26.1.3. TCK 221/2'nin Uygulanma Şartları
a. Fail örgüt üyesi olmalı,
b. Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olmalı,
c. Örgütten gönüllü olarak ayrılmış olmalı,
d. Örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmelidir.
Uygulamada en sık karşılaşılan hâldir. Bu dört şartın da birlikte gerçekleşmesi hâlinde cezaya hükmolunmayacaktır.
Bu koşullar gerçekleştikten sonra, kişi hakkında örgüt üyesi olmaktan dolayı soruşturma başlatılmış olmasının veya örgütün faaliyeti çerçevesinde başkaları tarafından suç işlenmiş olmasının etkin pişmanlıktan yararlanma açısından bir önemi bulunmamaktadır.
Kanunda veya gerekçesinde ilgili makamın hangi makam olduğu belirtilmemiş, örnekseme de yapılmamıştır. Bu nedenle ilgili makamlar ibaresini geniş yorumlamak gerekmektedir.
Soruşturma ve kovuşturma yetkisi bulunan makamlar ile suçun önlenmesine ilişkin görev yapan tüm birimler ile bu birimlerle bu makamlara ayrılma iradesini iletebilecek tüm devlet organları bu kapsam içerisinde kabul edilmelidirler. Madde başlığı etkin pişmanlık olduğu için etkin pişmanlığın sergilenip sergilenmediğinin takdiri için kişinin şahsen başvurusunun olması gerektiğini kabul etmek gerekir. İletişim araçlarıyla yapılacak bildirimlerin kabul edilmesi mümkün değildir.(?)
Failin örgütten ayrılması geniş bir kavramdır.
Failin örgütten ayrıldığını beyan ettiği tarihten sonra herhangi bir örgütsel faaliyette bulunduğuna dair delil elde edilememesi durumunda örgütten ayrıldığını kabul etmek gerekir.
"5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun etkin pişmanlığa ilişkin 221. maddesinin 2. fıkrası hükmünden yararlanılabilmesi için, örgüt üyesinin örgüt adına işlenen suçlara iştirak etmeksizin örgütten çekilmesi ve bu durumu görevli makamlara bildirilmesi yeterli olup, temyiz davasına konu olayda; PKK terör örgütüne üye olarak Irak'ın Kuzey'indeki kamplarda 7 ay süreyle eğitim görmesine karşın uyum sağlayamayan ve gönüllü olarak örgütten çekilip kaçarak KDP güçlerine sığındıktan sonra Suriye'nin Kamışlı kentinde oturan amcasının yanına giden, kısa süre sonra yasal yoldan Ülke'ye giriş yapmak isteyen, ancak amcasının, pasaport ve herhangi bir kimlik belgesinin bulunmadığını, bu durumda evlerinde barındırmaları nedeniyle kendilerinin de sorumlu duruma düşecekleri kaygısını iletip, Ülke'ye hudut kapısı dışından girmesini söylemesi nedeniyle bu kez yasadışı yoldan Ülke'ye giriş yaptığı sırada kendisinden kuşkulanıp Pasaport Kanununa muhâlefet suçundan gözaltına alınan ve hakkında örgüt mensubu olduğuna ilişkin bilgisi bulunmayan, kayıtlarda sorgulama yapmalarına karşın bu yolda bir bilgi ve belge de edinemeyen kolluk güçlerine, silahlı terör örgütü mensubu iken suça katılmaksızın örgütten gönüllü olarak çekildiğini bildiren sanık hakkında TCK'nın 221/2 maddesi uyarınca hükmolunan ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın isabetli bulunması karşısında, tebliğnamede hükmün bozulmasını öneren düşünceye iştirak edilmemiştir." (9. C.D, 09.11.2009, 2008/5368 E.- 2009/11189K.)
"Dosya kapsamına göre sanık Ç.N'nin silahlı PKK örgütü üyesi olarak bu örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlediğine ilişkin delil bulunmaması örgütten kendi isteği ile ayrılıp teslim olması karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 221/2. maddesinde yer alan, "örgüt üyesinin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz" şeklindeki düzenleme uyarınca sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi." (9.C.D, 20.01.2011, 2010/15975 E.- 2011/214 K.)
"Tüm dosya kapsamına göre silahlı terör örgütü üyesi olduğu anlaşılan sanığın katıldığı iddia edilen eylemlere iştirak eden suç failleri hakkında soruşturma yapılıp yapılmadığı araştırılıp varsa bunlara ilişkin soruşturma evrakı, aşama ifadeleri ve haklarında verilen kararların ilgili C. Başsavcılıkları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığından sorularak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi." (9. C.D, 29.2.2008, 2007/11687 E.-2008/1226 K.)
"Silahlı örgüt üyesi olup kendiliğinden örgütten ayrılarak teslim olan failin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak edip etmediği ve yaptığı açıklamaların doğruluğu Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulup araştırıldıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir." 9.CD. 10.05.2007 gün ve 2006/7781 E. 2007/4039 K.
26.1.4. TCK 221/3'ün Uygulanma Şartları
a. Fail örgüt üyesi olmalı,
b. Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olmalı,
c. Yakalanmış olmalı,
d. Pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermelidir.
Bu dört şartın da birlikte gerçekleşmesi hâlinde cezaya hükmolunmayacaktır.
Üçüncü fıkranın uygulanabilmesi için yakalanan failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için pişmanlık duyarak örgütün dağılmasına veya mensuplarının yakalanmasına elverişli bilgi de vermesi gerekir.
Yasanın gerekçesinde de belirtildiği üzere verilen bilginin örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli olmadığının takdiri mahkemeye aittir. Mahkeme bu takdirini keyfi olarak yapmayacak bunu dosya, sanığın örgüt içerisindeki konumu ve verdiği bilgilerin sonuçlarına göre değerlendirecektir.
Verilen bilginin örgütün dağılması veya mensupların yakalanması sonucunu doğurması değil bu sonucu sağlamaya elverişli olması yeterlidir.
"Sanıkların örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin yakalandıkları anlaşıldığından konumlarının 5237 sayılı TKC'nın 221/3. maddesine uyduğu ancak; tüm dosya kapsamından pişmanlık duyarak örgütün dağılmasına veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermedikleri ve Yasada aranan koşulların bu nedenle oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmaları, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır." (08.05.2007, 2007/2572 E., 2007/3890 K.)
26.1.5. TCK 221/4'ün Uygulanma Şartları
Dördüncü fıkranın birinci cümlesinde teslim olan faillerin, ikinci cümlesinde ise yakalanan faillerin durumu düzenlenmiştir.
Maddenin dördüncü fıkrasının düzenlenmesinin gerekçesi; "Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkânından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir" şeklinde ifade edilmiştir. Bu nedenle de örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş ve yakalanmış olan fail, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi verememiş ancak örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermiş ise 4. fıkra uyarınca cezasından indirim yapılacaktır.
26.1.6. TCK 221/4. Maddenin 1'inci Cümlesinin Uygulanma Şartları
a. Fail örgütün kurucusu, yöneticisi, örgüt üyesi, ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olmalı,
b. Fail gönüllü olarak teslim olmalı,
c. Fail örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.
Bu üç şartın gerçekleşmesi hâlinde kişi hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz.
221. maddenin ikinci fıkrasında örgütten ayrılan faillerin durumu düzenlenmiş iken dördüncü fıkrada teslim olan örgüt üyelerinin durumu düzenlenmiştir.
Failin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olması ön koşulu bu fıkrada düzenlenmemiştir.
Belirtilen koşulların oluşması hâlinde fail hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacağı düzenlenmiştir, Bu nedenle faillerin örgüt kapsamında işlediği suçlar etkin pişmanlık kapsamında değildir. Yukarıda da vurgulandığı gibi bu durum eleştirilmektedir.
26.1.7. TCK 221/4. Maddenin 2'inci Cümlesinin Uygulanma Şartları
a. Sanığın örgütün kurucusu, yöneticisi, örgüt üyesi, ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olması,
b. Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeli
c. Fail yakalanmış olmalı,
d. Fail Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeli.
Dört şartın da birlikte gerçekleşmesi hâlinde kişi hakkında örgüt kurmak, yönetmek örgüte üye olmak suçundan dolayı ya da örgüt adına işlenen suç ve örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarından indirim öngörülmüştür.
Burada amaçlanan, kişinin örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkânından yoksun olması durumunda söz konusu sıfatları taşıyan bu kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanmasını sağlayabilmektir.
Dördüncü fıkranın düzenlenmesinin gerekçesi de bu yöndedir.
"Dosya kapsamından yakalandığı ve soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini söylediği anlaşılan sanığın, vermiş olduğu bilgiler değerlendirilerek hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi.." (9.C.D, 05.03.2011 tarih, Esas No: 2012/450-Karar No: 2012/2884)
"5237 sayılı TCK'nın lehe kabul edilerek uygulanması karşısında lehe kanunun bütün olarak uygulanıp sanığın durumunun aynı kanunun 221. maddesinde belirlenen etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği ancak, bu maddenin uygulanması şartları oluşmadığı gibi 4959 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yakalanan sanığın örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek, yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de kanunda aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, tayin edilen cezanın 4959 sayılı kanun nedeni ile indirilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır." (9. C.D, 16.11.2009 gün, Esas No: 2008/10932-Karar No: 2009/11394)
"Yakalanan sanığın 5237 sayılı TCK'nın 221/4. maddesinde öngörüldüğü şekilde örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yeterli bilgi ve belge vermediği, bu nedenle de yasada aranan şartların oluşmadığı gözetilmeden hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; aynı nedenle 5728 sayılı Kanun ile değişik CMK'nın 231. maddesinin uygulanması koşullarının oluşmadığı kabul edilmiştir." (9. C.D, 06.10.2009 gün, Esas No: 2009/3092-Karar No: 2009/9703)
"Yakalandıktan sonra örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeyen sanığın cezasından etkin pişmanlık nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesi ile indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA..," (9. C.D, 23.06.2009 gün, Esas No: 2008/7762-Karar No:2009/7430)
"Kendiliğinden teslim olmayıp, İran Devleti yetkililerince yakalanıp Türkiye'ye teslim edilen ve örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili Kanunun aradığı anlamda yeterli bilgi vermeyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221/4. maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini," (9. C.D, 11.05.2009 gün, Esas No: 2009/2638-Karar No: 2009/5575)
"Gönüllü olarak teslim olmayan ve güvenlik güçlerince yakalanarak ele geçirilen sanığın pişmanlık duyarak örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili açıklamada bulunmadığı gibi örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi de vermediği, bu nedenlerle 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde eksik ceza tayini, Cumhuriyet Savcısının temyizinin lehe olup aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Onama" (9. C.D, 29.04.2009 gün, Esas No: 2007/12637-Karar No: 2009/5148)'
"4959 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yakalanan sanığın duruşma aşamasına kadar tüm eylemleri ikrar ettiği, mahkemede ise suçlamaların tümünü inkâra yöneldikten sonra 4959 sayılı Kanundan yararlanma talebi üzerine mahkemece sübutu kabul edilen 8.3.1994 tarihinde Mesut Yolcu ve Abdurrahman Kar adlı kişilerin öldürülmesi, Murat Ayhan Benlice'nin yaralanması eylemini reddettiği, bu nedenle de Yasada aranan koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, talebin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, suretiyle eksik ceza tayini.." (9. C.D, 10.7.2008 gün, Esas No: 2008/862-Karar No: 2008/8964)) (Bu karar tartışmalı)
"4959 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yakalanan hükümlünün örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de yasada aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, hakkında anılan yasa hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır," (9. C.D, 24.6.2008 gün, Esas No: 2008/4838- Karar No: 2008/8195)
"Sanık H.A'nın teslim olmayıp yakalandığı, duruşmada ise aşamalardaki beyanlarından dönerek suçu inkâr ettiği ve yasanın aradığı anlamda etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği gözetilmeden talebinin reddi yerine 5237 sayılı TKC'nın 221/4. maddesi ile cezasında indirim yapılması..." (9.C.D, 13.3.2008 gün, Esas No: 2007/10801-Karar No: 2008/1670) (Bu karar tartışmalı)
"4959 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yakalanan sanığın örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de yasada aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, hakkında anılan yasa hükümlerinin uygulanması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır." (9. C.D, 10.3.2008 gün, Esas No:
2007/9855-Karar No: 2008/1452)
"Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderilen bir ihbar mektubu üzerine yapılan araştırma sonucu askerlik görevini yapmakta iken yakalanan sanık hakkında koşulları oluşmadığı hâlde, 5237 sayılı TKC'nın 221.maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini.." (9. C.D, 4.3.2008 gün, Esas No: 2007/3098-Karar No:
2008/1291)
"4959 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yakalanan ve kovuşturmanın değişik safhalarında ifade değiştirip inkâra yönelen sanık N.G'nin örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de yasada aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, hakkında anılan yasa hükümlerinin uygulanması..," (9. C.D, 4.2.2008 gün, Esas No: 2007/9416-Karar No: 2008/616)
"Güvenlik güçlerince yakalanarak ele geçirilen hükümlünün örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yasanın aradığı anlamda yeterli bilgi vermediği, açıklamaları ile terör örgütünün dağılmasına, meydana çıkarılmasına yardım etmediği ve terör örgütünün amaçladığı suçun işlenmesine de engel olmadığı gözetilmeden, hakkında 5237 sayılı TKC'nın 221/4.maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından, kabul ve uygulamaya göre de anılan madde uyarınca sonuç ceza üzerinden indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış;"( 07.11.2007 tarih 2007/53 Esas, 2007/7991 Karar)
"Sanıkların örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyip işlemediğinin Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığından sorularak sonucuna göre örgüt adına suç işlediklerinin anlaşılması hâlinde TCK'nın 221/4. maddesinin, aksi hâlde aynı maddenin 3. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi..."(9. C.D, 27.10.2009 gün ve Esas: 2009/14317-Karar No: 2009/10799)
Terör örgütü faaliyeti içerisinde eylemde bulunmuş fakat duyduğu pişmanlıkla güvenlik güçlerine teslim olup örgütün faaliyeti kapsamında işlenmiş ya da işlenecek fiil ve failler hakkında güvenlik makamlarının da teyit ettiği bilgiler vermiş örgüt elemanı da etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılabilir.
Bu sayede örgütten kopuşların sağlanması mümkün olabilir. Zîra bir şekilde örgüt mensuplarıyla eyleme katılmış örgüt elemanı örgütün de bilgilendirmesiyle teslim olmayı düşünmemekte zîra alacağı cezanın pişmanlık hükümleri de uygulanmaması nedeniyle müebbet hapis olması nedeniyle dağda kalmayı ve örgüt içerisinde faaliyette bulunmayı tercih etmek zorunda olduğu düşünülmektedir.
Eyleme katılmış örgüt mensupları hakkında uygulanacak etkin pişmanlık indirimi ile herhangi bir eyleme katılmadan teslim olmuş örgüt mensubu hakkında uygulanacak etkin pişmanlık indirimi hakkında da adaletin sağlanabilmesi açısından farklı oranların belirlenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
26.1.8. TCK 221/5: Denetimli Serbestlik
TCK m. 221/5' e göre, "Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir."
Denetimli Serbestlik Kurumu, suça uygulanan yaptırım veya tedbirin ceza infaz kurumu dışında, yani toplumun içinde yerine getirilmesi ile ilgili bir MEn j kavramdır.
"Denetimli serbestlik", hükmün ertelenmesi, suçluluk tespitine rağmen ceza tayin edilmemesi, ceza tayininin ertelenmesi veya Kıta Avrupası'nda uygulandığı şekliyle cezanın infazının ertelenmesi olarak ifade edilmiştir.
5237 sayılı TCK'nun 58. maddesinde, 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde, 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 104, 107 ve 108. maddelerinde ve 5402 Sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda düzenlenmiştir.
"5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin örgüt mensubu olan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının infazı sırasında ve infazından sonra uygulanmak üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulamasını getirdiği, ayrıca sanık hakkında uygulanacak infaz rejiminin buna göre belirlenmesini öngördüğü, ayrıca hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanan kişiler hakkında aynı Kanunun 221/5. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması zorunlu olup, maddelerin kapsam ve amacından da anlaşılacağı üzere, maddelerde yer alan hususların bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olduğu ve bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulu, gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da dikkate alınarak bu hususlarda mahkemesinden her zaman bir karar alınması mümkün görülmüştür." (9. C.D, 30.10.2009 tarih ve Esas No: 2009/14200-Karar No: 2009/10819)
"Haklarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanan sanıklar haklarında bunun kanuni sonucu olarak denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemesi..." (9. C.D, 29.06.2009 gün, Esas No: 2008/1230-Karar No)
26.2. Örgütlü Suçlar ile Terör Suçlarının Yaptırımlarının İnfazı
26.2.1 Örgüt ve Terörle İlgili İnfaz Mevzuatı
Örgütlü suçlar ve terör suçları failleri hakkındaki infaz hükümleri genel olarak 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da (CGTİK) düzenlenmiştir.
Bu hükümler cezaların infazının gerçekleştirileceği ceza infaz kurumlarının yapısı, ceza infaz kurumlarında suç örgütlerine ait propaganda araçları ve propaganda faaliyetlerinin cezalandırılması, örgüt suçluları ile terör suçlularının kanunda sayılan hâller dışında bir araya gelmelerinin yasaklanması, örgütlü suç mensubu hükümlülerin telefon ve haberleşme haklarının kısıtlanması, örgütlü suç mensuplarının koşullu salıverilme şart ve sürelerini düzenleyen hükümlerdir.
5237 sayılı TCK'da da infaza ilişkin bir hüküm bulunmaktadır.
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular" başlıklı 58. Maddenin 9. Fıkrasına göre "Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir."
Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'te ise ceza infaz kurumlarında örgütlü suç mensuplarının avukatla görüşmelerinin kısıtlanmasını düzenleyen hüküm bulunmaktadır.
5275 sayılı CGTİK
Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumlan
MADDE 9.- (1) Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları, iç ve dış güvenlik görevlilerine sahip, firara karşı teknik, mekanik, elektronik ve fizikî engellerle donatılmış, oda ve koridor kapıları sürekli kapalı tutulan, ancak mevzuatın belirttiği hâllerde aynı oda dışındaki hükümlüler arasında ve dış çevre ile temasların geçerli olduğu sıkı güvenlik rejimine tâbi hükümlülerin bir veya üç kişilik odalarda barındırıldıkları tesislerdir. Bu kurumlarda bireysel veya grup hâlinde iyileştirme yöntemleri uygulanır.
(2) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar ile süresine bakılmaksızın, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgütün faaliyeti çerçevesinde, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan;
a) İnsanlığa karşı suçlardan (madde 77, 78),
b) Kasten öldürme suçlarından (madde 81, 82),
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188),
d) Devletin güvenliğine karşı suçlardan (madde 302, 303, 304, 307, 308),
e) Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),
Mahkûm olanların cezaları, bu kurumlarda infaz edilir.
(3) Eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli hâlde bulunan ve özel gözetim ve denetim altında bulundurulmaları gerekli olduğu saptananlar ile bulundukları kurumlarda düzen ve disiplini bozanlar veya iyileştirme tedbir, araç ve usullerine ısrarla karşı koyanlar bu kurumlara gönderilirler.
(4) Birinci fıkrada tanımı yapılan kurumların ihtiyacı karşılama bakımından yetersiz olması hâlinde, diğer kapalı ceza infaz kurumlarının yüksek güvenlikli bölümleri kullanılır.
(5) Toplam cezasının üçte birini bu kurumlarda geçirerek iyi hâl gösteren hükümlülerin, tutum ve kişiliklerine uygun diğer ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine karar verilebilir.
Hücreye Koyma
MADDE 44.- (1) Hücreye koyma cezası, hükümlünün eylemlerinin nitelik ve ağırlığına göre bir günden yirmi güne kadar, açık havaya çıkma hakkı saklı kalmak üzere, geceli ve gündüzlü bir hücrede tek başına tutulması ve her türlü temastan yoksun bırakılmasıdır.
(3) On bir günden yirmi güne kadar hücreye koyma cezasını gerektiren eylemler şunlardır:
k) Suç örgütlerine ait her türlü yayın, bez afiş, pankart, resim, sembol, işaret ve benzeri eşyayı kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek.
l) Suç örgütlerinin eğitim ve propaganda faaliyetlerini yapmak veya yaptırmak,
Hükümlünün Barındırılması Ve Yatırılması
MADDE 63.
(3) Kadınların erkeklerle, hükümlülerin tutuklularla, çocukların yetişkinlerle, örgüt veya çıkar amaçlı örgüt suçluları ile terör suçlularının Kanunda sayılan hâller dışında bir araya gelmelerine ve bağlantı kurmalarına izin verilmez.
Hükümlünün Telefon İle Haberleşme Hakkı
MADDE 66.- (1) Kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler, tüzükte belirlenen esas ve usullere göre idarenin kontrolündeki ücretli telefonlar ile görüşme yapabilirler. Telefon görüşmesi idarece dinlenir ve kayıt altına alınır. Bu hak, tehlikeli hâlde bulunan ve örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir.
Dostları ilə paylaş: |