Sovyet ülkesi en zor dönemlerinde, sosyalizmin ilk kuruluş dönemlerinde, bu arada kapitalizme önemli tavizlerin verildiği NEP döneminde bile, dış ticaret tekelini zayıflatacak her türlü önerinin karşısında durdu ve dış ticaretteki devlet tekelini, kapitalist sistemden kopuşun ve sosyalist inşanın bir güvencesi saydı.
Gorbaçov reformlarının dış ekonomik ilişkilerde getirdiği yeniliklerden biri de, yabancı işletmelerle ortak işletmeler kurmanın kolaylaştırılmasıdır. Buna göre yabancılara %49 pay verilerek ortak işletmeler kurulabilecek. Bu karardan sonra Batılı kapitalist ülkeler, en başta Almanya, İtalya, Japonya ve İngiltere olmak üzere, yatırımlar için seferber oldular. Gerçi SB yetkilileri ortak yatırımı teşvik etmelerine rağmen bu işletmelerin asıl olarak ihracata yönelik çalışmasını istiyor ve ülke pazarlarını yabancı tekellere açmada isteksizlik gösteriyor. Kapitalist ülke ve tekeller ise, iç pazarın kendilerine açılması için baskılarını yoğunlaştırıyorlar. Gorbaçov yönetiminin karşı karşıya olduğu güçlükler dikkate alındığında bu baskılara fazla dayanılamayacağı büyük olasılıktır. Zaten şimdiden sınırlı da olsa iç pazar yabancı tekellere açılmış bulunuluyor. Ford, Fiat gibi kapitalist tekeller SB pazarı için de harıl harıl üretim yapıyorlar. Başbakan Yardımcısı V. Kamentsev, "Batılı işadam(152)larını bu türden işbirliğine çeken nedir ?" sorusuna yanıt verirken şunları belirtiyor: "Gerçeklere bağlı kalarak diğer özendiricileri görmek gerekir. Bu da iş yapmak arzusudur ve bu arzuyu belirleyen de Sovyetler Birliği ile işbirliğinin içerdiği muazzam olanakların anlaşılmış olmasıdır. Burada, pazarımızın pratik olarak sınırsızlığı, ülkemizin sahip olduğu zengin kaynaklar ve ileri bilimsel altyapı birincil önemde bir rol oynamaktadır."(Agy., s.53 siyahlar bize ait)