MİLLİYETÇİLİK VE KÜLTÜREL KİMLİK
Milletin "modernist" imgesine göre, millî kimliği yaratan
milliyetçiliktir. Gellner, "milliyetçilik milletlerin öz-benlikleri
konusunda uyanmış olmaları değildir; milliyetçilik olmadık
yerde milletler icat eder -ama daha önce de dendiği gibi ta
mamen olumsuz bile olsalar kendisinin işleyebileceği, o milleti
farklı kılan bazı önceden mevcut emarelere ihtiyacı vardır..."
derken meseleyi özlü bir şekilde ortaya koymaktadır.
1
Aynı
biçimde Kedourie de bizzat milliyetçiliğin "icat edilmiş" bir
doktrin olduğunu ileri sürer; "Milliyetçilik 19. yüzyılın
başlarında Avrupa'da icat olunmuş bir doktrindir".
2
Bu "icat"
kelimesinden ne anlamamız gerekiyor? Milliyetçilik hangi
anlamda "olmadık yerde" milletler icat eder ya da yaratır?
2. Bölüm'de de gördük, şayet hangi birimlerin (nasıl ve ne
zaman) millet olabileceklerini araştırmak istiyorsak etnik,
bağ ve duyguların kümelenmelerine bakmamız gerekir. Genel
konuşursak önceden mevcut etnik kimlik ne denli güçlü ve
1 Gellner {1964, 168).
2 Kedourie (1960,1).
117
inatçıysa bu kimliğe dayanarak bir milletin doğabilme ihtimali
de o denli fazladır.
Yine 3. Bölüm'de milletlerin oluşum rotaları ve süreçlerini
tartışırken söylendi; en azından Avrupa'da milletlerin niçin
ve nasıl doğduklarına ilişkin açıklamalarda modern öncesi
etnik kimliklerin ana hattı oluşturdukları, bir o kadar kesin
gibidir.
Aynı şeyin milliyetçilik için de geçerli olduğunu iddia
edeceğim. Milliyetçilik aslında, çoğu görünüşte yeni ya da
özlem olarak "yeni" milletlerin yaratılmasına yardım eder.
Bir ideoloji ve bir dil olarak 18. yüzyılın sonlarına doğru siyasî
arenada ortaya çıkan milliyetçilik görece moderndir. Ama
milletler ve milliyetçilik başka bir kültür, toplumsal örgütlenme
ya da ideoloji türünden daha fazla "icat edilmiş" değildir.
Milliyetçilik "çağın ruhu"nun bir parçası olduğu kadar aynı
ölçüde daha eski motif, tahayyül ve fikirlere de bağlıdır. Zira
milliyetçilik dediğimiz şey pek çok düzeyde faaliyet gösterir
ve bir siyasî ideoloji ve toplumsal hareket türü olduğu kadar
bir kültür biçimi olarak da görülebilir. Ve milliyetçiliğin av
detiyle yeni bir çağ açılırken, onun millî kimliğin oluşumu
üzerindeki etkisini, modern öncesi etnilerin mevcudiyetine
ve Batı'da millî devletlerin tedrici doğumuna çok fazla şey
borçlu olan toplumsal ve kültürel matrisini incelemeden
kavramak olanaksızdır. O nedenle milliyetçiliğin bir sonraki
bölümde ele alınacak siyasî etkisine geçmeden önce evvela
bir kültür ve kimlik biçimi olarak incelenmesi gerekir. Yine
bu nedenle hem milliyetçiliğin ve taraftarlarının ve hem de
son iki bölümde ele alınmış olan milletlerin önceden mevcut
etnik bağlar temelinde oluşma süreçlerinin etkisi bağlamında
"milletler ne zaman ve nerede ortaya çıktılar?" sorusunun
sorulması gerekiyor.
118
|