Milliyetçilik sosyolojisi



Yüklə 1,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə44/75
tarix04.01.2023
ölçüsü1,37 Mb.
#121965
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   75
5321-Milli Kimlik-Anthony D.Smith-Bahadir Sina Shener-1994-291s

172 


Milletlerin "icadı" 
Burada ele alacağımız husus, Latin Amerika, Asya ve Af­
rika'da yeni siyasî kimliklerin oluşumuna bir araç sağlamak 
üzere sömürgeci bir çerçeveden doğan sivil ve teritoryal 
milliyetçiliklerdir. Bu kimlikler nereye kadar sömürge en-
lelijensiyasının ve onların ardıllarının icatlarıdırlar? Haki­
katen, Afrika ile Asya'nın ve hattâ Latin Amerika'nın yeni 
milletleri nasıl yaratıldı? 
Avrupa'nın dışında sivil, teritoryal milletler yaratmanın iki 
ana yolu varmış gibi görünüyor. 
Birincisi, yeni devletin çekirdek etnik topluluğa ait kül­
türünün, özellikle sözkonusu kültürün, Endonezya'daki Java 
kültüründe olduğu gibi, "tarihî"lik ve çekirdek topluluk 
arasında "canlı"lığını koruduğu iddiasında bulunabildiği 
yerde, yeni bir millî siyasî kimlik ve topluluğun ana sütunu 
haline geldiği "egemen etni" modelidir. Bu kültürler serpil­
melerini sürdürüyor olsalar bile doğmakta olan siyasî top­
luluğun kimliği, onun egemen etnisinin tarihî kültürünce 
biçimlenir. 
Mısır bunun en bariz örneğidir. Kıpti azınlık gelişimini 
sürdürmekle birlikte resmî millî kimlik olarak hâkim bulunan 
topluluğun çoğunluğunun İslâmî kültürü ile Arapçadır. Bir 
düzeyiyle Mısır tümleşik teritoryal milletin esaslı bir örneğini 
oluşturur; bir başka düzeyde ise kültürel kimliğinin farklı 
tarihsel tabakaları vardır. Öyle ki bu yüzyılda safbir Mısırlı 
"firavunculuğu" daha geniş bir egemen İslâmî Arapçılıkla 
dengelemek mümkündür. 
Bu kültürel farklılıklar zaman zaman siyasî alana yansımıştır; 
eskinin "Mısır Mısırlılarındır" siyasî hissiyatı Nasır döneminde 
ardıllarının daha dar bir Mısır odağına sessiz sedasız geri 
dönecekleri yayılmacı bir demotik Arapçılığa yol açmıştı. 
173 


Mısırlı önderlerin sivil, teritoryal modellerini çoğunluğun 
popüler İslâmî emelleriyle ne denli bütünleştirebilecekleri 
ilerde görülecek. Ama daha önceden mevcut olan dinsel 
topluluk bağları ile duyguları, pratikte bir Mısır milletinin 
"icad"ını büyük ölçüde koşullandırmaktadır.
2 4 
Burma'da da, büyük çatışmalara rağmen, egemen Burma 
kültürünün canlı ve tarihsel doğası, sahayı bir Burma milletinin 
teritoryal "icad"ı için düzledi. Sadece demografik ve tarihsel 
nedenlerle bile olsa Burmakların ve tarihsel kültürlerinin, her­
hangi bir Burmalı siyasî kimliğinin doğasını şekillendirmesi son 
derece muhtemeldir. Burma etnisinin ve tarihsel kültürünün 
canlı, etkin niteliğinden ötürü bugünkü rejimin ideolojisi ve 
etnikliğin azınlık toplulukları arasındaki aynı oranda enerjik 
karekteri ile örtüşse bile, Burmalı kimliği ile Karenler, Birmanlar, 
Monlar ve diğer etniler arasındaki çatışmalar, daha uzun bir süre 
devam edecektir.
2 5
Kenya'da da bir Kikuyulaşma süreci görül­
mektedir. Ancak burada egemen etnik topluluk zaman zaman 
öteki toplulukların, özellikle de Luo'nun meydan okumalarıyla 
karşılaşmaktadır. Buna karşın bir "Kenya" teritoryal milletinin 
doğası egemen Kikuyu topluluğunun özlem, ihtiyaç ve kül­
türlerinin büyük etkisi altındadır. Aynı şekilde Zimbabwe'de, 
bölgede önemli bir yer tutan Ndebele azınlık topluluğunun 
özlemlerinin telif edilmesi gerekiyorsa da, Zimbabwe kimliğine 
dair doğacak her hissiyat muhtemelen Şona kültürü ile tarihsel 
belleği tarafından şekillendirilecektir.
26 
Bu örneklerde millet oluşturma süreci bir "icat"tan çok etnik 
çekirdeği "yeniden kurmak" ve bu çekirdeğin kültürünü 
modern bir devletin gerekleriyle ve azınlık durumundaki 
24 Vatikiotis'e (1969); ve Jankowski'ye (1979) bakın. 
25 Burma Budhizmi konusunda Sarkisyanz'a (1964) bakın. 
26 Rothchild'ın Kenya hakkındaki Olorunsola'da (1972) yeralan yazısına bakın; 
Zimbabwe'deki azınlıklar ve çevreleri hakkında Ucko'ya (1983) bakın. 
174 


toplulukların özlemleriyle bütünleştirmektir. Bu bakımdan 
belli bir ölçüde Avrupa'daki Geç Ortaçağ krallıklarının du­
rumunu andırmaktadır. Önceden gördüğümüz gibi onlar da 
etnik çekirdekler etrafında kurulmuş ve sonraları bastırılmaları 
ya da uzlaştırılmaları gerekecek olan etnik topluluklar ile 
komşu toprakları içerecek şekilde genişlemişlerdir. Ancak 
Asya ve Afrika örneklerinde zaman aralığı tamamen farklıdır 
ve ideolojik bağlam için de aynı şey geçerlidir. Jeopolitik durum 
veriliyken yeni devletlerdeki rejimler, sadece uluslararası 
arenada rekabet edebilir duruma gelmek için bile Avrupa ve 
Amerika'da varolduğu şekliyle milletler yaratmak gibi belirgin " 
ve dolaysız bir baskının altındadırlar. Üstelik ideolojik olarak 
da pratikte millî bütünleşme ve seferberlikle bağdaştırılmış 
bir devlet-kurmak anlamına gelen bir "millet-kurma" taahhüdü 
altına girmişlerdir; bu da kendini komşularından açıkça 
farklılaştıran millî kültürel ve siyasî bir kimliğin oluşumunu 
gerektirir. Bu süreçte yeni bir milletin siyasî, kültürel kimliğini 
işlemeye yardımcı olmak üzere egemen etninin kültürel 
ayırdedici vasfını kullanmaya çalışır ve sömürge sonrası bir 
çerçevede "yeni" bir millet yaratma sorununun çözümünde 
halkı seferber etme yolu tercih edilir. Sömürge örneğinde sivil, 
teritoryal milletler yaratmanın ikinci yolu da yeni siyasî-
topluluk için etnilerüstü bir "siyasî kültür" yaratmanın 
yollarını bulmaktır. Bu durumlarda onay almış egemen bir 
etni yoktur; yeni devlet ya Tanzanya'da olduğu gibi hiçbiri 
devlete egemen olamayan eş sayıda küçük etnik topluluk ve 
kategorileri ya da Nijerya, Uganda, Zaire ve Suriye'de olduğu 
gibi çok sayıda rakip etniyi bünyesinde bulundurur. 
Nijerya klasik bir örnek oluşturmaktadır. 250'ye yakın etnik 
topluluk ve kategori, halkın yüzde 60'ını oluşturan, birbir­
leriyle siyasî ve ekonomik rekabete kitlenmiş üç büyük 
bölgesel etniyle nispeten yakın bir zamanda İngiltere tara­
lından yaratılmış olan "Nijerya" sömürge ülkesi, bağımsızlık 
175 


sonrası millî oluşum için işlevsel olabilecek muhtelif temel­
lerden birini sağlar. Üç ana topluluk, Hausa-Fulani, Yoruba 
ve Ibo arasındaki denklik ve husumet veriliyken Nijeryalı bir 
kültürel ve siyasî kimlik oluşturma işinin ne denli müşkül 
olduğu açıktır. Neticede sivil, teritoryal bir Nijerya milleti 
ufkuna yönelebilmenin koşullarını yaratmak için iki darbe, 
Ibo'ların kırımdan geçirilmesi ve yıkıcı bir iç savaş yaşanması 
gerekti. Hausa-Fulani etnik koalisyonunun siyasî hakimiyeti 
konusunda rahatsızlığın sürmesi, siyasî yollarla bir pan-
Nijeryan kimlik oluşturmaya yönelik her teşebbüsü şüpheli 
kılmak durumundadır. Derin kültürel ve dinî farklılıklar 
ortadayken, bazı büyük etnilerin (Efiks, Tiv, Ibibio) "kapana 
düşmüş" azınlık statüsü ve en büyük üç topluluğun (federal 
menfaatlerden daha fazla pay almayı sağlamak için) hükümetin 
yarattığı yeni idarî eyaletleri "toparlama" yönünde sergile­
dikleri yetenek, Batı Afrika'nın son sömürge deneyimlerinden 
ve milliyetçi mücadeleden ortak bir "siyasî kültür" yaratma 
şansının ne denli sorunlu bir karakter taşıdığını gösterir.
2 7 
Öteki durumlarda sömürge sonrası rejimler bilinçli olarak 
etnilerüstü "sivil dinler" oluşturmayı denemişlerdir. Zaire ve 
Suriye bu stratejinin örneklerini oluşturur. Zaire'de Mobutu 
rejimi, Belçika sömürgeci gücünün alelacele gidişine ve Ka-
tanga'nın ayrılmasına damgasını basmış olan etnik çekişme­
lerden uzak, farklı etnileri ve etnik kategorileri yeni bir Zaire 
milleti halinde birleştirme yönünde bilinçli bir çabayla ortak 
bir "Zaire" sembolizm ve dinin propagandasını yapmış, bunu 
aşılamıştır.
2 8
Suriye'de Esat rejimi, ordu ve Baas Partisi ideo­
lojisinin teşkil ettiği ikili temelde yeni bir sosyalist Suriye siyasî 
kimliği oluşturmaya çalışmaktadır. Ama Emeviler dönemindeki 
27 Nijerya'nın etnik arkaplanı hakkında Hodgkin'e (1975, giriş); yine Panter-Brick'e 
(1970) ve Markovitz'e (1977) bakın. 
28 Gutteridge'e (1975) bakın. 

Yüklə 1,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin