Evliya deneme



Yüklə 4,3 Mb.
səhifə32/57
tarix17.01.2019
ölçüsü4,3 Mb.
#99316
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   57

Feth i kal‘a i Tiflis sene 986, be-dest i Kara Lala Mustafâ Paşa be-asr ı Sultân Murâd Hân ı Sâlis: Ba‘dehû bu kal‘ayı serdâr ı bâ-vekâr ol kadar sa‘b u üstüvâr eder kim Gürcîstân ve Azerbaycân kılâ‘larında hâlâ eyle bir kal‘a i hısn ı hasîn ve sedd i metîn kal‘a yokdur. Meğer kal‘a i Bakü ve kal‘a i Mekü ola. Ba‘dehû serdâr ı zafer-şi‘âr vilâ­yetin tahrîr edüp bir eyâlet i azîm olur. Hükûmetin mîr i mirânlık ile eyâlet i Kastamonu sancağına mutasarrıf Solak Fer­hâd Paşazâde Mehemmed Paşa'ya verüp sâ’ir mü­himmât [u] levâzımâtın tekmîl edüp yigirmi oda yeni­çeri ve beş oda cebeci ve beş oda topcu ve yüz yetmiş pâre top dahi sâ’ir münhedim olan kal‘alardan koyup ve Tire ve Menteşe ve Teke ve Hamîd sancakların ve Sivas eyâletin umûmen muhâ­fazacı koyup Gürcîstân'dan kırk aded sağîr ve kebîr­leri feth edüp kimin harâb u yebâb, kimin ta‘mîr i bâb edüp cümle yetmiş pâre kal‘a miftâhlarıyla Tiflis ve Çıldır ve Şûrân ve Hartîn ve Azgur ve Tümek kal‘alarının miftâhların der i devlet-masîr'e gön­derdi ve kendileri cânib i der i devlete revâne olunca beri tarafda cümle kızılbaş ı bed-ma‘âş ile Gürcîstân küffârı nâ-tırâş yedi ay kal‘a i Tiflis'i [319b] muhâsara edüp mahsûr olan guzât ı müs­limîn kaht [u] galâdan atların yiyüp andan cümle kelblerin tenâvül edüp ba‘dehû şehîdlerin yimeğe başlayup yedi ayda yedi kerre küffâr taraf taraf hü­cûmlar edüp kızılbaş serdârı olan İmâm Kulu Hân ahd i emân ile ve niçe dürûğ-ı kelâm ı hezeyân ile kal‘ayı istediler. Guzât ı müslimîn çoğdan helâk olacakların bilüp kal‘a vermediler. Hattâ Alî Su­başı'nın kelbi yedi bin akçeye satılup yediler. Hik­met i Hudâ Erzurûm Valisi Mustafâ Paşa deryâ-misâl asker ile ılgar edüp gelirken kal‘ayı muhâsara eden İmâm Kulu Hân firâr edüp bu kadar mâl ı ganâ­’imleri ve zehâ’irleri meydân ı ma‘rekede olan kal‘ada mahsûr kalan guzât ni‘met i firâvân ile muğtenim olup ertesi gün zîr i kal‘aya Mustafâ Paşa gelüp derûn ı hisârda mahsûr olan cüyûş ı mu­vahhidîn tâze cân bulurlar.

Ve def‘a i sânîde Vezîria‘zamzâde Hasan Paşa üç bin bâr ı şütür gen­düm ve gayrı hubûbâtdan zehâ’ir getirüp, hâlâ kü­çük kal‘ada anbârlar vardır, anda der-mahzen eder­ler.



Hulâsa i kelâm Sultan Murâd ı Sâlis'den Sultân Mustafâ cülusına gelince sene (   ) dest i Âl i Os­mân'da olup Gürcî küffârıyla kızılbaş müttefîk olup ale'l-gafle kal‘a i Tiflis üzre hücûm edüp derûn ı kal‘adan emân ile guzât ı müslimîni çıkarup kal‘ayı ahz edüp şâh ı dalâlet-âyîne teslîm etdiler. Ol zamândan berü dest i Acem'de olup dahi ziyâde ma‘mûr [u] âbâdân olmuşdur. Gerçi Acem hân­lığıdır ammâ Gürcîstân hâkinde taht ı Şavşad'dır. Eyâleti on yedi sultânlıkdır ve yetmiş kadılık ve kırk nevâhî, on bir ülke ve yedi oymak ta‘bîr olunur vilâ­yetdir. Gürcîstân hükmünde iken yedi teng Gürcîs­tân'ın üç tengi bu Tiflis eyâletidir. Hâlâ Tiflis hânı iki bin nökere mâlikdir. Kadı ve kelenteri ve münşîsi ve on iki yâr aşkına hâkimleri vardır.

Eşkâl i kal‘a i Tiflis;: Evvelâ nehr i Kür kena­rında yalçın kayalar üzre birbirine mukâbil iki kal‘a i Betlis i Tiflis'dir kim mâbeyne-hümâsından nehr i Kür cereyân edüp bir kayadan bir kayaya cisr i azîm ile kal‘adan kal‘aya ubûr olunur. Kal‘a i kebîr, nehr i Kür'ün cânib i cenûbundadır. Ve küçük kal‘a nehr i Kür'ün şimâlindedir. Ve nehr i Kür büyük kal‘anın sahrâya nâzır tarafında küçük kal‘aya açılan kapusu önünden nehr i Kür kal‘a dîvârına dokunarak cereyân ederek yedinci konakda Bakü kal‘asıyla Gîlân şehri mâbeyninde Bahr i Haraz'a mahlût olur. İbtidâ matla‘ı vilâyet i Çıldır'da (   ) dağlarından hurûc edüp tâ Kara Arda­hân'dan ve kal‘a i Ahıska'ya ve kal‘a i Azgur'a uğ­rayup Tiflis içinden geçüp Bahr i Haraz'a munsab olur. Bir nehr i azîmdir kim müverrihân ı İ‹rân; ze­mîn, "Bu nehr i Kür'e bin altmış uyûn ı câ­riye rîzân olur" deyü tahrîr etmişler. Hakkâ ki nehr i Furât'dan sonra nehr i Kür azîm sudur. Bu nehr kenarında yalçın kaya üzre Betlis'in binâ etdiği kal‘a i kebîrin dâiren-mâdâr cirmi altı bin adımdır ammâ binâ yı atîkdir. Dîvârının kaddi altmış zirâ‘ ve yet­miş burc ve üç bin bedendir. Ve bir cisr bâbı var, handakı yokdur. Nehr i Kür üzre suluk kullesi var. Hîn ı muhâsarada andan def‘ i atşân ederler. De­rûn ı hisâ­rda altı yüz bâğsız ve bâğçesiz hâne i hâk i mestûrı var ve Hân sarâyı bu kal‘adadır. Câmi‘i ve hân [ve] hammâmı ve esvâk ı muhtasarı ve küçük kal‘a son­radan Yezdcir[d] Şâh binâ etmişdir, bir yalçın püşte üzre sad-ribâz-misâl bir seng-âbâd şekl i mu­rabba‘ küçük kal‘adır. Cisr başına ancak bir derve­zesi var. Derûn ı kal‘ada üç yüz hâne ve câmi‘ var. Lâkin bedâsteni ve imâret yokdur. Bu kal‘anın bü­yük kal‘a cenûb tarafındadır. Ammâ bu küçük kal‘a sûr ı kebîrden metîndir. Bu kal‘aların cümle üç bin nigehbânları vardır. Her şeb i muzlimde kal‘ayı meş‘aller ile çerâğân edüp dîde­bânlar "Hudâ hûb" deyü feryâd ederek nigehbânlık ederler. Gerçi Acem diyârıdır, ammâ ekseriyyâ ahâlîsi Osmânlı zamâ­nından berü Sünnî ve Hanefî ve Şâfi‘îyyü'l-mez­heb bî-hisâb kimesneleri vardır ve ulemâsı ve mah­bûb ve mahbûbesi vâfirdir. Memdûhâtından, dâne­dâr gendümü ve hâs ve beyâz Tiflis nânı ve be­yâzî ve âl tebekânî yanaklı şeftâlûsü ve âbdâr [ve] lezîzât şeftâlûsü gâyet latîf ve hoş-hordur. Zîrâ Gürcî zenâ­neleri bâğında hâsıl olur et şeftâlûleridir. Hubûbât [u] nebâtâtı mahsûlleri gâyet memdûhdur. Pembesi ve harîri olmaz, amma âbdâr engürü mevs­ûfdır. Ve nehr i Kür'den bu mahsûlâtlara aslâ fâ’ide (yarkıdde) yokdur. Cümle bârân ı rahmet ile hayr [u] berekât mütekâsirdir. Nehr i Kür'ün tulû‘undan gu­rûbuna varınca yüz elli pâ­re şehre uğrayup aslâ bu kurâ ve kasabâtların me­zâ­ri‘âtlarına fâ’ide olmadu­ğundan nehr i Kür der­ler, Moğol kavmi Kür i ur derler, ya‘nî fâ’idesiz [320a] demekdir, ammâ lezîz âb ı nâbdır. Dâ’imâ pest akmağile âlî yerleri reyy edemez ve ham­mâm­ları memdûh değildir. Zîrâ bu şehirde ılıcalar vardır.

Evsâf ı Germâb ı Tiflis;: Bu germâb, hummâ i âb ı nâb, büyük kal‘anın cânib i şarkî­sinde hîme ve hîzemsiz yed i kudret ile kaynar bir âb ı sûhandır kim koyun kellesi ve pây-çesi tabh olunur âsâr ı kıbâblı nâfi‘ germâbdır.

Ziyâretgâh ı Tiflis;: İmâm Hüsâm Efendi ve Ferhâd Paşa Kethüdâsı Rıdvân Ağa ve Cem Alî Efendi, bahr i me‘ânî imiş. Niçe ziyâretler var ammâ ma‘lûmumuz olan bunlardır.

................ (1,5 satır boş) ................

Ve bu Tiflis'e kal‘a i Kâht, beş menzildir ve kal‘a i Aras dörd konakdır ve kal‘a i Gence dörd konakdır. Andan kalkup hândan iki yüz refîk ve üç yüz Abbâsî harc-ı râh alup cânib i cenûba kâh-ı dağis­tân ve çengelistân, sa‘b râh ı tengler içre 4 sâ‘at gi­düp,

{Evsâf ı kal‘a i Gülüsaht;: Bir yalçın kaya üzre şekl i murabba‘ bir kal‘acıkdır. Acem hükmünde Tiflis nâhiyesidir. Sağ tarafımızda dağlar içre bir kûh ı bülend üzre nümâyân idi. Ammâ yanına var­mayup alarkadan seyr edüp ubûr etdik.

Ve kal‘a i Lûri, kurb ı kal‘a i Tiflis, binâ yı Ferhâd Paşa sene 990}.



Evsâf ı kal‘a i Sûrân: : Tiflis hânı hükmünde bir püşte üzre gerçi küçük kal‘adır ammâ gâyetü'l-gâye sa‘b hisâr ı üstüvârdır kim burc [u] bârûları evce peyveste olmuşdur. İbtidâ bânîsi Enûşirvândır kim Gürcîstân'ın atîk kal‘alarındandır. Hâlâ re‘âyâ­sı­nın ekseri Gürcî ve Gökdolağ ve Yar-ı meni ve Bâr-ı me­nîlerdir kim cümle kefere ve fecerelerdir. Andan kalkup yine cânib i garba 4 sâ‘atde,

Evsâf ı kal‘a i kadîm ve sedd i azîm, kal‘a-i Azgûr-ı Aleksandır-ı Gûr: Müverrih i âlem Şeref­nâme kavli üzre ibtidâ Gürcîstân'da binâ olunan bu Azgûr ı gûr kal‘asıdır. Lisân ı Gürcî'de Azgûr ı gûr ya‘nî pâdişâ­hlar pâdişâhı Alek­sandır binâsıdır, de­mek olur. Aleksandır, İskender i Zülkarneyn'dir kim anın binâ­­sıdır. Hakkâ kim bu sedd i üstüvârın azîm çâr-kûşe seng-i hârâları İskender binâsı olmağı gösterir. Yohsa zamânımız benî Âdeminin beş yüzü bir yire cem‘ olsa bir taşın bir yerden bu mekâna vaz‘ ı binâ etmeğe kâdir değildir. Hâlâ bir püşte i âlî üzre şekl i murabba‘ bir küçük kal‘a i köhne-âbâd, bu kal‘a Gürcîstân hâkinde Ahıçka hudu­dun­da niyâbetdir. Kıbleye nâzır bir kapusu var. Ağası hâkimdir. İki yüz aded neferâtları var. Kal‘asının aslâ havâlîsi yok, metânet üzre mebnî bir kâr ı kavî kal‘a i metîndir. {Bu şehr önünden cere­yân eden nehr Ahıçka dağ­larında kûh ı Oda'dan (?) ge­lüp Ahıska içinden ubûr ederek bu şehrin bâğçe ve besâtinlerin reyy edüp iner, nehr i Araz'a rîzân olur}. Câmi‘i ve hânı ve hammâ­mı vardır. Ve kırk elli mikdârı esvâk ı muhtasarı vardır. Ve âb [u] hevâ­sı­nın letâfetinden bâğ u bâğçesi ve Gürcîstân güzel­leri vardır. Bu şehr i ma‘mûre Gürcîs­tân'ın Şavşad kavmi hudûdunda olmağıla re‘âyâ vü berâyâsı Gürcî lisânı tekellüm ederler.

Lisân ı fesâhat ı Gürcî i Şavşad-ı âdemî-zâd



erti
1

ori
2

sâmi
3

othî
4

hoti
5

eksî
6

şûdî
7

ru­vây
8

çihrây
9

ati
10

pûrî
ekmek

çikâli
su

hûric
et

gîne
şarâb

bâk
kiraz

pishâli
armud

kûvâh
kabak

leğay
incir

kurzeni
üzüm

ithıli
fındık

nesü
kavun

pürü­çuğuli
nar

harb­ûcakı
karpuz

pizuli
dut

kuku
kız

kâli
karı

akmud bico
gel oğlan

pûri çâmod
ekmek yiyelim

dâced bicu
otur oğlan

çâğma dede muktânis
vâlideni kelbler ..ksin

arsevîdes hit­nâm
gitme yabana

ak pâtûni
gel ağa

pûri çâmes
ekmek yiyelim

ibizi
iyidir

akmod arsevi­des
gel gitme

dâced patun
otur ağa

Paton!
Ağa

erıt ori bicim
bir iki oğlanım

harki acid âğ­dûs?
var durır alır mısın?

Akım petreye
Bakayım küçük mü

Dedi ariş
Yok büyükdür

Arğidus
Almam

Tis med makı beceya
Vallahi iyi oğlandır

Kay araris kılaha
İyi değildir fenadır

çîhıni
at

çurî
katır

viri
eşek

cağlı
köpek

kodbân
yaramaz

Bu lugatlardan mâ‘adâ niçe kerre yüz bin bî-hisâb ıstılâhât [u] ibârâtları vardır, ammâ kesret i kitâ­bet olmasın içün bu kadar tahrîr olundu.

Der-beyân ı haseb i bî-neseb mülûk ı nesl i Gürcîstân



Kavm i müşrikînden ibtidâ tâ’ife-i Yahûddır. Andan kavm i fecere bu Gürcî'nin kavm i Dâdyân'ı ve Şavşad kavmleridir. Anlardan [320b] kavm i Kuril ve kavm i Açıkbaş ve kavm i Mikril ve kavm i (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) Müteferrik olup cümlesi ümmet i Dâvûd Nebî iken millet i Mesihî'den olup kitâb ı İncîl ile zu‘m ı bâtıl ederler ammâ cümlesi on iki lisân üzre tekellüm ederler. Gûnâ-gûn lehce i mahsûsaları vardır kim birbirleri­nin lisânların tercümân ile anlar ecnâs ı ünâsdır. Ammâ lisân ı Şavşad u Dâdyân-ı zu‘m ı fâsîdler niçe fe­sâhat u belâğat ile kelimât eder kavmlerdir. Hakîka­tü'l-hâl hâlâ Moskov diyârının kralları inkırâz bulsa millet i Mesîhıyye'nin güzîdesi ve Enûşirvânı ve ha­sîb [u] nesîbidir, deyü Şavşad'dan yâhûd Dâd­yân'dan bir beğ alup Moskov'a kral ederler. Kitâbî kavmdirler. Ammâ Abaza ve Çerkes i nâ-kes Arab'dan azgın kavm i cedîd olmağıla aslâ kitâbları ve bed-mezhebleri yokdur. Bu Gürcîstân papas­larının takrîrleri üzre tevârîh i atîklerinde eyle tahrîr eder kim silsileleri Keykâvûs'a ve niçe bin pehlivân­lara müntehî olup andan Dâvûd Nebî a.s. hazretine müntehî olur, derler. Meğer Gürcîstân'da bir pâdi­şâh var idi. Mürd oldukda yerine Temerrüd nâm bir kızı hâkime olup bir kimesneye varmayup baba­sından irs ile intikâl eden diyârlarını hükm i hükûmât ederek bir gice bir pençe i âfitâb gulâm ile ayş [u] işret mâbeyninde melike kız mest iken ol civân kıza susa edüp melike hâmile kalır. Andan bir meh-pâre duhter i pâkize-ahter tevellüd edüp ol kızı pinhân edüp Vat nâhiyesine gönderir. Beri tarafda melike bed-nâm olmamak içün kendüye susa edüp bekâre­tin izâle eden mîrâhûr civânı bir halîc buzu üzre bir murğ ı sürhab saydın almağa gönderüp ol civân buza cuyulup gark ı âb olup melike duhter güft [u] gûy ı kabâ’ilden halâs olup bu melîkeden müştakka olan kız dahi kemâlin bulup ol kızı Beğ Dîvân nâm bir melikzâdeye verirler. Ol kızdan üç oğul olur. Anlar dahi fetâ yiğitler olduklarında Gürcîstân'ı üç bahş edüp büyük beğzâdeye Kütâtis ülkesi verirler kim ana Baş-açık vilâyeti derler. Hâlâ Başaçık tâ’ifesinin nesli ol büyük beğzâde Mârûla melike müntehî olur. Veled i vustâya Tiflis ülkesini verirler ki ismi Simon'dur. Küçük oğlana Bâht vilâyetin verirler kim Dâdyân kavminin nesli ana müntehîdir. Bu Dâdyân Beğ cihân-ârâ bir âdil pâdişâh olup cümle kefereler buna tâbi‘ olmuşlardı. Hâlâ Gürcîstân'da bu Dâdyân ve Açıkbaş beğlerine cümle Gürcîstân itâ‘at ederler, gûyâ baş papaslarıdır. Cümle kefere kralları hîn i cülûsda kılıç kuşansa Açıkbaş ve Dâdyân'ın izniyle bir âdem kılıç kuşadup cümle kefere ol kral ı dâldan bid‘at ederler. Hattâ Selîm Şâh ı Evvel, Tarabefzûn hâkimiyken bu Açıkbaş beğiyle hüsn i ülfet edüp Kütâtis kal‘asında niçe zamân ayş [u] işret edüp babası Bâyezîd i Velî'den sonra Selîm Hân müstakil sultân oldukdan sonra Açıkbaş ülkesinin tâc harâcı ve tekâlîf i örfiyyesin hatt ı şerîf i kavî huccet ile mu‘âf [u] müsel­lem edüp ilâ yevminâ hâzâ mu‘âfdırlar. Ancak alâ tarî­kı'l-hedâye İspirî doğanlar ve sunkur ve toygun-bâzlar ve mümtâz gılmân ı şehnâzlar ve dûşîze i dil-nüvâzları der i devlete göndermeleri beher sene kâ­nûn ı Selîm Hân ı Evveldir, ve's-selâm. Ba‘dehû bu zikr olunan Azgûr kal‘asından kalkup cânib i garba ma‘mûr [u] âbâdân kurâlar içre câ-be-câ hıyâbân [u] gülistânlı zemîn i mahsûldâr ve çemenzâr yerler üzre 4 sâ‘atde hamd i Hudâ sıhhat [ü] selâmetle sâ­limîn ve gânimîn sedd i İslâm,

Evsâf ı Sedd i İslâm ve feth i Selîm Hân, vilâyet i Çıldırân kal‘a i hısn ı hasîn ve sedd i metîn, sûr-i kavî, ben­der i Âl i Osmân Ahıçka



Galat ı meşhûr üzre elsine i nâsda Ahıska, Ahkıska ve Ahçıska ve Akıska ve Akhısha {ve Akısha} derler. Zîrâ cânib i erba‘asında elsîne i muhtelife tekellüm eder benî Âdem çok olmağıla her biri bir lehce ile nâm komuşlardır ammâ Defterhâne i pâdişâhîde "Eyâlet i Çıldır'a mutasarrıf vezîrim fülân paşa" deyü tahrîr olunur. İbtidâ bu kal‘a i metînin bânîsi sâhib i eyvân, tâk i kisrâ Enûşirvân ı Gürcîstân'dır kim Hazret i Resûl i Kibriyâ Muhammedü'l-Mustafâ sa‘âdetle rahm i mâderden müştakk olup bu edîm i arza kadem basdıkda bu Enûşirvân üstâd ı kâmil kâhin idi. "Hây! Âhir zamân Muhammedi sâhib i hurûc bu gice zuhûr etdi" deyü bu kal‘a esâsına mübâşeret etdüğü İskender târîhinden Vilâdet i Re­sûlullah'a gelince 882 sene olmuşdu kim bu kal‘a binâ olunup ol kadar imâristân oldu kim Enûşirvân her sene Bağdâd ı behişt-âbâddan gelüp bu Ahıçka'da altı ay yaylağ faslı ederdi. Zîrâ hâlâ âb [u] hevâsı latîfdir. Andan sonra bu kal‘a üzre niçe bin mülûk tama‘a düşüp mâlik i Ahıçka [321a] olduk­ların biz mâ-vaka‘ı üzre tahrîr eylesek bir mücelled kitâb olur. Ancak be-kavl-i târîh i Şerefnâme, hic­ret i Nebeviyye'nin sene (   ) târîhinde Âl i Emevî­den Hişâm b. Abdülmelik hazretleri Şâm'dan deryâ-misâl asker ile Haleb ve Ayntâb ve Mar‘aş ve Mala­tıyye ve Diyârbekir ve Erzurûm kılâ‘ların feth ederek gelüp bu kal‘a i Ahıçka'yı feth edüp ibtidâ dâ­rü'l-mülk i İslâm sedd i Gürcîstân olan bu kal‘a i Ahıçka'dır, andan asâkir i bî-pâyân gönderüp Tiflis [u] Tomanis ve Gence ve Şirvân ve Bâbü'l-ebvâb'ı ve vilâyet i Dağıstân'ı cümle feth edüp İslâm ile mü­şerref eden Emîrü'l-mü’minîn Halîfe Hişâm'dır. An­dan yine dârü'l-mülkü olan Şâm ı cennet-meşâma müteveccih oldular. Andan yine tâ’ife i Gürcîstân istilâ etdi. Andan Azerbaycân şâhlarından Karako­yunlu Kara Yûsuf Şâh, mâlik oldu. Timur Hân sâ­hib i hurûc olup Kara Yûsuf üzre geldikde Kara Yûsuf, salâbet i Timur'a tâkat getiremeyüp Kara Yû­suf Âl i Osmân'dan Yıldırım Bâyezîd Hân'a firâr edüp ba‘dehû bu kal‘a i Ahıçka'ya Sultân Uzun Ha­san mâlik oldu. Ba‘dehû Timur Uzun Hasan Şâh üzre geldikde Hasan Şâh âkılâne hareket edüp Ti­mur ı bî-nûrun pây-i semendine yüz sürüp rikâ­bında piyâde yürüyen on bir pâdişâh ile berâber Hasan Şâh dahi yürüyüp Hasan Şâh'a yine vilâyet i Azerbaycân'ı ihsân edüp nehb [u] gâret etmedi. An­dan sonra devlet i Azerbaycân Şeyh Safî evlâdla­rından şâh ı İrân zemîn olan Şâh İsmâ‘îl destine girüp bu Ahıska'yı yaylağ edüp cemî‘î Gürcîstân tümenin kendüye mutî‘ [u] münkâd edüp asr ı Bâ­yezîd Hân'da vilâyet i Âl i Osmân'ın dâr [u] diyâr­ların harâb u yebâb ederek tâ Arpa Çukuru nâmıyla ma‘rûf olan Sivas'a gelince yedi eyâlet yeri kabza i tasarrufa aldı. Ol asrda Şehzâde Selîm Hân ı Evvel, Tarabefzûn hâkimi idi. Kağan arslan gibi şâh ı bed-fi‘âl askerinin kâhîce ardın alup tîğ i Selîm'den geçirirdi. Cenâb ı Bârî yârî kılup taht ı Âl i Osmân, Selîm Hân'a erzânî oldukda ibtidâ Niyyetü'l-gazâ! deyüp Şâh İsmâ‘îl üzre deryâ-misâl asker ile gelüp bu Çıldır sahrâsında bir ceng [ü] savaş ı perhâş edüp yüz bin kızılbaş ı evbâş, sürhserânların serleri seyf i Muhammedî ile tırâş olup ancak Şâh kuş cânıyla cân atup cânib i Azerbaycân'a cân düşürüp halâs olduğu cemî‘î tevârîh i Âl i Osmân'da mestûrdur kim tahrîri lâzım değildir. Andan Selîm Hân bu kal‘a i Ahıska'yı feth eyleyüp cümle Gürcîstân'ı mutî‘ [u] münkâd etdi.

Feth i kal‘a i Ahıska: Sene [704] târîh



Hâtif [ü] gaybî dedi târîhini

Aldı Acem mülkini Sultân ı Rûm

Ba‘de'l-feth Selîm Hân tahrîr edüp bir eyâlet i azîm edüp vezâret ile (   ) Paşa'ya ihsân eyledi. Zîrâ Gürcîstân ve Kürdistân, Türkistân ve Dağıstân ve Acem diyârının hudûdlarında intihâ yı serhad ol­duğiyçün eyâlet tahrîr eyledi.

Kânûnnâme i Selîm Hân üzre eyâlet i Çıldır cümle on üç sancakdır.

Ev­velâ mâl defterdârı ve timar defterdârı ve defter emîni ve çavuşlar kethüdâsı ve çavuşlar emîni ve ça­vuşlar kâtibi vardır.

Sancakları bunlardır kim zikr olunur: Evvelâ livâ yı Oltı ve Hırtiz ve Ardanıç ve Hacrek ve Ardahân ve Posthû ve Mahçil ve Açar­penk ve Ahıçka, paşa tahtıdır ve dörd sancağı dahi yurdluk ve ocaklık ve mülkiyet üzre tasarruf eder­ler, ve sancağ ı Pürtekrek ve Livâne ve nısf ı Livâne ve Şavşad (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Her sancak beğinin hâsların bildirir: Hâss-ı livâ yı Oltı 200.017, hâss-ı liva yı Pertek 462.190, hâss-ı livâ yı Ardanıç 280.000, hâss-ı livâ yı Ardahân ı büzürg 300.000, hâss-ı livâ yı Şavşad ber-vech i arpalık 656.000, hâss-ı livâ yı Livâne ber-vech i ocaklık iki sancak bir yer­dedir 365.000, hâss-ı livâ yı Hırtîz 200.500, hâss-ı livâ yı Hacrek 365.000, hâss-ı livâ yı Posthu 206.500, hâss-ı livâ yı Mahçıl 20.322, hâss-ı livâ yı Acâre 200.005, hâss-ı livâ yı Penk 400.000. Kânûn ı Selîm Hân ı Evvel üzre eyâlet i Çıldır'da cümle ümerâlarının hâss-ı hümâyûnları böyle ihsân olun­muşdur.



Eyâlet i Çıldır'ın her sancağında ne mikdâr timar ve ze‘âmet vardır, anı beyân eder: Cümle timar ve ze‘âmet altı yüz elli altı timar ve ze‘â­met­dir. Kânûn üzre cebelüleri ile sekiz yüz as­ker eder. Paşa askeri ile bin beş yüz asker eder.

Ev­velâ livâ yı Oltı'da ze‘âmet 3, timar 123 ve Arda­hân ı Büzürk'de ze‘âmet 8, timar 87 ve Ardanıç ze‘âmet 4, timar 42 ve Hacrek ze‘âmet 2, timar 72 ve Hırtîz ze‘âmet 13, timar 35 ve Posthu ze‘âmet 12, timar 68 ve Penk ze‘âmet 8, timar 54 ve Sasin ze‘âmet 7, timar 4 ve Lûri ze‘âmet 9, timar 10 ve Osha ze‘âmet 10, timar 17 ve Çâklik ze‘âmet 11, timar 32 ve Hatla ze‘âmet 19, timar 7 ve İspir ze‘âmet 4, ti­mar 14.

Bu zikr olınan livâlarda cümle bu mertebe timar ve ze‘âmetdir. Her birinin alaybeğileri ve çe­ribaşıları ve yüzbaşıları vardır. Hîn ı ma‘rekede [321b] paşasının ve mîr i livâsının ve alaybeğilerinin sancağı altında sefer eşmek şartıyla bin altmış pâre kurâlardan mahsûl yerler ve senevî cümle erbâb ı timarın bin altmış pâre kurâdan üç yüz yigirmi kîse i Osmânî hâsıl olup erbâb ı zü‘emâ ve erbâb ı timar tenâvül ederler. Selîm Hân fethinde tuğrâ yı garrâ ile bu eyâleti sancağ paşaya ihsân edüp Erzurûm ve Sivas ve Mar‘aş ve Adana ve Rakka eyâletlerin bu Çıldır valilerine fermân-ber eyleyüp her sene muhâfaza i Çıldır'a gelmeleri kâ­nûn ı Selîm Hân idi. Ve ibtidâ beş yüz akçe mevle­viyyet ile kazâsı İskilîbî Ramazân Efendi'ye ihsân olunup ba‘dehû hâlâ üç yüz pâyesiyle şerîf kazâ­dır. Cümle nâhiyedir.

................ (1 satır boş) ................

Bu nâhiyelerden kadısına beher sene ber-vech i adâlet yedi kîse olur. Paşasına seksen kîse hâsıl olup (   ) subaşılığı vardır. Hâss-ı hümâyûn ı mîr i mîrân ı Çıldır 400.000 ve eyâletinde cümle (   ) kazâdır. Dizdârı ve iki bin kul neferâtı ve (   ) kal‘a ağalık­ları ve yedi oda dergâh ı âlî yeniçeri ağası ve cebeci ağası ve topcu ağası vardır. Her cihetde ma‘mûr [u] âbâdân eyâlet i Çıldırân iken kızılbaş ı bed-ma‘âş sene (   ) târîhinde fürce bulup istîlâ eyleyüp ba‘dehû sene 1044 târîhinde Sultân Murâd Hân ı Râbi‘, Revân'ı dest i Acem'den zor ı bâzû ile feth edüp ba‘de'l-feth i Revân asker i deryâ-misâl ile Koca Ken‘an Paşa'yı serdâr edüp kal‘a i Ahıçka'yı dest i bâzû ile sene 1045 târîhinde feth edüp gereği gibi ta‘mîr u termîm edüp ilâ yevminâ-hâzâ ma‘mûr u âbâdân olmadadır.

Der-beyân ı eşkâl-i kal‘a i Ahıska;: Bir yalçın kal‘a üzre şekl i (   ) bir seng-âbâd gûyâ kâr ı Ferhâd bir kal‘a i Ferhâd-âbâddır. Cümle (   ) kâfdır ve dâiren-mâdâr cirmi (   ) adımdır. Ve iki kapusu vardır. Derûn ı kal‘ada cümle bin yüz mikdârı bâğsız ve bâğçesiz hak i pâk ile mestûr hânelerdir. Sûrunun bir kapusu cânib i şarka meftûhdur ve bir bâbı ta­raf ı garba mekşûfdur.

Ve cümle-i cümele yigirmi sekiz mihrâbdır (   ) hutbe tilâvet olunur.

Evvelâ yukarı kal‘ada Selîm Hân ı Evvel Câmi‘i: Kâr ı ma‘bed i kadîm olup toprak ve cibiz ile mestûrdur. Bu şehr içre kurşumlu imâret yokdur. Ve bu câmi‘ i latîfin minâ­resi münhedim olmuşdur.

Ve Künbetoğlu Câmi‘i dahi hâk i pâk ile mestûr minâresiz câmi‘dir.

Ve aşağı kal‘ada Halîl Ağa Câmi‘i: Kâr ı kadîm, cemâ‘at ı kesîreye mâlik bir müferrah câmi‘ i dil­küşâdır. Ahâlî i vilâyeti Ehl i Sünnet ve'l-cemâ‘at mü’min ve muvahhid kişiler olmağıla evkât ı ham­seden mâ‘adâ her câmi‘de ders i Kur’ân ve ulûm ı kesîr i edyân tilâvet olunur. (   ) (   )

Bunlardan mâ‘adâ mahalle mesâcidleridir. Mahsûs dârü't-ted­rîsi ve dârü'l-hadîsi ve dârü'l-kurrâsı yokdur. Lâkin her câmi‘de müderrisler niçe gûne ulûm ders derler. Zîrâ tâlib i ilmi çokdur.

Ve kal‘adan taşra varoş dahi gâyet ma‘mûrdur. Cümle (   ) aded hâne i âbâ­dândır.

Ve cümle (   ) aded hammâmdır. Kal‘a hammâmı müfîd [u] muhtasardır. Ve cânib i şarka nâ­zır kal‘a kapusundan taşra hammâmın âb [u] hevâsı ve binâsı hûbdur. Gürcî civânları dellâkleri mahbûb [u] merğûbdır. (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Ve cümle (   ) aded hân ı tüccârândır. Evvelâ Deli Mehemmed Ağa hânı ve Ekmekçi İsâ Ağaoğlu hânı (   ) (   ) (   ) (   )

Ve mu‘azzam sarâyları vardır. Evvela (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Gerçi bâğları yokdur, ammâ câ-be-câ bâğçeleri çokdur. Meyvesi (   ) (   ) gelir, ammâ bir vâsi‘atü'l-ak­târ ve rahîsatü'l-eş‘âr müşebbek bostân­ları vâfir ve hayrât [u] berekâtları mütekâsir ve ni‘met­leri firâ­vân ve uyûn [u] enhârları cârî ve revân âb ı rakîki Oda dağlarından beri gelüp bu şehrin mezâri‘lerin reyy edüp Argun kal‘asına doğru gidüp andan kal‘a i Kusaht kurbunda nehr i Araz'a munsab olur. Bu kal‘adan taşra varoşa handak üzre cisr ile ubûr olunur. Ve taşra varoşun cânib i erba‘asında sûru yokdur. Cümle çârsû-yı bâzâr bu varoşdadır kim üçyüz mikdârı dükkân­çe­lerdir. Lâkin kârgîr binâ bezzâzistânı yokdur.

Âb [u] hevâsı şiddet üzre olmağıla halkı ten-dürüst ve şecî‘ ve nâmdâr kulu vardır. Husûsan vali i vilâyet Vezîr Sefer Paşa Gürcîyyü'l-asl bir dilâver [ü] server i hünerver, merd i meydân ve âsaf ı Âl i Osmândır. Kethüdâsı Dervîş Ağa yine Gürcî-neseb ve sâhib i kerem er kişi idi ve Seyfi Ağa ve (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) hânedân sâhibleri merd i hünermend kişiler­dir.



Yüklə 4,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin