Biz bu sırayı
“seyr’i sülük” ‘‘Hakk’a yolculuk” “manevi seyr”
sırasına göre ele alacağız.
Buna göre gecelerin sıralanışı
Regaib → Mevlûd → Beraat → Mir’ac → Kadir
düzeninde olacaktır.
Bu oluşuma dikkatinizi çekmek isterim,
“Regaib” olmadan, “Mevlûd” doğum olmayacağı,
“Beraat” olmadan, “Mir’ac”ın olamıyacağı aşikardır,
hal böyle olunca acaba?
bizler niye Mevlûd → Regaib → Mir’ac → Beraat → Kadir
düzeninde bu mübarek geceleri kutluyoruz.
Burada sakın ha bir yanlışlık olduğunu zannetmeyin, küçücük bir düşünce ile bu inceliği anlamamız mümkündür.
Kısaca belirtelim ki “iki gece”
yani Regaib ve Beraat geceleri içinde bulunan senenin değil
gelecek senenin geceleridir,
Şöyleki;
bu sene kutladığımız Regaib,
gelecek senenin Mevlûd’unu hazırlar,
bu sene kutladığımız Berat,
gelecek senenin Beraatına kadar süresi olduğundan
yani bu gece bir senelik program yapıldığından, dolayısıyla bir dahaki senenin Beraatına kadar süresi olmaktadır.
Hal böyle olunca sıra manada,
Regaib → Mevlûd → Beraat → Mir’ac → Kadir
düzeninde olmaktadır.
Zahirde ise kutladığımız,
Mevlûd → Regaib → Mir’ac → Beraat → Kadir
düzeninde kutlamaklayız.
Mevlûd ve Mir’ac gecelerini birer gece geriye yerleştirirsek zahirde de geceler yerine oturmuş olur,
böylece her şey kendi yönleri itibarile yerlerini bulmuş ve aradaki farkın hakikatte olmadığı, ince bir düşünce ile anlaşılmış olur.
Ey Hakk yolcusu salik, mübarek gecelerde minarelerde yanan lambaların neyi ifade ettiğini hiç düşündün mü?
Minare ezan okunan yerdir,
Ezan-ı Muhammedi ulûhiyetin ilan yeri zat-ı mutlak’a davet yeridir.
O da sensin,
yani minare, şerefede yanan lambalar ise,
senin şerefli başında ilahi nurlarla parlayan “muhabbetullah ve ilmullah” yani Allah sevgisi ve ilmidir.
Bu hakikatleri idrak etmemiz ve dikkatlerimizin çekilmesi için;
zahirde o lambalar yanmakla,
batında ise bizim aklımızda ve gönlümüzde ilahi nurların parlamasıdır.
Minaredeki lambaların yandığını görünce sevinen insan kendi minaresindeki nur kandillerinin yandığını görünce sevinmez mi?
Bu gecelerin hakikatleri kendi bölümleri içerisinde okunup anlaşılacaktır. Yukarıda da bahsedildiği gibi mübarek geceler, bir insanın manevi seyr’inin belirli mertebelerdeki yaşantılarıdır ve sadece ümmet-i Muhammede has özelliklerdir diğer ümmetlerin böyle kemalatları yoktur. Bizler ne kadar şükür ehli olsak azdır.
Kıymetli kardeşim!
Değerli vakitlerini sadece suri ve şekli bir din yaşamakla geçirme. Bunların asıl ve özlerini de idrak edip yaşamamızda uygulamaya bak. En büyük kazanç, şekil ve mananın birlikte uygulanmasındadır.
Sayın okuyucum!
Elindeki kitap bir roman değildir, bilim kurgu da değildir, seni heyecana sürükleyecek bir yanı da yoktur, ancak okuma zahmetine katlanır ve bir araştırmacı heyecanı ile ve dikkatle, ilk anda anlaşılamayan yerleri bir kaç defa tekrar ederek incelersen, sana, seni tanıtmaya yardımcı olacaktır.
Ey gönül ehli kardeşim!
Tasavvufta Hazarat-ı hamse, yani “beş hazret” diye tabir edilen bir kavram vardır, bunlara beş ilahi mertebe de denir.
5- İnsan-ı Kamil
4- Zat Alemi
3- Sıfat Alemi
2- Esma Alemi
1- Efal Alemi
Bu terimlere kitabın ilerliyen sayfalarında rastlayacaksınız, kısaca onları anlatmaya çalışalım.
Efal alemi : “Madde alemi, yaşadığımız alem”
Esma alemi : “İsimler alemi, madde alemini oluşturan mertebe”
Sıfat alemi : “Esma alemini meydana getiren güçler alemi
(Ceberut alemi)
Zat alemi : “Mutlak zat mertebesi”
İnsan-ı Kamil : “Bütün bu mertebeleri ihata eden mertebenin adıdır.”
Dinimizi ve kendimizi gerçekten tanımamız yukarıda belirtilen mertebeleri bilmeğe bağlıdır. Sıradan bir yaşam alışkanlığından ayrılıp yolumuzu bulmamız en hayırlı iş olacaktır.
Çalışmak bizden, hidayet Allahı’tandır. Hak’tan cümlemize sonsuz sevgi idrak ve fehim vermesini niyaz ederim. Amin..
İlahi, bu kitabtan meydana gelecek manevi hasılayı evvela Hz. Muhammed s.a.v efendimiz hazretlerinin ruhlarına ve Hz. Pir Hasan Hüsamettin Uşşak-i hazretlerinin ruhlarına hediye eyledim.
Sevgili okuyucum.
Bu kitabın yazılışında, bilgisayar kayıtlarında dizilişinde basılışında, bastırılışında emeği ve hizmeti geçen bilhassa Tarık can ve Hilmi can’ı saygı ile yadet geçmislerine hayır duat et, ALLAH c.c. gönlünde feyz kapıları açsın.
NECDET ARDIÇ UŞŞAKİ
TERZİ BABA-TEKİRDAĞ
16/07/1991
Sohbet Tarihi 14/03/1986 Özet
B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
REGAİB KANDİLİ
euzü billahi mineşşeytanirraciym
bismillahirrahmanirrahiym
elhamdü lillahi Rabbil alemiyn
vessalatu vesselamu ala Rasulina Muhammedin
ve ala alihi ve eshabihi ecmain
Muhterem canlar,
bu günkü sohbetimizin mevzuu yakınlığı dolayısıyla Regaib kandili hakkında olacaktır.
İslam aleminde üç aylar diye bilinen bir zaman dilimi vardır.
Dostları ilə paylaş: |