Milliyetçilik sosyolojisi


Entelijensiyanın "sivil millet"i



Yüklə 1,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə46/75
tarix04.01.2023
ölçüsü1,37 Mb.
#121965
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   75
5321-Milli Kimlik-Anthony D.Smith-Bahadir Sina Shener-1994-291s

Entelijensiyanın "sivil millet"i 
Batılı olmayan milliyetçilerin yaratmaya uğraştıkları teri­
toryal siyasî kimliğin doğasını daha tam bir şekilde belirle­
yebilir miyiz? Onların milliyetçilikleri hangi ve nasıl bir 
topluluk tipi gerçekleştirmeye çalışmaktadır? 
Elbette bu soruya verilecek yanıtlar ayrıntıda dikkate değer 
farklılıklar gösterecektir ve ekseriyetle milliyetçi emellerin 
grotesk bir karikatürü olan bir gerçeklikle karıştırılmamaları 
gerekir. Buna rağmen sanıyorum oluşturmayı amaçladıkları 
bu teritoryal milliyetçiliklerin ve siyasî kimliklerin hep tek­
rarlanan özelliklerini ayırabiliriz. Bu özellikler şunları kap­
sar; 
1. Teritoryalizm. Bununla, kökeni ne olursa olsun belirli 
sınırlara basitçe bir siyasî bağlılığı değil, öteki teritoryal 
milletler arasında özgül bir mekânsal ve toplumsal konuma 
siyasî bağlılığı kastediyorum. Bu bağlılığın temelini soy ve 
şecerenin tersine direniş ve hısımlığın önemine inanç oluş­
turur. "Birlikte yaşamak" ve belli bir toprak parçasına "kök 
salmış olmak", yurttaşlık ile siyasî topluluğun temelleri ba­
kımından bir ölçüt haline gelir. Bu ölçüt ekseriyetle kırsal 
bir sadelik, basitlik ve kendine yeterlilik ile kentsel lüksün 
kokuşturduğu köy değerlerine geri dönüş kavramlarına 
bağlanır. 
Millet, teritoryal bir patria (vatan) olarak, kişinin doğduğu 
ve çocukluğunu geçirdiği bir yer, aile kucağının ve ocağının 
bir uzantısı olarak kavranır. 
Aynı zamanda atalarının, yiğitlerin mekânı, eskilerin kültür 
diyarıdır. O nedenle teritoryal bir milliyetçinin bakışından, 
182 


kendine ait (tarihi yazılacak) başarılardan yoksun olması, 
muhtemel teritoryal milleti farklılaştırıp yüceltmek için, aynı 
yerde kurulmuş eski uygarlık anıt ve sanat eserlerine el ko­
yarak, onların kültürel başarılarını temellük etmek tamamen 
meşrudur. O nedenle bugünün Iraklıları Hammurabi'den 
Nebukadnezar'a uzanan eski Babil kültürüne, Ganalılar 
şimdinin millerce kuzeyinde ortaya çıkmış Ortaçağ Gana 
imparatorluğunun haşmetine sahip çıkabilir ve Zimbabweliler 
Büyük Zimbabwe uygarlığını ve mistik mabedini siyasî ben 
imgelerine dahil etmeye çalışabilirler. Başka bir deyişle patria 
tarihsel bir ülke olmak zorundadır.
3 6 
2. Katılım. Elbette bütün milliyetçilikler en azından teorik 
olarak bütün yurttaşlarının etkin katılımını varsayarlar. 
Pratikte ise bu katılım ekseriyetle koşullandırılmışım Teri­
toryal milliyetçiler açısından önemli olan teritoryal ve sivil 
bir temelde bütün yurttaşların etkin katılımıdır. Sıkça baş­
vurulan bir teritoryal popülizm biçimi, şefler, yaşlılar, dinî 
önderler, köy ileri gelenlerinin oluşturduğu reislikler üze­
rinden milletin bütün potansiyel yurttaşlarına yapılan bir 
çağrıdır (veya "millet olma"ya çağrı). Altın Kıyısı'nda 
Nkrumah'ın Halkın Kongre Partisi, kırdaki kolları aracılığıyla 
farklı etnik topluluk ve kategori mensuplarına, parti ve ön­
derine popülist bir destek vermeye çağırmıştı. Bu çağrının 
temeli etnik, dinî ya da ailevi değildi; çağrı, burada mukim 
olan ve olacak birisine, dolayısıyla bir ülkenin yurttaşı ol-
mak-a, yani millet olmak-a bir çağrıydı.
3 7 
Aynı şekilde, örgüt içinde tartışmaya imkân veren tek-parti 
sistemi bütün ülkeyi kapsayan bir temelde örgütlenir ve 
devletin ülkesinin her köşesindeki her yurttaşı faaliyetlerine 
36 Büyük Zimbabwe tartışması hakkında kısa bir izahat için Chamberlin'e (1979, 
27-35) bakın; ve "yurd"un milliyetçi anlamı konusunda A.D. Smith'e (1981b) 
bakın. 
37 Ganalı CPP (Halkın Kongre Partisi) için Austin'e (1964) bakın. 
183 


katmaya çalışır. (Bu kuralın bazı istisnaları vardır, bundan 
sonraki bölümde bu konuyu ele alacağız). 
3. Yurttaşlık. Yine bu da (her milletin doğal refakatçisi olan 
yasal yurttaşlık), teritoryal milletlere özgü değildir ama te­
ritoryal milletler ile milliyetçiliklerde bilhassa önemli bir rol 
üstlenir. 
Zira burada yurttaşlık, basitçe millete mensubiyetin altını 
çizmek ve "biz"i "onlar"dan farklılaştırmak için değil, hattâ 
daha çok, rekabet halindeki özellikle etnik nitelikli liyakat 
bağları ile kimliklerin hak iddialarına pey sürmek için kul­
lanılır. 
Bu ikincisinin barizliği ortadayken yasal yurttaşlığın güçlü 
ahlâkî ve ekonomik vurgular taşıması, etnik kökeni dikkate 
alarak esas olarak dışlayıcılığın ama aynı zamanda da içerl­
ediğin ve (iş, eğitim, sağlık vb. konularda) menfaatin başlıca 
aleti haline gelmesi kaçınılmazdır. 
Tekrarlarsak bu, riayetsizliğe, riayetkârlıktan daha büyük 
paye biçen bir düşüncedir, ama sivil-teritoryal millete ve bu 
milleti bireylerin siyasî bir topluluk içinde yasal hak iddia­
larında bulunmalarını sağlayıcı temel olarak alan milliyetçi 
ideale doğru ilerlemenin de mihenk taşı olmayı sürdürür. 
4. Sivil eğitim. Bu, potansiyel olarak, teritoryal milliyetçiliğin 
ve yaratmaya çalıştığı kimliğin en önemli özelliğidir. Göz­
lemciler sıkça, yeni devlet rejimlerinin bütün nüfusu okur 
yazar yapmak ve ilk eğitimden bazen de orta eğitimden ge­
çirmek amacıyla başlattıkları seferberliğin ciddiyetine dikkati 
çekerler. Teritoryal milletlerde bu eğitimin içeriği de aynı 
oranda önemlidir. 
Şayet müfredat (bazı İslâm ülkeleri hariç) laik ve Batılıysa 
ruhu da büyük oranda "sivil" karakterde olacaktır. Yani eğitim 
bireyin olduğu kadar millî topluluğun da yararınadır. Bireyin 
topluluğa vereceği hizmet ve topluma borçlu olduğu fikri, 
endoktrinasyondan ziyade toplumsal bir onayla dolaylı yoldan 
184 


ifade edilse bile, çok fazla vurgulanır.
3 8 
Eğitim sisteminde "sivil" vurgu Batılı olmayan ya da teri­
toryal milliyetçiliklerle sınırlı değildir. İzlerini Fransız 
Devrim'inin Jakoben vatanseverlerinde bile bulmak müm­
kündür ve Fransız III. Cumhuriyeti'nde olduğu gibi günü­
müzün modern Birleşik Devletler'inin eğitim sisteminin de 
bir özelliğidir. Önemli olan nokta şudur; etni mensuplarının 
yerli eğitimleri ile ilgili bir ısrarın bulunmadığı teritoryal 
milletlerde yurttaşlık eğitimine ağırlıklı bir yer tanındığı için 
sivil unsur kesinlikle daha büyük bir rol oynar. Şayet etnik 
ayrılıklar uzun vadede törpülenecekse bunun ancak toplumsal 
âdetlerin sivil eşitlik ve kardeşlik ruhuyla aşılanmasına bariz 
bir önem verilerek yapılabileceği öne sürülür. Bu eğitimin 
içeriğine olsa olsa kısmen sivil denebilir. Zira bu eğitim, yeni 
milletin (veya "millet olma"nın) yeniliğini hattâ devrimciliğini 
meşru kılacak dil (bir lingua franca olmayı üstlenen), tarih, 
sanat ve edebiyat, siyasî bir mitoloji ve sembolizm eliyle, an­
ti-sömürgeci mücadelesine; toplumsal ve siyasî özgürleşme 
hareketlerine, bugün de benzeri bir kendini kurban etme 
hissine ilham kaynağı olabilecek uzak kahramanlar ve "altın 
çağlar" vizyonuna dair mit, bellek, değer ve sembollerdeki 
yönelimleri ifade etmekte kullanılabilir.
3 9

Yüklə 1,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin