıdır. Bilgisayarlar artık bilgiye ve bilgi işleme gereksinim duyan tüm yönetici ve birimlerin ulaşabileceği bir araç konumuna geldi.
Beşinci Kuşak Bilgisayarlar (1990- ?) : Beşinci kuşak bilgisayarlar artan hız ve yükselen kapasite ile azalan maliyetin yanı sıra bir dizi ek özellikleri de içeriyordu. Bu dönemde bilgisayar teknolojisinin ilk günlerinden bu yana bilgisayarların kısıtlı bir gelişme alanına sahip olduğunun ve kullanıcının temel özelliklerine birçok yönden ters düştüğünün farkına varıldı. Bu nedenle de beşinci kuşak bilgisayarlara bilgiyi işlemenin yanında bilgiyi gerektiğinde kullanabilme, deneyimlerden yararlanabilme, diğer bir değişle deneyim sonucu öğrenebilme yetenekleri ile sesli ve görsel sistemler aracılığı ile girdi kabul edebilme özellikleri kazandırılmaya çalışıldı.
Günümüz bilgi sistemlerinin en temel özelliği bilgisayar teknolojisinden ve bilgisayarlara bağlı iletişim teknolojilerinden yoğun olarak yararlanmalarıdır. Bilgi sistemlerinin oluşumu bir anlamda bilgisayara bağlı olarak gelişmiştir. Daha fazla miktarda ve hızda işlem yapabilen bilgisayarlar ile firmalar; yönetim, üretim, pazarlama, AR-GE ve fonksiyonları ile ilgili bilgi sistemlerini oluşturmuşlardır.


4.2.2.Bilgisayarlar ve İşletme Gereksinimleri

Günümüzde örgütsel birimler, giderek artan bilgi ihtiyacını karşılamak için bilgisayar kullanmaya yönelmekte ve oldukça büyük yatırımlarda bulunmaktadırlar. Örneğin ülkemizde 1985-1090 yılları arsında , bilgisayar sektörünün toplam gelirinde dolar bazında %336.7’lik bir artış sağlanmıştır.


İşletmelerin bu denli büyük yatırımlarda bulunmasının temel amacı, günümüzde giderek artan bilgi ihtiyacını karşılamak ve dolayısıyla belli bir ölçüde performans artışı sağlamaktır. Gerçekte ise işletmelerin bilgisayarlardan bu performansları alıp alamadığı pek açık değildir. Şüphesiz bilgisayarların teknik özellikleri önemlidir. Ancak bir bilgisayar sistemi teknik açıdan ne denli üstün olursa olsun kullanıcıların amaçlarına hizmet etmedikten sonra, bu sistemin etkin bir sistem olduğunu söylemek mümkün değildir. Kısaca bilgisayar kullanılmasındaki temel amaç işletmelerin uluslararası rekabet koşullarında işletme etkinliğinin ve performansının arttırılmasıdır. Bilgisayar kullanımının performans üzerimdeki etkisi büyük ölçüde örgütsel çevreye sağlanan uyuma bağlı olarak değişebilir.
Dokuz Eylül Üniversitesinin yirmi beş sanayi işletmesi ve seksen sekiz birim üzerinde yapığı araştırma sonucunda özellikle Türkiye de işletmelerin bilgisayar kullanımlarına ilişkin ilginç bulgular elde edilmiştir ( Barbarosoğlu, 1994, s.92 ). Bu araştırmaya göre ; genel olarak işletme birimlerinde bilgisayar kullanımı özellikle işin miktarını ve kalitesini büyük ölçüde, birimlerin amaçlarına ulaşma derecelerini ve elemanların verimliliklerini kısmen arttırmaktadır. İşletme birimleri düzeyinde yapılan incelemelerde, bilgisayar kullanımı sonrasında performansı en fazla artan bölümün “üretim” bu kullanımdan en az etkilenen bölümün ise pazarlama bölümü olduğu görülmüştür. Ayrıca değişken görevlerin yerine getirildiği ve uzmanlaşmanın düşük olduğu bölümler, bilgisayar kullanımının, performanslarının en az etkilediği bölümler olduğu görülmüştür. Bu araştırmadan da görebileceğimiz gibi bilgisayarlar işletmelerde uzmanlaşma gerektiren ve daha çok teknik bilgiye dayanan işlerde faydalı olmaktadır. Zekaya ve yaratıcılığa dayanan işlemler için insan faktörü her zaman makinalardan önemlidir.
4.3. Elektronik Ticaret

Elektronik ticaret : Elektronik ortamda açık ve kapalı ağlar üzerinden yapılan; Mal (taşınır, taşınmaz) ve hizmet (bilgi servisleri, danışmanlık, finans, hukuk, sağlık, eğitim, ulaştırma vb.) ticareti, sayısal biçime çevrilmiş yazılı metin, ses, video görüntülerinin işlenmesi ve iletilmesi, ürün tasarımı, üretim, doğrudan tüketiciye pazarlama, üretim izleme, sevkiyat izleme, tanıtım, reklam ve bilgilendirme, sipariş verme, sözleşme yapma, banka işlemleri ve fon transferi, konşimento gönderme, gümrükleme, ortak tasarım geliştirme ve mühendislik, kamu alımları, elektronik para (sanal para) çıkarma, elektronik hisse alışverişi ve borsa, açık arttırma, sayısal imza, e-noterlik, güvenilir üçüncü taraf işlemleri, vergilendirme ve vergi toplama, fikri mülkiyet haklarının transferi, kiralanması vb. işlemleri elektronik ticaret kapsamında değerlendirilmektedir.



İçinde bulunduğumuz yüzyılın son döneminde bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen hızlı gelişme sonucu elektronik ticaret giderek yaygınlaşmaktadır. Uluslararası rekabette üstünlük sağlayanlar, iletişim ve bilgi teknolojilerini yoğun olarak kullanan kesimlerdir. Bilimsel araştırmalardan elde ettikleri sonuçları ekonomiye kazandıran bu kesimlerin uluslararası pazarlarda rekabet üstünlüğüne sahip olmaları da doğaldır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan bu gelişmeler, sayısal biçime dönüştürülmüş yazılı metnin, ses ve video görüntülerinin çok hızlı bir şekilde işlenmesini, iletilmesini ve depolanmasını olanaklı kılmıştır. Bunun yanı sıra, toplumların tüm kesimlerinde, günlük yaşamın her alanında bilgisayar kullanımının çağın gereği olduğu bilinci oluşmaktadır. İşte bu önemli iki gelişme, ekonomik kalkınmanın ve toplumsal refahın sağlanmasında elektronik ticarete stratejik bir önem kazandırmaktadır.Elektronik ticaret konusunda yasal düzenlemelerini tamamlamış örnek bir ülke olmadığı gibi, uluslararası platformlarda, bu konuda tartışmalar da devam etmektedir. Bu nedenle, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelere göre geride kaldığı söylenemez. Ancak, elektronik ticarette yaşanan hızlı gelişme, ülkemizde, fiziki alt yapı eksikliklerinin hızla tamamlanmasını ve gerekli yasal düzenlemelere ilişkin çalışmaların bir an önce başlatılmasını zorunlu kılmaktadır.Elektronik ticaret, çeşitli uluslararası kuruluşlarca çeşitli şekillerce tanımlanmıştır. Bu tanımları da toparlayarak, elektronik ticareti, “bilgisayar ağları aracılığı ile ürünlerin üretilmesi, tanıtımının, satışının, ödemesinin ve dağıtımının yapılması” olarak tanımlayabiliriz. Yapılan işlemler, sayısal biçime dönüştürülmüş yazılı metin, ses ve video görüntülerinin işlenmesi ve iletilmesini içerir. Ayrıca, ticari sonuçlar doğuran ya da ticari faaliyetleri destekleyen eğitim, tanıtım-reklam, kamuoyunu bilgilendirme gibi amaçlar için elektronik ortamda yapılan işlemler de elektronik ticaret kapsamında değerlendirilmelidir.Elektronik ticaret konusunda, dünya genelinde yaşanan gelişmelere paralel olarak bir çok ülke ve uluslararası kuruluş elektronik ticaret ve onunla bağlantılı konuları gündemine almıştır. WTO (Dünya Ticaret Örgütü), UNCTAD (BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı), OECD (İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı), Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletlere bağlı CEFACT ( Birleşmiş Milletler Yönetim, Ticaret ve Ulaştırma İşlemlerini Kolaylaştırma Merkezi), UNCITRAL ( Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Kanunu Komisyonu) gibi kuruluşlar ile ITU (Uluslararası Haberleşme Birliği) ve Dünya Bankası 'nın son bir kaç yıldır ticarette etkinliğin sağlanması amacıyla, elektronik ticarete ilişkin konularda yoğun olarak çalışmaya başladıkları gözlenmektedir.

4.3.1. Elektronik Ticaret Türleri
Genel olarak elektronik ticaret iki türlü gerçekleştirilmektedir. Kapalı bilgisayar iletişim ağları ve açık iletişim ağları (internet) ile gerçekleştirilebilir. Kapalı bilgisayar ağlarında Elektronik ticaret tek alıcı ve tek satıcı arasında gerçekleşirken açık bilgisayar ağlarında bir alıcıya karşılık birden fazla satıcı veya bir satıcıya birden fazla alıcı bulunabilmektedir. Elektronik ticareti sağlayan;
- Telefon,
- Faks,
- Televizyon,

- Elektronik ödeme ve para transfer sistemleri,

- Elektronik veri değişimi (Electronic Data Interchange-EDI)

- İnternet

şeklinde altı ana araç tespit edilebilir. Fakat çoğu zaman elektronik ticaret, İnternet ve diğer ağlar üzerinden yapılan ticaret olarak algılanmakta ve tartışmalar bu araçlar üzerinde odaklaşmaktadır. Elektronik ticaretin çok yeni bir kavram olmamasına karşın, ticari işlemlerde bir veya daha fazla insan tarafından ses, görüntü ve yazılı metinlerin aynı anda interaktif bir biçimde iletilmesi, zaman ve mekan sınırının olmayışı ve nispeten daha düşük maliyetlerle çalışılabilmesi şeklinde internet ortamının sunduğu olanaklar, elektronik ticaret kavramını hızla gündeme getirmiştir. Bu olanaklar internetin diğer elektronik ticaret araçlarına göre daha esnek olmasını sağlamaktadır. İnternet ortamı iletişim ve ticaretin önündeki engelleri azaltmaktadır.

Klasik elektronik ticaret araçlarından, Telefon esnek ve interaktiftir. Faks ise pahalıdır ve interaktif olmasına rağmen gönderilen dokümanın görüntü kalitesi iyi değildir. Televizyon çok yaygın olmasına rağmen tek yönlü bir iletişim aracıdır. Ticaretin önemli destekleri olan elektronik ödeme ve fon transfer sistemleri (ATM, kredi kartları, borç kartları ve akıllı kartlar) sadece para aktarılmasında kullanıldığından ticaret sürecinde sınırlı bir bölüme hitap etmektedir.

EDI, ticaret yapan iki kuruluş arasında, insan faktörü olmaksızın bilgisayar ağları aracılığı ile belge ve bilgi değişimini sağlayan bir sistem olarak elektronik ticaretin önemli bir aracıdır.EDI kamu ve özel sektör kuruluşlarının etkin biçimde iletişim kurmaları ihtiyacından doğmuş olup, modern bilgi teknolojilerinin getirdiği avantajlardan yararlanmaktadır. Geleneksel ticari işlemlerde, mektuplar, notlar gibi yapılanmamış (unstructured) dokümanlarla birlikte faturalar, sipariş formları, teslim belgeleri gibi standart şekilde yapılanmış (structured) dökümanlar kullanılmaktadır. Elektronik posta (e-mail) yapılanmamış tipte dokümanların iletilmesinde kullanılırken EDI yapılanmış mesaj değişimini sağlamaktadır. Böylece standart bilgilerin diğer bilgisayar sistemlerine kolayca aktarılmasını olanaklı kılmaktadır. EDI' de amaç, sipariş alınması, ticari sözleşmelerin ve faturaların hazırlanması gibi işlemler ile gümrük, bankacılık ve buna benzer işlemlerin yapılmasında tekrarlar önlenerek, maliyetlerin düşürülmesi ve işlemlerin en az hatayla en kısa sürede tamamlanmasıdır. EDI gümrük idarelerinin otomasyonunda oldukça etkin biçimde kullanılmaktadır. Ticarette daha etkin olunması amacıyla “tam zamanında” ve “hızlı yanıt” gibi anlayışlar geliştirilmiş ve bunların gerçekleştirilmesi için, iş akışında herhangi bir katma değer yaratmayacak işlemlerin elimine edilmesi gerektiği belirlenmiştir. Bu nedenle, bir çok uluslararası kuruluş ve büyük bölgesel organizasyonlar EDI kullanmakta ve ticaret yapan herkesin de EDI kullanabilir duruma gelmesi önerilmektedir. EDI uygulamasıyla, zamandan ve işlem maliyetlerinden tasarruf sağlanmasının yanı sıra, bilgilerin elektronik ortamda değişimi nedeniyle insan faktöründen kaynaklanan hatalar da ortadan kalkmış olacaktır. Uluslararası ticaret, nakliyeciler, komisyoncular, bankalar, sigortacılar, gümrük idareleri, ticaret yapan firmalar ve diğer ilgili devlet kuruluşlarının katıldığı bir süreçtir. EDI, tüm tarafların bilgiye elektronik ortamda ulaşmasına imkan vererek süreyi kısaltmakta, işlemlerin tekrarlanmamasını ve muhtemel hataların ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır.

Örneğin Singapur, tüm ticari işlemlerini EDI kullanarak yürüten ilk ülkedir. İhracatçılar, ithalatçılar, nakliye şirketleri ve dış ticaret işlemleri ile ilgili yirmiden fazla kuruluş arasında 1989 yılında Singapur Network Sistemi (SNS) kurulmuştur. İlgili resmi kuruluşların her birine ayrı ayrı müracaat edip izin almak yerine, EDI uygulamasıyla bilgisayar ağında tek bir elektronik belge dolaşmakta, SNS’in kuruluşundan önce 2-3 gün süren işlemler 15-20 dakika içinde tamamlanmaktadır. Halen ticari işlemlerin %98'inden fazlası bu ortamda yapılmakta ve %50 civarında tasarruf sağlanmakta, verimlilik artışının ise %20-30 arasında olduğu tahmin edilmektedir. EDI’nin uygulandığı Singapur Limanı’nın dünyada en hızlı mal sevkıyatının gerçekleştirildiği liman olduğu bu yüzdendir.

EDI kullanımı, özel bir telekomünikasyon altyapısı ve standart formlar gerektirmektedir. Sadece kayıtlı kullanıcılara açık olduğu için çok güvenli olan bu sistem, donanım ve bağlantı maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeniyle pek fazla yaygınlaşamamıştır.Teknik yönden İnternet üzerinden EDI uygulaması mümkün olmakla birlikte, güvenlik açısından tercih edilmemektedir. Bununla beraber, güvenlik sorununa çözüm bulunması (kriptoloji uygulamaları ile sadece yetkili kişilerin gerekli bilgilere ulaşması) ile İnternet üzerinden EDI uygulamasının yaygınlaşması beklenmektedir.

Kapalı bilgisayar ağları üzerinden elektronik ticaret uygulamaları bir ölçüye kadar gerçekleştirilmektedir. Ancak, açık bilgisayar ağı olan internet, elektronik ticaret için çok daha uygun bir alt yapıdır. Internetle, kapalı yapıdan açık yapıya geçerek küresel ağların getireceği avantajlardan yararlanmak mümkün olacaktır. Bu da, özellikle Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin (KOBİ) dünya ticaretinde yer almalarına imkan sağlayacaktır. Piyasaların hızla küreselleştiği ve bilginin ticaret yapanlar için stratejik öneme sahip olduğu günümüzde, özellikle KOBİ’lerin ticari bilgi ve iletişim ihtiyacının karşılanması amacıyla, Birleşmiş Milletler Ticaret Noktalarını Geliştirme Programı çerçevesinde pek çok ülkede ticaret noktaları kurulmuştur. UNCTAD tarafından desteklenen UNTPDC’ nin (United Nations Trade Point Development Center) geliştirdiği Küresel Ticaret Noktaları Ağı (Global Trade Point Network-GTPNet) KOBİ'lere “Elektronik Ticaret Olanakları” (Electronic Trade Opportunities - ETO) sunmaktadır. Tüccarlar bu ağ üzerinden sunulan ETO hizmeti ile, ihtiyaç duydukları piyasa, nakliye, sigorta, kredi olanakları, gümrük mevzuatı ile ithalat ve ihracat bilgilerine kolayca ulaşabilmekte ve kendi ürün ve hizmetlerini tanıtabilmektedirler. GTPNet , ticaret alanındaki kamu ve özel sektör çabalarının desteklenmesi ve milli ekonomilerin verimlilik düzeylerinin artırılması için, 180 ülkede kurulmuş olan ticaret noktalarını internet üzerinden birbirine bağlayan “Küresel Ticaret Noktaları Ağı”dır. Dünyanın her tarafındaki kullanıcılarına elektronik posta ve Internet News aracılığı ile dağıtılan ürün, hizmet ve yatırım bilgileri GTPNet’in ETO hizmeti olup İnternet üzerinde en fazla başvurulan sitelerdendir. Tüm ticaret noktaları GTPNet üyesi olarak bu sistemden yararlanabilmektedir. GTPNet üzerinde, ETO kullanımı ve EDI uygulaması ile KOBİ'lere, kendi olanakları ile ulaşamayacakları bilgileri edinme, küresel pazarlara ulaşma ve bu ortamda elektronik ticaret yapma olanağı sağlanmaktadır. Ancak, bu sistemdeki alış-veriş işlemleri birbirlerini tanımayan ve önceden bir bağlantısı olmayan kullanıcılar arasında gerçekleşmektedir. İşte bu durum, kullanıcıların sisteme güvenini sağlamak, bilginin gizliliğini ve bütünlüğünü korumak gibi bir çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu çerçevede, sayısal imza ve bilginin güvenliği ile haksız rekabetin önlenmesi, kişisel bilginin, tüketicinin ve fiziki mülkiyet haklarının korunması gibi konular büyük önem kazanmaktadır.


4.3.2. Elektronik Ticarete Dayalı Rekabet
Elektronik ticaret artık hayatımıza girmiş ve beraberinde bir dizi yeni rekabet gerçeği getirmiştir. Rekabetin temeli büyük ölçüde değişmiştir. Eskiden yalnız büyük firmaların alanına giren çok sayıda müşteriye artık küçük şirketlerde ulaşabilmektedir. Elektronik ticaret uluslararası pazarlama yapmanın yapısını öyle bir değiştiriyor ki, nerede olursa olsun bir müşteriye daha fazla hizmet vermenin marjinal faaliyeti çok önemsiz kalmaktadır. Elektronik ticaret satıcının işlem maliyetlerini düşürmeye ve verdiği mesajın piyasaya ulaşma gücünü arttırmaya devam edecektir. İşletmelerin küresel pazarlara açılması elektronik ticaret sayesinde çok kolay olmaktadır. Bunun yanı sıra piyasalara çok fazla sayıda firma, girme olanağı bulacağından rekabet eskiye oranla çok daha fazla olacaktır. Ürün ve hizmetlerden faydalanmak isteyen tüketiciler çok daha fazla firmanın sunduğu malların fiyatlarını ve özelliklerini çok daha kolay karşılaştırabilecekler buna karşılık firmalar ürünlerini farklılaştırmakta zorlanacaktır.
Elektronik ticaret katılan firmalar, hem “pazar yerinde” hem de “pazar uzayında” rekabet etmek durumundadırlar. Pazar yerindeki işlemler mağaza gibi geleneksel alıcı-satıcı ilişkisine dayanır. Pazar uzayındaki işlemler ise telefon, kişisel bilgisayar, televizyon veya internete bağlı bilgisayar gibi araçlar yardımı ile elektronik ortamda gerçekleşir. Kısaca Pazar yeri ürün, Pazar uzayı ise hizmet temellidir diyebiliriz. Geleneksel pazar yerlerini artık elektronik ortamın sayesinde insanların evleri almaktadır.
Elektronik ticaret hızla yayılsa da halen kısıtlı kullanıcıya kısıtlı ürünlerle ulaşmaktadır. Bunun sebepleri arasında mal ve hizmet siparişine uygun araçların pazarda halen yeterince nüfuz edinememiş olmasından ve elektronik ticaret için hükümetlerin yeterli miktarda kanun çıkartmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Uygun ortamın oluşmasından sonra elektronik ortamda yapılacak alışverişler birçok işletme için özellikle perakende satış mağazaları için oldukça sorun oluşturacaktır.
Elektronik ortamdaki rekabetin en önemli özelliği sınırları ortadan kaldırıyor olmasıdır. Dünyanın herhangi bir ülkesinden dünyada ki bütün insanlara yada diğer firmalara rahatlıkla satış veya reklam yapabiliniyor olması küreselleşmenin en büyük göstergelerinden birisidir. Unutmamak gerekir ki her türlü elektronik ticaretin temelini bilgi sistem ve teknolojileri oluşturmaktadır. Elektronik ticaretin yaygınlaşması ve ulusal firmaların uluslararası piyasalarda faaliyet gösterebilmeleri, o ülkenin bilgi ve iletişim alt yapısına ve değişmekte olan teknolojilere uyum gösterebilme yeteneklerine bağlıdır.
4.4. Sanal Organizasyon Yapıları
Küreselleşme sürecinde, işletmelerin, artan faaliyetlerini ve küresel ölçekte yayılma politikalarını sürdürebilmeleri, ancak son dakikada üretilen bilgiyi elde edebilmelerine bağlıdır. Üretilen bilginin elde edilebilmesi ise, iletişim ve bilgi teknolojilerinin kullanılması ile mümkün olacaktır. Bugün, iletişim teknolojisinin sağladığı olanaklar, küresel alana yayılmış işletmeler için zaman ve mekan açısından mesafeleri önemsizleştirmiş, bu durum küreselleşmenin temel dinamiklerinden biri olmuştur. Bu gelişmeler, organizasyon yapı ve süreçlerini doğrudan etkilemiş, yeni örgüt modelleri ve örgütsel işleyiş biçimleri ortaya çıkarmıştır. Bilgi birikiminin artmasıyla birlikte gelişen yeni örgüt modellerinden biri de “sanal organizasyon” yapılarıdır.
Sanal kavramı, fiilen mevcut olmayan fakat, sanki varmış gibi görülen hissedilen anlamındadır. Sanal gerçeklik ise, bu fiilen olmayan durumun sanki mevcutmuş gibi hissedilmesi, sanki gerçekmiş gibi görülmesini ifade etmektedir. Sanal iletişimse mesajla veya mesajı gönderenle birden fazla duyumuzla algılama sürecine gireriz. Bir ürünü çeşitli derecelerle yönünü çevirerek onu farklı açılardan görme imkanına sahip olur, onun kullanım özelliklerini deneyerek görebiliriz. Bu sayede, varlıkların coğrafi mekan ve zamanla olan bağları kopmakta ve nesneleri farklı boyutlarıyla algılamak mümkün olmaktadır. Farklı mekanlarda bulunanlar, birbirleriyle interaktif bir biçimde iletişim kurabilmektedir.
Sanal organizasyonu, değişik coğrafi bölgelerdeki işletmelerin , belirli ürünlerin üretimi amacıyla ve haberleşme teknolojisi yardımı ile, birbirlerine bağlanan, uyumlu hale gelen ve sanki tek bir işletme varmış gibi çalışan bir organizasyon olarak tanımlamak mümkündür. Sanal organizasyonlar, herhangi bir coğrafi sınırlamadan etkilenmeksizin, yönetsel ve örgütsel faaliyetler için gerekli olan temel yetenekleri, her türlü kaynağı ve Pazar imkanlarını bir araya getirebilen sanal yapılardır.
Günümüzdeki işletmeler açısından ideal kuruluş ve yerleşim yeri kavramı köklü değişime uğramış, bilgi ağının oluşturduğu imkanlar sayesinde, sanal organizasyonlarda, örgütsel faaliyetleri yerine getirenlerin aynı mekanlarda bulunması gerekmemekte, farklı mekanlarda üretimin değişik süreçlerine katılabilmektedirler.
Sanal organizasyon ile şebeke organizasyonu arasında bir ilişki olduğu şüphesizdir. Bu ilişki bazen, bu iki kavramın eş anlamlı kullanılmasına yola açmaktadır. Sanal organizasyonun temeli bilgi ve uzmanlıktır. Bilgi ve uzmanlık, iletişim teknolojisinin imkanları ile birleştirilir. İletişim teknolojisi, aynı zamanda sanal organizasyonların zayıf taraflarıdır. Bilgi akışındaki kesilmeler, sanal organizasyonların başarısını etkileyen önemli bir sorundur. Sanal yapılarda örgütsel unvanlarda önemlerini kaybetmişlerdir. Hiyerarşik kademeleşmeyi ifade eden unvanlar yerine, sadece işin niteliğini ifade eden unvanlar ortaya çıkmaktadır. Sanal organizasyonlarda, sınıflandırmalarda kadrolardan çok göreve bağlı niteliklere ağırlık verilmektedir.
İşletmelerde sanallık arttıkça kuruluşlar içi boş yapılar haline gelmektedir. Bu durumun oluşmasındaki en önemli sebep ise, işletmelerin dış kaynaklardan önemli ölçüde yararlanmalarıdır. Daha önce işletme içinde yapılan işler, işletme dışına çıkarılmakta, söz konusu faaliyetler, bu alanda uzmanlaşmış kurumlar tarafından yerine getirilmektedir. Sanal organizasyon yapıları için, en uygun örneklerin başında bankalar gelir. Günümüzde, karmaşık ve yoğun veri yığınları ile çalışan bankalar ve şirketler; haberleşme, muhasebe, stok kontrol, baskı işleri, büro otomasyonu gibi alanlarda sanallığı sağlayan en önemli araç olan bilgisayarlardan önemli ölçüde yararlanmaktadır.
Sanal organizasyonlar, örgüt kademelerinin azalmasına ve yataylaşmasına sebep olmaktadırlar. Esnek üretim anlayışı ve değişimin hızına kısa sürede ayak uydurma gereği, klasik işletme yapılarının küçülmesine ve giderek sanal bir şekil almaları ile sonuçlanmaktadır. Küresel rekabet ortamında var olmak için, bilgi sistem ve teknolojilerini kullanmak gerekmektedir. Bilgi sistem ve teknolojilerinin en gelişmiş şekli, ise sanal organizasyon yapılarında karşımıza çıkmaktadır.

 

 



Kaynakça
AKTAŞ Ziya, (1983), “Bilgi Birikim Ve Erişim Sistemleri”, Ankara Üniversitesi Yayınları ANKARA
AYDIN E. Doğan, (1992 ), “Bilişim Sistemleri Sözlüğü”, Doruk Yayınları, ANKARA.
AKIN H.Bahadır (1998) "Küresel Rekabet Ortamında Teknoloji Yönetimi: Bisküvi
Çikolata ve Gofret Sanayiinde Teknoloji Yönetimine ilişkin Bir Uygulama"
Yayınlanmış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Konya,
 

BARBAROSOĞLU Gülay, PİNHAS David, (1994 ), “Küreselleşme ve Türk Endüstrisi”

Yöneylem Araştırma Ve Endüstri Mühendisliği XV. Ulusal Kongresi Bildiriler Kitabı, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, İSTANBUL
ERKAN Hüsnü, (1992 ), “Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme”, Türkiye İş Bankası

Yayınları, İZMİR


İSTANBUL TİCARET ODASI, (1983), “Çağdaş İletme Yönetiminde Bilgi İşlem Sistemleri”Milli Productivite Yayınları, İSTANBUL
SAYIN R. Erol, (1998), “Yönetim Bilgi Sistemi”, Anadolu Üniversitesi Yayınları,

ESKİŞEHİR


SEZGİN Atilla, (1975), “Bilgi İşlem Mekanizmalarına Dayalı Yönetim Bilgi Sistemleri”

Ankara Üniversitesi Yayınları, ANKARA


TUTAR Hasan, (2000) “Küreselleşme Sürecinde İşletme Yönetimi” , Hayat Yayınları İSTANBUL
ÖZTÜRK Azim, (1998), “Küreselleşen Dünyada Yöneticilik”, Nobel Kitabevi

ADANA
WEILL Peter, BROADBENT Marianne, (1999), “Enformasyon Alt Yapısı”



Boyner Holding Yayınları, İSTANBUL
Yüklə 185,27 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin