İstanbul ansiklopediSİ



Yüklə 5,06 Mb.
səhifə75/76
tarix04.01.2019
ölçüsü5,06 Mb.
#90131
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   76

Burhaneddin OLKER

FINDIKKIRAN SOKAĞI — Eminönü ilçesinin Kumkapu Nahiyesinin Muhsinehâtun Mahallesi yollarından, tiren yolu ile Telliodalar Sokağı arasındadır; Hisarçeşme Sokağı ve Babayiğit Sokağı ile dört yol ağzı yaparak kesişir (1934 Belediye Şehir Rehberi, pafta 3/28). Telliodalar Sokağı tarafından gelindiğine göre iki araba geçecek genişlikde kaba taş döşeli, iki yanında dar yaya kaldırımı bulunan bir sokakdır üçer katlı kagir evler arasından geçer ve tiren yolu boyundaki duvara dayanarak sona erer, bu yönden bir çıkmaz sokak görünüşü arz eder. l iterzi, l bakkal dükkânı vardır, kapu numaralan 1-25 ve 2-28 dir (Ocak 1969).

Hakkı GÖKTÜRK

FINDIK KURDU — "Vücud yapısı ufak tefek, yahud yaşça henüz çocuk sayılacak kadar küçük, fakat son derecede dilber, şirin ve sıcak kanlı, câzib" anlamında halk ağzı deyim:

Şöhreti Bulgaroğlu fındıkkurdu Gönül tahtında bir eyyam oturdu

(Âşık Râzî)

O fındıkurdu haspa İmamkızı Pakize Bebrü peleng fetâyı getîriverdi dize

(Âşık Râzi)

FINDHKLI — Istanbulun meşhur semtlerinden ,büyük şehrin Rumeli yakasında Galata tarafında ve liman ağızında Tophane civarında Sahpazan ile Kabataş arasındadır; 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Galatamn Pürtelâş Hasan Efendi ve Ömer Avni Mahalleleri sının içindedir (1934 B.Ş.R. Pafta 15/167 ve 169).

Evliya Çelebi îstanbula tahsis ettiği seyahatnamesinin birinci cildinde "Fındıklı Kasabı" adını kullandığı halde Fındıklıdan müstakil bir bend içinde bahsetmiyor, buradaki bâzı binaları, Tophane bahsi içinde kaydediyor (B.: Tophane) .

1814 -1815 arasında tanzim edilmiş bir Bos-tancıbaşı Defterinde (B.: Bostancıbaşı def derleri, cild 6, sayfa 2979) Fındıklı sahili şöylece tesbit edilmişdir; Salıpazanndan Kabataşa doğru gidildiğine göre:

"... aralık iskele; yanında Ömerağazâde Tevfik Bey yalısı; yanında Selun (?) zimmîııin değirmeni; yanında Süleyman Ağanın kayıkhanesi; yanında Hammallar İskelesi; yanında silâhdar Giridli Mustafa Ağa zevcesinin yalısı;yanında kalafat yeri; yanında Fındıklı İskelesi; yanında Kapuçuhadarı Ömer Efendi yalısı; yanında Fındıklının büyük iskelesi; yanında Fındıklı Camii; yanında musahibi şehriyârî Hasan Ağa zevcesinin yalısı; yanında Kepçe Nazırı Ali Efendinin yalısı, yanında aralık iskele; yanında Gümrükemini Hüseyin Efendinin yalısı; yanında Tersane kâtibi Mehrned Beyin yalısı; yanında musahibi şehriyârî Sadık Ağanın yalısı; yanında Tophane nazırı Çelebi Efendinin yalısı; yanında Çizme-cibaşı arsası; yanında Hekimoğlu Ali Paşa Çeşmesi; yanında Kabataş İskelesi...".

Hadikatül Cevâmi'de Fmdıklıda şu cami ve mescidlerin ve şâir binâlann bulunduğu kayıd-lıdır:

Hâtûniye Mescidi, yanında zaviyesi ve karşısında Arabahmedpaşa Çeşmesi; yine bu mes-cid civarında Bıyıklı Ali Paşanın mektebi ve çeşmesi; Husrev Mehmed Paşa yalısı; Selime Hâtûn Mescidi; Pişmaniye Camii; Hacı Receb Mescidi; Alçakdam Mescidi; Emirinıarn Mescidi; Kazancı Camii: yanında Köprülüzâde Ahmed Paşa Çeşme'si; Fındıklı Camii; yanında Fındıklı Hamamı; yanında mekteb; Kadı Mescidi (Bütün bu isimlere bakınız).

Şirketi Hayriye tarafından neşredilmiş "Boğaziçi" isimli kitabda (1330-M. 1914; B.: Şirketi Hayriye) Fındıkliı için şunlar yazılıdır: "Güya bizanslılara incil ilk defa burada okunarak hiristiyanhk tebliğ edilmiş. Vaktiyle buraya Argiropolis yâni Gümüş Memleketi derlerdi. Meşrutiyetin ikinci senesi başında Çıra-ğan sarayına nakledilmiş olan Meclisi Mebusan bu sarayın 6 kânunusâni 1325 de (M. 19 ocak 1910) yanması üzerine Fındıklıda Cemile Sultan Sarayına nakletmişdi; Fındıklı Camii ve Fındıklı Tekkesi bu havalidedir".

FINDIKLI CAMİİ

5750


İSTANBUL

ANSİKLOPEDİSİ

5751 —

FINDIKLI CAtöt



selmiş şâir Mehmed Vüsûlî Efendidir (B.: Mehmed Vüsûlî Efendi, Molla Çelebi); Üçüncü Sultan Muradın Haremi Hümâyundaki kadın mü-sâhiblerinden Ayşe Hubbî Hâitun ile evlendiği için Hubbî Mollası lakabı ile şöhret bulmuşdu (B.: Ayşe Hubbî Hâtûn, cild 3, sayfa 1635). Cami derya kenarındadır, kurbinde olan mek-
Şâir Mehmed Fennî Dede Efendi ölümü 1715 istanbul Sahillerini tasvir yolunda yazdığı ve "Sahilname" diye anıla gelmiş meşhur manzumesinde Fındıklı için şu beyti söylemişdir:

Tutsa uşşâkı mahaldir kırılur gîbi taref Buldu ol gözleri badattı ile Fındıklı şeref

Geçen asır sonlannda yaşamış kalender halk şâiri Âşık İbrahim Fennî Mehmed Dede Efendiyi taklid yolunda yazdığı sâhilnâmede Fındıklı için şunları söylemektedir:



Salıpazarından geçdik mestâne Fındıklıda çattık bıçkın fettâne

Bir yalım ayaklı abaza levend Destinde hançer şakîi derbend

Bir nazar atfitsen bac alur eşbeh Serkeş çalımına o şenin peh peh

Pâyin bûs ittirüp yol virdi evbaş Fındıklıdan geçdik geldi Kabataş

Yine geçen asır sonlannda yaşamış kalender halk şâiri Tophane kâtiblerinden Üsküdarlı Âşık Râzi beş kıt'alık bir manzumesinde Fındıklıyı şöyle anlatıyor:

, Yine Âşık Râzi, geçen asır sonlarında Fındıklının ayak takımından bıçkın delikanlıları kadar, o güruh ile oynaşan yosma hanımlarının ,da pek çok olduğunu söylüyor:

Fındıklı şu bizim Taphâne yanı Güzeller saydına kurdum dalyanı Çekdik çarşısından âguuşe hele .Nice şûhi mühmel dilber üryanı

Dirler ki avamı abaza çerkes Kimi lücuc oiur kimisi nâkes İmtizaç icîemez anlarla herkes Sâhilsaraylarda kibar ayanı

Fındıklı güzeli fındıkçı elbet Eşbeh levendlere gelse ger növbet Altunla açılın- babı muhabbet Kahvehanelerde cana kıyanı

Camii Kebîri nûri âlâ nur Çifte hamamı var memdûhi cumhur Tekkesinde derde derman bulunur Şehrâhmda cümle kerûbeyâm

Temaşayı hüsün gözlere cila Velâkin güzelleri püsküllü belâ Fındıklı sânında eyledim imlâ Râzinin bergüzar olsun beyânı

Fındıklıdır Cihangirin alt yanı Oğlanların yanar ateşdir kanı Şu kayıkçı matlubunca müheykel Yosma Hanım yak oğlana abanı

Haber salar hanım nısfülleyle gel izin al kaç ne eylersen eyle gel Nakşi pâyin hotozumun sorgucu Aman oğlan gel bir gönül eyle gel

Tophanenin Fındıklıdır bir ucu Bak nefere ne güzeldir şu topçu Kılavuzu önde arab bir bacı Yürü oğlan sürükleme pabucu

Dellâk natır civan hammal kayıkçı Esnafından yorgancısı balıkçı Küskün gönül ipliğini arşaklar Oğlan yolcu yosma hanımlar hancı

Hamamında fettan taze uşaklar Kayıkçılar vardır altun başaklar Bâzu pençe tasasında hanımlar Ne gam yahu bitleriyie yavşaklar

Kafeslerin arkasında hanımlar Gözlerinde aşk ateşi yalımlar Nümayişi güm güm vuran topuklar Gözlediği çapkınlarda çalımlar

Yedi iklim dört bucakdan kopuklar Kınalıdır parmaklarla topuklar Türkü lazı kürd arnavud dilbazlar Çakıl pehle nümayişi yapuklar

Fındıkhlı delikanlı ayvazlar Yosma hanım oynaşları haylazlar Hammal ise ya Bitlisli ya Vanlı Kopuk çapkın delifişek palazlar

Fındıklının hanımları fermanlı Delikanlı mestâneler dumanlı Yokdur muhabbetden çakmaz katırı Pulâd misâl hançerleri hep kanlı

Ka&ab civan pençesinde satırı Sayar âşık yosma hanım hatırı Hicabı var kırmızı Hind canfesi Unutma şalvarı köhne natırı

Fındıklının abazası çerkesi Mahbubları deli eder herkesi Altın ile kurup şaha kapanı Sarmış hanım tulumbacı dalfesi

FINDIKLI_CAMÜ'>Fındıklıya yazdım işte destanı Yosma hanımlardan çokdur fettanı Birbirinden yaman eşbeh kopuklar Perçemli topuklu sahi bütanı

FINDIKLI CAMÜ — Hadikatül Cevâmi şu malûmatı veriyor: "Bânîsi molla Çelebi denilen ve ilmiyede Anadolu Kadıaskerliğine kadar yük-

Fındıklı Camii

(Resim ve plân: S. Biiyükerbil)

teb ve hamam da bu camiin evkafındandır. Camiin mahfili hümâyunu vardır. Bir kaç defa tamir görmüşdü, 1238 cemâziyelâhirindeki büyük yangında (M. 1823) bâzı etrafı rahnedar olduğundan küllî tamir görmüş ve mahfili hümâyunu da genişletilmişdir; mahallesi vardır". Tahsin Öz "istanbul Camileri" isimli ese-

FINDIKLI HAMAMI

5752 —



istanbul

ANSİKLOPEDİSİ



5753 —

FINDIKLI ORTA OKULU


.rinde §unlan yazıyor: "Sahilde olan bu mâbed Mimar Sınanın eseri olup 1589 senesinde yapıl-mışdır. Mihrabı çıkıntılı, merkezî kubbe dört sütuna müstenid olup beş yaran kubbe ile çev-rilmişdir. Altı sütuna müstenid beş kubbeli son -cemaat yeri 1958 yılında yeniden yapılmışdır, kalem işleri de ihya olunmuşdur. İki yanında kalkan duvarları vardır. Camiin önündeki barok stilindeki çeşme 1201 (M. 1786-1787) de Koca Yusuf Paşa tarafından yaptınlmışdır ve 1958de camiin karşı tarafına nakledilmişdir. Camiin sağ tarafında bulunan Molla Çelebi Hamamı (B.: Fındıklı Hamamı) da 1958de yıktırılmış, yeri yeşil saha olmuşdur".

Cami büyük kubbe altındaki kasnakda 8, mihrab duvarında altlı üstlü altışardan 12, iki yan duvarda altılı üstlü dörderde, 16 ve son cemaat duvarında da 2 olmak üzere cem'an 38 pencere ile aydınlatılmışdır. Sağ tarafda bulunan minareye hem camim içinden hem de son cemaat yerinden iki kapu ile girilir. Köfeki taşından yapılmış nimâre ince ve zarif, şerefe altı ve petek kısmı kabartma çiçek tezyinatı ile be-zenmişdir. Kadınlar mahfiline sol tarafdan bir merdivenle çıkılır.

Camiinin sağ duvarı önünde, pencereli bir duvarla bölünmüş biri büyükçe, biri küçük iki hazîresi vardır, büyüğünde 12, küçüğünde de 4 kabir vardır. Camiin banisi Mehmed Vüsûli Efendinin kabri Eyyubsultandadır.

Camiin oldukça geniş olan avlusunda mihrab duvarı önünde bir musalla taşı ve onun önünde de deniz tarafındaki avlu duvanna bitişik bir bölme içinde ve bir kaç basamak merdivenle inilir çukurda 9 abdest musluğu bulunmaktadır. Avlunun yine o tarafında ayrı bir bölme içinde ayak yollan vardır.

1970 yılı aralık ayında ziyaretimizde camii çok bakımlı durumda idi. imamı Balıkesirli Mehmed Yıldız Efendi imam faatib okulu mezunu ve Yüksek İslâm Enstitüsü öğrencisi idi; iki müezzini bulunup biri Elazığlı Hilmi Demirci, biri de Bigalı Ca,hid Uysal, yüksek okula devam etmekde idiler, bu üç gencin üçü de yabancı dil biliyorlardı ve civarda dolaşan turistlere yararlı olmakta idiler.

Hâlid ERAKTAN

FINDIKLI ÇELEBİ HAMAMI SOKAÖI — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Beyoğlu Kazasının Galata Nahiyesinin Ömeravni Mahal-

lesi yollarından, Mebusan Yokuşu ile Meclisi Mebusan Caddesi arasında bir dirsekli bir so-kakdır; cadde ile olan kavuşağı Fındıklı Camii ve zamanımızda mevcud olmayan Fındıklı Hamamı (Çelebi Hamamı ) karşısına rastlar, bu cadde kavuşağında iki büyük bina bulunmaktadır, sağ tarafda Samer îş Ham (altında Türk Ticâret Bankası Fındıklı Şubesi) ve sol tarafda Akbank Genel Müdürlüğü binası; yokuş yukan çıkılarak sola bir dirsekle kırılır ki o noktada da Fındıklı P.T.T. binası bulunmaktadır, bu binanın önünden 35 beton basamakla Bilezik Sokağı ile bir irtibatı bulunmaktadır. Bakımlı ve asfalt döşenmiş olan sokakda üçer katlı o ah-şab evle 5-7 katlı büyük aparitımanlar ve hanlar ve l bakkal, l kasab, l lokanta, l terzi, l nalbur, l elektrikçi dükkânı, l garaj vardır; kapu numaralan 1-21 ve 2-22 dir (1934 B.Ş.R. Pafta 15/169).

Bibi.: H. Eraktan, not, 1971 mart.



FINDIKLIDA GÜMKÜKEMlNİ HÜSEYiN

AĞA YALISI — XVII. yüzyılın ikinci yarısında îstanbulun en mükellef, muhteşem yalılann-dandı; Dördüncü Sultan Mehmedin sık sık geldiği bir yalı idi, sahibi Gümrükemini Hüseyin Ağa da devrinin ricali arasında aşın derecede zenginliği ile meşhurdu. Yalı hakkında en küçük bir bilgimiz yokdur (B.: Hüseyin Ağa, Gümrükemini).

1814-1815 arasında tanzim edilmiş bir Bos-tancıbaşı Defterindeki kayde göre bu meşhur yalı geçen asır başlarında en az yüzelli yıllık bir bina olarak duruyordu.

FINDIKLI HAMAMI — Fındıklıda, Tophaneden Kabataşa giden ana cadde üzerinde Fındıklı Camiinin yanında ve sağ tarafında îstanbulun Mimar Sinan yapısı en şirin ve pek güzel çifte hamamlarından biri; 1958de "îmar" adı verilen ve îstanbulun üstünden geçen müd-hiş yıkım fırtınasında san'at eserine ve tarihe omuz silken cehlin kör kazması ile yıktırılmış ve yeri yeşil saha olmuşdur. "Molla Celebi Hamamı", "Molla Hamamı" isimleri ile de anılırdı; yanındaki büyük cami ile birlikde Anadolu Ka-dıaskerliğine kadar yükselmiş Mehmed Vüsûlî Efendi tarafından yaptırılmışdır. Evliya Çelebi Fındıklıdan bahsederken bu hamamın kopuşu üzerindeki kitabenin tarih beytini şöyle kaydediyor:



Görenler ol makaarm dilküşânm didi târihîn "Lebi deryâde seyran eyle hamamım monlanm"

963 (M. 1565 -1566)

Bu tarih ile Tahsin özün Fındıklı Camiin inşa tarihi olarak kaydettiği 1589 arasında 23 yıllık bir fark vardır ki az değildir.

Küçükçelebizâde İsmail Âsim Efendi, Râ-şid Tarihinin altıncı cildi itibâr edilegelmiş. tarihinde hicrî 1137 yılı vak'aları arasında 18 sefer pazar gecesi gece yarısına yakın (6 kasım 1725) Fındıklı Çarşısında çıkan bir yangında Molla Hamamının câmekân kısmının yandığını kaydediyor.

Hicrî 1147 (M. 1734) tarihli hamam müstahdemleri sicil defterinde (B.: Arnavud Del-lâkla, cild 2, sayfa 1038) Molla Hamamında erkekler kısmında dellâk, natır ve külhancı 14 nefer uşak bulunduğu kayıdlıdır ki hayli işlek hamam olduğu anlaşılır; isimler şunlardır:

Sernöbet dellâk topçu neferi kara sakallı Elbesanh arnavud Süleyman bin Osman, dellâk kara sakalh Elbesanh arnavud Yusuf bin Mehmed, dellâk karabıyıklı gözü alilce Elbesanh arnavud ibrahim bin Hasan, dellâk ihtiyar pir Arnavud belgradlı Hüseyin bin Mehmed, dellâk uzun boylu karabıyıklıca Arnavudbelgradh Süleyman bin Mehmed, dellâk ince kumral bıyıklı Ohrili arnavud Osman bin Halil, dellâk kabaca kara, bıyıklı Göriceli arnavud Hasan bin Mehmed, dellâk ihtiyar Simavlı Veli Mustafa, dellâk topçu neferi kumral sakallı Fındıklın Mustafa bin Halil, kafesti natır kumral bıyıklı Opadlı arnavud Hüseyin Ali, natır kumral kaba bıyıklı Arnavudbelgradh Mustafa bin ibrahim, natır kabaca bıyıklı Arnavudbelgradh Musa bin Halil, natır köse bıyıklı Göriceli arnavud Hasan bin Hüseyin, külhancı zimmî Avanis; 5 nefer ham-mallar (B.: Külhan Beyleri).

FINDIKLI İSKELESİ KAYIKLABI (Bu-harh şeMr hatları vapııruîanntlaîi önce) — Hicrî 1216 (M. 1801-1802) yılında tanzim edilmiş kayıkçı esnafı sicil ve kefalet defterindeki kayde göre, buharlı şehir hatları vapurlarının bulunmadığı ve istanbul sulannda günlük sey-rü seferin yalnız kayıklarla yapıldığı o devirde liman ağzında yanyana sıralanmış Salıpazarı, Fındıklı ve Kabataş iskelelerinde kayıdlı 116 kayık ile 187 kayıkçı vardır. Bunlardan 54 kayık gediği topçu naf erlerine 62 gedik de şâir ka-

yıkçı esnafına tahsis edümişdir. Topçu kayıklarında 106 nefer, diğer kayıklarda da 81 nefer Jkayıkcı işlemektedir. (B.: Kayık, Kayıkçı).

FINDIKLI KAYIK YARIŞI — Tarih kaynaklarımıza geçmiş ilk kayık yarışlarmdandır; XVII. Yüzyılın ikinci yarısında Dördüncü Sultan Mehmed zamanında tertib edilmişdi, asrın müverrihlerinden Fındıklın Silâhdar Mehmed Ağa kendi adına nisbetle anılan vekaayinâmesi-ne şöylece kaydetmişdir: "1092 senesi cemâzi-yelâhirinin 19 uncu pazartesi günü 6 temmuz 1681 pâdişâh Fındıklıda Gümrükemini yalısına geldi, sadırâzam Merzifonlu Mustafa Paşayı da davet etti. Kayık koşusu için bir gün evvelinden tenbih edilmişdi, koşuya katılacak kayıklar Kadıköyünde amade olup işaret olunduğu gibi birden hareket ettiler. Cümleden evvel şehzade Sultan Mustafanın (istikbâlin ikinci Sultan Mustafası) kayığı geldi, kayığa diba ve kumaş asıp hamlacıbaşısına gümrükden yevmî 30 akçe ulufe verildi, kürekcilerini de ihsanlar ile mesrur ettiler, şâir kayıklara da pâdişâh tarafından onbeşer kuruş verildi..". Yarışın kaçar çifte kayıklar arasında yapıldığı, kayıkların Kadıkö-yünden Fındıklıya ne kadar zamanda geldiği yazılmamış olmakla beraber spor tarihimiz için kıymetli bir kayıttır.

Bibi.: Silâhdar Tarihi, I.

FINDIKLI MEZABLIK YOKUŞU — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Beyoğlu Kazasının Galata Nahiyesinin Pürtelaşhasanefendi Mahallesi yollarından; Meclisi Mebusan caddesi ile Ateşpâre Sokağı arasında uzanır (1934 B.Ş.R. Pafta 15/167); dar, bozuk, kabataş döşeli ve merdivenli bir sokakdır, cadde ile olan kavuşağı başında Atlantik İş Hanı (altında Yapı Kredi Bankasının Fındıklı şubesi) bulunmaktadır. Kapu numaraları 1-7 ve 2-16 dır.

Bibi.: H. Eraktan, Not, 1971, mart.

FINDIKLI OETA OKULU — Kabataşda Ömeravni Mahallesinde Beşaret Sokağındadır; üç kademeli merdivenle çıkılır avlu için büyük ve eski kagir 'binası 1882 de İkinci Sultan Ab-dulhamid tarafından Aşiret Mektebi olarak yaptırılmış idi (B.: Aşiret Mektebi Hümâyunu, cild 3, sayfa 1157).

Kabataş Mektebi Sultanisi (Lisesi) bu binada kurulmuş; Gazi Osman Paşa Orta Okulu,



FINDIKLI PAKKI

5754 —

İSTANBUL


ANSİKLOPEDİSİ

5755 —



FINDIKOĞLU (Z. Fahrî)


Beyoğlu Erkek Lisesi olarak kullanılmış ve bu okullar bugünkü binalarına nakledildikden son-, ra 1948 yılında Fındıklı Karma Orta Okulu ol-;muşdur; 1959 yılma kadar karma okul olarak tedrisat yapılmış, bu tarihde de Erkek Orta Okulu olmuşdur. Beyoğlu ve Beşiktaş ilkokulları ve Beyoğlu azınlık ilkokulları mezunları alınır.

1963-1964 ders yılında 1060 öğrenci ve 33 .öğretmen bulunuyordu; 1948den 1963 yılına kadar bu orta okuldan 653 öğrenci diploma al-mışdır.



Hakkı GÖKTÜRK

FINDIKLI PARKI CİNAYETİ — Günlük gazetelere bu isimle geçmiş olan kanlı vak'a JL6 şubat 1967 de lapa lapa yağan karlı bir akşam üzeri ortalık karardıkdan sonra işlenmiş bir aşk cinayetidir; Kabataşda Egemen Handa Yapı ve Kredi Bankasının ikramiye bürosunda •çalışan Sezen Neyyir adında 21 yaşında güzel bir kız, Fatih itfaiye Grupu efradından birinin oğlu olan sevgilisi 19 yaşında radyo reklâmcısı İrfan Altınkaynak tarafından 16 bıçak darbesi ile öldürülmüş; güzel kızın cesedi karla örtülürken kaatil delikanlı da hemen soyunarak intihar kasdi ile kendisini denize atmış ise de buzlu suda işlediği cinayetle bozulmuş aklı muvâzenesi yerine gelmiş, yüzerek sahile çıkmış ve çıplak haliyle bir taksiye binerek Emniyet Müdürlüğüne giderek teslim olmuşdur. Kriminologların ve dolayısı ile vâzü kaanumın üzerinde durması gereken vak'alardandır. Cinayet yeri Fındıklı Parkı, Fındıklı Camimin yanında 1958 de yıktırılmış Fındıklı Hamamının yeri olan yeşil sahadır.



Bürhaneddin OLKER

FINDIKLI VOLİ YERİ — Boğaziçi balıkçılarının eski geleneklerine göre Fındıklı Camiinin önünde olan bu voli yerinde, yüzde altı aidat ile Beşiktaş, Fındıklı, Sarıyer, Büyükdere .ve Rumelikavağı kancabaş ıgrıb ve manyat kayıkları tarafından balık avlanır, şâir kayıklar \ancak onlar olmadığı zaman balık tutabilir.

Fındıklıda Aralık iskele önündeki voli yeri de bu cami önü voli uerine bağlıdır, geleneği de aynıdır. .

Kaı-akİK DEVECİYAN

FINDIKLI YANGINLARI — İstanbulun hemen her semtinde olduğu gibi Fındıklı da kendi içinden çıkan ateş âfetleri görmüşdür; tarih kaynaklarımızda tesbit edilmiş yangınlar şunlardır:

10 Muharrem 1136 (M. 10 Ekim 1723) Yangını - Ateş bir salı gecesi gece yansından sonra Mollaçelebi Camii (Fındıklı Camii) yanında Tophane Mahkemesi kâtiblerinden Mustafa Efendi adındaki kimsenin evinden çıkdı, etrafa sirayetle bir kaç ev ve dükkân ve yalı boyunda sadâret kâhyası Ali Ağanın sâhilsa-rayı yandı.

18 Safer 1137 (M. 6 kasım 1725) Yangım -Ateş bir pazar gecesi Mollaçelebi camiinin yanında bir evden çıkdı, Fındıklı Çarşısı ve Mollaçelebi Hamamının (B.: Fındıklı Hamamı) câ-mekân kısmı yandı.

5 rebîüİâhir 1143 (M. 18 ekim 1730) Yangını - Ateş gece Fındıklıda Çubukçu Limanında bir dükkândan çıkdı ve pek çok ev ve dükkân yandı, "Fındıklı ehâlisinin derunlan tâbi nâri ızdırâb ile mânendi külhen fürûzan oldu..".

21 nisan 1302 (M. 3 mayıs 1886) Yangını -Ateş Fındıklıda Mollabayırmda çıktı, 11 ev

yandı.

24 mayıs 1318 (M. 7 haziran 1902) Yangını - 37 bina yandı.



30 temmuz 1321 (M. 12 ağustos 1905) Yangım - 20 bina yandı.

Bibi.: Küçükçelebizâde Tarihi; Mecellei Umûri Belediye.

FINDIKLI YOKUŞU — 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Beyoğlu kazasının Galata Nahiyesinin Pürtelaşhasanefendi Mahallesi yollarından; Necatibey Caddesi ile Özoğlu Sokağı ,arasmda uzanır; Necatibey Caddesi üzerindeki başı, Tophane tarafından gelindiğine göre sol kolda, Sosyal Sigortalar Hanı yanındadır, 45 beton basamaklı bir yol olarak başlar, sonra iki kola ayrılır. Soldaki kolu ahşab ve kagir evler arasından geçen bir çıkmaz sokakdır; sağ tarafdaki kol Sosyal Sigortalar Hanı arkasından geçen 150 basamaklı bir sokak hâlinde Cihangir Camiinin bulunduğu Özoğlu Sokağına kavuşur. (1934 B.Ş.R. Pafta 15/167).

Bu sokak üzerinde îstanbulun eski ahşab evlerinden birkaç güzel örneği vardır ki son zamanlarını yaşadıkları hüzünle görülür, yerlerini

soğuk beton apartımanlara terkedeceklerdir. Kapu numaralan 1-29 ve 2-18dir. Sokak bakımsızdır. 1957 de yıkdırdmış olan Süehylbey Camii ile altındaki güzel bir çeşme bu sokağın Necatibey Caddesi olan kavuşağı başında idi.

Bibi.: H. Eraktan, Not, 1971 mart.

FINDIK MEHMED PAŞA VERGİSİ — İkinci Viyana Muhasarası Bozgunundan sonraki felâketli devir içinde, hicrî 1099 (1688) yılı vak'alanndandır; Dördüncü Sultan Mehmed ,tahtdan indirilmiş, yeni pâdişâh Üçüncü Sultan Süleyman (I. Süleyman, Emir Süleyman; II. Süleyman, Kanuni Süleyman) cebhelere biraz daha yakın bulunmak için Edirnede idi. Hazinede para yokdu, sadırazam Tekirdağlı Bekri Mustafa Paşa ne yapacağını bilemiyordu. Başdefter-dar Fındık Mehmed Paşa, bütün Türkiyede ev başına yıllık fevkalâde bir vergi alınmasını teklif etti, "Evvelâ para istersek verilmez, önce ev başına bir gönüllü asker isteyelim, sonra askeri paraya çeviririz" dedi. Divanda uygun görüldü, vergi toplamaya İstanbuldan başlanacakdı ev başına istenecek gönüllüler için de şu şartlar koşuldu: "Tuvana bir gene olacak; arkasında zırhı, başında miğferi, belinde kılıcı, çifte çakmaklı tüfeği, elinde mızrağı ve altında da bir •küheylan olacakdı". îstanbulda isadâret kaymakamı bu yolda bir ferman gönderildi, o da İstanbul kadısı ile birlikde şehrin ayan ve eşrafım, bütün mahalle imamlanm, esnaf kâhyaları 'ile yiğitbaşdannı davet ettiler, büyük bir meclis kuruldu, önce ferman sonra da şeyhülislâ-,mın fetvası okundu. Meclise gelenler:

— Din ve devlet uğruna imdad ederiz, ev


başına bir gönüllü bulur yollarız., dediler.

Bu sefer gönüllülerde aranan şartlar söylendi. Meclisde İstanbul halkını temsil edenler1:

— Bu kıyâfetde adamları bulamayız!., de
diler.

Edirneye yazıldı, gelen cevabda: "Biz aradığımız adanılan buluruz., onlar ev başına 300 kuruş versinler.." deniliyordu. Meclis yine top-,landı. Ev başına 300 kuruş çok bulundu:

/ — Veremeyiz!., dediler.

O sırada Belgrad düşman eline geçmişdi. Edirneden sureti mahsusada gönderilmiş hassa silâhşorlanndan Küçük Hasan ağa bir nutuk söyledi:

— Belgrad halkı imanlannı paraya değiş-diler, hem imandan hem maldan, hem candan hem ehil ve iyallerinin namusundan ve hem de memleketlerinden oldular., siz de mi bunu istersiniz!., dedi.

Ortada sadece ferman değil, bir de bu verginin verilmesinin meşrutiyeti üzerinde fetva vardı.

; Boyunlar büküldü, düşünüldü, "Bir seneye mahsus verelim.." denildi. Hemen o gün ilk olacak Ayasofya Mahallesinden bir kese akçe kaymakam paşaya teslim edildi.

İstanbul halkı bu vergiye "Fındık Mehmed

Paşa Vergisi" adını verdi ve kısa zamanda İs-

itanbul ve diğer şehirlerden 40,000 keseden faz-

Ja para toplandı. Müverrih Fındıklık Mehmed

Ağa: "Halkın ciğerini sökdüîer, fakat göz yaşı

olduğu için bir işe yaramadı, yiyen yidi, alan

gitti.." diyor.

Bibi.: Silâhdar Tarihi, cild II.

FINDIKOĞLU Emin — Seçkin ilim adamı Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlunun oğlu; aşağıdaki satırları "Ses Sanatçılar Ansiklopedisi" nden alıyoruz: "Batı müziği sanatçısı; piyano çalar, aranjman yapar; 1940da İstanbulda doğdu, Şişli Terakki ve Sen Jozef liselerinde okudu, müzik tahsili için 1958 de Amerikaya gitti, orada Gevlee School of Music de okudu, Bostonda uzun süre müzik çalışmaları yapdı ve sanat hayatına Bostanda atıldı. 1966 da yurda dönen sanatçı kendi adına bir orkestra kurdu, fakat bir müddet sonra orkestrasını dağıtarak aranjmanla uğraşmaya başladı; Durul Gencenin, Ajda Pekkan'ın ve Hümeyrâ'nın (B.: Gence Durul; Pekkan, Azda; Hümeyrâ) plaklannı aranje ediyor idi" (1970).

FÎNDIKOĞLU (Ziâyeddin Fahri) — Sosyolog, geniş ansiklopedik bilgi sahibi ilim adamı, ünlü yazar, İstanbul Üniversitesinin İktisad Fakültesinde sosyoloji kürsüsü Ord. Profesörü; 1902 de Erzurumda Tortum kasabasında doğdu Hâlid Fahri Efendi adında aydın bir zâtin oğludur, annesinin adı Faunadır.

İlk tahsilini, babasının memuriyetle bulunduğu Hakkâride bir ibtidâi mektebinde yapdı, sonra Malatya İdadisinde (1916), Kayseri Sultanisinde (1917) ve İstanbulda Gelenbevi Sultanisinde (1918) okudu, 1922de İstanbuLda



[L

"V



Yüklə 5,06 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   76




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin