Eksen yayincilik



Yüklə 2,14 Mb.
səhifə109/110
tarix01.08.2018
ölçüsü2,14 Mb.
#64732
növüYazı
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110

Örgütsel gelişmemizin ve dolayısıyla sorunlarımızın gerçek ve geniş alanı aslında budur. Ne var ki, bu tür bir yönelime girmedeki yetersizliğimiz ve yeteneksizliğimiz, bizi deyim uygunsa kendi içinde şekillenen ve zaman zaman dışa dönük hedefsiz ve sistemsiz bir faaliyet yürüten bir örgüt olmak ve öyle kalmak riskiyle yüzyüze bırakmaktadır. Bu aynı zamanda, kazanılan güçlerin “kendi ideolojik ve örgütsel potamızda yeniden biçimlendirmek” görevinin de kendiliğinden zaafa uğraması demektir. Bu ikisinden birarada(294)çıkan sonuç ise, hareketin genel ideolojik-politik gelişmesiyle ve devrimci hareketin geçmişine yönelttiği eleştirinin yardımıyla edindiği yeni anlayış ve değerler dışında tutulursa, geçmişten kalma küçük-burjuva politik ve örgütsel kültürün yeni örgütsel yapıda da kendini göstermesi, yeniden üreme olanağı bulmasıdır. Zira fiili planda değişim sürecine girilememiştir. Küçük-burjuva teori ve politikalardan kopuş, küçük-burjuva ortam ve pratiklerden kopuş adımıyla birleştirilememiştir. Bu durumda, sınıf dışı bir kendi içinde örgütsel şekilleniş kısırlığı, beraberinde, aynı kısırlıkta tartışmalarla içiçe büyüyen bir dizi anlamsız “örgütsel sorun”da üretecektir kaçınılmaz olarak.

Mevcut örgütsel durumumuz yazık ki bugün biraz böyledir.

IV

Yeni bir soruyla yüzyüzeyiz. EKİM, kendi ideolojik gelişmesine uygun düşen, saptanmış politik-örgütsel perspektiflerinin gereği olan bir politik faaliyet ve örgütsel oluşumu gerçekleştirmede neden zorlanmıştır? Burada tarihsel dönemden, dış ortamdan, işçi hareketindeki güçlü zaaflardan sözetmenin fazla bir anlamı yok. Zira tartıştığımız sorun objektif güçlükler ve engeller değil, kendi zaaflarımız ve yetersizliklerimizdir. Gelişme dönemimizin kendine özgü koşullarında, biriktirdiğimiz güç ve imkanlarla yapabileceklerimizin, neden gereğince yapılmadığıdır. Daha da açıkçası, tartıştığımız sorun, yaşadığımız gelişmenin nicel boyutları değil (ki bu dış koşullara yakından bağlıdır), fakat bizzat niteliğidir. Bu ise, dış koşullardan çok ideolojik çizginin bir sorunudur.

Yeni sorunun kısa ve özlü yanıtı şudur: İdeolojik zayıflık! Muhtemeldir ki, ideolojik çizgide kazandığımız doğrultuyu pratikte gerçekleştirmede zayıf kalışımızın çok daha özgün ve karmaşık nedenleri olması gerektiğine inanan yoldaşlar, böyle bir yanıtı belli bir şaşkınlıkla karşılayacaklardır. Kabarık bir liste olarak sıralanabilecek bir dizi başka zaaf ve yetersizliğimiz düşünüldüğünde, belli sınırlar içinde bu yoldaşlar haksız da sayılmayacaklardır. Fakat göremedikleri ya da yeterince değerlendiremedikleri nokta şu olacaktır: Tüm bu zaaf ve yetersizliklerin gerisinde bulunan,(295)tüm bunları bir tek ortak paydada kesip birleştiren asıl zayıflık nedir? Bunun tartışmasız yanıtı olacaktır ideolojik zayıflık.

Peki nedir ideolojik zayıflık? Onu nasıl anlamak gerekir? Bu soru yersiz değildir. Zira ideolojik güçlülük kavramı Türkiye’de özellikle elitist aydın çevrelerce dejenere edilmiş, asıl anlamından saptırılmıştır. Bunun etkileri saflarımıza da yansıyabilmektedir. Bu entellektüel üretim ile, çok yazmak ve “yeni” şeyler yazmak ile karıştırılabilmektedir. Oysa ideolojik güçlülük özü itibarıyla, sağlam bir ideolojik platformda bulunabilmek ve onda ısrar edebilmektir. Temel sorunlarda doğru bakabilmek, ilkelerde tutarlı ve sağlam olabilmektir. İdeolojik birikim ancak bu koşulla bir anlam ifade edebilir, ideolojik konumu pekiştiren bir faktöre dönüşebilir.

EKİM’in yaşadığı ideolojik gelişmenin gücü de ancak bu bakışla doğru olarak değerlendirilebilir. Bizim için ideolojik planda geçmişi aşmanın birbirine sıkı sıkıya bağlı iki temel halkası, “Halkçılıktan proleter sınıf çizgisine, demokratizmden net bir sosyalizm perspektifi ve proleter devrim programına” ulaşmak oldu. Bu “marksist dünya görüşünün proleter sınıf özü ve devrimci yöntemi konusunda ulaştığımız açıklıklar” sayesinde başarıldı. Halihazırda da EKİM’in ideolojik çizgisinin asıl anlamı, gücü ve dinamizmi burada ifade bulmaktadır.

Fakat ideolojik planda doğru bakmanın, ilkelerde tutarlı ve sağlam durmanın gerçek ölçütü, temelde her zaman, bizzat izlenen pratiktir. İdeolojik planda sağlanan ilerleme kendine uygun bir pratikte ifade bulmuyorsa, bu çizgiyi uygulama ısrarı ve kararlılığı ile birleşmiyorsa, buradaki tutarsızlığın gerisinde aslında ideolojik zayıflık var demektir.

Bu, hareketin bütünü düşünüldüğünde, ideolojik çizginin kavranamadığını, özümsenip içselleştirilemediğini gösterir.

Dolayısıyla, ideolojik zayıflık, bir tutarsızlığı ifade eder. Kaçınılmaz olarak ve sürekli bir biçimde karşımıza çıkacak olan şu veya bu güçlük, terslik ya da engel karşısında kolay bir gerilemeyi anlatır. İşçi eylemlerinin dalgalar halinde geliştiği bir ortamda sınıfa yönelim çabasının ve heyecanının bir olağandışı(296)lığı yoktur. Bu bir ideolojik yenilenme yaşanmadan da gösterilebilir bir davranıştır. Nitekim geleneksel devrimci grupların büyük çoğunluğu bunu kendiliğinden yaşamışlardır. Sınıf hareketi yarattığı sarsıcı etki ile onları kendine çekebilmiştir. Bizim için önemli ve ayırdedici olması gereken, sınıf hareketinin somut seyrinden bağımsız olarak, işçi sınıfının “tarihsel devrimci misyonu ve bu sınıf karşısında komünistlerin özel misyonu konusunda bilimsel bir açıklığa ve kesinliğe sahip” olarak, onun politik ve örgütsel gelişimi için her türlü çabayı tutarlı ve ısrarlı bir çizgide sürdürebilmektir. Onun “yolgösterici, eğitici ve örgütleyici öğesi” olmak için ısrarla çalışmak, bu ideolojik, politik ve örgütsel konumu fiilen gerçekleştirmede inatçı, ısrarlı ve kararlı olabilmektir. Oysa ki, bu çabanın ortaya çıkardığı ilk güçlüklerin ardından ya da sınıf hareketinde son bir yıldır yaşanan nispi durgunluk dolayısıyla, kafası karışabilen yoldaşlarımız olabilmektedir. Bu kafa karışıklığı birazcık yol alsa, öğrencilerin “daha devrimci” olduğunu yeniden keşfetmeye, hatta hareketimizde “uvriyerizm” belirtileri görmeye bile varabilecektir. Fakat ideolojik zayıflık işte tam da budur. Temel perspektiflerde, onlardan doğan taktik hedef ve görevlerde, geçici güçlükler ve konjonktürel dalgalanmalara aldırmadan ısrarlı olma gücü ve iradesini yeterince gösterememenin gerisindeki gerçek zayıflık, bundan başka bir şey olamaz.


Yüklə 2,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   102   103   104   105   106   107   108   109   110




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin