2 nolu yazim komisyonu tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 6,49 Mb.
səhifə43/84
tarix30.04.2018
ölçüsü6,49 Mb.
#49645
növüYazi
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   84

29.11.2012 Tarihli Toplantı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.24

BAŞKAN : Atilla KART (Konya)

-----o-----

ATİLLA KART (Konya) – Değerli arkadaşlarım, toplantıyı açıyorum.

Toplantımızda siyasi partilerimizin temsilcileri vardır, ayrıca uzman ve danışman arkadaşlarımızdan Profesör Doktor Yusuf Şevki Hakyemez, Profesör Doktor Bertil Emrah Oder, Doçent Doktor Selin Esen, Profesör Doktor Ali Akyıldız, Meral Danış Beştaş, Özgür Sevgi Göral, Taylan Barın, Tarık Olcay, Dilek Kumcu, Mustafa Kemal Çiçek, Demirhan Burak Çelik, Mehmet Parsak, Oğuz Turhan, Kürşat Türker Ercan, Yusuf Buzgan ve Ferhat Kabaiş hazırdır.

Değerli arkadaşlarım, dünkü toplantıda ben yoktum, arkadaşlarımdan aldığım bilgiler çerçevesinde bazı konuları sizlerle öncelikle müzakereye başlamadan evvel paylaşmak gereğini duyuyorum.

Şimdi, “Yasama ve yürütme” bölümüne geldik. Bunun madde başlıklarını tartışmaya başladık, müzakere etmeye başladık ama açıkçası benim içime sinebilmiş değil, çok ciddi tereddütlerim var.

Şimdi, neyi konuşuyoruz? Milletvekili sayısını konuşuyoruz, işte, 550 milletvekili. Bu konuştuğumuz kavram, parlamenter sistem ya da başkanlık sistemi tercihine göre şekillenebilecek olan konular bunlar. O sebeple biz, parlamenter sistem ya da başkanlık sistemi tercihine göre değişmeyecek, etkilenmeyecek konu ve kavramları bir tespit edelim. Bu arada da yine dün Sayın Mehmet Ali Şahin’in şöyle bir açıklaması da olmuş: “Biz yetkili kurullarımızda başkanlık sistemi konusundaki değerlendirmemizi yapacağız. Devam edip etmemek konusundaki kararımızı, tercihimizi bildireceğiz.”

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Hayır, o eksik olur, Başkanım öyle değil. Biz bunu bir tıkanma sebebi gerekçesine dönüştürmeyeceğiz. “Devam edip etmemek” derken Komisyona devam edip etmeme anlaşılabilir, o değil. Başkanlık tezi konusundaki yeniden güncelleyeceğimiz…

ATİLLA KART (Konya) – Tamam, benim de kastım oydu.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) – Eyvallah, yanlış anlaşılmasın diye.

ATİLLA KART (Konya) – Evet, açıklamış oldunuz.

Dolayısıyla, geldiğimiz noktada bu konu bir ön mesele konumunda. Bu ön meseleyi, bu temel meseleyi biz halletmeden şurada yapacağımız çalışmalar çok da anlamlı gelmiyor. Yani, burada açıkçası zamanımızı da yeterince değerlendirmemiş olacağız. Bu noktada bir değerlendirmeniz olacak mı, bir açıklamanız olacak mı?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, Değerli Başkanım teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, saygılar sunuyorum.

Biz bu konuyu tartıştık. Aslında, burada da tartışma zamanında “Bunun yöntemini de tartışabiliriz ve bu bölümdeki çalışmaları aksatmayacak modeller geliştirebiliriz.” dedik ve biz parti merkezindeki üst kurulda bu sorunu tartıştık. Komisyona sanıyorum Mehmet Bey’in onu arz etmiş olması lazım. Arz edemedi mi dün?

ATİLLA KART (Konya) – Yani o tartışmanın sonucu nedir?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Onu diyorum. Onu etmedi mi?

Şimdi, sorun şu: “Parlamento ve yürütme organı” bölümündeyiz. Özellikle bu bütünün, bu iki parçadan oluşan bütünün “Yasama organı” bölümündeyiz. Ama Atilla Bey’in şu görüşüne katılıyorum: Yani başkanlık sistemindeki şu unsura göre bu unsur etkilenebilir. Bizim modelimiz şu: Bu hazırladığınız birinci taslak; bir, şu anda üç partinin oluşturduğu lmaddeler var, bizim sunduğumuz maddeler var. O maddeleri tek tek görüşüyoruz. Sadeleştirmeyi ikinci aşamada… Çünkü biz de bir parti olarak başkanlık sistemini ciddi şekilde topluma talep olarak sunduk. Aynen parantez usulünün bu noktada cari olması deriz. İkinci aşamada da… Belki bu şey de olabilir yani bu bölüm bitmeden de orada netleşebiliriz Atillacığım. Şu anda biz madde çalışmasını sürdürelim. Diyelim ki 1’inci madde. 1’inci madde, başkanlık sistemine göre veya parlamenter sisteme göre veya konvansiyonel sisteme göre, aralık başkanlık sistemine göre etkilenen bir bölüm değil, seçilme yeterliliği etkilenen bir bölüm değil. Bunlara devam ederiz. Diyelim ki nereye geldik Atillacığım? Gensoruya geldik mesela, yani denetim araçları. Onu siz müşterek hâle getiriyorsunuz, biz parantez içerisinde diyoruz ki: “Tercih ettiğimiz sistem karşısına, burada olmaması gerektiğini düşünüyoruz.” Ama mecburen topluma karşı sunacağımız Anayasa’da, tabii, bu bütünleşecek. Nasıl ki diğer maddeler, diğer özgürlükler bölümü şey etti mi, o parantezlerden kurtulma bitti mi acaba?

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bilemiyorum onu ben Hocam. O devam ediyor, “Bu şekilde devam edelim.” diyoruz yani zamanımızı israf etmeyelim. Mesela ama o maddelere tek tek bakabiliriz.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Siz dün var mıydınız?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Nasıl?

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yok, dün yoktunuz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok Ağabey ben dün…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – O zaman bir şey söyleyebilir miyim?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – İki gündür perişanım ben ya.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Pardon pardon. Bir şey söyleyebilir miyim Sayın Başkanım?

ATİLLA KART (Konya) – Buyurun.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Şimdi, bu konuyu bizim danışman arkadaşlarımız da bize sordular, “Yasamaya geçtik mi ve tartışmaya başladınız mı?” diye. Biz de onun bir kez daha tutanaklara geçmesi açısından şunu çok önemli görüyorum: Dün şöyle bir karar alındı…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bilmiyorum.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ha, yasama, yürütme başkanlık sistemine, parlamenter rejime göre farklı farklı biçimlenecektir. Dolayısıyla ilk önce sistem üzerinde hemfikir kalmadığımız takdirde bunları bu şekilde yürütme imkânı olmayacaktır. Sistematik olarak olmayacaktır çünkü her şey buna göre değişecektir. Hatta şu örneği bile verdik: Parlamentonun bugün 550 olmasını da kabul ediyoruz ama belki başkanlık sistemi herkesten kabul görürse belki iki tane ayrı meclis olması gerekecektir, ayrı mesele. “Bütün bunlar değişecektir.” dedik. Mehmet Ali Bey de aynen Sırrı Süreyya Bey’in söylediği gibi dedi ki: “Peki.” “Bak, tıkanacak bu iş.” dedik. “Tıkanmasın,” dedi. Hatta MHP’de aynısını… “Bunu devam ettirmenin bir anlamı yok.” dedik. Yani neyi görüşeceğiz? Bunun üzerine Mehmet Ali Şahin Bey dedi ki: “Peki, geçen gün siz de bu yönde bir değerlendirmede bulunmuştunuz, ilk başta ayrı ayrı herkes kırmızı taslaklarını yazar, kendi taslağı olur.” Biz buna da itiraz ettik. Dedik ki: “Bunun olması mümkün değil kıpkırmızı yasama, kıpkırmızı yürütme, kıpkırmızı… Bu, temel hak ve özgürlüklerdeki gibi kendi içinde tutarlılığı olan ama ayrı ayrı düzenlenebilecek şeyler değil. Bir de üstelik o temel hak ve özgürlükler rejimini sağlayacak doğrudan doğruya, gerçekleştirecek yasama yürütme ilişkisi. O yüzden bunu görüşmek, kıpkırmızı da yapmak mümkün değil.” O zaman dedi ki bize: “Peki, tamam haklısınız. Ben bunu kısa bir sürede parti üstü yönetimine de sorayım. Şunu sorayım: 3 parti de kabul etmiyor, parlamenter rejim esasları üzerinde tartışmaya devam edelim mi? Biz başkanlık sistemini önerdik ama diğerleri tarafından kabul görmediği için parlamenter rejimin esasları üzerinde -bunu da dile getirerek- devam edelim mi?” “Tamam.” dedik. “O zaman başlayalım mı?” dedi.

Şimdi, arkadaşlar da haklı olarak bize mesela “Ya, başladıysak neden yasama dokunulmazlığından başlamayalım? Bizim için en önemli sorun bu.” diyorlar ama biz dedik ki: “Burada dokunulmazlıkta değil, biz, salt, hiç tartışma götürmeyecek, 550, onda anlaşabildiysek veyahut da yemin…” Hatta Sayın Türmen “Yemini konuşalım.” dedi. “Olur yemin, hiçbir şey yapılmaz.” dedik. Hatta aramızda, burada bir şey yaptık; “Şunlar şunlar görüşülemez, yemin görüşülebilir, ödenekler görüşülebilir, 550 kişi görüşülebilir.” diye. Öbürlerinde de dikkat ederseniz -işte, kadın erkek eşitliği filanda- herhangi bir şey yapmadan onları yeşil yapma ihtiyacını bile hissetmeden devam ettik. Kategori değil de ilk önce sizin -ben de tahmin ediyorum- bu hafta sonunda bize “Biz, tamam, başkanlık sistemi konusundaki görüşümüzü ilettik, talep ettik ama 3 parti görmediği için devam etme imkânı açısından parlamenter rejim üstünden devam ediyoruz ama biz başkanlık sistemini önerirdik.” diye bir duyuruda bulunacağınızı tahmin ettiğimiz için…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başkanım, izin verir misiniz?

ATİLLA KART (Konya) – Evet, buyurun.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bugünü değerlendirelim. Dünkü gelişmelerden… Dün akşam Mehmet Bey’le görüştüm ama içerik görüşmesi yapmadık. Yani “Devam ediyor musun, ben mi geleceğim?” Çünkü bugün Faruk Bey’in komisyon başkanlığında komisyonda kabul edilen bir metin ama gitmeyeceğim bugün. Bugünü değerlendirelim.

Burada şu: Biz salı günleri o kurumsal toplantıyı yapıyoruz. Yani bu, Mehmet Bey “Bunu yeniden değerlendirelim.” demişse toplantı salı günü olur.

İki; burada o zaman iki yöntem benimseyebiliriz. O gün “Nokta nokta, işte, şunları bunları görüşelim.” dediniz ya, onlar görüşülebilir veya yine sizlerin, arkadaşlar 3 partinin listesi esas alınarak madde madde gideriz. Deriz ki biz: “Salı günkü toplantıya göre başkanlık sistemine yönelik öneri hakkımız mahfuzdur.” o kadar. Çalışalım yani, bugün çalışalım önemli olan. O şeydir -bahsi değil gerçi- çalışalım ama ben şuna da katılıyorum yani: İşin başında iki model var. Birinci taslak rezervler korunarak yapılır veya birinci taslak -mantıklısı da o -uyumlandırılarak yapılır, sanki başkanlık sisteminin var olabilmesi, teklifleşebilmesi için illa 330’a varacak bir çoğunluğun desteğine ihtiyaç hissettiğinden, kaldı ki iç hukukumuza göre de bir mutabakat arandığına göre şeydir ama bugün çalışalım yani bugün çalışalım.

ATİLLA KART (Konya) – Faruk Bey, buyurun.

FARUK BAL (Konya) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; iyi bir gün dileğiyle sözlerime başlamak istiyorum.

Meselenin bam teli burası. Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi başkanlık sistemini öneriyor, diğer 3 parti parlamenter sistemde ısrarlı. Sayın Başbakanın, Sayın Hüseyin Çelik’in basına yansımış ifadelerinden anlıyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisi, bu önerisini tartışılsın diye siyaseten ortaya atmış ve yeteri kadar tartışılmıştır. Dolayısıyla benim aldığım izlenim: Bundan geri dönülebilecektir ya da “Geri dönülmez.” lafı belki fazla olabilir, ısrarlı olmayacaktır diye düşünüyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – İmkânsızlık var yani…

FARUK BAL (Konya) – Benim algım bu ama şu açıdan da değerlendirdiğimiz zaman kabul edilemez bir durumla karşı karşıyayız, o da şu: Adalet ve Kalkınma Partisinin Tüzüğü’nde üç dönem seçilme var, haklı olarak Adalet ve Kalkınma Partisi üç dönem seçimi “Tüzüğümün ilkesi, vazgeçmem.” diyor. Buraya kadar doğrudur, kimsenin söyleyeceği bir şey yok ama bundan sonra tüzüğe göre Sayın Başbakana bir yol açma çerçevesi içerisinde Anayasa’yı buna göre değiştirmek, Anayasa’nın rejimini buna göre değiştirmek kabul edilebilecek bir durum değil. Dolayısıyla ben Adalet ve Kalkınma Partisinin yetkili organlarının bunu dikkate alacağını düşünüyorum.

Diğer taraftan, devam edelim. Ahmet İyimaya’nın sözüne ben de iştirak edebilirim ama devam ettiğimiz zaman ne olacak?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hiçbir şey olmayacak, imkânsızlık sebebiyle…

FARUK BAL (Konya) – Başkanlık sistemi ile -geçen defa bir önek vermiştim, şimdi aklıma geldi- parlamenter sistem farklı farklı boyutlarda iki tane ayrı disiplindir. Bu aynen… İkisi de makinedir ama biri denizde yüzmeyi sağlayan makine, diğeri de havada uçmayı sağlayan makine, gemiyle uçak. Şimdi yasama organında ikisine de milletvekili ihtiyacı var. Bu iki alete de pervane ihtiyacı var. Biri uçağı havada uçurmak için, diğeri de gemiyi denizde hareket ettirmek için. Şimdi, “İkisinin de bir pervaneye ihtiyacı var, hadi bir pervane yapalım.” dediğimiz zaman “Bu pervane, monte edeceğimiz sisteme uygun mu, onu çalıştırır mı?” Sorun orada olacaktır. Yani uçağın pervanesini gemiye takarsanız olmaz, geminin pervanesini de uçağa takarsanız olmaz. Şimdi, yasama organının görüştüğümüz maddelerini yarın “Parlamenter sistem değil de başka bir sisteme monte edelim.” dediğimiz zaman ya büyük gelecek ya küçük gelecek. Dolayısıyla bunun kısa sürede bir çözüme kavuşturulmasını temenni ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ben yine tekrarlayayım. Hocam…

ATİLLA KART (Konya) – Hemen Hocam, söyleyin siz hemen cevaben. Kısa zannediyorum, evet.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tabii tabii, cevap da değil ki. Bu bizim… Yani biz savunuyoruz. Bu talebimiz var ama olabilirlik bakımından bu Komisyondan bunun çıkması mümkün değil. Belli ki 3 partinin ortaya koyduğu parlamenter sistem konseptinde bizim alternatif irademize göre onlar da sentezlenerek bir metin oluşacak. Yani şu anda bizim bu parlamenter sistem karşısında tercih ettiğimiz, savunduğumuz başkanlık sistemi bu imkânsızlık karşısında… Biz, başkanlık sistemi… İşte, “Öbür müzakerelere yokuz.” diyemeyiz. Alternatif olarak eğer anayasa çıkacaksa çoğunluğu değil mutabakatın… Mutabakat ağırlığı da, terazinin kefesinin de bu tarafa sarktığı belli. Biz bugün hemen müzakerelere girelim. Salı günü bizim kurumsal toplantıda o irade ortaya çıkar.

ATİLLA KART (Konya) – Efendim anlaşıldı.

Bertil Hocam buyurun.

PROF. DR. BERTİL EMRAH ODER – Şimdi, ben dünkü toplantıda olmadığım için hemen bir gözlemle başlamak istiyorum. Dünkü toplantıda -takip edebildiğim kadarıyla belgeler üzerinden- yasamanın kuruluşuna ilişkin bir maddenin ilk fıkrası görüşülmüş. “Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşur. Dolayısıyla, tek kamaralı bir parlamento, 550 milletvekili sayısı anayasada öngörülsün.” diye bir uzlaşma olmuş. Şimdi, bu uzlaşmayı eğer AKP başkanlık sistemini varsayarak yapıyorsa ve başkanla aynı zamanda seçilecek ve içinde hiçbir denge ve fren mekanizması barındırmayan, yeknesak tek kamaralı bir meclise “Evet.” diyorsa ama MHP ve CHP daha klasik parlamenter rejime yakın, BDP başkanlı parlamenter rejime yakın bir modelde buna “Evet.” diyorsa burada bir sorun var. çünkü bir noktada uzlaşmıyorsunuz siz. yani sistemin işleyişine ilişkin aslında hiçbir şey söylememiş oluyorsunuz. Yani başkanlık sistemine farklı yaklaşan partiler açısından da onlar sanki başkanlık sistemine “Evet.” demiş gibi oluyor, sizin açınızdan da sanki başkanlı parlamenter rejim veya klasik parlamenter rejimle “Evet.” demiş gibi de bir duruma düşüyorsunuz. Yani açıklaması zor ve neredeyse totolojik bir durum söz konusu…

FARUK BAL (Konya) - Pervane yapmışız.

PROF. DR. BERTİL EMRAH ODER – …aynen sizin dile getirdiğiniz gibi.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Biz öyle düşünüyoruz da…

PROF. DR. BERTİL EMRAH ODER – Bir saniye, bir tamamlayayım.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – …ama AKP düşmüş olabilir ama biz düşmüyoruz.

ATİLLA KART (Konya) – Hocam, bir müsaade edin.

PROF. DR. BERTİL EMRAH ODER – Bir saniye, bir tamamlayayım.

Şimdi, birincisi şunu ben öğrenmek istiyorum kavrayamadığım için sizin bu açıklamalarınızdan: “İmkânsızlık”ı bir açıklayabilir misiniz? Yani “imkânsızlık”la “Bu Anayasa Komisyonunda imkânsızdır.”ı mı kast ediyorsunuz?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – O anlamda değil efendim. Başkanlık sisteminin buradan çıkması, mutabakata uğraması için.

PROF. DR. BERTİL EMRAH ODER – Komisyonda imkânsızdır.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu anlamda, tabii.

PROF. DR. BERTİL EMRAH ODER – Bu anlamda. Tamam.

Peki, acaba şununla neyi kastediyorsunuz? “Bu imkânsızdır.” dediniz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Olabilirdi.” dedim

PROF. DR. BERTİL EMRAH ODER – Mehmet Ali Bey’in açıklamalarını tabii, ben dün burada olmadığım için duymadım, bilemiyorum ama zannediyorum ki buradaki katılımcıların da bir kısmı bunu “Geri adım atabiliriz.” gibi algılamışlar. Şunu sormak istiyorum: Yani burada bu mutabakatın, başkanlık rejimi açısından çıkmayacağı kesin olduğuna göre siz şimdi parlamenter rejime ilişkin alternatif bir taslak mı buraya getireceksiniz?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Efendim, bizim zaten taslağımız var şu an için. Başkanlıkla ilgili bölümler mecburen görüşülmeyecek. Ne var bizim şu andaki taslakta? Gelmiş. O maddeye geldiği zaman ben mi çözeceğim? Biz şu anda… Mesele şu, bakın, paradokslarla meşgul olmamıza gerek yok. Biz başkanlık sisteminde ısrar edersek burada ne parlamento ne yürütme organı görüşülemez. Biz diyoruz ki: Başkanlık sistemine dayalı bir inşa, bir “construction” yapabilmemiz için mutabakatın olması lazım. O mutabakatın olmadığı belli. O zaman bir imkânsızlık var. Bunun iki yolu var o zaman yani 3 partinin uzlaştığı normlar yine oraya konur, biz başkanlık sistemiyle ilgili rezerv koyarız -birinci taslak- onun da olmaması hâlinde -Mehmet Bey onu demek istiyor herhâlde salı günkü günde konuşuruz- o zaman parlamenter sistemde, yani bugün yürürlükteki Anayasa’mızda var olan sistemde şey.

Bir de başkanlı parlamenter sistem dediğimiz, başkanlı parlamenter…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yo yo, bir partiye öyle bir şey mi önerdi?

DOÇ. DR. SELİN ESEN – BDP’ninki başkanlı parlamenter sistem.

ATİLLA KART (Konya) – Hocam o şekilde nitelendiriyor.

Meral Hanım, buyurun.

Hocam, sonra size.

Buyurun efendim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Biz dün açıklamıştık, mükerrer olacak ama biz -başkanlı parlamenter sistem olarak da nitelendirilebilir- normalde güçlendirilmiş bir parlamenter sistem, cumhurbaşkanının yetkilerinin azaltıldığı ama cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine dair değişiklik sonuçta halk desteğinden geçmiş ve şu anda o sistemi bir anlamda geçmiş durumdayız. Açıkçası, biz onu kendimiz de çok tartıştık müzakereler sırasında da sunacağız, biz cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi olgusunun böyle bir yüksek bir oranda geçtikten sonra halka verilen bir yetkinin tekrar geri alınmasını yöntem olarak doğru bulmadık yani ve benzeri bir çok sebebimiz var ama bu bizim hani başkanlık sistemini önerdiğimiz anlamına gelmesin. Başka bir şeyi öneriyoruz.

Ama biz tabii, dün bunu da söyledik. Teknik olarak haklılar yani hem parlamenter sistem hem başkanlık sistemi tartışılamaz birlikte, özellikle bazı maddelerde, o kesin. Ama bizim yaklaşımımız şu: Biz başkanlık rejimini, denge denetleme sistemi, o, meclisin fesih yetkisi, başkanın oy yetkileri, demokratik özerklik, bölge özerkliği, güçlü yerinden yönetimle gerçek demokratik bir sistem açısından eğer güçlü olanaklar getirecekse ve Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından önünü açacaksa bunun tartışılabileceğini de düşünüyoruz ama şu anki görüşümüz; bunun parlamenter sistemde de bölge yönetimleriyle, bölgesel özerklikle olabileceği yönünde. Yani her iki sistemi sadece tartışmaya açık olduğumuzu söyledik. Yoksa, “Biz başkanlık sistemini savunuyoruz.” tezinden hareket etmedik yani böyle anlaşılsın.

ATİLLA KART (Konya) – Anlaşıldı efendim.

Buyurun Selin Hocam.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Şimdi, Ahmet Bey’in söylediğinde, tabii, hani alternatif olarak getirdiğinde bir sorun ortaya çıkıyor. Yani siz dediniz ki: “Bu alternatiflerden biri, 3 parti, diyelim, klasik parlamenter sistemde anlaşır, ona ilişkin maddeleri…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Klasik parlamenter değil, “parlamenter sistem” dedim.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Peki, öyle diyelim. “…parlamenter sistemde anlaşır, ona ilişkin maddeleri görüşür ama biz başkanlık sistemini savunacağımız için oraları kırmızı geçeriz. Yani kendimize ilişkin…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Öyle demiyorum..

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Böyle bir şey demiyorsunuz?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Arkadaşlar, bugün maddeyi üretelim, lütfen.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Çok açık söyledi.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Öyle demiyor, söylüyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bugün çalışalım, madde üretelim

ATİLLA KART (Konya) – Hocam, devam edelim.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ama işte madde üretebilmek için de…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam yani ben…

ATİLLA KART (Konya) – Devam et.

DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hayır, tamam da çalışabilmek için de madde üretebilmek için de yani bir ortak sistemde buluşmak lazım.

ATİLLA KART (Konya) – Şimdi, arkadaşlar, şunu öncelikle bence tartışmak gerekiyor: Bakın, bunu iktidar grubu sözcüleri sıkça dile getiriyorlar, Sayın Meclis Başkanı da dile getiriyor. Efendim, hatta bu zaman zaman bir kamuoyu baskısına da dönüştürülüyor. İşte, efendim, kırk gün kaldı, biz bir an evvel bu çalışmayı daha da hızlandırmalıyız, daha da bir tempomuzu yükseltmeliyiz. Daha yakın zamanda kullanılan ifadeler. Hatta hatta şu tespit yapılıyor, şöyle bir ölçü getiriliyor: “Efendim, biz bakacağız yıl sonunda, ortaya çıkan taslak yüzde 40’lar seviyesinde ise bir tercih yapacağız, bir karar vereceğiz.”

Şimdi, bakın, işte yakın zamanda birtakım aksamalar yaşadık, onların sebeplerine girmiyorum ama geldiğimiz noktada bu haftayı da aşağı yukarı yasama ve yürütme açısından açıkçası boş geçirdiğimizi görüyorum. Şimdi, şudur, bakın, diyorsunuz ki: “Bizim partimizin salı günkü toplantısı…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ben bugün…

ATİLLA KART (Konya) – Bu toplantı… Hayır efendim hayır.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Çünkü yapmışlarsa…

ATİLLA KART (Konya) – Şimdi, Üstadım, Sayın Mehmet Ali Şahin’in partinin yetkili organlarıyla yapacağı görüşmeden söz ediyorum. Siz de onu tam anlayacak şekilde o görüşmenin salı günü kurumsal bir görüşme niteliğinde olduğunu söylüyorsunuz. Bu, sonuçta parti içi bir çalışmadır, bugün de yapılır eğer zamanı bu kadar önemsiyorsak ki biz önemsiyoruz, zamanı gerçekten önemsiyoruz. Cumartesi çalışalım dedik, bütün gruplar o konuda mutabık kaldık. Bu noktada zamanı değerlendirmemizin önemi ortada ama siz diyorsunuz ki: “Bu kadar hayati bir konuda, bu kadar belirleyici bir konuda biz kararımızı ancak salı günkü toplantıdan sonra açıklayabiliriz.” Yani bu noktada olay çok büyük ölçüde sizin inisiyatifinize kalmış durumda. Bunu lütfen tekrar değerlendirelim.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Sevgili Başkanım, dün bu Komisyon -ben de yoktum- 1’inci maddeyi görüştü mü? Birinci fıkrayı görüştü mü? Peki, milletvekili seçilme yeterliliğinin parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasındaki farkı ne? Yok.

İki, milletvekili sayısı… O kadar da korelasyon yok arasında.

ATİLLA KART (Konya) – Yo, milletvekili sayısı çok önemli. Yani çok önemli yani o, sistemi etkileyecek olan bir husus.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman şeyi görüşelim Atillacığım, madde görüşelim, milletvekili seçilme yeterliliğini görüşelim, yemini görüşelim, onu görüşelim, bugün iş yapalım, o kadar. Ben hazırım, geldim.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ben bir şey söyleyeceğim Başkanım.

ATİLLA KART (Konya) – Buyurun.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Mümkün olduğunca tekrarları hep oynuyoruz tabiri caizse. Dün aynı şeyler söylendi burada ve başkanlık sistemini öneriyor AK PARTİ fakat yasama organı ile ilgili önerilerimizde ve sizin önerilerinizde ortak olan bir sürü yer var. Benim söylediğim de yine tekrar ve dün bu aynen burada kabul edildiği için bence biran önce şeye geçmemizde fayda var.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Esasa girelim.

PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Çünkü söz gelimi “Salıya kadar gecikeceğiz.” diyoruz ama zaten bu konuşmalarla gecikiyoruz biz. Salıya kadar gensoruya gelebilirsek söz gelimi… Tamam, denilen şey doğrudur ama ben salıya kadar gelebileceğimiz kanaatinde değilim çünkü altı-yedi aydır burada çalışıyoruz. Gensoruya gelene kadar burada 7-8 tane esaslı madde vardı. Bu, 7-8 maddeyi görüşebilir miyiz? İnşallah görüşürüz cumartesi de çalışarak ama zor görünüyor. Bence biran önce şeye geçmekte fayda var Sayın Başkanım yani.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Maddeye geçelim.

ATİLLA KART (Konya) – Evet, başka söz almak isteyen var mı?

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sayın Başkan, ben bir tek şey söyleyeyim.

ATİLLA KART (Konya) – Buyurun.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sayın Başkan, şimdi, esasında bu tartışma boş olmadı. Şundan boş olmadı: Siz dün yoktunuz, siz de bir kez daha bunu… Yani teyit etmiş olduk. Dün burada -çok güzel söyledi Yusuf kardeşimiz de- bir tartışma burada yasama yürütme üzerine yapamayacağımızı çünkü bunun sisteme bağlı olduğunu ancak sistemle bağlantısı olmayan… Zaman kaybetmemek için ve bu zamanın da süreli olmayacağını yani sürekli olmayacağını, böyle, “Dur bakalım, ucu açık olmadığını çok kısa bir zamanda partiye soracağım.” dediği için, “Zaman kaybetmemek için üzerinde çok temel uzlaşılacak maddelerde yapalım.” demiştik. Hatta “yemin”i o yüzden örnek vermiştik ama bu bir kez daha tutanaklara geçmesi açısından iyi oldu. Hepimizin niyeti sürenin, zamanımızın çok uzun olmayacağı filan, hepsini görüşmüş olduk. Böylece şimdi isterseniz…


Yüklə 6,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   84




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin