Kurs ve Ders Hedefleri) Prof. Dr. Feridun Yenisey (Örgütlü Suçlar ve Terör Suçlarının Muhakemesi) Yrd. Doç. Dr. Namık Kemal Topçu


b. Tanık Veya Sanığın Suç Ortağının Duruşmada Hazır Bulunmalarına Olanak Olmayan Hâller (CMK 211/1-B)



Yüklə 3,66 Mb.
səhifə36/77
tarix16.01.2019
ölçüsü3,66 Mb.
#97569
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   77

b. Tanık Veya Sanığın Suç Ortağının Duruşmada Hazır Bulunmalarına Olanak Olmayan Hâller (CMK 211/1-B)

Soruşturma evresinde, duruşma hazırlığı veya duruşma aşamasında naip hâkim veya istinabe olunan mahkeme huzurunda dinlenen tanık veya sanığın ifadelerinin de okunması ile yetinilir (CMK 211/1-b).

Tanık veya sanığın suç ortağının, hastalık veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle, belli olmayan bir sure için duruşmada hazır bulunması olanaklı değil ise, bu kişilerin duruşmada dinlenmesi yerine, daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş olan tutanaklar ile kendisinin yazmış olduğu belgeler, duruşmada okunabilir.

Bu gibi hâllerde tanık veya sanığın suç ortağı duruşma salonunda hazır bulunmadığı için, sanığın kendisini suçlayıcı beyana karşı doğrudan soru sorma hakkı elinden alınmış olmaktadır. Bu nedenle, en azından, önceki dinlemenin yapıldığı oturumda sanığın veya müdafiinin hazır bulunmuş olması gerekir. Herhangi bir işlem sırasında bir kimsenin hazır bulunabilmesi, gerekli sual sormak hakkını da haiz olması demektir. Gerçekten bu işlemler, duruşmanın önceden yapılan bir kısmıdır. İleride duruşma sırasında, tutanağın okunması ile yetinilecektir (CMK 211). Onun içindir ki duruşmadaki sual sorma hakkı (CMK 201, 215) burada da tanınmalıdır.



c. Tanığın İfadesinin Önem Derecesi İtibariyle, Duruşmada Hazır Bulunmasının Gerekli Görülmemesi (CMK 211/1-C)

Tanığın vereceği ifadenin önem derecesi itibariyle duruşmada hazır bulunması gerekli sayılmıyorsa, duruşmada dinleme yerine, önceki dinlemenin tutanağı veya kendi yazdığı belge okunabilir (CMK 211/1-c).



ç. Süjelerin Birlikte Tutanak Okunmasına Rıza Göstermeleri (CMK 211/2)

CMK 211/1 de sayılanların dışında kalan tutanakların duruşmada okunması konusunda C. savcısı, katılan veya vekili, sanık veya müdafii birlikte rıza gösterebilirler (CMK 211/2).

Bir açıklamayı veya görüşü içeren resmî dairelerden yazılan yazılar okunabilirse de (CMK 214/1), sanığın tavr-u hareketine dair beyanı ihtiva eden iyi hâl belgeleri, anlaşma ile dahi okunmamalıdır. Mehaz Kanun da, sanığın iyi hâlli olup olmadığının sadece tanık beyanı ile isbat edilmesini kabul etmiştir.

Fenni muayene ve doktor raporu (ile bilirkişi veya uzman raporları) da üzerinde varılan anlaşma uyarınca okunabilir (CMK 214/1).

Ancak, belge okumanın mecburî olduğu hâllerde, tarafların anlaşması ile okuma kabul edilemez. Meselâ delil, bir yazılı belge ise, bu belgenin okunması gerekir. Bu okuma, sözlülük ve vasıtasızlık prensiplerinin bir sonucudur. Duruşmada okunması "zorunlu" olan belge ve tutanaklar CMK 209/1 da gösterilmiştir: (a) Sanığın naip veya istinabe yoluyla yapılan sorgusunun tutanakları; (b) Tanığın naip veya istinabe yoluyla alınan ifadesinin tutanakları; (c) Muayene tutanakları; (d) Keşif tutanakları; (e) Delil olarak kullanılacak belgeler ve diğer yazılar, (f) Adli sicil özetleri; (g) Sanığın kişisel durumuna ait bilgiler; (h) Sanığın ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgelerin duruşmada okunması mecburidir (CMK 209/1).

d. Tanığa, Önceki İfadesinin Hatırlayamadığı Kısmının Okunması (CMK 212/1)

Duruşmada tanığın önceki ifadesinin okunması yasaksa da, eğer tanık, duruşmada, bir noktayı hatırlayamadığını söylerse, varsa eski beyan ve ifadesini ihtiva eden tutanağın o noktaya ait kısmı okunarak hatırlamasına yardım edilir. Burada, önceki ifadenin tamamının okunmadığına dikkat edilmelidir.

Kollukta alınan eski ifadenin okunması da mümkündür. Hukuk mahkemesinde verilen beyan da okunabilir.

Sanık bakımından ise durum farklıdır: sanığın hâkim veya mahkeme huzurunda yaptığı açıklamaları ile Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan veya müdafiin hazır bulunduğu kolluk ifadesine ilişkin tutanaklar çelişki bulunması hâlinde duruşmada okunabilir (CMK 213). Ancak, kolluk ifade alırken müdafii hazır bulunmadığı durumlarda, sanığın kolluğa verdiği ifadenin tutanağının duruşmada okunması, yasak sorgu sayılarak yasaklanmıştır (CMK 148/4). Bu bir yeniliktir.

Her tanığın dinlenmesi bittikten sonra ve bilirkişinin dinlenmesiyle herhangi bir belgenin okunmasından sonra bunlara karşı bir diyecekleri olup olmadığı katılana veya vekiline veya Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine sorulur (CMK 215).

Tanık dinlendikten sonra, duruşma salonunda bekler. Salonu ancak, başkanın müsaadesi ile terkedebilir. Bunun için önceden taraflara sorulması kuralı (mülga CMUK 241) CMK ya alınmamıştır.

Tanıklar ayrı ayrı dinlenir. Sonradan dinlenecek tanıklar kendilerinden önceki tanıkların dinlenmesinde hazır bulunamaz (CMK 52/1).

Soruşturmada tanıkların birbirleri ile şüpheli ile yüzleştirilmeleri yasaktır. Sadece gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde yüzleştirme kabul edilmiştir (CMK 52/2).

Tanıkların dinlenmesi sırasında görüntü veya sesler kayda alınabilir ancak, mağdur çocukların, duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin tanıklığında bu kayıt zorunludur (CMK 52/3). Bu fıkra hükmü uygulanması suretiyle elde edilen ses ve görüntü kayıtları sadece ceza muhakemesinde kullanılır.

Soruşturma evresinde yapılan işlemlerde; özellikle şüphelinin ifadesinin alınması veya sorgusu, tanık ve bilirkişinin dinlenmesi veya keşif ve muayene sırasında Cumhuriyet savcısı veya sulh hâkiminin yanında zabıt kâtibi bulunur. Müdafii veya vekil sıfatıyla hazır bulunduğu işlemlerle ilgili tutanakta avukatın isim ve imzasına da yer verilir. Adli kolluk görevlisi bulunuyorsa onun da imzası alınır. Tanıklar ön soruşturmada dinlenirken taraflar bulunamaz (CMK 169).

Sanığın hazır bulunmasının tanığın hakikate uygun beyanda bulunmasına mani olabileceği durumlarda hâkim sanığın bulunmasına karar verebilir (CMK 84/3).

e. Tanığın Önceki İfadesi İle Çelişki Bulunması Hâlinde, Tutanağın Tamamının Okunması (CMK 212/2)

Bir tanığın duruşmadaki beyanı ile evvelki beyan ve ifadeleri arasında çelişki varsa evvelce alınmış ifadesi tamamen okunarak, çelişkinin giderilmesine çalışılır (CMK 212/2).

Yukarıda belirtilen hâllerde, sadece önceki tutanağın okunması ile yetinilmez, aynı zamanda ilgilinin beyanı da alınır. Yani, hem ilgili şahıslar dinlenir, hem de eski beyan veya ifadesini havi tutanak okunabilir. Bu hâllerde okumayı gerektiren sebepler, savcının ve sanığın isteği üzerine, duruşma tutanağına (CMK 221) yazılır.

Yasada belirtilen hâller şunlardır:

a) Bir tanık veya bilirkişi veya uzman, bir olayı hatırlayamadığını beyan ederse, evvelki beyanını ihtiva eden tutanağın o olaya ilişkin kısmı okunarak meseleyi hatırlamasına yardım edilir (CMK 212/1).

b) Tanığın son beyanı ile evvelki beyanı veya ifadesi arasında çelişiklik olup da, bunun duruşmayı kesmeksizin başka surette giderilmesi mümkün olmazsa, eski beyan veya ifadesi okunabilir (CMK 212/2). Bu hükmün bilirkişiye de uygulanması lazımdır (CMK 62).

c) Sanığın duruşmada verdiği beyan ile arasında çelişki varsa, daha önce hâkim veya mahkeme huzurunda yaptığı açıklamaların, Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinin veya müdafiinin hazır bulunduğu kolluk ifadesinin tutanakları, duruşmada okunabilir (CMK 213).

Okunan eski beyan, sanık olarak hâkime yapılan beyan ise, "delil" olarak okunabilir. Fakat savcı veya kolluk tarafından alınmış olan ifadelerin delil olarak değil, sadece çelişkinin giderilmesi amacı ile okunması esası benimsenmelidir.



f. Soruşturma ve Kovuşturmada Yapılan Sanık Beyanı Arasında Çelişki Bulunması Hâlinde Önceki Beyanın Okunması (CMK 213)

Sanığın duruşmada verdiği beyan ile arasında çelişki varsa, daha önce hâkim veya mahkeme huzurunda yaptığı açıklamaların, Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinin veya müdafiinin hazır bulunduğu kolluk ifadesinin tutanakları, duruşmada okunabilir (CMK 213).

Sanık hiç bir cebir veya tazyik altında olmadan duruşma dışında bir beyanda bulunmuşsa, bu beyan hakikati öğrenmek hususunda duruşma hâkimi için kıymetli olabilir, yani "delil" teşkil eder. Bunun içindir ki, sanık duruşmada ikrar etmiyorsa, önceki ikrarına delil olmak üzere hâkim huzurunda düzenlenmiş olan tutanak delil olarak okunabilir (CMK 213/1).

Ceza Muhakemesi Kanunu, sanığın hâkim veya mahkeme huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadelerinin duruşmada okunabilmesini kabul ederek (CMK 213), savcı tarafından alınan ifadelere delil olma değeri tanımıştır. Buna karşılık, kolluk tarafından alınan sanık ifadesine ilişkin tutanağın, duruşmada okunabilmesi için, ilk ifade alma sırasında müdafiin hazır bulunmuş olması koşulu aranmıştır (CMK 213). Mülga CMUK 247 ise, sadece hâkim tarafından evvelce tanzim kılınmış bulunan tutanaktaki ifadenin ikrara delil olarak okunmasını kabul ediyordu (CMUK 247/1).

Görüldüğü gibi, duruşma dışındaki ikrarı ihtiva eden tutanak susma hakkı ögretilmişse, kollukta avukat bulundurulmuşsa ve irade serbest iken verilmiş bir ikrar ise, mahkeme önünde delil olma ayrıcalığına sahip olmaktadır.

Sanık duruşmada ikrar ederse, bu ikrar duruşma tutanağına geçirilir, gerekirse tamamıyle yazılırdı (mülga CMUK 266/4). Yeni Kanun bu hususu ayrıca düzenlememiştir.

"Soyut ikrar" mahkûmiyet kararına dayanak yapılamaz. "Tevilli ikrar" da prensip olarak kabul edilmemelidir. Özellikle uzlaşmaya tabi olan suçlarda, şüphelinin uzlaşmayı kabul etmesi, tevil yollu ikrar olarak kabul edilemez.

Kolluk tarafından alınan ifade sırasında suçunu ikrar eden şüphelinin sonradan pişman olarak kabahati kolluğa attığı çok görülmüştür. Bu nedenle kollukta suçunu ikrar eden kişiyi derhâl hâkim önüne çıkartarak sanık sıfatı ile sorguya çekilmesi sağlanırsa (CMUK 156/2), sistem önemli bir delil kazanmış oluyordu. Ancak, 5271 sayılı CMK, CMUK 156'yı düzenlemediği için, bunu kabul etmemiştir. Bunun yerine, ifade alma sırasında avukat bulunması garantisi kabul edilmiştir. Müdafiin hazır bulunmadığı şüphelinin kolluk ifade tutanakları, duruşmada okunamayacaktır (CMK 213).

Sanığın iki ayrı ikrarı bulunsa ve bunlardan sadece biri özgür iradeye dayanmasa bile gene aynı kural uygulanır ve serbest iradeye dayanan ikinci ikrarı da hüküm verilirken kullanılamaz.

g. Belgede İmzası Bulunan Kişinin Açıklamada Bulunmak Üzere Duruşmaya Çağrılabilmesi (CMK 214/1)

Bir açıklamayı ve görüşü içeren resmî belgeler ile fenni muayene ve doktor raporlar duruşmada okunabilir. Bunların okunmasından sonra, gerekli görülürse, imzası bulunan kişi açıklama yapması için duruşmaya çağrılabilir (CMK 214/1).

Bu madde bilirkişi görüşlerinin duruşmada ortaya konması ile de ilgili olduğu için, CMK 68 uygulanır.

Bir açıklamayı veya görüşü içeren resmî dairelerden yazılan yazılar okunmasının (CMK 214/1) istisnası, sanığın tavr-u hareketine dair beyanı ihtiva eden belgelerdir. Mehaz Kanun, sanığın iyi hâlli olup olmadığının sadece tanık beyanı ile isbat edilmesini kabul etmiştir.

Fenni muayene ve doktor raporu (ile bilirkişi veya uzman raporları) da okunabilir (CMK 214/1). Kandan örnek alınması, kan grupları, kandaki alkolemi derecesi, uyuşturucu veya keyif verici madde bulunup bulunmadığı gibi konulardaki raporlar ile taşıtların hızını gösteren takometre kayıtları hakkındaki raporların da CMK 249/1 deki şartları gerçekleştirdiğinde tereddüt etmiyoruz. Almanlar, yorumla yetinmeyerek, bunları da fıkraya eklemişlerdir (StPO 256, I).

Bu raporlar üzerine mahkeme ek açıklamaya lüzum görürse, yazılı veya sözlü mütalaa alınabilir (CMK 214/1).

Mütalaa kurul tarafından verilmişse, mahkeme duruşmada kurulun mütalaasını beyan etmek görevini üyelerin birine vermeyi o kurula teklif edebilir (CMK 214/2).

Bilirkişinin ve uzmanın duruşmada dinlenmesi (CMK 68/1), tanık dinleme işlemi değildir. Ancak, bilirkişi yaptığı bilimsel inceleme neticesinde incelediği maddeyi tüketmek zorunda kalmışsa, incelediği olgunun tanığı olarak dinlenebilir. Fakat yargılanan fiil hakkında doğrudan edindiği bir bilgi varsa, başka bir kişi bilirkişi olarak görevlendirilmeli, o kişi de "tanık" olarak dinlenmelidir.

Bilimsel görüşlere ilişkin açıklama, CMK 68 hükümlerine göre yapılması (CMK 214/3), bilirkişinin duruşmaya zorla getirilmesi konusunu gündeme getirir. Ceza Muhakemesi Kanunu 62'nci maddesinde, "bilirkişinin tanıklarla aynı hükümlere tabi olması sistemi" sürdürmüşse de, "usulünce çağırıldığı hâlde gelmeyen veya gelip de yeminden ve görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında CMK 60/1 uygulanır" şeklindeki hüküm (CMK 71), bilirkişinin zorla getirilmesi yolunu kapatmıştı. Ancak, 2006 yılında 5560 sayılı Kanun ile CMK 146'ya eklenen 7'inci fıkra ile çağrıya rağmen gelmeyen bilirkişi (tanık, mağdur ve şikâyetçi) ile ilgili olarak da zorla getirilme kararı verilebilmesi kabul edildi.

22.2. Terör Suçlarının Kovuşturma Evresindeki Özellikler

22.2.1. Genel Bilgiler

Terör suçlarına bakan TMK'nın 10 ile yetkili mahkemelerin 2014 yılında kaldırılmasından sonra, kovuşturma aşamasında CMK'nın genel hükümleri uygulanacağından, duruşma açısından bir farkı kalmamıştır.

Oysa 2014 öncesinde durum farklı idi: 6352 sayılı yasanın geneli ile getirilen düzenlemeler sonrasında CMK 250 ile yetkili mahkemelerde olduğu gibi, özel yetkili mahkeme algısını ortaya koyacak bir fark oluşturulmamıştı. Ancak TMK 10 ile yetkili mahkemeler, uzmanlaşmanın yapıldığı ve yetki alanı birden fazla ili kapsayan mahkemeler hâline gelmişti.

Genel usulden sapma gösteren bazı hükümler ise, muhafaza edilmişti. Meselâ, mülga TMK 10/3-g uyarınca, güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verilebiliyordu. Bu düzenleme mülga CMK 252/c'deki eski düzenlemenin aynısı idi.

Uygulamada ise sanık sayısı, avukat sayısı ve izleyici yoğunluğu nedeniyle duruşmaların mahkemenin bulunduğu adliye binasındaki duruşma salonu yerine, daha büyük yapılmış olan cezaevlerindeki duruşma salonların tercih edildiği şeklinde görülüyordu. Bu sorunun giderilmesi açısından TMK 10. maddesi ile görevli mahkemelerin bulunduğu adliyelerde daha fazla sanık ve avukatın katılımını sağlayacak 1 veya 2 duruşma salonunun yapımı daha uygun olurdu. Ayrıca duruşmaların aleniliğinin sağlanması açısından sınırlı izleyici bölümü olmalı diğer izlemek isteyenlerin bu imkândan yararlanması için görüntünün başka bir duruşma salonu veya adliyedeki konferans salonuna aktarılması sağlanabilirdi. Uygulamada 200 sanık, 100 kadar avukatın katıldığı bir duruşma salonuna, 300 kadar izleyicinin alınması ile yapılacak duruşmanın yargılamadan amaçlanan gerçeğin ortaya konulması, mahkemenin yüz yüze yargılama yapması, sanık ve savunma makamı ile katılanların mahkeme ile ilişkilerini zedeler hâle gelmekte, mahkemenin duruşma hâkimiyetini zedelemektedir.

22.2.2. Ses ve Görüntü Alıcı Aletlerin Kullanılması

CMK'nın 183. Maddesi dikkate alınarak getirilen düzenlemenin mahkemenin duruşma salonunu gören kayıt cihazları ile duruşmanın tamamını kayda alınmasını engeller nitelikte değerlendirilmemeli, ayrıca CMK 196/4. Fıkra ile birlikte değerlendirilerek gerekirse alacağı bir ara karar ile tüm duruşmayı kayıt altına alan mahkemenin daha sonra tarafların anlatımlarının çözümünü yaptırmak sureti ile düzenleyeceği tutanaklar ile yargılama yapmasının mümkün olduğu gözetilmelidir.



Yapılacak olan çözümde sanık, tanık ve müşteki beyanları ile avukatların beyanları, varsa iddia makamının anlatımları çözümlenmelidir.

Yargılama sırasında düzenlenecek duruşma tutanağında mahkemenin yapmış olduğu işlemlerin denetlenebileceği duruşma zabıtları tutulmalı, yukarıda belirtilen beyanda bulunan kişiler dışındaki yapılan işlemler duruşma zaptına yazılmalıdır.



22.2.3. Sorgu Sırasında Sanığın Mahkeme Salonundan Çıkarılabilmesi

CMK 200'deki bu düzenlemenin uygulanabilmesi için dosya kapsamında sanıklar dinlenmeden önce sanık veya tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse veya yargılama sırasında bu konuda mahkemenin bir veriye ulaşması hâlinde sanıkların birinin veya tamamının dışarı çıkartılarak ilgili sanığın veya tanığın bu şekilde dinlenmesi ön görülmüştür. Sanıklar duruşma salonuna alındığında yokluklarında yapılan duruşma tutanakları okunmalıdır. Duruşmanın ses kayıt sistemi ile yapılması hâlinde ise, çözümü yapılacak olan tutanakların bir sonraki duruşmada okunması da yeterli görülmelidir.



22.2.5. Tercüman Bulundurulacak Hâller

Tercüman konusunda getirilen bu düzenlemeyi iki bölümde değerlendirmek gerekir:

1. Sanık veya mağdurun meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilmemesi hâlinde; bu hâlde bulunan kişinin mahkeme tarafından yapılmış olan tespitinden sonra alınacak olan bir ara karar ile mahkeme tarafından kendisini anlatabileceği dilde tercüman atanması ile savunma veya beyanı alınır, tercümana ilişkin yapılan yargılama giderleri devlet hazinesi tarafından karşılanır.

2. 6411 sayılı yasa ile getirilen değişiklik ise sanığın savunmasını yapabilecek kadar Türkçe bilmesine rağmen sözlü savunmasını istediği başka bir dilde yapabilmesine ilişkin düzenlemedir. Bu düzenlemenin ilkeleri şunlardır;

a. Ceza muhakemesinde yer alan kişilerden sadece sanığa tanınan bir haktır. Sanık savunma yapacağı dili bizzat seçer.

Getirilen düzenleme sadece sanık için getirilmiştir. Müşteki ve tanıklar için bu hak bulunmamaktadır. Sanığın Türkçe dilini bilmesine rağmen kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dili seçmesine imkân sağlamaktadır. Burada mahkemenin takdir hakkı yoktur. Mahkeme sanığın seçtiği dil ile savunma yapmasındaki dil bilgisini değerlendiremez. Ancak sanık tercüman vasıtası ile seçtiği dilde meramını anlatamaması hâlinde mahkemenin bu durumu zapta geçme, sanığa, yapmış olduğu savunmayı anlayamadığını ortaya koymasına, sanığın mahkeme tarafından sorgulanması hakkını ortadan kaldırdığına yönelik tespit yapmasına engel nitelikte değildir. Sanığın mahkemenin bu tespitine rağmen savunmasını seçtiği dilde aynı şekilde devam ettirmesi, susma hakkını kullanma şeklinde yorumlanmalıdır Mahkemeye, sanığı savunma yapmaya zorlama hakkı verilmemiştir.

b. İddianamenin okunması ve esas hakkındaki mütalaanın verilmesi üzerine yapılabilir.

Bu madde ile getirilen düzenleme sanığa tüm yargılama boyunca, istediği dilde savunma yapması hakkını sağlamamıştır. Kanun koyucunun iradesi iddianame okunmasından ve iddia makamının esas hakkında mütalaasından sonra, sanığa tanınan sözlü savunma hakkında, istediği dilde tercüman yardımıyla savunma yapacak şekilde düzenlemeyi sınırlı tutmuştur

c. Sadece sözlü savunma hakkı verir.

Sanığın sözlü savunmasını kapsadığı dikkate alındığında yazılı olarak başka bir dilde savunma yapmasına imkân vermemektedir.

d. Tercümanlık yapacak kişi, bilirkişi listesinden seçilir.

e. Sanık, tercümanlık yapacak kişiyi, komisyonun hazırladığı tercüman listesinden bizzat seçer.

Komisyonun hazırlamış olduğu listede bulunmayan bir dilden tercüman talep edilmesi hâlinde mahkemenin bu konuda tercüman sağlaması gerekecektir. Ancak yargılamanın sürüncemede bırakılması amacına yönelik kötüye kullanım söz konusu olmaması hâlinde uygulanacak olan bir prensiptir.

f. Tercüman gideri devlet hazinesi tarafından karşılanmaz.

Getirilen yeni düzenleme ile sanığın seçmiş olduğu tercüman ücretini kendisinin ödemesi öngörülmüştür.

Ceza Muhakemesi Kanununa göre tercüman listelerinin düzenlenmesi hakkında yönetmelik 05/03/2013 tarihinde Resmî Gazete'nin 28578 sayısında yayınlanmıştır. Bu yönetmelik gereğince;

Madde 12

(1) Türkçe bilmeyen ya da engelli olan şüpheli, sanık, mağdur veya tanık için görevlendirilen tercümanın giderleri, yargılama gideri sayılmaz ve bu giderler Devlet Hazinesince karşılanır.

(2) Komisyonlarca oluşturulan listelerden Kanunun 202'nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında sanık tarafından seçilen tercümanın giderleri Devlet Hazinesince karşılanmaz. Bu durumda, mahkeme tercüman gideri ile vezneye yatırılması gereken süreyi belirler.

Yönetmelik 12/2.maddesi dikkate alındığında sanığın tercüman hizmetinden yararlanabilmesi için bir ücret ödemeyi kabul etmesi ve ücreti mahkeme veznesine yatırması gerekmektedir.

Bu nedenle sanıklara çıkarılacak davetiyede bir tercüman hizmetinden yararlanmak isteyip istemeyecekleri, istemeleri hâlinde listeye nasıl ulaşabilecekleri, listeden belirledikleri tercümanı mahkemeye, belirlenecek makul süre içinde bildirmesi ve önceden tercümana ulaşılabilmesi için yine belirlenecek makul bir sürede ücreti yatırmaları için ihtarat yapmak gerekir. Aynı ihtaratın, tutuklu sanıklara duruşma günü bildiriminde cezaevi kanalı ile tercüman listesinden birini seçme konusunda tebligat yapılırken de yazılması gereklidir. Ücretin cezaevi kanalı ile ödenebilmesine imkân sağlanmalıdır. Aksi hâlde sanığın duruşmaya geldiği sırada "ben tercüman istiyorum." demesi hâlinde, tercümanın temini açısından geçecek zaman dikkate alındığında yargılamayı uzatacağı, tutuklu sanığın savunması alınamadan bir süre daha beklenmesine neden olunacağı unutulmamalıdır.

g. Bu imkân yargılamanın sürüncemede bırakılması amacına yönelik olarak kötüye kullanılamaz.

Kanun koyucunun yasa ve yönetmelikte yer alan bu düzenlemesi somut olaya ve talebe göre değerlendirilmelidir. Sanığın salt mahkemeyi uzatmak amacıyla ilgisi olmayan bir ülkenin yerel bir dilini "konuşmak için seçiyorum" demesi gibi özel talepler ile gelmesi hâlinde bu düzenleme dikkate alınmalıdır.

22.2.6. Sanığın Dışarı Çıkarılması

Terör suçundan yargılanan sanıkların duruşma sırasında duruşma düzenini bozmak, yargılamayı engellemek amacı ile duruşmanın yürütülmesini tehlikeye sokacak şekilde davranışlar sergiledikleri görülmektedir. Bu nedenle bu davranışları sergileyen sanıkların gerekli olan uyarılara rağmen davranışlarına devam etmeleri hâlinde bu hususlar tutanağa geçirilmek sureti ile CMK 204 maddesi gereğince duruşma salonundan çıkartılabilir. Sanığın duruşma salonundan çıkarılabilmesi için sanığın duruşma salonunda bulunmasının zorunlu görülmemiş olması gerekir. Bu durumda sanığın savunma hakkı kısıtlanmayacak şekilde bu tedbire müracaat edilmesi düşünülmelidir. Sanık iddianamenin okunmasından sonra savunmasının alınması ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasından sonraki savunmasının alınması aşamalarında duruşma salonuna alınmalıdır. Yokluğunda yapılan işlemler sanığa okunmalıdır.



22.3. Uygulamada Duruşmalarda Karşılaşılan Sorunlar

22.3.1. Duruşmalarda Tarafların Beklemesi Sorunu

CMK 175/2 maddesindeki düzenleme dikkate alınarak duruşma gününün belirlenmesi aşamasında özen gösterilmesi ile tarafların, tanıkların duruşma salonunun dışında veya içinde çok uzun süre beklemelerinin önüne geçilebilecektir. Bu kapsamda onlarca sanığın, onlarca katılanın ve onlarca tanığın bulunduğu duruşmalar için tensip yapılırken dosyanın kapsamı, sanıklara isnat edilen suçlama, savunmaları için geçecek süreler hesaplanarak tensip zaptında birden fazla duruşma günü aynı zamanda belirlenmeli, sanıkların dinleneceği günler belirtilmeli, müştekilerin dinleneceği günler ve tanıkların dinleneceği günler ayrılmalıdır. Örneğin; 10 olayın bulunduğu bir dosyada öncelikle tüm sanıkların sırası ile savunmalarının alınması ön görüldükten sonra 1. Olayın müşteki ve tanıkları tensipte ayrıca belirtilmeli, bunların dinleneceği gün hesaplandıktan sonra yapılan tensibin duruşma günü tebliğinde sanıkların dinlenmesine başlanacağı günün belirtilmesi, müştekinin dinleneceği günün kendisine bildirilmesi, istemesi hâlinde duruşmanın başından itibaren katılabileceğinin vurgulanması, tanığın ise dinleneceği günün tensip ile belirlenerek sadece o gün için, hatta öğleden önce ve öğleden sonra şeklinde yapılacak olan planlama ile zaman belirtmesi de yapılarak kişilerin beklemesinin azaltılabileceği dikkate alınmalıdır.



22.3.2. Tensip İşlemi Sırasında Duruşmada Dinleneceklerin Dosya Dizini Yapılması

Bu kapsamda yargılama aşamasında müşteki, sanık ve tanık gibi duruşma sırasında dinlenecek olan kişilerin beyanlarının hangi klasörde ve sayfa kaçta olduğu önceden belirlenmelidir. Onlarca klasörü bulan bir dosyada yargılama aşamasında önceki ifadelerin okunabilmesi için önceden yapılacak olan bu dizin, yargılamanın zaman kaybını önleyeceği gibi duruşma zabıtlarında bazen görülen "önceki ifadeleri okundu", "doğrudur aynen tekrar ederim." şeklindeki klişe ifadeler kullanmak yerine önceki ifadesinin kolluk, savcılık ve sorgu olarak 3 bölüm hâlinde belirtilmesi ve bunların bulunduğu yerlerin neresi olduğu gösterilerek duruşmada bu ifadenin okunarak irdelendiğini ortaya koyacak şekilde ifadelerin zapta yazılmasına özen gösterilmelidir.



Yüklə 3,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin