Açik öĞrenme



Yüklə 1,57 Mb.
səhifə52/55
tarix07.04.2018
ölçüsü1,57 Mb.
#47205
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   55

ÜRÜN




Bir ekonomik üretim sürecinin sonunda el-de edilen, satışa ya da başka bir yerde kul-lanıma elverişli mallar ya da hizmetlerdir.



Açıklama


Bir üretim sürecinde mal üretildiğinde ürü-nün ölçülmesi karmaşık değildir. Oysa, bir üre-tim sürecinde hizmet üretiliyorsa, ürünün öl-çülmesi güç olabilir. Örneğin bir uçağın yangın koruma görevlisi, söndürülecek yangın olmasa da yıl boyunca güvenlik hizmeti verir. O ne-denle, ulusal gelirin belirlenmesine ilişkin ürün yaklaşımında, piyasası olmayan hizmetlere iliş-kin girdi maliyeti ürün yerine dikkate alınır (Black, 336).

Belirtelim ki, mesleki eğitim ve öğretim programlarıyla elde edilmesi amaçlanan ürün, bilgisi ve mesleki yeterliliği öncekinden daha yüksek işgücüdür. Ancak bunun doğrudan öl-çülmesi çok kolay değildir. Bu ölçümleme ge-nellikle, ne öğrenildiğinin saptanmasına ilişkin birtakım değerlendirme sonuçlarına bakılarak yapılır. Önemle vurgulanmalıdır ki, mesleki eğitim ve öğretim programlarının ürünü, sadece kurs düzenlenmesi ve bir kısım işgücünün bu kurslara katılması değil, programa katılanların mesleki yeterliliklerinin artırılmasıdır.



Eşdeğer terimler

İNG : output

ALM : Ergebnis, Resultat

FR : rendement

İlgili terimler

Ekonomik büyüme

Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)

Gelir/Gider/Ürün

GSYH’yı ölçme yöntemi

Tüketim

Ulusal Gelir

Üretim

Yatırım

EKONOMİ


ÜRÜN DÜZEYİ VE BÜYÜME




Herhangi bir ekonomik faaliyete ilişkin ürün sabit fiyatlarla ifade edilebilir (örne-ğin, belirli bir “sepet” malın temel alınan yıldaki fiyatı). Ekonomik faaliyetteki bü-yüme, bir yılki ürünün sabit fiyatlar üze-rinden, karşılaştırılan diğer bir yıla göre oransal artışı ile gösterilebilir.



Açıklama


Belirtelim ki, ulusal üretim, gayrı safi yurtiçi hasıla (GSYH) ile ölçülür. Ulusal üretim düzeyindeki değişiklikler, GSYH’nın, temel alı-nan belirli bir yıldaki sabit fiyatlar üzerinden ifade edilmesi ve sonraki yıllarda GSYH düze-yindeki oransal değişikliklerin belirtilmesi sure-tiyle gösterilir. Bu ölçme işlemi daima temel alınan yılın fiyatlarına göre yapılır.

Bir işkolu ya da işkollarının ürün düzeyin-deki değişiklikler, benzer bir yöntemle ölçülür. Buna örnek olarak, imalat sanayi ya da (biraz daha geniş bir ölçüt oluşturan) sınai üretim in-deksleri gösterilebilir.



Eşdeğer terimler

İNG : output level and growth

ALM : Outputniveau und-wachstum

FR : niveau de production et croissance

İlgili terimler

Fiyatlar

Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)

Göstergeler

GSYH’yı ölçme yöntemi
Ürün

EKONOMİ

ÜRÜN PİYASASI




Ürün piyasası, üretilen malların ve hizmet-lerin üreticileri ile tüketicileri ya da kulla-nıcıları arasında değişildiği yerdir.



Açıklama


Malların ilk üreticileri ile son tüketicileri arasında çeşitli aracılar bulunabilir. Her aracı bazı katma değerler sağlar. Örneğin, toptancı-lar ürünleri çeşitli işletmelerden toplayıp bir araya getirir ve perakendecilere dağıtır. Pera-kendeciler de, bir grup ürünü tüketicilerin alı-mına hazır tutma hizmetini görür. Ürün piya-sasında alım satım işleminin başında değişimin konusu çoğunlukla üretilmiş hazır bir mal ya da hizmet değil, istenen şekilde müşteriye sunul-ması üzerine son ödemenin yapılması koşu-luyla belirli bir mal ya da hizmetin üretilmesi vaadidir.

Eşdeğer terimler

İNG : product market

ALM : Produktmarkt

FR : marché

İlgili terimler

Girişimci

İş piyasası

İşletme

Müşteri

Piyasa
Üretim

ÜRÜN PİYASASI


ÜRÜNE BAĞLI FİNANSMAN





Mesleki eğitim ve öğretimin finansmanı-nın, düzeyi önceden saptanan bazı başarı ölçütlerine bağlı olarak sağlanmasıdır.


Açıklama

Ürüne bağlı finansman yöntemi, hükümet ya da bir kurum tarafından saptanan hedeflere ulaşmak ve politikaları uygulamak üzere, eği-tim ve öğretim verenleri yönlendirip güdüle-mek amacıyla kullanılır. Finansmanın, ölçülebi-lir üretim başarısına bağlanması, finansmanı ya-pan kuruluşların finansmanın kullanılmasıyla ilgili kontrol yetkisini daha fazla ellerinde tut-maları ve bu kuruluşların ulusal politikanın çı-karlarıyla eğitimi verenlerin çıkarları arasındaki uyuşmazlıklara kolaylıkla taraf olabilmeleri ko-nuyu tartışılır hale getirmiştir.

Ürüne bağlı finansman yönteminde kulla-nılan ölçütlere ilişki üç yaklaşım söz konusu-dur:


  1. Finansman, belirli bir öğretim programını ba-şarıyla tamamlayan ve amaçlanan nitelikleri kazanabilen öğrenci ya da kursiyer sayısına bağlanabilir.

  2. Bir öğretim programını tamamlayıp amaçla-nan nitelikleri edindikten sonra istihdama ka-tılabilen kursiyer sayısına bağlanabilir.

  3. Belirlenen programın amaçlarının gerçekleş-tirilmesine bağlanabilir. Bu amaçlar arasında, eğitim ve öğretim müfredatında yapılması he-deflenen değişiklikler, belirli eğitim ve öğre-tim programlarına katılan kişilerin yapısı yö-nünden hedeflen değişiklikler, örneğin çalış-mak üzere eğitime giriş hakkı kazanan kadın-ların sayısındaki değişiklikler sayılabilir.

Ürüne bağlı finansman düzeyi, eğitim ve-renlerin masraflarının tümünü ya da bir kısmını karşılayacak kadar olabilir. Finansmanı sağla-yacak kurum, belirlenen programın uygulanma-sı için, finansmanın belirli bir düzeyde olmasını ve belirli ürün hedeflerine ulaşıldığında ek fi-nansman sağlanmasını garanti edebilir. Bu du-rumda, her iki düzeyde finansman sağlayan bir yaklaşım söz konusudur.

Eşdeğer terimler

İNG : output-related funding

ALM : Finanzierung basierend auf dem

Output


FR : dépenses de croissance

İlgili terimler

Mesleki eğitim ve öğretimin finansmanı

GELİŞTİRME(K) / UYGULAMA(K) / KORUMAK

ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER


bkz. Yöneticiler


VASIFSIZ İŞ




Vasıfsız işçiler tarafından özel bir bilgi bi-rikimi gerekmeksizin genellikle her gün aynı şekilde yapılan ya da ne yapılacağı önceden bilinen her türlü iştir.


Açıklama

Vasıfsız işçi olarak çalışmak için özel nite-liklere sahip olmak gerekmez.



Eşdeğer terimler

İNG : unskilled trade

ALM : ungelernte Tätigkeit

FR : emploi non qualifié

İlgili terimler

Beceri

İş

Meslek

İŞGÜCÜ PİYASASI

VERİMLİLİK

Verimlilik, her bir ünite girdiden elde edil-mesi beklenen ürün miktarıyla ölçülür.




Açıklama

Bazı durumlarda verimlilik, fiziki terimlerle ölçülür (örneğin, bir kaynama kazanında kul-lanılan her bir ünite yakıttan elde edilen ısı). Diğer durumlarda ise, girdilerin ve ürünün pa-rasal değeri dikkate alınır ve farklı kombinas-yonlardaki girdi ve ürünün verimliliği analiz edilir (örneğin, (A) kursunda, eğitim ve öğretim giderleriyle konaklama için harcanan para, kur-su bitiren öğrenci başına 50 dolardır. Buna kar-şılık (B) kursunda, bazı öğrenciler kursu bitir-meden bıraktıkları için, kursu tamamlayan öğ-renci başına harcama 60 dolardır). Girdilerin ve ürünün kolayca ölçülemediği durumlarda kav-ram, nitelikle ilgili olarak da kullanılabilir. Söz-cük, (A) sınıfı son derece verimli bir şekilde yönetilmektedir. Cümlesinde olduğu gibi kulla-nılabilir.



Eşdeğer terimler

İNG : efficiency

ALM : Effizienz, Leistungsfähigkeit

FR : efficacité, bon fonctionnement

İlgili terimler

Değerlendirmek


Ürün

İZLEME(K) / DEĞERLENDİRME(K) /

GÖSTERME(K) / RAPOR ETME(K)

YAPARAK ÖĞRENME

Bir işin nasıl yapılacağının, öğrenci tara-fından ardarda birçok kez yapılarak öğre-nilmesidir.




Açıklama

Öğrenmenin pek çok yöntemi vardır. Oku-yarak, dinleyerek, görerek, yaparak, düşünerek, problem çözerek öğrenme bunlar arasında sayı-labilir. Öğrenme için beş duyu organının birlik-te çalışması ya da olabildiğince çok duyu orga-nının öğrenme sürecine katılması gerekir. Bu sağlandığında öğrenme kolaylaşır. Bazı işlerin, özellikle de becerilerin edinilmesinde dokunma duyusu büyük önem taşır. O nedenle, beceri eğitiminde yaparak öğrenme öne çıkmaktadır (İ. Akhun ve Z. Gönen, Atelye ve Meslek Ders-leri Öğretim Metotları, Ankara, 1966).



Eşdeğer terimler

İNG : learning-by-doing

ALM : Lernen durch Praxis / Praxislernen /

‘learning-by-doing



FR : apprentissage par la pratique

İlgili terimler

Anahtar beceriler

Eğitim standartları

İkili sistem (dual sistem)

Kullanarak öğrenme

Öğrenme
Yetiştirme (uygulamalı eğitim

EĞİTİM PİYASASI

YAPI


Ekonominin ya da piyasanın kısımlarının birlikte oluşturdukları modeldir.




Açıklama

Yapı, ekonominin farklı endüstri sektörle-rini (endüstriyel yapı) ya da endüstri sektöründe çalışanların farklı mesleklerini ifade etmek üze-re (mesleki yapı) tanımlanabilir. Terim, aynı za-manda ekonomideki mülkiyet konusu değer-lerin modelini, işletmelerin, büyüklüklerine gö-re sektöre ya da ekonomiye dağılımını tanım-lamak üzere kullanılır (piyasa yapısı)



Eşdeğer terimler

İNG : structure

ALM : Struktur

FR : structure

İlgili terimler

Endüstriyel sınıflandırma

Endüstriyel yapı

Mesleki sınıflandırma

Mesleki yapı
Yapısal değişim

EKONOMİ

YAPISAL DEĞİŞİM


bkz. Yeniden yapılanma


YARARLILIK


Yararlılık, her bir girdiye karşılık hangi po-litika hedeflerine ulaşıldığını ölçer ya da





gösterir. Yararlılık bu nedenle, her bir gir-diye karşılık politika hedefine ilişkin ara ürünü ölçmeyi amaçlayan verimlilikten ay-rılır.


Açıklama

Örneğin, bir politikanın hedefi belirli bir iş kolundaki boş işleri alabilmeleri için yeni iş-çilerin eğitilmesi ise, bu politikanın ara ürünü eğitilen potansiyel işçi sayısıdır. Fakat söz ko-nusu hedefe ulaşıldığı, benzer işlerde çalışan mevcut işçilerin yerini alan yeni işçiler hesap-landıktan sonra, söz konusu boş işlerde ek ola-rak istihdam edilen net işçi sayısı ile ölçülür. Buna göre, verimliliğe ilişkin olarak verilen ör-nekte, (A) kursunda eğitilen öğrencilerden her birinin maliyeti 50 dolar ise, ancak bu kur-siyerlerden sadece yarısı uygun bir iş elde ede-bilmişse, kursa ilişkin harcamanın yararlılığı yarıya iner. Eğitilmiş her bir ek işgücünün ma-liyeti 100 dolar olur.



Eşdeğer terimler

İNG : effectivness

ALM : Wirksamkeit, Effektivität

FR : efficacité

İlgili terimler

Değerlendirmek

Hedef (objective (1))

Mesleki eğitim, öğretim performansına ilişkin geri bildirim
Politika

GENEL KAVRAMLAR

YARI VASIFLI İŞ




Yarı vasıflı işçiler, geniş bir alanda bilgi kullanımını gerektiren çeşitli çalışma faali-yetlerini üstlenir ve yürütürler. Bu faali-yetlerden bazıları karmaşık ya da sıradışı-dır. Yarı vasıflı işlerde çalışanlar belirli öl-çüde kişisel sorumluluğa ve özerkliğe sa-hiptir. Bunlardan, belki bir gruba ya da ta-kıma üye olmaları yoluyla diğer çalışan-larla işbirliği yapmaları istenebilir. Anılan uygulamaya sıkça rastlanmaktadır.



Açıklama


Bazı ülkelerde yarı vasıflı işçiler, yaptıkları işe bakılmaksızın belirli bir mesleki vasfa sahip ve göreceli olarak düşük beceri düzeyindeki iş-çilerdir. Öte yandan, belirli meslek ya da işler sadece söz konusu vasıflara sahip olanlara açık-tır. Bununla birlikte Batı Avrupa ülkelerinde, yarı vasıflı işler genellikle çalışma içeriklerine göre tanımlanır. Bu ülkelerde, yarı vasıflı işler-de çalışmak için genellikle belirli vasıflara sa-hip olmak aranmamaktadır.

Eşdeğer terimler

İNG : semi-skilled trade

ALM : angelernter Beruf

FR : emploi semi qualifié

İlgili terimler
Beceri

Ehliyet

İş

Meslek

GENEL KAVRAMLAR

YASAL ÇERÇEVE



Yasal çerçeve, toplumun uymayı kabul et-tiği kuralları içeren yasaların ve ilgili diğer düzenlemelerin sınırlarını çizer. Yasa ko-yucu yasaları yapar. Yargıçlar ve mahke-meler yorumlar.


Açıklama

Yasal çerçeve, mesleki eğitim ve öğretim ile istihdam sistemlerinin faaliyetlerine ilişkin sınırları belirleyen çevrenin önemli bir parça-sıdır.



Eşdeğer terimler

İNG : legislative framework

ALM : Gesetzliche Rahmenbedingungen

FR : cadre législatif

İlgili terimler

Çevre

İstihdam sistemi

Mesleki eğitim-öğretim sistemi

Sistem


Toplum

Yasama

GENEL KAVRAMLAR

YASAL YARDIMLAR




Miktarı, belirli referans kurallara göre sap-tanan ve işverenlere belirli asgari bir sayı-da kişinin eğitilmesi ya da belirli asgari bir miktar paranın eğitime harcanması gibi ko-şullarla verilen yardımlardır.



Açıklama


Eşdeğer terimler

İNG : normative subsidies

ALM : normative Subventionen

FR : aides à la formation

İlgili terimler

Mali yükümlülük

Mesleki eğitim ve öğretimin mali ba-kımdan desteklenmesi

GELİŞTİRME(K) / UYGULAMA(K) / KORUMA(K)

YASAMA, YASA KOYUCU

Yasama, birbiriyle eşit konumda bulunan seçilmiş üyelerin oluşturduğu yasa koyucu meclistir.




Açıklama

Yasama ulusal, bölgesel ya da yerel düzey-de olabilir. Yasa yapma yetkisinin, alt düzeyle-re devri genellikle ulusal düzeyde yasayla ön-görülüp tanımlanır.

Demokratik olmayan toplumlarda yasalar, seçilmiş yasa koyucu tarafından değil, bir dik-tatör ya da hâkim sınıf (oligarşi) tarafından ya-pılır. Her yeni rejim, önceki rejimin yasalarını ne ölçüde sürdüreceğine, yeni yasalarla eskile-rini ne ölçüde kaldırılacağına ve değiştireceğine karar vermek zorundadır.

Eşdeğer terimler

İNG : legislation, Legislature

ALM : Gesetzgebung, Gesetzgebende

Versammlung



FR : législation, législature

Yüklə 1,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   47   48   49   50   51   52   53   54   55




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin