CÂMİU BEYÂNİ’I-İLM
İbn Abdülber en-Nemerî el-Kurtubî'nin (ö. 463/1071) ilim, ilim tahsili ve eğitim öğretim konularına dair, rivayetleri toplayan eseri.
Tam adı Câmİcu beyâni'l-^ilm ve lailihî ve mâ yenbağî ii rivâyetihî ve hamlihV d\r. Müellif mukaddimesinde belirttiğine göre kendisinden, ilmin mâna ve ehemmiyeti, ilim yolunda sarfedi-len çabaların değeri, tartışmanın ilmîliği, Allah'ın dini hakkında bilmeden konuşmanın uygun olmadığı, delilsiz hüküm vermenin haram olduğu, tartışmanın âdabı, taklidin caiz görüleni ve haram olanı gibi konularda bir kitap yazması istenmiş, o da öncelikle ilim öğrenmenin âdabını inceleyerek bu eserini kaleme almıştır.
Bir mukaddimeden sonra altmış dokuz bab ve on bir faslın yer aldığı eserde her ne kadar temel konular ana başlık halinde gösterilmemişse de müellifin bazan "cami1" başlığı altında zikrettiği belli başlı bölümler şunlardır: İlmin her müslümana farz oluşu, ilmin ve âlimin fazileti, ilim tahsilinde dikkat edilmesi gereken noktalar, ilmi yayma, eğitim ve öğretimde hoca ve talebenin dikkat etmesi gereken prensipler, ilimle amel etme. ulemânın ihtilâflarında dikkate alınacak hususlar. Câmi'u beyâ-ni'l-cilm'de Hz. Peygamber başta olmak üzere ashap, tabiîn ve daha sonraki İslâm büyüklerinin ilim, ilim tahsili, eğitim ve öğretim konulan etrafındaki tavsiye ve tecrübeleri senedleriyle birlikte tesbit edilmiştir.
İlim konusu Öteden beri gerek hadis kitaplarının bir bölümü olarak gerekse müstakil eserler halinde işlenegelmiş-tir. Nitekim çeşitli hadis kitaplarında bu konu "Kitâbü'l-'İlm" başlığı altında ele alındığı gibi Ebû Hayseme Züheyr b. Harb tarafından Kitâbü'l-Qİlm adıyla müstakil bir eserde de işlenmiştir199. Hatîb el-Bağdâ-dî de Takyîdü'l-'ilm, Şerefti aşhâbi'l-hadîs ve el-Câmic li-ahlâkı'r-râvî adlarını taşıyan üç eserinde bu konuları daha geniş bir şekilde ele almıştır. Bu dönemde eserlerin bölüm başlıklarında ve ayrıca kitap isimleri arasında geçen "ilim" kelimesinin genellikle "hadis" mânasında kullanıldığı dikkati çekmektedir. Yine bu eserlerde "er-rihle fî talebi'l-ilm" ifadesi, genel anlamda yapılan ilim yolculuklarından ziyade hadis tahsil etmek maksadıyla yapılan seyahatler için kullanılmıştır.
Ahmed b. Ömer el-Mahmesânî el-Bey-rûtî tarafından önce Muhtaşaru Câ-micî beyâni'l-cilm adıyla senedleri zik-redilmeksizin200, daha sonra da senedleriyle birlikte201 yayımlanan eserin başka neşirleri de vardır.202
Bibliyografya:
İbn Abdülber, Câmi'u beyâni'i-'ilm. Kahire 1368/1948; Serkîs. Mu'cem, I, 159-160; II, 1702.
CAMİU’L-ELHÂN
Abdülkadîr-i Merâgf nin (ö. 838/1435) mûsiki nazariyatına dair temel eseri.
Hepsi mûsiki konusunda altı eseri bulunan Abdülkâdir-i Merâgl kitaplarını, H. G. Farmer'in bildirdiğine göre. Leiden Üniversitesi Kütüphanesi'nde kayıtlı203 Türkçe Kiîâbü'l-Edvar dışında (/A I, 84) dönemin ilim dili olan Farsça ile yazmıştır. Ancak bu eser incelendiğinde Merâgînin diğer kitaplarından tamamen farklı bir üslûp ve muhteva ile karşılaşılmakta, bu da kitabın Merâgl'-ye ait olduğu görüşünü oldukça zayıflatmaktadır. Gittikçe olgunlaşmak üzere birbirlerini tamamlayan bu eserlerin en meşhurları Câmicu'l-elhân ve Makö-sıdü'helhân olup Makâşıdü'l-elhân diğerlerinin özeti sayılabilir.
Merâgl, mûsiki nazariyatının en değerli eserleri arasında yer alan Câmi'u'l-elhân'ı 1405 yılında Semerkant'ta yazmış ve oğlu Nûreddin Abdurrahman'a ithaf etmiştir. Eser yazıldıktan sekiz yıl sonra müellif tarafından yeniden gözden geçirilerek bazı ilâvelerle 1415'teTi-murlular Devleti'nin üçüncü hükümdarı Sultan Şâhruh'a, 1418'de de onun oğlu Gıyâseddin Baysungur'a ayrı ayrı ithaflarla sunulmuştur.
Eser bir mukaddime, on iki bab ve bir hatimeden oluşmaktadır. Müellifin, küçük yaşta çeşitli ilimler tahsil ettikten sonra mûsikiye yöneldiğini, kendisinden önce bu konuda yapılan çalışmaları inceleyerek bilgisini ilerlettiğini, eserini oğullan Nûreddin Abdurrahman ve Nizâmedclin Abdürrahim'e mûsiki ilmini öğretmek maksadıyla kaleme aldığını ifade ettiği giriş kısmından sonra beş fasıldan meydana gelen mukaddime yer alır. Mukaddimede mûsikinin tarifi, ortaya çıkışı, konusu ve gayesi ele alınmıştır. Mûsiki nazariyatının ana konularını işleyen on iki bablık asıl kısım ise toplam kırk üç fasıldan meydana gelir. Burada incelenen konular şu şekilde özetlenebilir: Savt ile nağmenin tarifi ve meydana gelmesi, nağmenin işitilmesi, tesiri ve ondaki tizlik ve pestlik sebepleri; desâtînin204 taksimi; Safiy-yüddin Abdülmü'min'in sistemine ve bir başka sisteme göre on sekiz sesin elde edilmesi: mûsiki aletlerinde perdeleri meydana getiren telin boyu ve en az iki ses arasındaki tizlik ve pestlik farkını gösteren buutların nisbetleri, birleştirilmesi, cinsleri, sayılan ve tasnifi; dörtlü ve beşlilerin uyumlu şekilleri; birinci ve ikinci tabakadaki kısımların birleştirilmesinden meydana gelen devirler. Daha sonra iki, üç, dört ve beş telin pozisyonları İle meşhur devirler (on iki makamı, devirlerin tabakaları, Kutbüddîn-i Şîrâ-zî'nin Safiyyüddin'e ve Abdülkâdir'in her ikisine cevaplan ile bazı itirazları yer almaktadır. Ardından meşhur devirlerin topluca gösterilmesi, uyumlu nağmelerin Arapça ve Yunanca isimleri, âvâze ve şubelerle perdelerin münasebetleri, udda güç pozisyonlar ve udla icranın kaideleri, hanende olacakların ses eğitimi, yakın ve uzak anlamlı terkipler, altı parmağı kullanma yollan ve mûsiki formları gibi konular işlenmiştir. Mûsiki usullerine ait bilgilerin yer aldığı on birinci babda müellifin yaşadığı devirde ve daha önceki dönemlerde kullanılan usullerle kendi buluşu olan usuller açıklanmıştır. Hatimede ise mûsikide şed konusu, mûsiki öğrenmeye başlayanların uyması gereken meclis âdabı, mûsikide meleke kazanma yolları, kökler205, meşhur musikişinaslar ele alınmıştır.
Câmicu'l-elhân'\n üçü İstanbul'da, üçü de Avrupa kütüphanelerinde olmak üzere altı nüshası tesbit edilmiştir. İstanbul'daki nüshalardan ikisi Nuruosma-niye Kütüphanesi'nde bulunmaktadır206. İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı'nda kayıtlı olan207 nüshanın XX. yüzyılın başlarında Nuruosmaniye Kütüphanesi'nde-ki nüshadan208 istinsah edildiği anlaşılmaktadır. Avrupa'daki nüshalar ise Oxford Bodleian Kütüphanesi'nde kayıtlı iki nüsha ile209 Paris Bibliotheque Nationale'de kayıtlı210 yazmalardır. Bunlar arasında Nuruosmaniye211 ve Oxford Bodleian212 kütüphanelerinde bulunan nüshalar müellif hattı olup Safer 818213 tarihini taşıyan ilkini Merâgl Sultan Şâhruh'a, diğerini Muharrem 808'de214 kendi oğlu Nûreddin Abdurrahman'a ithaf etmiştir. Daha sonra gözden geçirdiği bu nüshaya bazı ilâveler yapmıştır. Oxford Bod-leian'deki ikinci nüsha ise215 Sultan Şâhruh'un oğlu Baysungur Mirza'ya ithaf edilmiştir. Câ-micu'l-e!hân'm Paris nüshası, 16 Rebî-ülevvel 1067216 tarihinde Ali b. Lâçin Mahmûdî Muhammedi tarafından İsfahan'da istinsah edilen, ilk üç babı eksik bir yazmadır. Baron Rodophe D'erlanger, Oxford Bodleian Kütüphane-si'nde kayıtlı217 bir Câmi'u'i-el-hân nüshasından söz ediyorsa da bu eserin yukarıda belirtilen aynı bölümdeki218 nüsha olduğu ve bir dizgi hatası sonucu numarasının yanlış verildiği anlaşılmaktadır.
Câmi'u'l-elhân, Nuruosmaniye Kütüphanesi'ndeki nüshalardan biri219 esas alınarak bazı açıklamalarla birlikte TakI Bîniş tarafından neşredil-mişse de220 eserin tenkitli yeni bir neşrine ihtiyaç vardır.
Bibliyografya:
Abdülkâdir el-Merâgi, Câmi'u'i-eAhân221, Tahran 1366 hş./1987; Eth£, Ca-talogue, I, 1058-1060; Blochet, Catalogue, IV, 336-337; Baron Rodolphe D'erlanger. Z_a Musi-queArabe, Paris 1949, V, 398; M. Kemal Özer-gin. "Hâce Abdülkâdir Marâgî'nin Manzum Bir Arzıhâli", Kemal Çığa Armağan, istanbul 1984, s. 133, 139; Muhammed Takı Dânişpe-jûh, Fihrist-i Mikrofitmhâ-yi Kütübhâne-i Merkezî-i Dânişgâh-ı Tahran, Tahran 1348 hş., s. 261: a.mlf., "Mûsikinâmehâ - 4 -", Hüner u Mer-duın, sy. 148, Tahran 1353 hş., s. 72-73; Münzevî, Fihrist, s. 3892; Amnon Shiloah. The Theory of Music inArabic VJritings (c. 900-1900), Mün-chen 1979. s. 171-172; Murat Bardakçı. Mara-galı Abdülkadir, İstanbul 1986. s. 139-142; Henry George Farmer, "The Organ ot the Ar-cients", Studies in Oriental Music, II. Frankfurt 1986, s. 416-417; a.mlf., "Abdalqâdır Ibn Gaibi on Instruments of Music", a.e., s, 605-607; a.mlf., "Abdülkadir", İA. !, 83-84.
Dostları ilə paylaş: |