Birinci Bölüm / allah'i tanimak



Yüklə 1,3 Mb.
səhifə70/80
tarix21.08.2018
ölçüsü1,3 Mb.
#73543
1   ...   66   67   68   69   70   71   72   73   ...   80

Sorular:


1- Kıyamet günü yerin ve göğün durumunun nasıl olacağını açıklayınız.

2- Kıyametin nasıl başlayacağını, özellikleriyle belirtiniz.

3- İlâhî adalet divanını açıklayınız.

4- Müminlerle kâfirlerin ebedî ikametgahlarına gidişlerini açıklayınız.

5- Cennet nimetlerini açıklayınız.

6- Cehennem ve ehlinin durumunu açıklayınız.

7- Cehennem ehli arasındaki konuşmaları açıklayınız.

[1]- Nisâ, 140 vb. ayetler.

[2]- Kaf, 30.

[3]- Hud, 106; Enbiyâ, 100; Furkan, 12; Mülk, 8-9.

[4]- Âl-i İmrân, 106; Mülk, 27; Müminun, 104; Zümer, 60.

[5]- Tahrim, 91.

[6]- Ra'd, 5; İbrahim, 49; Sebe, 33; Mümin, 71, 72; Hakka, 32; Dehr, 4.

[7]- İbrahim, 50; Furkan, 13; Enbiyâ, 98; Cin, 15; Tahrim, 6.

[8]- Bakara, 24; Âl-i İmrân, 10; Enbiyâ, 98; Cin, 15; Tahrim, 6.

[9]- Furkan, 13-14; İnşikak, 11.

[10]- Hac, 19,20; Duhan, 48.

[11]- En'âm, 70; Yunus, 4; Kehf, 29; Vakıa, 42-44, 55; Muhammed, 15.

[12]- Saffat, 62-66; Sad, 57; Duhan, 45-46; Vakıa, 52-53; Nebe, 25; Gaşiye, 6-7.

[13]- İbrahim, 17; Taha, 74; Fatır, 36.

[14]- Zuhruf, 38-39; Şuarâ, 94-95; Sad 85.

[15]- A'râf, 38-39; Ankebut, 25; Mürselat, 35-36.

[16]- Müminun, 108; Rum, 57; Mümin, 52; Mürselat, 35-36.

[17]- Mümin, 49-50.

[18]- Zuhruf, 77.

[19]- İbrahim, 17; Taha, 74; Fatır, 36.

[20]- Nisâ, 56.

[21]- A'râf, 50.

[22]- Müddessir, 39-47.

[23]- Sad, 59-64.

[24]- A'râf, 38-39; Saffat, 27-33; Kaf, 27-28.

[25]- İbrahim, 21; Sebe, 31-33.

[26]- İbrahim, 22.

[27]- Bakara, 39, 81, 162, 217, 257, 275; Âl-i İmrân, 88, 116; Nisâ, 169; Mâide, 37, 80; En'âm, 128; A'râf, 36; Tevbe, 17, 63, 68; Yunus, 27, 52; Hud, 107; Ra'd, 5; Nahl, 29; Kehf, 108; Taha, 101; Secde, 20; Müminun, 103; Ahzab, 65; Zümer, 72; Mümin, 76; Zuhruf, 74; Mücadele, 17; Teğabun, 10; Cin, 23; Beyyine, 6.


51- DÜNYAYLA AHİRETİN KIYASI

Giriş


Akıl ve nakil yoluyla ahiret hakkında buraya kadar edindiğimiz bilgilerle, dünya ve ahireti çeşitli açılardan kıyaslayıp inceleyebiliriz artık. Bu mukayese ve karşılaştırmaların bizzat Kur'ân'da geçiyor olması, işimizi kolaylaştırmaktadır; binaenaleyh Kur'ân'daki beyanların yardımıyla dünya ve ahiret yaşamını karşılaştırıp doğru bir değerlendirme yapabilir ve ahiret hayatının üstünlüğünü açıklayabiliriz

Dünyanın Fani, Ahiretin Ebedî Oluşu


Dünyayla ahiret âlemleri arasındaki bariz farkların ilki, dünya ömrünün sınırlı, ahiret ömrününse ölümsüz ve ebedî olmasıdır. Bu dünyaya gelen her insanın ömrünün bir sonu vardır ve er veya geç bu ömür mutlaka bir gün son bulacaktır. Hatta bir insan yüzlerce veya binlerce yıl bu dünyada yaşayabilse bile, sonunda tabiat âleminin alt-üst olması ve ilk "sur"un üfürülmesiyle yaşamı son bulacaktır (bunu daha önceki bahsimizde incelemiştik). Oysa Kur'ân'da 80'e yakın ayette ahiret yaşamının ebedî olduğu belirtilir.[1] "Sınırlı" bir şeyin, ne kadar uzun sürse de, "sınırsız ve sonsuz"la kıyaslanamayacağı apaçık ortadadır.

Binaenaleyh ahiret dünyası, kalıcılık ve bâkilik açısından bu dünyadan fevkalade üstündür. Kur'ân-ı Kerim ayetleri birçok yerde bunu ahiretin "bâki ve kalıcı"[2] dünyanınsa "çok kısa ve geçici" olmasıyla tanımlar[3] ve bazı ayetlerde de dünya yaşamını "sadece birkaç gün tazelik ve canlılığını sürdürebilen, sonra çabucak sararıp solan ve nihayet kuruyup giden" bir bitkiye benzetir.[4] Nihayet Kur'ân, bunu tek cümleyle şöyle özetler: "Sadece Allah Teala'nın katındaki şey kalıcıdır."[5]

 

[1]- Cennet ve cehennemin ebedî oluşuyla ilgili ayetlere bakınız.



[2]- Kehf, 46; Meryem, 76; Taha, 73, 131; Kasas, 60; Şûra, 36; Mümin, 39; A'la, 17

[3]- Âl-i İmrân, 197; Nisâ, 77; Tevbe, 38; Nahl, 117.

[4]- Yunus, 24; Kehf, 45-46; Hadid, 20.

[5]- Nahl, 96.


Ahirette Nimetin Azaptan Ayrılması


Dünya yaşamıyla ahiret yaşamı arasındaki en temel farklılıklardan biri de dünya hayatının ve dünyadaki mutlulukların acı ve zahmetle iç içe olmasıdır. Dünya yaşamında belli bir grup insan daima ve her bakımdan sürekli nimetler içinde, mutlu ve huzurlu; diğer bir grupsa daima sıkıntılı, daima mutsuz ve huzursuz olmaz. Bilakis, bütün insanlar dünya yaşamından az veya çok tad alır, herkes şu veya bu oranda saadet ve huzuru yaşar; aynı şekilde herkesin kendisine göre dertleri, acıları, sıkıntı ve endişeleri vardır. Ahiret dünyası ise böyle değildir ve cennetle cehennem olmak üzere tamamen iki ayrı kısma bölünmüştür: Bunlardan birinde acı, azap, korku ve üzüntüden eser bile yokken, diğeri baştan başa ateş, azap, acı, hasret ve sıkıntıdan ibarettir ve doğal olarak uhrevî mutluluk ve acılar da dünyevilerden çok daha fazla ve şiddetlidir.

Bu karşılaştırma da Kur'ân-ı Kerim'de yapılmış ve uhrevî nimetlerin üstünlüğü, Allah'ın rıza ve yakınlığını kazanmanın dünya nimetlerinden çok daha tatlı olduğu,[1] aynı şekilde ahiret azabının da dünyadaki acı ve sıkıntılardan çok daha zor olduğu hatırlatılmıştır.[2]

 

[1]- Âl-i İmrân, 15; Nisâ, 77; En'âm, 32; A'râf, 32; Yusuf, 109; Nahl, 30; Kehf, 46; Meryem, 76; Taha, 73, 131; Kasas, 60; Şûrâ, 36; A'la, 17.



[2]- Ra'd, 34; Taha, 127; Secde, 21; Zümer, 26; Fussilet, 16; Kalem, 33; Gaşiye, 24

Ahiretin Asaleti


Dünyayla ahiret arasındaki önemli farklardan biri de, dünya yaşamının aslında ahiret için bir hazırlık olması ve ebedî saadete ulaşabilme yolunda bir araç sayılmasıdır. Ahiret hayatıysa nihaî hayat ve asil bir yaşamdır. Dünya hayatıyla onun maddî ve manevî nimetleri insanın hoşuna gitse de, sonuçta hepsinin aslında bir imtihan vesilesi ve gerçek tekâmülle ebedî saadet yolunda bir araç olması nedeniyle hiçbir asaleti ve kendiliğinden hakiki bir kıymeti olmayacak; ancak insanın ebedî yaşamı için kullandığı oranda değer taşıyabilecektir.[1]

Bu nedenledir ki, ahiret hayatını unutup dünyanın göz alıcı süslerine kapılan ve dünya zevklerini nihaî gaye edinen biri, onun gerçek değerini anlayamamış ve dünyaya "hayalî" bir değer vermiş olur. Zira böyle biri; aracı, gaye yerine koymaktadır. Bu tutum ve davranış ise bir oyun, eğlence ve aldanıştan başka bir şey değildir. Kur'ân-ı Kerim'in dünya hayatını oyun, eğlence (oyalanma) ve aldanış vesilesi,[2] ahi-ret yaşamınıysa "gerçek hayat" olarak tanımlamasının nedeni de budur zaten.[3] Ancak, dünyaya yöneltilen bütün eleştiri ve kınamaların, aslında dünyaya düşkün olanların bakış açısıyla onların eğilimlerini muhatap aldığı da göz ardı edilmemelidir. Yoksa; dünya yaşamı, onun hakikatini kavramış olup ona sadece bir vasıta gözüyle bakan ve hayatının her lahzasından ebedî ahiret saadeti için faydalanmaya çalışanların nazarında kınanılır bir şey olmadığı gibi, fevkalâde değerlidir de! 

[1]- Kasas, 77.

[2]- Âl-i İmrân, 185; Anketub, 64; Muhammed, 36; Hadid, 20.

[3]- Ankebut, 64; Fecr 24.


Yüklə 1,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   66   67   68   69   70   71   72   73   ...   80




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin