19.5. Gizli Soruşturmacının Delil Toplama Yetkisi (CMK 139/4)
Soruşturmacı faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamakla yükümlüdür (CMK 139/4). Ancak hâkim kararı ile yapılması gereken koruma tedbirlerini kendiliğinden uygulayamaz; meselâ iletişimi denetleyemez, arama yapamaz, teknik araçlarla izleme yapamaz.
19.6. Soruşturmacının Suç İşlememesi Kuralı (CMK 139/5)
Soruşturmacı görevini yerine getirirken suç işleyemez ve görevlendirildiği örgütün işlemekte olduğu suçlardan sorumlu da tutulamaz (CMK 139/5).
19.7. Delil Yasağı
Gizli soruşturmacı CMK 139/7 de sayılan suçlar dışındaki suçların delilini elde ederse, bunlar muhakemede delil olarak kullanılamaz. Zîra CMK sadece iletişimin denetlenmesinden elde edilen tesadüfi deliller konusundaki hüküm sevk etmiş, gizli soruşturmacı veya teknik araçlarla izleme (CMK 140) konusunda tesadüfi delilin kullanılması ile ilgili izin veren bir kural koymamıştır.
19.8. TMK 10/1 Terör Suçlarındaki Özellikler
Terörle Mücadele Kanunun 10/3-h maddesine göre, CMK 139 uncu maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendindeki istisnalar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda uygulanmıyordu.
2014 yılında TMK 10 kaldırılınca, bu istisna da ortadan kalktı.
19.9. Bykov V. Rusya Kararı (10 Mart 2009)
Bireysel başvurucu Bykov, gizli soruşturmacı V. ile yaptığı özel görüşmede, kendisini suçlayıcı beyanda bulunması için, kolluk güçleri tarafından oyuna getirilmiş bulunduğunu ileriye sürmüş ve hukuka aykırı bir şekilde elde edilen ses kaydının delil olarak kullanılmasının 6/1 maddeye aykırı olduğunu iddia etmiştir. Hükûmet ise, savunma olarak, gizli operasyon yolu ile elde edilen ses kaydı delililin diğer delillerin bir kısmını oluşturduğunu, 40 tan fazla tanık dinlendiğini ve fiziki deliller bulunduğunu, bu delillerin mahkeme önünde tartışıldığını ve başvurucunun iradesinin hiç bir zaman baskı altına alınmış olmadığını belirtmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Bykov kararında gizli soruşturma yöntemleri ile elde edilen deliller hakkındaki ilkeleri belirlemiştir: Mahkemenin görevi, taraf devletlerin Sözleşmenin 19 uncu maddesi uyarınca, yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini irdelemektir, yoksa ceza davasında ikame edilen delillerin kabul edilebilirlikleri konusunda bir inceleme yapmak görevi yoktur (Schenck v. Switzerland, para. 48, Teixeira de Castro v. Portugal, para. 34, Jalloh v. Germany para. 94-96). Mahkeme önüne gelen bir davada, muhakemenin bütün süreçlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesini yapar ve muhakemenin bir bütün olarak adil ve hakkaniyete uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetler: bu denetlemeye delillerin elde ediliş biçimleri de dâhildir. Bu denetleme Sözleşmede güvence altına alınan hak ve özgürlükler açısından yapılır. Bütün olarak değerlendirme yapılırken, savunma hakkına riayet edilip edilmediği de incelenir. Savunma açısından en önemli nokta, aleyhindeki delilleri duruşmada tartışma imkânına kavuşmaktır. Kesin bir kanaat oluşturulabilmesi için, tek bir delile dayanılmaması, bunun başka delillerle desteklenmesi gerekir. Elde edilen delil ne kadar güçlü olursa, yan delillere olan ihtiyaç o derecede azalır (Sınar/Erden, Fasikül, Aralık 2010, 35).
Gizli soruşturmacı tarafından delil toplanırken şüphelinin susma hakkının ihlâl edilip edilmediği konusunda ise, susma hakkının irade üzerinde baskı kurulmasını önlemek olduğu (Saunders v. UK, para. 68-69), şüpheliye uygulanan baskının niteliği ve derecesi ile muhakeme sürecinde sanığa salanan güvenceler arasında bir denge kurulması gerektiği vurgulanmıştır.
Bu prensipleri somut olaya uygulayan AHİM, gizli soruşturmacı ile Bykov arasında geçen ve gizlice radyo üzerinden kayda alınan konuşmaların sanık tarafından gerek ilk derecede ve gerekse istinaf aşamasında tartışma imkânına sahip bulunduğunu ve hukuka aykırılık iddiası yaptığını saptamıştır. Gizli ses kaydı dışında başka deliller de bulunduğunu ve yerel mahkemenin delilleri değerlendirirken keyfi davranışta bulunmadığını saptayan AHİM, Bykov'un gizli soruşturmacı V. ile - Allan kararının aksine, gözaltında tutulduğu hücrede değil - kendi malikhanesine bağlı misafir evinde yaptığı görüşmede, tamamen kendi özgür iradesi ile hareket ettiği sırada, konuşmak veya konuşmamak konusunda baskı altında olmadığı sırada konuştuğunu belirlemiştir. Bu görüşmeden elde edilen delilin güvenilirliği konusunda da asgari güvenceler sağlanmış bulunduğu için, 8'inci maddeye aykırı olmasına rağmen, gizli ses kaydının delil olarak kullanılmasının Sözleşmenin 6 ıncı maddesini ihlâl etmediğine karar vermiştir.
TEKNİK ARAÇLARLA İZLEME
20.1. Teknik araçlarla izleme kararı verilmesinin koşulları (CMK 140/1)
20.2. Teknik izlemenin kapsamı (CMK 140/1)
20.3. Teknik araçlarla izleme kararının verilmesi (CMK 140/2)
20.4. Delil yasağı (CMK 140/4)
20.5. Teknik izlemeyi yapan kolluk görevlisinin tanıklığı
20.6. Terör suçlarındaki özellikler kaldırıldı
20. Teknik Araçlarla İzleme (CMK 140)
"Madde 140 (Değişik: 21/02/2014-6526-14 md)
(1) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi hâlinde, şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir:
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79,80),
2. Kasten öldürme (madde 81,82,83),
3. (Ek: 21/02/2014-6526-14 md) Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma (madde 148,149),
4. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
5. Parada sahtecilik (madde 197),
6. (Mülga: 21/02/2014-6526-14 md.)
7. (Ek: 25/5/2005 - 5353/19 md) (Değişik: 21/02/2014-6526-14 md.)
Fuhuş (madde 227),
8. ¡hâleye fesat karıştırma (madde 235),
9. Rüşvet (madde 252),
10. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282),
11. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315),
12. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337),
Suçları.
b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren
suçlar.
d) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.
(2) (Değişik: 21/02/2014-6526-14 md.) Teknik araçlarla izlemeye ağır ceza mahkemesi tarafından oy birliğiyle karar verilir. ¡tiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır.
(3) (Değişik: 21/02/2014-6526-14 md.) Teknik araçlarla izleme kararı en çok üç haftalık süre için verilebilir. Bu süre gerektiğinde bir hafta daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi hâlinde, mahkeme yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir haftadan fazla olmamak ve toplam dört haftayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.
(4) Elde edilen deliller, yukarıda sayılan suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturma dışında kullanılamaz; ceza kovuşturması bakımından gerekli olmadığı taktirde Cumhuriyet savcısının gözetiminde derhâl yok edilir.
(5) Bu madde hükümleri, kişinin konutunda uygulanamaz."
20.1. Teknik Araçlarla İzleme Kararı Verilmesinin Koşulları (CMK 140/1)
Ceza Muhakemesi Kanunu "teknik araçlarla izleme" adını verdiği bu yöntemde, liste hâlinde saydığı suçların işlendiği hususunda "kuvvetli şüphe sebepleri" bulunması hâlinde şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ile işyerinin teknik araçlarla izlenebilmesini, ses veya görüntü kaydına alınabilmesini hâkim kararı ile olanaklı hâle getirmiştir.
Ceza muhakemesinde kullanılan gizli soruşturma yöntemlerinden biri olan teknik araçlarla izleme kararı verilebilmesi için CMK160 kapsamında bir suç işlendiği izlenimi veren hâl bulunmalı ve C. savcısı tarafından numara verilerek, soruşturma başlatılmış bulunmalıdır.
Suç işlenmeden önce istihbarat çalışmaları kapsamındaki teknik takipler PVSK Ek 7 maddeye tabi olup ceza muhakemesinde delil olarak kullanılamazlar (PVSK Ek 7/7).
Teknik araçlarla izleme tedbirine başvurulabilmesi için 140 ncı maddede belirtilen suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebepleri bulunması bulunması gerekir.
Teknik araçlarla izleme tedbiri istisnai ve ikincil bir yöntem olduğu için klasik delil araştırma yöntemlerinin başarılı olmamış bulunması gerekir.
20.2. Teknik İzlemenin Kapsamı (CMK 140/1)
Teknik araçlarla izleme kamuya açık, aleni yerlerdeki faaliyet için uygulanabilir. Bu izleme belli bir kişinin ısrarlı ve sistematik şekilde izlenmesidir.
Ancak bir defaya mahsus olarak ve suç işlendiği sırada bir kayıt yapılmışsa, bu işlem CMK 140 kapsamında değerlendirilmez. Meselâ aleni bir alanda yapılan toplantı veya gösterinin çekilen videoları ceza muhakemesinde delil olarak kullanılabilir (8. CD 17.10.2007, K. 7299; 9. CD 1.5.2007, K. 3617).
Yargıtay kamuya açık alan kavramını geniş yorumlamaktadır. Meselâ Edirne gümrüğünde çalışan görevlilerin görevin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle yarar sağlamak amacı etrafında birleşerek, örgüt kurdukları şüphesi ile soruşturma başlatılmış ve CMK 140 kapsamında teknik takip yapılmış, tesadüfi deliller de ele geçirilmiştir. Yargıtay bu olayda, gümrük sahasında çalışan personelin peronlardaki faaliyetinin, "iş yerinde" sayılmayacağı, özel hayat beklentisi bulunamayacağı gerekçeleri ile ses ve görüntü kayıtlarının (tesadüfi olanlar da dâhil) delil olarak kullanılabileceğine karar vermiştir (5. CD 26.12.2006, K. 10661).
Teknik araçlarla izleme konusundaki bu düzenleme 4422 sayılı Kanunun 3 ncü maddesindeki yetkiye nazaran, büyük ölçüde daraltılmıştır. 4422 numaralı Kanunun konut ve ikametgâhın da teknik izlemeye tabi olmasını kabul etmişken, CMK 140/1 konut ve ikametgâhı dâhil etmemiş sadece kamuya açık yerlerdeki faaliyetler ve işyerini yetki kapsamında tutmuştur. CMK 140/5, "bu madde hükümlerinin kişinin konutunda uygulanamayacağını" açıkça belirtmektedir.
"Teknik araçlarla izleme" şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetlerinin ve işyerinin teknik araçlarla izlenmesi, ses veya görüntü kaydının alınmasıdır (CMK 140/1).
Ses ve görüntü kaydı dışında diğer teknik cihazların kullanılması, meselâ GPS ile nerelere gittiğinin uydudan izlenmesi ve kayda alınması CMK da yer almamaktadır. Bu bir kanuna aykırılıktır. Konu Uzun/Almanya kararında AİHM tarafından tartışılmış ve teknik gelişmelere kapının kapanmaması gerektiği vurgulanmıştır.
Özel kişilerin çektiği gizli video filmleri, Anayasal haklara ağır bir müdahâle teşkil ediyorsa delil olarak kullanılamaz (AnyM. 14 22.6.2001, K. 2). Ancak gizli video çekiminin savunma delili olarak kullanıldığında farklı yaklaşımlar vardır: kaydı yapan kişiye yönelik olarak işlenen bir suçun ispatı amacı ile kullanma kabul edilebilir (4. CD 22.12.2009, K. 21077). Meselâ sanık doktorun muayenehanesine giden ve kamera ile gizli çekim yapan Sevil adlı haber elemanı, İl Jandarma Komutanlığında geçici görevli olarak çalışmış, ancak adresi bulunamadığı için ifadesi alınamamıştır. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, video bandının soruşturma makamları tarafından çekilmemesi, hâkim kararı bulunmaması ve çekimi yapanın tanık olarak dinlenmemesi gerekçeleri ile "delil elde etme yasağı" kapsamına girdiğini kabul etmiş ve "delil değerlendirme yasağı"açısından ise hukuka uygun diğer delillerle mahkûmiyet kararı verileceğine karar vermiştir (AsCMK 163) (ASYDKK 29.12.2005, K. 116).
20.3. Teknik Araçlarla İzleme Kararının Verilmesi (CMK 140/2)
Teknik araçlarla izleme kararı verilmesi için aranan koşulların (yukarıda I) gerçekleştiği durumlarda, C. savcısının talebi üzerine, teknik araçlarla izlemeye ağır ceza mahkemesi tarafından oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır (CMK "2014-6526"140/2),
Bazı koruma tedbirlerinde olduğu gibi teknik araçlarla izleme tedbiri açısından da kararda hangi unsurların yer alacağı açıkça belirtilmemiştir. Bununla birlikte maddedeki düzenlemeden hâkim kararında şu unsurların bulunacağı anlaşılmaktadır.
CMK 140/2'deki suç listesindeki suçların suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilemediği karara yansıtılmalıdır. Kararda şüpheli veya sanığın kimliği ile teknik araçlarla izlemenin süresi de yer alır. Kararın böylece gerekçelendirilmesi lazımdır. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde teknik araçlarla izleme emri (Kanun karar diyor) C. savcısı tarafından verilir. C. savcısı tarafından verilen kararlar 24 saat içinde onaya sunulur (CMK 140/2).
20.4. Delil Yasağı (CMK 140/4)
Teknik araçlarla izleme tedbirinden elde edilen deliller sadece CMK 140/1 de sayılan suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda kullanılabilir (CMK 140/4).
Soruşturma kapsamı dışında kalan başka bir kişiye veya suça ilişkin olarak tesadüfen elde edilen deliller kullanılamaz. Zîra CMK 138/2 sadece iletişimin denetlenmesinden elde edilen ve katalog suçlarına ilişkin tesadüfi delilin kullanılmasına cevaz vermiş, diğer yöntemleri hariç tutmuştur.
Elde edilen bu deliller ceza kovuşturması bakımından gerekli olmadığı takdirde C. savcısının gözetiminde derhâl yok edilir.
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde C. savcısı tarafından verilen emirle 24 saatlik bir süre için yapılan teknik araçlarla izlemeden elde edilen delillerin hâkim tarafından tedbirin onaylanmadığı durumlarda kullanılıp kullanılmayacağına ilişkin CMK 140'da bir açıklama yoktur. Benzer bir konu olan iletişimin denetlenmesinde savcı emri ile yapılan denetlemelerde sonradan hâkim karar vermediği durumlarda, bu bilgilerin delil olarak kullanılamayacağına ilişkin açık hüküm vardır (CMK 135/1).
Teknik izlemede böyle bir açık düzenleme bulunmadığından savcının emri ile yapılan teknik takipten elde edilen bilgilerin, onaylanmasa dahi, delil olarak kullanılabileceği görüşündeyiz.
20.5. Teknik İzlemeyi Yapan Kolluk Görevlisinin Tanıklığı
Teknik takibi gerçekleştiren kolluk görevlisi genellikle yaşanan olaylara tanık da olur. Eğer canlı kayıt veya takip sırasında işlenen bir suç varsa, kolluk görevlisinin tanık olarak mahkemeye çağırılması gerekir.
20.6. Terör Suçlarındaki Özellikler Kaldırıldı
Terörle Mücadele Kanunun mülga 10/3-h maddesine göre, CMK 140 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendindeki istisnalar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda uygulanmıyordu. 2014 yılında TMK 10 yürürlükten kaldırıldı.
TERÖR VE ÖRGÜT SUÇLARINDA SORUŞTURMANIN SONA ERMESİ VE KOVUŞTURMA
21.1. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı
21.2. İddianamenin düzenlenmesi
21. Terör Ve Örgüt Suçlarında Soruşturmanın Sona Ermesi ve Kovuşturma
Soruşturma evresinde yapılan araştırmalar neticesinde kamu davası açmaya yeterli şüphe bulunup bulunmadığı değerlendirilir ve gereken karar Cumhuriyet savcısı tarafından verilir. Kamu davası açma yönünde ise, Cumhuriyet başsavcılığı makamı adına iddianame düzenlenir. Suçsuzluk karinesi dolayısı ile kovuşturmama asıldır.
21.1. Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı
Soruşturma evresinde toplanan deliller mahkûmiyet kararı verilmesi bakımından bir olasılılık doğduğunu göstermiyorsa (yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemişse) veya kovuşturma olanağı yoksa Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir (CMK 172/1).
21.2. İddianamenin Düzenlenmesi
21.2.1. Yeterli Şüphe Bulunması Koşulu
Kamu davası açılması için, soruşturma evresinde toplanan hukuka uygun ve sağlam delillerin mahkûmiyet kararı verilmesi bakımından bir olasılılık doğduğunu göstermesi gerekir.
Kanun bunu yeterli şüphe diye adlandırmıştır. Basit şüphe ile soruşturma başlar (CMK 160/1), yeterli şüphe ile iddianame düzenlenir (CMK 170), kuvvetli şüphe varsa tutuklama kararı verilebilir (CMK 100/1).
21.2.2. İddianamenin İçeriği
Ceza Muhakemesi kanununun 170/3 maddesi iddianamede mutlak suretle bulunması gereken başlıkları sıralamış olup burada belirtilen aleyhe ve lehe nitelikleri taşıyan bir iddianname düzenlenmesi yasal zorunluluktur.
a. Şüpheli Aleyhine Olan Hususların Açıklanması
Öncelikle amaç, iddianameye konu terör örgütü hakkında herhahgi bir bilgisi olmayan kişilerin de anlamasını sağlamak olmalı, konuyu bilen birileri için yazılmış bir iddianame kurgusu ile yazılmamalıdır.
İddianamenin başlık kısmında, her şüphelinin kimlik bilgileri, müdafiinin adı ve adresi, gözaltında ya da tutuklulukta geçirdiği süreler, şüphelinin adının altına sıralanmalı, gerektiğinde şüphelinin işlediği eylemin yeri ve tarihi diğerlerinden farklı ise bu da aynı sıralamada yer almalı, tüm şüphelilerin eylemleri, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süreler aynı ise tekrar eden başlıklardan kurtulabilmek için bir kez yazılmalı, deliller sıralanırken mümkün olduğunca önemli delillerin hangi şüpheliyi doğrudan ilgilendirdiği belirtilmelidir.
İddiannamenin metin kısmının A-B-C gibi ana başlıkları kullanılarak ''Giriş,
Gelişme ve Sonuç'' kurgusu içinde tasarlanması uygundur. Bu bağlamda öncelikle 1-2 sayfayı geçmeyecek kısa ve öz bir bilgi ile soruşturmanın konusu, soruşturmaya nasıl başlandığı, aşamaları, yürütülen teknik takip çalışmaları ve şüphelilerin üyesi oldukları kabul edilen terör örgütü ile ilgili bilgileri içermesi iddiannamenin kolay anlaşılır olmasını sağlayacaktır.
Yine soruşturma konusu olan terör örgütü ile ilgili uluslararası sözleşme ve kabüller iddiannamenin ilk bölümünde yer almalı, bu şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde ya da başka bir kuruluş nezdinde soruşturma konusu terör örgütlenmesi ile ilgili bilgilerin bir kez daha hatırlanması sağlanmalıdır. Bu bağlamda terör örgütünün yakın zamanda gerçekleştirdiği toplumsal sonuçlar doğuran terör eylemlerine de atıf yapılmasında fayda olacaktır
Bu ilk bölümde soruşturma konusu şüpheliler ile ilgili yürütülen işlemlerden yani gözaltına alma, adli arama ve el koyma ile tutuklama hususlarında genel bilgiler verilmesi de uygun olacaktır.
İddiannamenin ikinci kısmında; Soruşturma konusu eylem / eylemler genel olarak sıra numarası verilmek suretiyle tüm ayrıntıları ile anlatılmalı, bu eylemlerin hangi neden ile soruşturulduğu ya da eylemin hangi suça/niçin temas ettiği belirtilmelidir. Eylemlere katılan şüpheli ya da şüphelilerin isimleri burada sadece sıralandıktan sonra her şüphelinin isim isim anlatılacağı bölümde şüphelinin eylemlerinin ayrıntılarının yer alacağıda hatırlatılmalı, konu bütünlüğünün bozulmaması açısından eylemlerin genel çerçevesi çizilirken bir de eyleme katılan şüphelilerin eylem sırasındaki durumları anlatılmamalı ve dikkatin dağılması önlenmelidir.
İddiannamenin üçüncü kısmında, Soruşturma konusu herbir şüpheli ile ilgili somut suçlamaya dayanak teşkil eden eylemler ve bu eylemlere ilişlkin veriler ile adli arama sonucunda elde edilen dedillerden, inceleme işlemlerinden, bilirkişi raporlarından söz edilmesi doğrudur. Bu bölümde eylem yoğunluğu fazla olan şüpheliden başlayarak eylem yoğunluğu azalan şüpheliye doğru isim isim anlatım yapılmalı ya da şüpheli sayısı çok ise, eylemleri de benzer nitelikte ise alfabetik sıra ile şüpheliler ile ilgili tüm deliller anlatılmalıdır.
Bu bölümde yani soruşturma konusu her bir şüpheli için başlık açılarak yapılan anlatımda, şüphelinin soruşturma konusu terör örgütü ile geçmiş bağlantısına da vurgu yapılmalı, soruşturmadaki eylemi net bir şekilde anlatılarak herhangi bir tereddüte fırsat verilmemelidir. Şüphelinin terör örgütü içindeki konumu ve soruşturma konusu eylemi anlatılırken hukukî zemini sağlam bir kurgu içinde, arama sonucunda elde edilen deliller üzerinde yapılan incelemede örgütsel durumuna ilişkin verilerden de mutlaka söz edilmelidir.
Yine şüphelilerin birbirleri ile ve soruşturma konusu terör örgütü ile bağlantılarını gösterir iletişim tespit, gizli izleme tutanaklarından da tekrara asla girmeden örnekler verilmeli, çok önemli delilleri, fotoğraflı hâli ile ya da birebir suç unsuru teşkil eden görüşmenin orjinal hâli ile iddianname de bulunması sağlanmalı, önem taşıyan görüşmelere ilişkin yorumlar ve nasıl anlaşılması gerektiğine dair anlatımlarda bulunulmalıdır.
İddiannamenin bu bölümleri hazırlanırken tekrardan kaçınılmalı, şüphelinin / şüphelilerin katıldığı olayların tüm ayrıntılarına girilmeksizin sadece olay yeri ve tarihinden bahsedilerek (5 sıra numaralı ...tarihinde gerçekleştirilen gösteri sırasında ..gibi) şüphelinin bu olay sırasındaki eyleminden ise ayrıntılı bahsedilmeli, bu şekilde yersiz uzatmalardan kaçınılmalıdır.
İdiannamenin sonuç kısmında; Bir kez daha kısaca soruşturmanın konusu olan olaylar -şüpheliler ve terör örgütü arasında hukuksal kurgulama yapılmalı uzun ve tekrar nitelikli cümleler kurulmaksızın kısa bir özetle iddianname tamamlanmalıdır.
Şüpheliler hakkında uygulanacak sevk maddeleri belirtilirken; şüphelilerin tamamı aynı suç ile suçlanıyor ise isimleri sıralandıktan sonra hangi maddeden cezalandırılmalarının istendiği belirtilmeli, her şüpheli için başka bir sevk maddesi uygulanması istenecekse alfabetik sırayla ya da eylem ağırlığına göre isim isim uygulanacak sevk maddeleri yazılmalıdır. Müsaderesi istenen suç delilleri ve diğer malzemeler ise mümkünse, hangi şüpheliden elde edildiği de yazılmak suretiyle ayrı ayrı belirtilmelidir.
İddianname kadar yazılacak ek kovuşturmasızlık ve şüphelilere iade edilecek malzemeler de önem arzetmekte olup, ek kovuşturmazsızlık kararının da gerekçeli olması ve niçin ek kovuşturmasızlık kararı verildiği anlatılarak hakkında dava açılan kişiler ile ek kovuşturmazsızlık verilen kişiler ya da olaylar arasında çelişkiye düşüldüğü izlenimi verilmemeli, tatmin edici gerekçeler kullanılmalıdır.
Terör soruşturmalarında iddianname kadar dosya düzeni de önem arzetmektedir. Öncelikle bir klasör içinde soruşturma konusu eylem / eylemlere ilişkin renkli görüntü ve tutanaklar bulunmalıdır. Ardından herbir şüpheli için müstakil dosya oluşturulmalı ve bu dosyada şüphelinin soruşturma konusu olay sırasındaki eylemlerlne ilişkin ses ve görüntü tutanakları ile adresinde yapılan arama sonucunda elde edilen deliller ve inceleme tutanakları bulunmalıdır. Yine bu dosyada şüphelinin diğer şüpheliler ile ya da terör örgütü ile bağlantısını gösteren ve teknik takip sonucu elde edilen delillerden de birkaçının yer alması uygun olacaktır. Zîra iletişim tespit tutanakları, toplu hâlde bulundurulduğunda, klasör içinde bu deliller çok dikkat çekmediği için yeterince değerlendirilemediği görülmektedir. Şüpheliye ayrılan bu klasörde şüpheliden elde edilen dijital verilerdeki deliller mutlaka yer almalı ayrıca bu veriler ile terör örgütünün amacı, eylemi ya da söylemleri arasındaki bağlantıya mutlaka vurgu yapılmalıdır.
b. İddianamenin Sonuç Kısmında Lehe Olan Hususların İleri Sürülmesi
İddianamenin sonuç kısmında şüphelinin lehine olan hususların da ileri sürülmesi mecburidir (CMK 170/5). Bu kısımda şüphelinin savunma olarak ileri sürdüğü deliller ve açıklamalar yer alır. Ayrıca, kovuşturma makamı tarafından lehe delil toplanması mecburiyeti bulunduğu için, elde edilmiş olan lehe delillerin de gösterilmesi gerekir.
TERÖR VE ÖRGUT SUÇLARININ MUHAKEMESİNDE KOVUŞTURMA EVRESİ
22.1. Delillerin ortaya konması (CMK 206/1)
22.2. Terör suçlarının kovuşturma evresindeki özellikler
22.3. Uygulamada duruşmalarda karşılaşılan sorunlar
22.4. Terör suçlarında tanıkların korunması
22.5. Terör ve örgüt suçlarında hüküm kurma esasları ve karar
22.6. Hükmün gerekçesi
Dostları ilə paylaş: |